Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 1106

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.382 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #11051
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ilk kez korkuyorum bu kadar
Korkum onu kaybetmek...
Sponsorlu Bağlantılar
Ayrilma noktasina gelmistik
Sevdicegim yürekle...

Onsuz nefes
Alamayislarimin ruhuma indirdigi
Acimasiz darbeler..
Hicrana bürünmüs yüregim
Kirik cam parcalarina
Ayrilmis gecmis...

O benim hayatimin anlami
O var oluşumun gizli sebebi
O damarimda dolasan benligim
O ekmegim, asim...

Her seye ama her seye
Hazir olmaliydim.
İcime yerlesen tarifsiz sikintilarin
Mutlak nedenleri vardi...

Artik cigerimden bir seyler sokülmüstü
Sanki diyordu icimdeki ses
Sanki o baskalarına ait artik
0 bir baska kollarda
Bir baska sevgilinin saclarinda
Ariyor mutlulugunu.

Aslinda aradigi gercek bendim ama
O kaybetmeden bunu goremezdi.

Uzandi ellerim telefona uzanmasina da
Onu ararken icimin titreyislerini
Animsadim birden ve
Civi kestim bir anda...


Agliyarak aradim onu
Sakladim gozyaslarimi.
Alo deyisleri bile oylesine farkiydi ki...

Iste o anladim ki ben yokum
Dünyasinda
Ben yokum sevda alemlerinin bas kosesinde
Beni sevmedigini sandigi düsünceleriyle
Kalmasını saglamak icin
Elveda dedim onsuzluga


Aslinda bensizliğe....

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #11052
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Taş Basıp Yüreğine
Bakabilir misin açık kalmış gözlerime
Sponsorlu Bağlantılar
Gözlerimin kenarında iki damla yaş
Dudaklarımınsa kan..
Gözlerim seyrederken gözbebeklerindeki acıyı
Şaşkınlığı ve korkaklığını ruhunun derinlerinden gelen
Bense uçurtmamın kuyruğuna bağlanmış ruhum
Uçurtmamı uçurmam gereken göklerde, ruhumu uçuruyorum.

Yaptıkların ve yapmadıkların
Söylediklerin ve sessiz kaldıkların
Mahkum etse de beni,
Hep o küçük çocuk olarak kalmaya.
Senin yaşadığın benimse yaşayamadığım çocukluğum
Uçurtmamın kuyruğunda

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #11053
kambis - avatarı
Ziyaretçi

Seni Sevdim

Güzelliğin için değil,
Çünkü ben seni hiç görmedim...

Ellerimi tutmanı değil,
Çünkü ben sana hiç dokunmadım...

Gözlerine bakmayı değil,
Çünkü ben onlara hiç dalmadım...

Ben senin beni sevmeni sevdim...
Yüreğinde bana yer vermeni sevdim...

Ağladığımda uzaktan tesellilerini sevdim...
Benim seni sevmemi sevdim...

Sessizlikte kalp atışlarını sevdim...
Damarlarımda kan yerine dolasmanı sevdim...

Düslerde benim olmanı, senin olmamı sevdim...
Gönülden sana bağlandığımı sevdim...

Gündüz ışığım, gece karanlığım olmanı sevdim...
Alınyazım, kaderim, herşeyim olmanı sevdim...
Gözyaşım, kederim, hüznüm olmanı sevdim...
Tebessümlerimin, gülmelerimin,
Mutluluğumun sebebi olmanı sevdim...

Söylediğin sözleri değil,
Onları bana söylemeni sevdim...

Ben başlı başına seni
Sen olduğun için sevdim...

Benliğini, duygularını, hislerini sevdim...
Sevgimi anlatmaya kelime bulamadığımı sevdim...

Ve ben seni sevdim...

**AyŞe**
firstlady - avatarı
firstlady
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #11054
firstlady - avatarı
Ziyaretçi
Hani Bir An Gelir...


Hani bir ân gelir... Ve söylenmez sözler söylenir olur!
.....
Hani bir ân gelir...
Mutluluk pembe bir ipek mendil gibi savrulur loş odada!
.....
Hani bir ân gelir...
Bir ân gelir...
Hani bir göz bir göze gelir.

Hani, öyle bir ân gelir ki;
En “gelinmez” yollarla en “varılmaz” yolların, senle ben arasındaki yarda boyun büktüğünü görürsün...
Bu yar; iki yâr arasıdır! ..
Her yar iki yâr arasıdır! ..
Ve üstelik;
Yaralar yara benzer,
Her yar yaraya benzer!
Yar başında duruşum;
Yâre nâraya benzer! ...

Halbuki gök yerin...
Halbuki gök yarın...
Halbuki gök yârin içindedir bu mesafelerde! ..
.....
Veya gök, mavi bir hançer gibi dalıvermiştir de toprağın içine; şimdi toprak, kendi içindeki kocca bir yarayı yâr bilmiş... Kendini parçalayan kooskoca bir yar başına türbedar olmuştur! ! !

Halbuki hep...
Hep iki yârdır;
Bir yar başında duran...
.....
Her yar, yâri gördüğüm rüyadır! ..

Yolun biri gözlerinden başlaar senden içeri gider; diğeri gözlerimden, benden içeri...
Bir yar oluşur her yârin arasında kalan boşlukta! ..
Ben, yarın bir duvarı olup sana bakarım bu yandan... Sen yarın bir duvarı olur, o yandan bana bakarsın! ..
Ve en derinimden gelip en derinine gidebilecek olan yol ile, en derininden çıkıp en derinime inebilecek olan gökkuşağı “bakışlarımızda” kopar! ..
Biz, sarılmadıkça...
.....
Yarlar kaldıkça yârlar arasında! ..

Hani bir ân gelir...
Ve söylenmez sözler söylenir olur!
.....
Hani bir ân gelir...
Mutluluk pembe bir ipek mendil gibi savrulur loş odada!
.....
Hani bir ân gelir...
Bir ân gelir...
Hani bir göz bir göze gelir...
Hani bir ân gelir...
Bir ân...
Bakışlar düğümlenir;
Bütün yarlar silinir,
Sıra söylenmezlere gelir...

Muammer Erkul

recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #11055
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
Canım İstanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

1963
Necip Fazıl Kısakürek
the_pretty - avatarı
the_pretty
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #11056
the_pretty - avatarı
Ziyaretçi
AŞK BUDUR

Uzaklardan teninin kokusu
Nisan yağmurları getirir buralara
Yağmurla gelir hasretin
Koklamaya doyamadığım meleğim
Seni her gece içime çekişim
Dudaklarımı dudaklarınla birleştirmişim
Öpmeye koklamaya doyamadağım
Canımın içi herşeyim
İçimde bir sen ve bir sen
Ve bir tane daha sen
Ömrümün sonuna dek de takip edecek
Kulaklarımda eski bir melodi
Ensemde sıcak bir nefes
Her nefesimde içime dolacak
Ve yollarımda bir ışık olacak,
Kalbimle her gün daha da hızla çarpacak
Bir sen.
Bir sen
Ve bir de ben olacağız buralarda.
Sonsuza dek
Hayatımda bir cümleyi güzel
yazabiliyorum
Onüç harften oluşuyormuş ilk defa saydım
Seni Seviyorum
İşte aşk budur sevgilim...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #11057
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ŞEHRİN SONU

Elbet bir yağmura rastlar ellerim,
Yüreğim hiç yazılmamış bir şiire;
Kalemime bulaşan kan kurumadan,
İçimde büyüyen bu ıssız intihar
Karışmadan önce,
Ölümsüz harflerden kurulmuş o iki heceyeSeni acıtmasın diye topladığım harflerden
Yapabildiğim tek kelimeye
Kan bulaştı
Kan bulaştı göğsümde hışırdayan tek şiire.
Gömleğime sinmiş bu zindan kokusu
Sırtımda asılı kalmış aciz iftira
Tenime musallat olan ateş
Ellerime bulaşan bu kan da ne?
Ne söylesem şaibeli bir itiraf hükmünde,
Ne sussam küflü bir zindan kokusu sesimde.
Bir rüya bul artık tabir etmekten usandığın,
Ya da beni usulca çıkar bu hikayeden.
Genzimdeki bu yabancı sesi söyletme.
Hiç söylenmemiş bir söz fısılda da kalbime;
Tenime musallat ol!
an ateşi elleme.
Söyle bana artık bu şehrin sonu nerede?
Ben avucumda yağmurlar,
Bu şehrin sonunu arıyorum.
Susuyor insanlar
Ben su/suyorum.
Ağaçlar ağlıyor geçtiğim caddelerde
Çocuklar aniden büyüyorlar
Anneler şaşkın sabahı bekliyorlar
Aldırış etmeden geçiyorum
Şehrin sonunu bulmaya
Geçiyorum tek başıma uzun bir nehri
Saçlarımda rüzgar
Geçtiğim her yerde zindan kokusu
Sabah oluyor
Ve hala şaşkın anneler
Aniden ölüyorlar sokaklarda çocuklar
Oysa her kabus uyanıncaya kadar demişlerdi
Gece hiç bitmiyor
Geçiyorum gömleğimde zindan kokusu
Orada aşktan ölenler karşılıyorlar beni
Alınlarında aşk izleri
Gömleğimdeki kokudan
Sırtıma bulaşan yırtılmış iftiradan
Tenime musallat olan ateş!
ten tanıyorlar beni
Bir yağmur çağırıyorum gökyüzünden
Gece bitmeden
Toprak kokusu var şimdi
Yağmurun ıslattığı sesimde
Biliyorum
Artık hiç kimse anlamayacak
Gidişimin taşıdığı hikmeti.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #11058
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bilirim,
hasret okşar saçlarını
ellerimin yerine...
isyanların yazılır her gece
yüreğimin tenhalarına...
ten kulağı ile değil,
can kulağı ilebeklersin çağrılarımı
yusuf'un kuyularında...

bilirsin,
ömrüm bahr-ı zulmetlerde
kederler yüzdüren züleyha...
sevinçlerden kovulmuş
vuslat meclislerinde
adı silinmiş dilara...

bekleme ey yar!..
aşılmaz surla örülü yollarımda...
bir buse kondurup
göm seherlerin bağrına avazımı
say ki bir düştü bu sevda...
recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #11059
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
Acı Ayrılık

Çalıyor zilim, alacaklım kapıda,
Açmıyorum, çünkü alacak seni benden.
Sen de biliyorsun, kapımı çalan delicesine,
Adını duydukça delirdiğim, acı ayrılık...

Ben gitsin diye beklerken,
O daha da yaklaşıyor bana.
Ve hazırlanıyor tüm engelleri yıkmaya,
Adını duydukça delirdiğim acı ayrılık...

Ayrılacağımı düşündükçe senden,
Kaynar sular boşalıyor bedenime.
Ağlıyorum gözlerimden kan gelene dek,
Ve gitmesi için yalvarıyorum ayrılığa,
Ama anlayışlı değil ayrılık, senin gibi...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Ekim 2006       Mesaj #11060
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Söyle söyle yalvarırım
Bir söz söyle anlarım
Dokunsalar ağlayacak gibi
Gözlerin dolu dolu
Yalan mı söylüyorum
Sende bir şey var biliyorum
Vazgeçmiş gibi bakıyor
Gözlerin bana bana
Bir dilek tutuk seninle
Hiç ayrılmak yok diye
Bir yıldız düştü o gecede
Seninle ikimize
Belli bu halinden
Kararlısın gideceksin
Korkmuyorum görüyorum
Kör değilim git be insafsız
Sen gittikten sonra kararlıyım
Sevmek mi asla bir daha
Sevmeyeceğim
Ölürcesine sevdim de ne oldu?

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya