Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 1220

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.427.195 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #12191
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Duydum ki hiç anmayıp, unutmuşsun beni,
Ben de artık yanmayıp, maziye gömdüm seni.
Sponsorlu Bağlantılar
Birlikte geçen yılları, gezdiğimiz yolları,
Silip bütün hatıraları maziye gömdüm seni.
Demem bırakıp gitme, bu sevdayı yok etme,
Yalvarırım zannetme, maziye gömdüm seni.
Ne sen kaldın gönlümde, ne de adın dilimde,
Bitti o aşk içimde, Maziye gömdüm seni.

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #12192
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Soğuk iklimlerin sıcak günleriydi sevdamız
Karanlık gecede tek ışığımdı gözlerin
Sponsorlu Bağlantılar
Hayat adil değil güzelim
Beni yıkandı yalan 'SÖZ' lerin...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #12193
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Merdiven

Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak...

Sular sarardı... yüzün perde perde solmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...

Eğilmiş arza, kanar, muttasıl kanar güller;
Durur alev gibi dallarda kanlı bülbüller,
Sular mı yandı? Neden tunca benziyor mermer?

Bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta,
Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta...

muttasıl = aralıksız
hafi = gizli
* Bu şiir, Haşim'in sembolist anlayış ile yazdığı başlıca şiirlerindendir.

1920
Ahmet Haşim
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #12194
arwen - avatarı
Ziyaretçi
birer, birer tükeniyor çareler
vücudum da taze, taze yareler
dertler beni günden, güne pareler
bu dünya gayri dar gelir bana.

derdim ondur dokuzunu demedim
berdus degil idim, sarhos gezmedim
dost dedigim düsman imis sezmedim
karaya ak demek ar gelir bana.

dünya ters dönse, umrumda olmaz
anladim ki kader, yüzüme gülmez
biliyorsam dünya, kimseye kalmaz
teslim olmak ölüme kar gelir bana

can damarim vücudumu sitmiyor
elbet bir gün biter demek yetmiyor
hangi tasi koysam yerini tutmuyor
fazla oyalanmak ser gelir bana
nazlisu - avatarı
nazlisu
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #12195
nazlisu - avatarı
Ziyaretçi
Yüregimdeki çocuk
Yüregimde bir çocuk
Sevinçle hüznü
Bir arada yaşıyor
Bir elinde umut çiçekleri
Digerinde mutsuzluk dikenleri...

Yüregimdeki bu çocuk aglıyor,
Batmış eline
Mutsuzluk dikenleri...
Umut çiçekleri
Gönlünü okşuyor...
Kendisini
Bekleyen geleceği
Umut çiçeklerinde
Biliyor...

Yüregimdeki çocuk
Ellerin de
Umut çiçekleri,
Gözlerinde
Bir ümit ışıgı yanıp sönerken
Kendisine sevgiyle uzanacak
Bir dost eli bekliyor...

Yüregimdeki çocuk
Bir elinde umutsuz dikenleri
Digerinde umut çiçekleri
Gözlerinin içi gülüyor...

Yüregimdeki bu çocuk
Gelecekten umutlu
Hayatla barışık yaşıyor...

Blue BooL - avatarı
Blue BooL
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #12196
Blue BooL - avatarı
Ziyaretçi
Başım Gözüm Üstüne

Senden başka yar bilmem ömür boyu gözüme,
Bak de yeter bakarım başım gözüm üstüne.
İster aşk denizine ister hicran gölüne,
Ak de yeter akarım başım gözüm üstüne.

Yılda bir olsa bile seviyorum de hele,
Senden gelmişse eğer sefadır bana çile,
Yalnız kalbimi değil koca dünyayı bile,
Yak de yeter yakarım başım gözüm üstüne.

Yeter ki sen bekle de hiç kalır sabır taşı,
Küçük bir umut bile olur gönül yoldaşı,
Razıyım ömür boyu gece gündüz gözyaşı,
Dök de yeter dökerim başım gözüm üstüne.

Biliyorum bu aşkın yalnız sensin galibi,
Her derdine razıyım çıkmasın tek talibi,
Varsın yağmur yağmasın sen iste şimşek gibi,
Çak de yeter çakarım başım gözüm üstüne.

Tek söz etmem bu sevda vursa beni her yandan,
Tanrım beni korusun benden bıktığın andan,
Ne kadar sevsem bile bir gün olur dünyandan,
Çık de yeter çıkarım başım gözüm üstüne.

Biliyorum sevgili gönlünde yerim gurbet,
İster sılaya çağır ister her gün sürgün et,
Sen mutlu ol bir tanem ben ömür boyu hasret,
Çek de yeter çekerim başım gözüm üstüne.

Seni bu kadar sevmek yalnız benim günahım,
Hiç şikayet ettim mi bir gün çıktı mı ahım,
Bir elimde yüreğim bir elimde silahım,
Sık de yeter sıkarım başım gözüm üstüne
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #12197
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ne acısı kaldı yaşanılandan,
Ne hatırlanan yürekte tutunan aşktan,
Birgün içinmiş herşey,
Herşey yaşanmıyor yeniden baştan,
Koşturdu bulutlar içimde,
Hüznü aşkla kaplayan sabahtan,
Bekledin,
Yoktum düşlerinde,
Yalnızlık zormuş,
Her akşama sensizlik katmaktan,
Yazdıklarınla,
Düşündüklerinle,
Kalelerim düştü artık,
Savunmasızca yaşamaktan,
Ne acı kaldı benden geriye,
Ne de yüreğim,
Yüreğinde unutulmaktan,

Son elbet unutulmayan için,
Diline dolanan silüetin hatırası,
Oysa ben,
Şiirlerin sayfasında yazan,
Üç harf,tek yıllanmış kelime,
Yüreğinin sevdalısı,
Ellerimle yazıpta verdiğim,
Ellerinde kaybolan,
Unutulmamak yazgısı....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #12198
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bülbül

Bir gamlı hazânın seherinde,
Isrâra ne hâcet yine bülbül?
Bil, kalbimizin bahçelerinde,
Cân verdi senin söylediğin gül.

Savrulmada gül şimdi havada,
Gün doğmada bir başka ziyâda.

Ahmet Haşim
recruit87 - avatarı
recruit87
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #12199
recruit87 - avatarı
Ziyaretçi
Unutmadık

Yaralı bayramlar geçti
Mevsimler, bütün anlamlarıyla
Yüreğin koyu yerinde birikenler
Kendi takvimleriyle gelip geçtiler
Gelip geçti şehirler ve ölüler
Unutmadık
Topraktan çobanyıldızına değin
Hey yer
Her şey
Mümkündü
Nazım kadar coşkulu
Aragon kadar aşık
Lorca kadar yaralıydık
Unutmadık
Orada bir coğrafya yağmalanıyor
Orada gazetelerin ofset baskısı
Orada yeniden yazıyorlar 835 satır
Ve umudunu kaybetmeyen şehirler
Gökyüzünün karanlık kefeniyle örtük
Yıldızların delik deşik ettiği ölüleriz
Adsız ölüleriz
Adları bir coğrafya ile yan yana yazılan
Gövdelerinizi unutmadık, unutmadık hiçbirinizi
Savaşlar ve pazarlar çağıydı
Aynı silahlardı kullandığımız
Aynı çarşılar aynı kandı
Sevgiye ve kurşuna açılmayan yüreklerden geçtik
Pusu yataklarından, dağılmış bahçelerden
Viran tarihten
Uykuları çevik, namlularını oğulları gibi seven
Çocuklar gibi kusup
Kırda gelincikler gibi gülümseyen
Müsademe çocuklarını gördük
Geçip gidiyorlardı
Tarihin en uzun gecesinden
Pazarlarda aynı kan
Aynı paranın değiş tokuşunda
Karanlık çarşılar
Aynı kanlı tarih her defasında
Bir biz kaldık bu kadar içindeyken hayatın
Ölüme yakın duran
Bir de on binlerin korosunda haykıran
İntifada intifada intifada
İki güzelliğimiz vardı bizim
Ufkumuzdan inen
Ve bir daha geri dönmeyen iki güzelliğimiz
Birini kurşunlar, ötekini ofset baskılı resimler aldı
Otuz üç kurşun sıkıldı her birimize
Kutuplar kadar uzak, baba ocağı kadar yakın
Doğunun gündüz ve gecelerinde
Otuz üç yıldız
Hala ışığını gönderiyor bize
Birkaç çakmaktaşı cebimde gezdirdiğim
Birkaç karanfil
Yol için ipek, uyku için maya
Kalbiniz için
Kara bir yemin gibi çırılçıplak
Kelimeler getirdim
Kaybolmuş yüzyılların vatanında
Ölümün erken takibe aldığı çocuklar
Dağlarda değilim sizinle birlik
Yalnızca mataranıza su vermeye geldim
Nazım kadar coşkulu
Aragon kadar aşık
Lorca kadar yaralı
Serap ile hakikat arası
Çağın aşamadığı uçurumlarda
Gider gelirim gider gelirim
Efsanelerin çeşitlendigi yol ağızlarindaki büyük kamaşma
Anda gizlenen zaman
Ateşin avesta dili
Bitkiler, otlar, kökler
Dağlanmış dil, narın rengi
On binlerin dönüştüğü uğuldarken
Doğunun yeni defteri
Topraktan çobanyıldızına değin
Her yer her şey karanlık bir pusuda
Yazının, tekerleğin, tarihin
İlk çocuklarından
Ey büyük mezopotamya
İki bin yıllık gece
Dön geri bak
Kardeşlerim ölüyor kalbimin doğuşunda
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #12200
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şafakta

Dönsek mi bu aşkın şafağından
Gitsek mi ekaalîm-i leyâle?
Bizden daha evvel erişenler
Ağlar bugün evvelki hayâle.

Dönmek mi? Ne mümkün geri dönmek
Düştüyse gönüller bu melâle?
Bir eldir ufuklardan uzanmış
Zulmet bizi çekmekte visale...

Ahmet Haşim

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya