Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 1172

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.427.017 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #11711
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Savrulan Külleri Ömrümüzün

Sponsorlu Bağlantılar
Bir kızın kocaman gözlerinde gördüm
bulutların dağlara sessizce çöküşünü
Çocuksu susuşları gördüm, kırılan sevinci
Ve kalbimi puslu yamaçlardaki pusulara saldım
çobanlar çoktan inmişlerdi ovaya
bense yapayalnız bir ağaçtım doruklarda

Harelenen sularda bir yanık kokusu
ve uzun boyunlu bir kızın gülümseyişi
Işık zamana bağlı zamansa onun
kocaman gözleridir artık
Anladım tarih de yazılmaz
bir aşkın sayfalarına düşmüyorsa gün

Yalnızdım, yapraklarım dökülmüştü bir bir
deryalara savrulup çöllere düşmüştü
Bir duman tütüyor yine hangi kent yandı
hangi sokakta vuruldu sevgilim
Bir demet menekşe bir avuç toprak
burkulan bir yürek miyim hep

Sesimde bir yanma bir kekrelik
uzayıp giden bir çöl yalnızlığı
Gazeteleri okumuyorum başım dönüyor
sulanmamış çiçekler gibi kuruyor her şey
her şey bir yolculuğun hüznünü taşıyor
gidip de gelmemek üzere bütün yüzler

Puslu yamaçlarda bir çakal gölgesi
bir dağ suskunluğu yürüyor kentlere
yenilen biz miyiz yoksa aşklar mı
bir kızın kocaman gözlerinde görüyorum
savrulan küllerini ömrümüzün
Bu kenti ayrılıklar yıkacak birgün biliyorum

Ölümden şikâyeti yok ölüp gidenlerin
ama bir kızın kocaman gözlerinde yangınlar çıkıyor
Acılar dehşetli kinlendiriyor beni
Kabarıp duruyor içimde, kabarıp duran bir okyanus
yurdumu arıyorum batık bir tekne değilim
yurdumu arıyorum kızgın küller ortasında

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #11712
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Severken unutmak istedim kendimi,
Sende sen olup, ben olmaktan vazgeçmek.
Sponsorlu Bağlantılar
Severken unutmak istedim seni,
Bende ben olmanı, sen olmaktan vazgeçmeni.

Zamana hapsettim bizi,
Hep yıllar öncesine,
Şimdi sensiz yaşıyorum...
Seni unuttum.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #11713
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
O Kadar Kara bir Geceydi ki o,
O kadar sensiz O Kadar sessiz.
Görünmez Soğuk diyarlarda,
Güneşi beklemek gibi.

O kadar içten bir uyanıştı ki o,
o kadar serin, o kadar derin.
Üşüten sıcak sabahlarda,
Bahara selam durmuş çiçekler gibi.

Tek uyanışım sensin KARAGÖZLüM !
Yanında Daldığım uyku,
Koynunda gördüğüm Rüya gibi..
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #11714
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sevgiyi Bekleyiş





Aşkımın baharında beni terk ettin
hayatımın en güzel yıllarını yaşadım senle
fakat sen buna aldırmadan beni yalnızlığa ittin
beni sonu olmayan bir yola sürükledin
bense seni sevmekten hiçbir zaman vazgeçmedim
her zaman bir ümidim vardı
her zaman senin geri geleceğin günü bekledim
umudum yavaş yavaş sönmeye başladığında ise
sen o güzel gülüşünle girdin içeri
bir güneş gibi parladın kalbimin derinliklerinde
artık yalnız değilim artık sen varsın aşkımız var.
Ebediyen yanacak bir ateşe atlıyoruz
seninle aşkımızı ölümsüzleştiriyoruz bu sözlerle
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #11715
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İçimdeki karanlık korkutur beni.
Hiçbir ışığın aydınlatamadığını bilirim.
Her şeyin içinde gizlidir aslında.
Varolmanın bedelidir bu karanlık.

Doğmak kadar doğaldır yok olmak.
Nedenini bilemeden yaşarsın ölene kadar.
Görüneni bilir, yaratılanı yaşarsın sadece.
Payına düşeni alır, alamadığına yanarsın.

Duygulardır seni farklı kılan.
Hırsların, ihtiyaçların vardır.
İçindeki karanlık kadar kötüsündür.

Ölene kadar ararsın sana verilmeyeni.
Amacın olmadan dolduramazsın saatlerini.
Aslında dostun da düşmanın da kendinsindir.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #11716
arwen - avatarı
Ziyaretçi
gün gelecek
sevincimi,hüznümü
öfkemi ve sevincimi yazdığım
onca şiirimden sonra
bu şiirle ve bu deftere
geride kalan sevgime
ve senin üstüne nokta koyacağım
hiç aklıma gelmezdi inan bana.

Çünkü,bu şiirlerin sonu ya virgülle
Yada üç noktayla biterdi hep.
Ama son yaşananlardan sonra
Yeter artık!
Buraya kadar.
Bu şiirimde sana ve geride kalan sevgime
Son noktayı koyuyorum.

Yemin ederim unuttum artık seni.
Senin üstüne kimler geldi kimler geçti.
Ama seninle iki küçük kol düğmesi gibiydik.
Birleşmeden yapamazdık seninle.
Ve gerçek olan bir şey vardı ortada
Oda,
O küçük kol düğmelerini
Var gücünle kara toprağa savurduğundur
Bana bu sevgiye bu vakitten sonra
Nokta koymak düştü artık.

Artık yaşananlar bir anıdan ibaret oldu ve,
Ve ben son sözümü söylüyorum.
Seni bir an bile hatırlamayacağıma yemin ediyorum.
Adını anmayacağım artık.

Adına çizgi çektim artık
Ve bu şiire ve de bu sevgiye
Son noktayı koyuyorum.
Elveda ellerin olan ama hiçbir zaman benim olmayan ve
Beni bir kalleş köpek gibi
Sırtımdan vuran eski dost
Elveda.
Elveda bir zamanlar canını verecek kadar seven,
Uğruna her şeyi göze alacak kadar kör olan ben,
Yani ben son kez diyorum ki sana
ELVEDA!

Son kez bu şiirin sonuna ismini yazarak
Ve üstüne kalbime attığın o inanılmaz acı veren
Çizgi gibi bende senin üstüne çizgi çekiyorum
Ve,
Ve seni edebiyete kadar hatırlamamak üzere
Son kez ama son kez,
Mertçe ve delikanlıca
Seni sana bırakarak
Yemin ediyorum sana.
YOKSUN ARTIK HAYATIMDA
YOK…!!!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #11717
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gel Sevdiğim Gel Sev BeniBir garip olmuşum, yaşıyorum,
Çok sevmişim eriyorum,
Dünya dönüyor bitiyorum,
Ölmeden gel sev beni.

Adını anmaktan dilim damağım kuru,
Kalbim sadece senin tertemiz duru,
Senin için ağlamaktan gözlerim sulu,
Kara sevdaya tutulmadan gel sev beni.

Seni düşünmekten beynim durgun,
Her an hayalini görmekten gözlerim yorgun,
Sen yanımda olmadan benizim solgun,
Çökmeden iyice gel sev beni.

Daha yaşım genç avareyim,
Sevdiğimden ayrı divaneyim,
Seni çok seven yek pareyim,
Geç kalmadan gel sev beni.

Ferzan der ki: sevdim bir kere,
Yârim açtı bağrımda bere,
Şu dünyada olmadan bir dede,

Gel sevdiğim gel sev beni.

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #11718
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sevgiyi elinizde tuttunuz mu hiç
Ben tutuyorum, hem de avuçlarımda
Açmadan, sımsıkı, ısıtıyorum ateşimle
Buharlaşan kokusunu çekiyorum derin derin içime
Hiç bıkmadan nakşediyorum beynime
Yorulmadan örüyorum yüreğime
Rengârenk, canlı, pırıl pırıl
Yaslıyorum göğsüme bazan
Hissediyorum atışını hızlı hızlı
Soluksuz, heyecanla hissediyorum sevmeyi
Bekliyorum sevilmeyi ölesiye
Koşarcasına yaşıyorum hayatı
Sanki kanatlanırcasına havalarda
Hapsediyorum sevgiyi derinime
Kimseler ulaşıp ta yıkamasın diye mavi dünyamı.
recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #11719
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine

II


Gelin gülle başlayalım atalara uyarak
Baharı koklayarak girelim kelimeler ülkesine
Bir anda yükselen bir bülbül sesi
- Erken erken karlar ortasında
Güneş dönmüş ışık saçan bir yumurta-
Bana geri getirir eski günleri
... Paslanmış demir bir kapı açılır
Küf tutmuş kilitler gıcırdarken
Ta karanlıklar içinde birden
Bir türkü gibi yükselirsin sen
Fısıldarım sana yıllarca içimde biriken
Söyleyemediğim ateşten kelimeleri
Şuuraltım patlamış bir bomba gibi
Saçar ortalığa zamanın
Ağaran saçın toz toprağını
Bana ne Paris'ten
Newyork'tan Londra'dan
Moskova'dan Pekin'den
Senin yanında
Bütün türedi uygarlıklar umurumda mı
Sen bir uygarlık oldun bir ömür boyu
Geceme gündüzüme
Gözlerin
Lale Devrinden bir pencere
Ellerin
Baki'den Nefi'den Şeyh Galib'den
Kucağıma dökülen
Altın leylak

III

Ölüler gelmiş çitlembikler sarmaşıklarla
Tırmanmışlar surlarıma burçlarıma
Kimi ırmaklardan yansıma
Kimi kayalardan kırpılma
Kimi öteki dünyadan bir çarpılma
İçi ölümle dolu
Dönen bir huni
Doğarken güneş
Kesilmiş ölü yüzlerden
Bir mozayik minyatürlerden
Dokunur tenimize
Soğuk bir azrail ürpertisiyle ay
Ve birden senin sesin gelir dört yandan
Menekşe kokulu sütunlardan
Komşu dağlardaki nergislerden leylaklardan
Gözlerine ait belgeler sunulur
Ey aşkın kutlu kitabı
Uçarı hayallere yataklık eden
Peri bacalarının yasağı
Gönlümün celladı acı mezmur
Bana bıraktığın yazıt bu mudur
Ölüm geldi bana düğün armağanın gibi
Senden bir gök
Senden yıldızlar ördüler
Ateş böcekleri
O gece dört yanıma
Ey bitmeyen kalbimin samanyolu destanı
Sen bir anne gibi tuttun ufukları
Ve çocuklar gülle anne arasında
Seninle güller arasında
Tuhaf bir ışık bulup eridiler
Çocuklar dağ hücrelerinde erdiler
Aramızdaki sırra
Bir de ay ışığında büyüyen fısıltılar
Gençlik monologları
Seni alıp kaybolmuş zamanın çağıltısından
Bana getiren
Yasamız vardı
Öfkeyle yazardın sen bir yüzüne
Ölür ölür okurdum öbür yüzünde ben

IV

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakıma bu sürgünün bir süreği
Bütün törenlerin şölenlerin ayinlerin yortuların dışında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benim
Güneşi bahardan koparıp
Aşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüreğime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yorulduğum ayakkabılarımdan değil
Ayaklarımdan belli
Lambalar eğri
Aynalar akrep meleği
Zaman çarpılmış atın son hayali
Ev miras değil mirasın hayaleti
Ey gönlümün doğurduğu
Büyüttüğü emzirdiği
Kuş tüyünden
Ve kuş sütünden
Geceler ve gündüzlerde
İnsanlığa anıt gibi yükselttiği
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Bütün şiirlerde söylediğim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandım Salome'nin Belkıs'ın
Boşunaydı saklamaya çalışmam öylesine aşikarsın bellisin
Kuşlar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devşirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alır sonsuzluğun haberini
Ey gönüllerin en yumuşağı en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Yıllar geçti sapan ölümsüz iz bıraktı toprakta
Yıldızlara uzanıp hep seni sordum gece yarılarında
Çatı katlarında bodrum katlarında
Gölgendi gecemi aydınlatan eşsiz lamba
Hep Kanlıca'da Emirgan'da
Kandilli'nin kurşuni şafaklarında
Seninle söyleşip durdum bir ömrün baharında yazında
Şimdi onun birdenbire gelen sonbaharında
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Ey çağdaş Kudüs (Meryem)
Ey sırrını gönlünde taşıyan Mısır (Züleyha)
Ey ipeklere yumuşaklık bağışlayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Dağların yıkılışını gördüm bir Venüs bardağında
Köle gibi satıldım pazarlar pazarında
Güneşin sarardığını gördüm Konstantin duvarında
Senin hayallerinle yandım düşlerin civarında
Gölgendi yansıyıp duran bengisu pınarında
Ölüm düşüncesinin beni sardığı şu anda
Verilmemiş hesapların korkusuyla
Sana geldim ayaklarına kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layık olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
13 Kasım 2006       Mesaj #11720
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Hayatımı mahveden en büyük günahdın ey yalan
kafam allak bullak duygular parça parça fikir talan
suçlu acımasız olmayıpta vefasızlarda ben kalan
onlarki vefasız sahip olamayacakları sevgiyi çalan

Gözler birer aynaydı bana ruhu yansıtan şeffaf ayna
aldanmışsın sen ey kalbim sen kendi kendine oyna.
Ve sen yalan sevgi beklerken gamsızı derinlere kayna.
Kayna ki bir daha yalanlara aldanıpta çıkma meydana.

Sevgi ve ben başbaşa kalan iki öksüz şu yalancı alemde
gerçekler acı umutlar karanlık duygular anlatılmaz dilimde
ve ben verdiğim sözü hiç bir zaman silemem bir kalemde
yok olacağımı bilsem bile vazgeçmem yaşarım çilemde.

Çilenin anlamı değişir ki her yaşama göre olur farklı farklı
kime ne yokluk kimine bolluk kimide söylemez hep saklı
benim çilemse en acımasızı yalanlar içinden çıkmak haklı
neden varsınız ki doğrular etrafınız sarılmış yalanlarla çarklı.

Haklıyı inkar etmeyen hatta edemeyen sadece siz ey gözler
var olduğunuz sürece neyleyebilirki doğrulara yalancı sözler
doğrular her zaman saf her zaman dimdik ve de kalbi közler
közlemeliki çıksın artık ortaya kalbi yansıtan gerçekçi yüzler.

Sevgi kelimeler labirentinde yolunu bulmaya çalışan çaresizlik
çarelerse kendinden aciz kalmış sözler içindeki derin sessizlik
sessizlik olmalı ki çıkmasın ortaya yalan kadar acı bir edepsizlik
kararlılık sabır taşında kararan ve karardıkça devleşen Ümitsizlik.

Ümidimi kırmaksa kastın kırdın sonunda haykırışlarım bundandır
yüreğimi acıtan gerçekse sevgiyi yok edercesine budayandandır
anladım ki aklın yolu sevgiyle geçilmez bir engel olan yalandandır
ve yine anladım ki gerçek sevgi kendi içinde sahipsiz kalandandır.

Çok şeymi istedim ey acımasız hayat senden ki iki kez sınadın beni
ilkinde menfaat yalan sahte gözyaşı ve acı aldatışlarla yaraladın beni
unutmuşken herşeyi bir çift göz duyguda diriliş sevgide paraladın beni
en acımasızıda buydu ki sevgi sabır saadet değerlerimden kınadın beni.

Kalbimde yeşerttiğin umutları mutluluk duygularımı döktün kelimelere
ne varki acımasız yanındı bu senin çocuklaştırdın belim büktün ellere
elbet bir gün gelir unutuluruz kapılır gideriz gamsız vefasız boş sellere
kilit vururda kalbe tekrardan bir daha körelip bakmaz olur en hoş güllerle

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya