Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 15

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.423.112 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2005       Mesaj #141
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SENİ SEVİYORDUM

Sponsorlu Bağlantılar
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına
düşüşü ve burnun herkesten başkaydı işte.
Güldüğün zaman yukarıya bakardın. Yukarı kalkan
başın ve gülen gözlerin vardı, ne güzeldiler...

Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum.

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler. Duvarlara,
vitrin camlarına kaldırımlara çarpıyordu. Geri dönüyordu
çoğalarak. Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum
herşeyi, her şeyi erteleyişim oluyordun. Kalp ağrısı
oluyordun, birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk. Dönemeçler geçiyor,
köprüler göze alıyor ve bazen tekin olmayan suların
üzerinden atlıyorduk. Cesurduk... Ufuk çizgisi maviydi,
gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller.

Ben seni seviyordum, bilmiyordun.

Sevinçlerim oluyordun arasıra, sen hiç bilmiyordun.
Sonra herhangi biri oldun. Bütün sevinçlerim bittikten
sonra yağmurlar yağdı serin haziran akşamları...
Sonra bir gün uzaktan gördüm seni. Saçların
bana inat, başın her şeye meydan okuyarak.
İşte yine aynı... Kalbimi acıttın. Her zamanki gibi.
Değiştik sanıyordum.

Ve sen yine bilmiyordun.


İclal Aydın
yasmine - avatarı
yasmine
Ziyaretçi
19 Aralık 2005       Mesaj #142
yasmine - avatarı
Ziyaretçi
Seni Sen Yapan Ne Varsa Aldım

Sponsorlu Bağlantılar
Seni sen yapan ne varsa aldım,
Artık hepsi benim!
Vermem sana bir lokma aşk,
Hasret vermem sana,acı vermem!
Kıymetini bilecek misin bakalım,
Acıyı acı yapan ayrılığı
Hasretle yanıp tutuşan aşkı
Yada her gün adınla uyanan aşığını!

Oturup ağlar mısın çocuk gibi,
Açıp ellerini dua ederken,
Acaba beni çağırır mısın?
İçten içe pişmanlık duyar,
Bana yaptıklarını anlamaya çalışır mısın?

Muhtaç olmak gibi bir şey aşk,
Onsuz su içmen imkansız
Bir gülüş uğruna ölümü göze alırsın,
Ama yersiz sen asla anlayamazsın!
Kalbin mühürlü senenin
İstesen de aşık olamazsın!


Ömür


Ölüm her ne kadar yakınsa,
Kıymetini iyi bilirsin hayatın.
Sevgin kadar büyüksün çünkü,
Kahrını çekmezsin artık dünyanın.
Seni sen yapar doğanın gizemi,
Yıldızları saymaya kalkarsın!
Sonra güneşin büyüklüğünü düşünür,
Yaşamın ne büyük bir şans olduğunu anlarsın.

İçindeki çocuk kadar meraklanır,
Sarhoşlar kadar boş yaşarsın.
Elindeki fırsatlar kadar büyür,
Yaptığın hatalar kadar yaşlanır,
Tüh demeden geçmişi hiçbir zaman anlayamazsın.

Yaşlandığında saymaya başlarsın,
Geri de kalan yılları,
Bilmezsin ancak daha kaç yıl yaşayacağını.

Birde bakarsın uykun kaçmış ayaktasın,
Etraf sessiz kimseler yok.
Bağırmaya başlarsın,
Sesini duyan olmaz!
Gözünün önünden bir sen geçer,
Anlamsız anlamsız bakarken
Aklına gelir ölüm
Meğer ona uykuda yakalanmışsın.




adını daha koymadım
sanki bir inattı ogözlerin
inadına gülümserdin en kederli anında bile
sanki bütün dertlere inat
bir damla yaş düşürmedin yüreğine
ben anlayamadım belki
neden içine attığını bütün dertlerini
ve asla anlayamayacğım belkide
ama seni anlamak aşkını yitirmektir bence
yinede birgün seni anlamamı istersen
önce bahset biraz kendinden
çünkü seni asla gülerken görmedim
yıkık dökük pencerenden
belki bana birşeyler anlatmak istedin
gözlerimin en derinine bakarak tüm hüznünle
ve belki sende beni sevdin delice
ama yetmedi gecikmedi azrail görevine
sonunda sen gitmiştin
soğuk ve yanlız bir mevsimde
yeniden bulmak istiyorum seni
bekle beni gittiğin yerde...





adsz9uz
İçimdeki SEN i haykırışım
Bir sesti istediğin benden,
Bir kaç sözdü beklediğin gönülden.
Daldığın boşlukta hayalimdi görünen.
Nefesim saçlarında,
Sesim kulaklarında,
Ellerim avuçlarında,
Saçlarımdı göğsüne serilen.
Uzaktayım...
Biliyorum,
Bir yara kanar içinde..
Benim göremediğim.
Bir hasret yanar içinde..
Benim bilemediğim.
Bir umut oldum içinde,
Sadece sesinde hissedebildiğim.
Bir sevda masalı
Başı belli, sonu meçhul
Tıpkı sen ve ben gibi.
Dumanlı bir gün ötesinde
Bir karartı !
Yaklaştıkça kısalan bir gölge
Karartı arkasında sen ve ben..
Umutlara doğru yola çıkmış
Bir çift yürek.
Bizim yüreğimiz.
Coşkulu, çekingen, ürkek
Senin varlığın gibi.

Son düzenleyen Blue Blood; 25 Ocak 2006 18:15 Sebep: Flood yapmayınız..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2005       Mesaj #143
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ne gariptir şu ayrılık günleri
Bir dosttan da, düşmandan da ayrılsan
Nedense bir tuhaf oluyor insan.
Derin bir sızı giriyor içeri
Son bir defa bakarken caddelere.
Dükkânlara, evlere, kahvelere
Hatıra yüklü kervanlar geçiyor,
Dolu dolu gözlerinin önünden.
Bu son yadigâr mı bir ayrılık gününden?
Ne unutulmaz zamanlar geçiyor
Ağır ağır biz farkında değilken.
Gökler masmavi, yaprak yemyeşilken
Sen istediğin kadar unutulmaz de
Bu son dakika, bu vakitsiz yağmur.
Unutulur azizim, unutulur...
Başka ne yapılır böyle bir günde?
Kapanan bavul, çivilenen sandık
Ve sonra kuru bir "Allaha ısmarladık !"

Ümit Yaşar Oğuzcan
Son düzenleyen Safi; 2 Ağustos 2018 20:14
efsunkar - avatarı
efsunkar
Ziyaretçi
19 Aralık 2005       Mesaj #144
efsunkar - avatarı
Ziyaretçi
Sen benim vazgeçilmezimsim;
Geceler boyu düşlediğim,
Rüyalarımı şiirlerle süslediğim,
Su gibi , aş gibi,
Her şeyimsin,
Sen benim tek tutkulu yanım;
Yıllar boyu sürgünlerim;
İçimden söküp atamadığım mahpusluğum;
Hürriyetim, kana kana içtiğim suyum,
HER ŞEYİMSİN!!!

*****
Aşk nedir ki arkadaş aşk nedir?
Aşk yanlızlıktır,
Aşk ölümüne susamaktır,
Aşk acıya ihtiyaç duymaktır,
Aşk fedakarlığı öğrenmektir,
Aşk kendini düşünmemektir,
Aşk uykuyu unutmaktır,
Aşk huzuru aramaktır,
Aşk .....
Aşkı tek bir cümleye sığdıramazsın ki arkadaş,
Bilemezsin ki...
Son düzenleyen Blue Blood; 25 Ocak 2006 18:18 Sebep: Flood yapmayınız..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2005       Mesaj #145
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktım da geldim.
Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali, "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder."
demişti de onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen, sağ elimde sarımsak, sol elimde
soğan dedirte dedirte öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne, sağım neresi, solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu.
Şimdi iyi biliyorum anne.
Hani geçen geldiğimde:
Şuram acıyor işte, şuram demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
Bak şimdi söylüyorum. Şuram işte,
Sol yanım çok acıyor anne.
Hem de her gün acıyor anne her gün.

Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
Ben de ağladım,
Ağladım hiç de utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi?
Düştüm, dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.

Bugün ben de saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim.
Babam; "Ben bilmem ki kızım." dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"Kızım, iş..." dedi.
Ben de bana ne dedim, ağladım.
"Kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
Ha, bi de sol yanım yine çok acıdı anne.

Herkesin çorapları bembeyaz,
benimkiler gri gibi.
Zeynep, "Annem, beyazlara renkli çamaşır
katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Uffff, babam, her gün domates
peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye,
börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını
bilmez anne.

Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor?
İzin verme anne,
Ne olur toprağına el sürdürme!
Eve gidince aklıma geliyor bi de
bunun için ağlıyorum anne.
Bak, kavanoz yanımda,
toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne?
Her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp
başucuma koydum.

Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum
anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan
bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım.
Öğretmen anlarsa çok kızar ama
bana ne kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi,
nasıl anlatacağım anne.

Senin adın geçince sol yanım
acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim, sen de rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince
Sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne.
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim anne, çooook...



Ayla Aydemir
Son düzenleyen Safi; 2 Ağustos 2018 20:15
efsunkar - avatarı
efsunkar
Ziyaretçi
19 Aralık 2005       Mesaj #146
efsunkar - avatarı
Ziyaretçi
GÖZLERİN KAL DİYOR

Bu nasıl ayrılık, bu nasıl veda
Gözlerin kal diyor dudakların git
Bakışın anahtar, gözlerin kilit
Ellerin aç diyor dudakların git

Ayrılık; dönüşü olmayan nehir
Yalnızlık; yıkılmış bomboş bir şehir
Kaç sevda kül oldu böyle kimbilir
Gözyaşın kal diyor dudakların git

Gidersem, bir daha dönmeyeceğim
Kalırsam kalbime yenileceğim
Çözemedim seni delireceğim
Gözlerin kal diyor dudakların git

Duvardan insin mi resimlerimiz
Yabancı olsun mu isimlerimiz
Ya o, deli dolu gecelerimiz
Anılar kal diyor dudakların git

Bu roman da biter belki birazdan
Ne aşklar yıkıldı gururdan , nazdan
Ağlıyor besteler yine hicazdan
Şarkılar kal diyor dudaklar git...

AHMET SELÇUK İLKAN



Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2005       Mesaj #147
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kemiğini unuttum bu akşam
İdare et benim fasulye pilakimle
Komşunun kapısına işemişin geçen pazar
Ulan hergele
Uğraştırma beni taş kalpli şu ********lerle

Hani sayım günüydü bir pazar
Sayımcı kız elinde hafiften madara bir kağıt parçası
Evlimisiniz diye sormuştu
Hayır ama oğlum var demiştim
Anneni sorduğunda,kancığı boşverin,regl aylarında
Beraberdir şimdi mahalledeki çakallarla demiştim
Aptallaşmıştı sayımcı
Adını sormaya korksada,söylemiştim
Basri bey demiştim
Senin köpek olduğunu öğrendiğinde benim psikopat bir manyak olduğumu düşünmüş
Kendini dışarıya atmıştı telaşla
Ben gülmüştüm,sen sidiklemiştin altını

Ulan basri bey
Sen onunda hatırasıydın bana
Seni okşarken onun ten kokusunu hissediyorum hala
Seni ne çok severdi
İsmini değiştirmek için benimle az kavga etmedi
Sonra sana şans dedi
Hayatın bize yarattığı bir şanstın aslında
Doğru söylemişti
Ama bi yanın hala basri beydi

Eteğini yırttığın gün
Bize en kral kıyağını yapmıştın
Tanışmıştık sayende
Aynı mahlede
İki yabancıydık daha önce
Oysa o gün
Senin adına özür dilediğim gün
Dilim tutulmuştu sanki
Ulan
Ne oluyordum böyle
Kaptana sormuştum aynı gece
Aşıksın oğlum demişti
Aşıksın
Ben ne halt yemiştim böyle
Hep senin yüzündendi
Hergele

Sana yemek hazırlayıp
İnmezmiydi bahçeye
Benim gözlerime bakıp
Gülmezmiydi yüzüme

Ah be basri bey
Nereden gördüm seni kimsesizler mezarında
Yavruydun daha
Çok tatlıydın üstelik
Kıyamazdım anlasana

Bir sabah
Ve bir sabah........
.........
Semti yakarcasına
Havlamıştın hatırlasana
Hırsız sanmıştım
Ya da o inimşti bahçeye
Fırladım
Bir kırmızı maket güle rastladım
Yakasına yapışmış bir güle güle ...
Ağlayamadım
Kanımın donduğunu anladım

Basri bey
Tutamadınmı kollarından
Isırıp saçlarını koparsaydın en azından
Ya da
Eteğini yırtsaydın ilk zamanki gibi
Böyle kopmazdım dünyadan

köpekler vefalıdır
Bir sahipsiz günde
Bu yakınlarda
Bu zamanlarda
Cesedim çarparsa kıyıya
Bir
Sen ağla.......................................
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Aralık 2005       Mesaj #148
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
YÜREĞİNDE YER VARMI?
Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni?
Hisset!
Hisset, Parmaklarına değen kağıdın içinde
Dolaşan damarlarımı...
Hisset damarlarımın, kanımın
Seni aramak için
Deliler gibi dolaşmasını...

Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni?
Dinle; duyuyor musun yüreğimin ritmini?
Gönlümde esen rüzgârları dinle...
Nefesimi tutmasam
Gözlerindeki derin ovalarda titreyen
Bütün yeşillikler kül olur,
Sazlar büyür simsiyah,
Kuruyan gözpınarlarında...

Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni?
Yazık! Mekanlar durduruyorsa seni.
Ve yazık, kendini bağladıysan maddelere...
İpsiz bir uçurtmayım ben... Ve kuyruksuz
Saçlarının çizgilerinde süzülen...
Rüzgârım sensin.
Susma ve sakın gözlerini kapatma, düşerim!
Yüreğinde yer var mı?

Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni?
Ve bir kaynak suyundan oluşan derenin
Üzerine düşen yaprak gibi;
Düşürüyor musun gülüşlerini
Ve öpüşlerini sesimin üstüne?
Akıyor musun benimle beraber,
Akıyor musun yıldızlara doğru?
Yıldızlar... Yıldızlar neden böylesine vefasız?
Neden her üşüyüşümde
Lapa lapa yağıyorlar avuçlarıma,
Neden eriyip kayboluyorlar?

Parmaklarının ucunda şu an hissediyor musun beni?
Bilmiyorum. Bilmek istemiyorum...
Ama parmaklarının ucunda şu an ne olur hisset beni...
Hisset!
Hisset, damarlarımdaki kanımın,
Seni aramak için deliler gibi dolaşmasını...
Söylemiştim değil mi?
İpsiz bir uçurtmayım ben...Ve kuyruksuz...
Saçlarının çizgilerinde süzülen...
Rüzgarım sensin.
Susma ve sakın gözlerini kapatma, düşerim.
Yüreğinde yer var mı?

Muammer Erkul
HÜLIA - avatarı
HÜLIA
Ziyaretçi
22 Aralık 2005       Mesaj #149
HÜLIA - avatarı
Ziyaretçi
BANA SENSİZLİĞİ TATTIRMA
Sana öyle alıştım ki,bilemezsin.
Su balığa,
Güneş çiçeğe neyse,
Sende bana öylesin.
Sen benim için vazgeçilmezsin.

Bir an şaka bile olsa,
Gitmeyi aklına koyma.
Beni öldür, yok et ama,
Bana sensizliği tattırma.

Çöl kurağında
Yeşil bir yaprak.
Amazon ormanlarında,
Bir tutam ışık.
Yanardağ kraterinde,
Bir damla su bile olsam.
Yaşamak seninle güzel.

Bir an şaka bile olsa,
Gitmeyi aklına koyma.
Beni öldür, yok et ama,
Bana sensizliği tattırma.

AngeL - avatarı
AngeL
Ziyaretçi
22 Aralık 2005       Mesaj #150
AngeL - avatarı
Ziyaretçi
Yollarımız Toz Dostum



Selam verdik, borçlu çıktı
k derler ya,
Gönü
l verdik, dertli olduk biz dostum.
Çileleri kader yazmış alnı
ma,
Bir de yardan ihaneti yaz dostum...

Çok yaşayan değil, gezen bilirmiş
,
Bizim gibi gurbet gurbet gez dostum.
Hasret kaldık selamı
na burada,
İki satı
r mektup yolla tez dostum...

Vefasızlar çı
kar hayat yoluna,
Eğlemez gönlünü şarkı
, saz dostum.
Gelmez miydik sanıyorsun yanı
na,
Görünmüyor yollarımı
z, toz dostum...


Çiçek olsan koparırlar dalı
ndan,
Derviş olsan ç
evirirler yolundan,
Bülbül olsan bıktırırlar gülü
nden,
Dostun ile düşmanını
sez dostum...

Sezar'ın hakkını
vermez Sezar'a,
Gözün açık götürü
rler mezara,
Çok sevenler gelir imiş
nazara,
Sevdalara tez değiyor gö
z dostum...

Muradım der; hayat kapısı
z bir han,
Kimseye miras kalmı
yor babadan,
Ne kazandık bunca emek, ç
abadan,
Sen gel de bu bilmeceyi çö
z dostum...

Murat Nail Güney

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya