Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 1150

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.433.694 Cevap: 12.492
busemcc - avatarı
busemcc
Ziyaretçi
9 Kasım 2006       Mesaj #11491
busemcc - avatarı
Ziyaretçi
şiirler güzel...
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #11492
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Zorla Hatırlayacaksın!

Sponsorlu Bağlantılar

Şimdi burdan gidiyorum
Geriye kalan bir yığın boş söz var
Zehir gibi çekmişim içime sigarayı
Oynadığım sokaklar
Kavgalarda yediğim yumrukların
Acısına aldırmadan
Şimdi burdan gidiyorum
Kahve gözlerine bakmadan bir daha
Bir daha yıkılmadan
Bir daha vurulmadan alnımdan
Vefasızlığına ve acımasızlığına bir daha ağlamadan
Hiç arkama bakmadan kapıları çarpmadan
Silmeden yazdıklarımı
Ve yazdıkarımdan utanmadan
Yaşadığımdan utanmadan
Şimdi burdan gidiyorum
Ve sevdiğimizi bir çiçeği sever gibi sevmesini bellettiği
O yakışıklı yüreğimi de götürüyorum
Bir de senin o zehir zemberek kahve gözlerini
Şimdi burdan gidiyorum
Bir sen bilirsin işte
Hani çok sıcaktı
Hani sadece ben üşüyordum o sıcakta
Hani sadece benim ağzım kurumuştu oysa heyecandan...
Ve bütün söyleyeceklerimi bir anda unutmuştum
Belkide yutmuştum
İlk orda kopararak o kahve gözlerini
Edemediğim iki kelime var ya
Bir de onu götürüyorum
Zorla hatırlayacaksın!
İkibinaltı, Agustos...
Ben varım ama sözler yok
Oysa gözler yalan söylemez
Bunu sende bilirdin
Ne yazıkki yalan söyledin...

Yani bendim işte o köşedeki çocuk
Bendim yorgan altı ağlayan
Biliyorum bu aşk benim gizli bahçemdi
Daha önce kimse girmemişti
Tarifide zor oldu işte
Belkide sadece yaşayan bilir ve yaşayan bilecek

Şimdi burdan gidiyorum
Kahve gözlerine bakmadan bir daha
Bir daha yıkılmadan
Bir daha vurulmadan alnımdan
Vefasızlığına ve acımasızlığına bir daha ağlamadan
Hiç arkama bakmadan kapıları çarpmadan
Silmeden yazdıklarımı
Ve yazdıkarımdan utanmadan
Yaşadığımdan utanmadan
Biliyorum bir melek getirdi kanadının birinde bana bu aşkı
Kimse bir şey söylemesin artık
Hiçbirseye hiçbir kimsenin eli değmesin
Hiçbir şey kirlenmesin
Sakın ha!
Kimse bu aşkı anılarının tozlu raflarında bulundurmasın...
Zorla hatılayacaksın!
İkibinaltı Agustos
Birde yirmisekiz
Bu aşk bir yağmurdu
Ve o yağmurlar benden başka sana deymedi...
Sen bu sözlerime bir mendile koy artık
Ve bir şafakta rüzgara kat
Küllerimle birlikte...

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #11493
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sen bahçene bakarsan
O bahçede gül olur
Sen gülleri sevmesen
O güller diken olur

Sevgiyle atılan tohum
Kocaman ağaç olur
Sevgi sevgiyi süsler
Sevgisiz aşk yok olur

Sen insanları seversen
İnsanlar sana dost olur
Sen insanlık bilmezsen
Dostların düşman olur

Sen devleti soyarsan
Malın mülkün çok olur
Onda yetim hakkı vardır
Bir bakmışsın yok olur.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #11494
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tutsak Dizeler
/Dilektir /

Yaymadan ahtapot kollarını şehire
Gündüzleri içine sindiremeyen gece,
Hiç değilse erken saatlerinde bu akşamın,
Sıfır noktasında yaşamın,
El uzatmamışken henüz şişelere ve şiire
Acıları biraz unutsak.

/ umuda taleptir /

Bir dağ yüzünü yıkasa ırmakta,
Kıyıları bin kere daha öpse deniz,
Martılara dönüşse aksaçlı bulutlar,
sen geçsen rast bir şarkının içinden,
Tadına varsak sevinçten ağlamanın..

Sürgün verse umutlar,
Soyunup benliklerimizden
Biz olsak..

/ ara nağmedir /

Düşe düşmektir, şiir; gülüm.
Ve alçak gönüllü bir ustadır, ölüm.

/ yüzleşmedir /

Herkes kendi çemberinde tutsak bu akşam
Anıların raksında gözlerim,
Sevişmenin slaytında cenin..

dudağımda takılı son hecenin,
Cümlesinde sevdam tutsak..
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #11495
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Önce hiçlik doğar,
Ansızın iki çocuk doğurur,
Gece ve dipsiz derinlik

Evren;
Yalnızlık ve boşluk,
Sessizlik, sonsuzluk olarak kalmış.

Sevgi;
Karanlık ve ölümden doğmuş,
Işık ve Işığın arkadaşı
Günü yaratmış.
Yeryüzü yaratılmış.
Yeryüzü;
Ana ile gökyüzünü yaratmış

Anlaşılan;
Sevgi ve Işık,
Birlikte doğmuşlar yeryüzüne
Sevişmişler
Çocukları olmuş işte.
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #11496
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
Ne keyifle okuduğum şiirler ezberimde, ne de bağıra çağıra
söylediğim şarkıların sözleri.
Dalgın gözlerle yürüdüğüm caddelerde kayboluyorum...
Sonsuz bir inatla sarıldığım radyodan gelen o harika
melodilerin de tadı yok?
Peki ya o yağmurda iliklerime kadar ıslanmalarımı kim çaldı benden? Bilmiyorum..!!
Susuyorum artık... Sustukça susuyorum. Sustukça, üzerime
gelen insanlardan kurtarmak için ruhumu, suskunluğuma sarılıyorum.
Ama yine de saplanıyor yüreğime bazı kelimeler.
Bazıları da acıtıyor üstelik…
Sessiz geceler benim için sığınılan bir liman sanki.
Kendimi bulup bulup
kaybettiğim karanlıkta, şöyle bir uğradığım kelime hazinem
de bir anlam ifade
etmiyor. Düşünüyorum da bu güne kadar hep; gibi yazmışım,
gibi okumuşum, gibi söylemişim ve en önemlisi; gibi sevmişim...
Elbette hiçbir şey, ben ol deyince olmaz. Bunu biliyorum
ama zaman da geçiyor hızla.
Tükenmez sandığım bütün sözler bitiyor ve ben de yavaş yavaş tükeniyorum...
Onca yıldan sonra; hayata dair ne kaldı ki elimde?
Kocaman bir hiç!
Öyleyse neden bunca çaba, neye bunca isyan…
Öyle anlamsız ki yaşadığım hayat.
Her şey az sonra gerçekleşecekmiş gibi duruyor,
elimi uzatıyorum tutmak için, kayboluyor.
Benim dışımda kopuyor bütün kıyametler
ve ben kendime uyan bir kıyamet beğenmiyorum…
Kalbime bir kurşun sıkacak gönüllü katilimi arıyorum ya da
yüreğime su serpecek elin sahibini...
Toprağa ateşi düşürecek, denizi yakamozlarla süsleyecek sesin sahibini…
Artık basit şeyler bekliyorum yaşamdan.
Örneğin, kimselerin bilmediği sırlarım olmalı ölürken...
Kimselerin gitmediği sokaklarım olmalı...
İçimi kanatan özlemlerle yaşlanıp, sonra da sessizce gitmeliyim bu dünyadan.
İşte yine susuyorum; siyah bir geceye dönüyor her anım ve
okuduğum her şiir kanatıyor yaralarımı.
İçimdeki çocuk ölüyor...
Yalancı gülümseyişlerle beni ciddiyete çağıran insanları da önemsemiyorum. Elimden kayıp gidenlerden korkmadığımı bilmiyor ki hiç biri.




forestzm1
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #11497
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ne garip,
Ben sevgiden söz ediyorum.
Sen paradan.
Ben "seviyorum" diyorum.
Sen "param yok" diyorsun.
Ben seni istiyorum
Sen dünyayı……

Ne garip,
"Anlat bana sevgiyi" diyorsun.
Nasıl anlatayım?
Sevgi anlatılır mı ki?
Yaşanır! Sevgi yaşanır.
Kelimeler bilmez sevgiyi
Saçlarında dolaşan parmaklarım bilir,
Dudaklarında solan dudaklarım bilir.
Gözlerimin ucunda damladır sevgi
Sadece yaşanır, anlatılmaz ki.
Para,pul,servetin ne faydası var?
Parayla sevgi alınamaz ki.

Ne garip,
"Sevgiyi anlat bana" diyorsun.
Bunca zaman anlamadıysan……
Ne anlatayım ben sana?

Uzat ellerini tutmak istiyorsan
Karlı tepelere uzan.
Gökteki yıldızlara uzan.
Kanat çırp sevdalı kuşlara yetiş
Arı ol, kelebek ol, çiçeklerle seviş.
Fırtına ol, kasırga ol
Azgın dalgalarla boğuş.
Karanlık gece ol sonsuzluğa
Ecelle gökyüzünde buluş.
Daha ne anlatayım sana canım.
Daha ne anlatayım?
Sevgi anlatılmaz ki.
Yaşanır! Sadece yaşanır.
Yaşanan her yerde sevgi dolaşır.
iraLoS - avatarı
iraLoS
Kayıtlı Üye
10 Kasım 2006       Mesaj #11498
iraLoS - avatarı
Kayıtlı Üye
SEN YOKSUN

sen yoksun
deniz yok
yıldızlar arkadaşım
ya bu gece harika bir şeyler olsun
yahut bir bomba gibi
infilak edecek başım

ağzımda eski mısralar uzanıp kalmışım
istanbul minareler odamda gibi
gökyüzü temiz ve parlak
işte kolkola girmiş en mesut günlerimiz
muhalif bir rüzgar karşı sahilden

fosforlu ışıklarıyla gökyüzü bir deniz
havada kanat sesleri
ve çılgın kokular

deniz yok
yıldızlar uzaklaşıyor
ben yine yalnız kalıyorum
istanbul minareler kaybolmuş
sen yoksun
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #11499
arwen - avatarı
Ziyaretçi
sevgi zindanına koydular beni,
gözlerim, gözünü görmüyor Nazlım,
bir bilsen nasıl özledim seni,
gardiyan resmini vermiyor Nazlım.

burada tek dostum soğuk demirler,
taş gibi can yakar, ağır emirler,
uzak sahillerden geçer gemiler,
özgürlük gemisi geçmiyor Nazlım.

hasretin, kalbimde sönmeyen bir kor,
bir bilsen, zindan sensizlik çok zor,
ağlama, gurbeti yine hayra yor,
zindanda, pek hayır etmiyor Nazlım.

daha sağ mı, annem bekler mi beni?
burada, kardeşim bildim gölgemi,
zindanda büyüttüm, garip sevgimi,
ölmedim de, zindan bitmiyor Nazlım.
sadece avunmak yetmiyor Nazlım...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Kasım 2006       Mesaj #11500
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Boş kağıt

yaşım daha genç
yani öyle diyorlar
biliyorum, yudumladığım kahve
çektiğim nefes kadar acı değil
ve ciğerlerim değil kanayan

boş birer kağıt tutuşturuyorum ellerine
bocalıyorlar

biri çöpten adam çiziyor
diğeri kağıdı uzun uzun süzüyor
sonra da karalıyorlar

yaşım daha genç
biliyorum
elimde boş bir kağıt
okudukça gülüyorum



Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya