Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 148

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.433.783 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
29 Nisan 2006       Mesaj #1471
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sen Olmasaydın

Sponsorlu Bağlantılar
Yükü çok ağır geliyor bu ayrılığın,
İnan ölürdüm sen olmasaydın.
İçine düşerdim karamsarlığın,
Yıkılırdım sen olmasaydın.

Hasreti içimde yakardım,
Belki de insanlıktan çıkardım,
Dünyayı acımadan satardım,
Cani olurdum sen olmasaydın.

Tebessümü unuturdu gözlerim,
Zehir gibi acı olurdu sözlerim,
Ölümü anlatırdı şiirlerim,
Beni bulan sen olmasaydın.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Nisan 2006       Mesaj #1472
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sendin Ey Aşk

Sponsorlu Bağlantılar
Güzle gelen sendin ey aşk, sıcacık!
Üzgün yeşiller arasında büyüyen...
Uykusuz ve sarhoş ve yılgın bir gecede
Sendin ey aşk, yaşamaya el eden!
Sendin ey aşk, habersizce gelişen çocuklarla!
Anılarımızda bir dizi, bitip tükenmeyen...
Sendin ey aşk öfkemde güzelleşen!
Sendin, geldim; yorgun içine giremediğim evren...
Durmadan öğüten, durmadan hem ince,
Sendin ey aşk, sendin, o rüzgârsız değirmen!
Direncimde, sendin ey aşk, hem de en!
Sızar kan, acısız, uzanmaz, kesik ellerimden..
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
29 Nisan 2006       Mesaj #1473
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sen Nehri

geceyi lapa lapa böldüler sevdiğim
derinliğinde yansıttılar ölümün renkli elbisesini
yazmamalı insan ağrırken dişleri
yazmamalı düşerken gözlük burnun güncesinden
oysa eski zamanların lirik tanrıları
aşkı kutsal sayarken
Mısır’da piramitleri yapıyorduk biz
bir şişe bira ve bir dilim ekmek için
ama sen, Sen nehrine bakarak yalanlar söylüyordun bana
oltanın ucundaki balığın sana anlattığı acıklı öyküye dayanamayıp
özgürlüğe buluyordun levrekvari düşlerini
karpuzların hasat mevsimiydi
güneydeydim
yerkürenin en hüzünlü bitki örtüsünde
salyangozların yalnızlığı emdiği bir coğrafi bilinmezlikte
kurabiyeler yaparken gecikmiş ikindiye
televizyonların cinayet sahnelerinde koşuşuyordun odadan odaya
ağlamak bir kulis hatasıydı
gözyaşların dağılıyordu
ne zaman gülsen
gözyaşın kanadı kanayacak gibi oluyordu
ağladığında alfabelerim eksik kalıyordu hep
sabah içilen likörün akşama ne nanesi kalıyordu ne de muzu
Afrika’da tırnaklarını yiyerek yaşayan bir kabileydim gözlerinde
hüzünlü bir şiirin dörtlüğünde asmıştım kendimi
dağ köylerine acımtırak bir sis çökmüştü

sokakların arasında
yeşeren küfürlerin gençliğine kusarken gölgen
köşe başındaki köşk utancından yakıyordu kendini
bir intiharın beklendiği saatlerde
kaldırımların sızladığı duyulurdu
şehrin ortasından süzülen ırmak
aylarca kırmızı akardı
keserdi bileklerini terk edilen kentler
kutsal kitapların en bilindik ayeti olurdu bu
ve bütün ölüler akranlarını öperdi
odanın ortasında incecik dolaşan bu kan
eski aşkların kırıklığından

kime sorsalar
lapa lapa bölünür gece diyecekti
kime sorsan
kalarak gitmenin ziftini dökecekti fincanına

sen halâ Sen nehrinin
yanılgısında boğuyorsun sözlerimi
dudağımdaki Afrika’ya anlatırken
yenmiş bir aşkın kangrenli etlerini
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Nisan 2006       Mesaj #1474
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Basortusu..,

Istek sende, mesiyyet sende
Alt ilk adimi basla bir hele
Etme matem, guven kendine
Korkma basaracaksin sende..

Tak basortunu takma elalem
Dene bir kere, deme basaramam
At o olumsuz kelimeyi kafandan
Korkma basaracaksin sende..

Bilirim basortuye imrenirsin
Basortululeri hayranlikla seyredersin
Can-i gonulden sen de istersin
Korkma basaracaksin sende..

Haydi durma, tak basortunu
Tamamla, butunlestir tesetturunu
Yen icindeki tereddutunu
Korkma basaracaksin sende..

Gul hissetikce kendini, gulsun
Kapanirsan eger degerini bicersin
Ilk degeri kendine kendin verirsin
Korkma basaracaksin sende..

Takarsan eger basortunu
Bulacaksin kendi ozunu
Acacaksin kalp gozunu
Korkma basaracaksin sende..

Dolacak kalbine bir sevgi
Giyeceksin kimligini
Gostereceksin kendini
Korkma basaracaksin sende..
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
29 Nisan 2006       Mesaj #1475
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Peşim Sıra

Gökyüzü kara bulut
Bir gurbet sabahında
Sensin yitirdiğim umut
Hasretin gelir peşim sıra

Bomboş bir yalnızlık
Kor alevler ortasında
Nefret gibi bu ayrılık
Hüznüm yürür peşim sıra

Mezarlık olmuş yürek
Bir matem makamında
Öyle sessiz ve de ürkek
Gözyaşları peşim sıra

Varmıştır bahar Sıla'ya
Düşüncesi bile yara
Dert yanarım sayfalara
Ak saçlarım peşim sıra

Dört duvar kuru, nefessiz
Korkarım ya sorarsa
Hangimiz daha kimsesiz
Hayallerin ardında kalmış deniz
Umutlar gömerim peşim sıra
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Nisan 2006       Mesaj #1476
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DENİZ FENERİ


Sen Deniz Feneri
Hüzünlü bir kış günü başladı yolculuğun
Çocukluğun yıkık kentlerde
Ve kesme kaya caddeli ahşap evlerde geçti.
Okuma yazmayı öğrendiğin
Gazetelerdeki terör sayfaları
Ve Haliç tersanelerinde korsanlar
Evden çıkarken vedalaşırdı babalarla evlatlar..

tanbut8

Her sokağın başında anaların isyanı dururdu
Ve günler kısa ama geceler uzun olurdu.
Bir kurşun bir liraya
Ve bir hayat bir kurşuna mal olur,
Senin doğduğun yerlerde
İnsanlar can evinden vurulurdu.

tanbut8

Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dimdik delikanlısı
Yavuz zırhlısında deniz piyade eri
Yetmişikiye dört çakı gibi asker
Arkadaşının kaza kurşunu izini sırtında taşıyan
Ve giderken bıraktığı sevdiğini döndüğünde bulamayan...

tanbut8

Yıkar mı bizi bu sevda!
Bir aşk delikanlıyı bozar mı be adam?

tanbut8

Hadi kalk!
Eski günlerde olduğu gibi
Karanlığa yine ışık yak!

tanbut8

Arka bahçedeki mahalle kavgalarında
Kaşına sapan taşı geldiği günden beri
Hani kanına kanımı sürdüğüm o günden beri
Can dostum ve kan dostum
İster kalbine gömdüğün sevdamın aşkına
İster Allah'ın aşkına..

tanbut8

Kalk bir ışık yak ve bir kor düşür yüreğimize
Savaşmak ne güzel bir şey uğruna
Ve yeniden âşık olmak..

tanbut8

Ve Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dürüst delikanlısı
Kalbine gömdüğün aşkın
Gönlündeki sevdan ve aydınlık gözlerinle
Senin işin karanlığa korkuturcasına bakmaktı
Ve sana en yakışmayan şey ağlamaktı.

tanbut8

Deniz Feneri
Unutmadık o günleri
Sevdamız yüreğimizde gizli kalır
Ve mahallenin kızına âşık olmak
Ayıp sayılırdı
Bir kıza âşık olmak bir de parkayı çıkarmak haramdı
Ve dünya dedikleri şey yalandı..

tanbut8

Paranın geçmediği günler vardı gençliğimizde
Ve namerdin yıkamadığı mertliğimiz
Silah çekmek ve tesbih sallamak değildi delikanlılık.

tanbut8

Tesbihi çekmek, silahı saklamaktı
Yazık..
Gün geldi delikanlılık kabadayılığa yenildi
Sonra üç kuruşa satılan sevdalar ve ucuz aşklar
Artık senin işin değildi...

tanbut8

Sen Deniz Feneri
Sarayburnu'nun dik ve yitik delikanlısı
Ne geçmişten yükselen ağıtlar anlıyor seni
Ne de geleceğe satılan aşklar

tanbut8

Sen doğarken bir ölüm şaşkınlığıyla
Gökyüzüne uzanmış düşmanlık türküleri
Suçüstü yakalanırken en güzel umutların
Gözlerini bir ihanet anında açmışlığın
Ve yakmışlığın gecenin karanlığına en derin aydınlığını.

tanbut8

Hey Deniz Feneri!
Parayla satın alınamayacak aşkların sevdalısı
Çektiğin çileleri özenle saklıyorsun seyir defterinde
Sarayburnu'nun dimdik ve yakışıklı delikanlısı..

tanbut8

Gidiyorsun belki Deniz Feneri
Sana "kal" diyemem giderken
Sevmek kadar ölmek de kader
Ama giderken bile ışığın yol göstersin kayıp gemilere
Gözlerin gökyüzünü aydınlığa bürüsün
Ve sen ölsen bile bir gün
Nâmın yürüsün,
Ve sen ölsen bile bir gün
Nâmın yürüsün...



Uğur Aslan
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Nisan 2006       Mesaj #1477
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Benden Ayrılırken

Hüzünlü sesimin
Hırıltılı nağmeleriyle sesleniyorum
Yüzüme kapıları çarpan aşkına,
Ve en derin mavilerimle bakıyorum
Karanlık yüzüne.
Aslında gözlerine bakmak isterdim de,
Onlar da alev saçıyor
Gönlümün kır çiçeklerine.

Keşkelerin katlettiği bir hayat
Bırakıyorum avuçlarına,
Gözyaşlarımla yazdığım
Bir mektuba iliştirip.
Okuyup da bana dönesin diye değil bu mektubum,
Seni ne kadar sevdiğimi
Benden son kez duyasın diye.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Nisan 2006       Mesaj #1478
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SAKARYA TÜRKÜSÜ

İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.

Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.

Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.

Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
Şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!

Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:

Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?

Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.

Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..

Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?

İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,

Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!

Şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!

Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?

Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?

Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!

Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.

Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?

Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!

Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!

Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!

Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!

Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!

Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Nisan 2006       Mesaj #1479
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ben Bir Eylül Sen Haziran

Bir eylüldü başlayan içimde
Ağaçlar dökmüştü yapraklarını
Çimenler sararmıştı
Rengi solmuştu tüm çiçeklerin
Gökyüzünü kara bulutlar sarmıştı
Katar katar gidiyordu kuşlar uzaklara
Deli deli esiyordu rüzgar
Dağılmıştı yazdan kalan ne varsa
Yaşanmamış bir mevsim gibiydi bahar
Neydi o bir zamanlar
Sevmişliğim, sevilmişliğim
O heyheyler, o delişmenlikler neydi
Ne bu kadere boyun eğmişliğim
Ne bu acıdan korlaşan yürek
Ne bu kurumuş nehir; gözyaşım
Önümdeki dizboyu karanlıklar da ne
Ne bu ardımdaki kül yığını; elli yaşım
Beni kötü yakaladın haziran
Gamlı, yıkık eylül sonuma
Bir ilkyaz tazeliği getirdin
Masmavi göğünle
Cana can katan güneşinle
Pırıl pırıl engin denizinle girdin içime
Çiçekler açtı dokunduğun
Çimler büyüdü yürüdüğün
Ve güller katmer katmer oldu güldüğün yerde
Başımda senin kuşların kanat çırpıyor şimdi
Oldurduğun yemişlerin ağırlığından
Dallarım yere değiyor
Güneşi batmadan saçlarının
Bir dolunay doğuyor bakışlarından
Gün boyu senden bir meltem esiyor yanan alnıma
Uykusuz gecelerim seninle apaydınlık
Başım dönüyor, off başım dönüyor yaşamaktan
Ölebilirim artık
Ölme diyorsan; gitme kal öyleyse
Sarıl sımsıkı, tenim ol, beni bırakma
Baksana; parmak uçlarım ateş
Lavlar fışkırıyor gözbebeklerimden
Hadi gel, tut ellerimi, benimle yan
Benimle meydan oku her çaresizliğe
Benimle uyu, benimle uyan
Birlikte varalım onüçüncü aylara
Ben bir eylül, sen haziran.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Nisan 2006       Mesaj #1480
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevgi

Bir sevgi ki bu anasini evladina baglayan
Öyle bir sevdadir ki bu evladi icin aglayan
Her evde vardir bu mutluluk rüzgari
Ana evlat sevgisi dir bu mutlulugun adi.

Yemeden icmeden kesilip deryaya dalan
Gercek mutlulugu yalniz onda buldum sanan
Gözü birsey görmeyip ayri bir dünya kuran
Iste gönül sevgisi bu yasantimiz da bulunan.

Seher vaktinde kalkip abdest alanlar
Allah´in huzurunda secde duranlar
Dogru yolda huzuru Rahman´i bulanlar
Bu da ALLAH sevgisi dir ey inananlar !!!!!

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya