Ziyaretçi
Bir ormanda tutup onu
Bağladılar ağaca
Yumdu sanki uyur gibi
Gözlerini usulca
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
Diz çöktüler karşısına
Sonra ateş ettiler
Parçalanan yüreğine
Yuva kurdu mermiler
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
Gelip kondu bir güvercin
Ellerine o gece
Kırmızı bir çelenk oldu
Bileğinde kelepçe
Bir soğuk yel eser
Üşür ölüm bile
Anlatır akan kanı
Beyaz sesiyle
Büyük aşklar yolculuklarla başlar
Ve serüvenciler düşer bu yollara ancak
*
Onlar ki dünyanın son umudu
Soyları tükenen birer çılgındırlar
*
Ne bir adresleri vardı onların yüzünde
Ne de aşktan başka bir sığınakları
*
Ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında
Ölümle alay ederler sanki
*
Nerde beklenirse ordaydılar
Bir kez bile gecikmediler ömür boyu
*
Neydi onlar ordan oraya
Savunup duran şey
*
Onları daima yalnız kılan
Neydi bu yaşam denilen gürültüde
*
Her dilden bir adları vardı onların
Ama hiçbir ülkenin kimliğini taşımadılar
*
Sarışındılar belki de esmer
Yani birçok yüzün bileşkesi
*
Ne altın arayıcısıdırlar
Ne de aylak bir gezgin
*
Vurulup düşseler de her kuşatmada
Serüvencidir onlar ve hiç ölmezler
*
Ki onlar hep yalnızdır ve her nasılsa
Bulurlar heder olmanın bir yolunu
*
Onlar ki bu dünyada
Kahraman olmaya mahkumdurlar
*
Sislenen anılar kaldı bize onlardan
Renkleri bozulup duran solgun anılar,
*
Nasıl yazılmalı ki silinip gitmesin
Bulutlar gibi çekilmesin gök boşluğuna
*
Bileği güçlü ve gözüpek avcılar mıydı
Onları kuşatıp yeryüzü cennetinden atan
*
Yoksa kendini tüketen hüzünler miydi
Vurulup düştükçe ışığını karartan
*
O serüvenlerin günlüğü tutulmadı
Yazılmadı o insanların destan şiiri
*
Parça parça ettirilseler bir kartala
(ki sanırım böyle oldu sonları)
*
Fışkırır yüreklerinden
Başarısız ihtilallerin yangınları
*
Dünyanın cesur ulusları yoktu, cesur insanları vardı. onlar, aşkın ve hayatın havarileri, büyük serüvencilerdi. onlar, bu ihtiyar cadının maskesini parçalamak ve yeryüzü denilen cenneti bize sunmak istediler. bütün ömürleri bu kavgayla geçti. ne adları vardı onların, ne ulusları, ne dinleri ne de anıtları.
*
Ama biz onlar için ölüm fermanları hazırlayıp görkemli mangalar kurduk. savaşlar açtık peşpeşe. kentleri ele geçirip vahşi bir hayvan gibi avladık onları. nerde görülseler kurşuna dizdik ve süslü kemerler yaptık onların kafa derinlerinden. biz cellattık ve tarih suratımıza tükürürken, bir kez bile bağışlanmayı istemedi onlar...
*
Derler ki, son büyük serüvenci yaralıdır hâlâ...
18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar |
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar |
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat |
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya |
Kapat Saat: 22:30 Hoş Geldiniz Ziyaretçi
Benzer Konular
Son MesajlarYenile Yükleniyor... |