Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 196

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.435.172 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mayıs 2006       Mesaj #1951
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
G İ T

Sponsorlu Bağlantılar
Acılarımın orta yerine kurduğun
Derme çatma düşlerine yazık olur
Git!

Çoktan beridir;
Dünlerimin ardı sıra gelen yarınlarımın,
Müptelası kara bulutların ısrarı.
O bulutlar ki bana sevdalı.
Bence git!

İncecik bir aşktan,
Olmadık mucizeler bekleme.
Düştüğün dehlizler
Kabusun olur,
Yazık olur.
Git!

Koptu kopacak avuntularıma,
Sallanan yarınlarımın altına,
Gazete kağıdı sıkıştırma çabaların öyle boş ki..
Alın yazım ağır gelir masalsı düşlerine,
Çocukluk etme,
Git!

Git;
Çünkü sen gelmeden çok önce
Tükendi bende her şey.
Son yarınımı da,
Önün sıra çıkan bir umutsuza verdim.
Köhne duraklarda,
Yanlış zamanlarda bir hiçim ben.
Umutlanma boşuna, tükenirsin..
Git!

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
26 Mayıs 2006       Mesaj #1952
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İki Sevgilifay hattında kurulu bir aşk
sallandıkça kaçışan iki sevgili
Sponsorlu Bağlantılar
aşkının enkazını düşündükçe korkan
günden güne yok olan iki sevgili

her gün gözgöze telaşı
düşüncelerinde yıkılma endişesi
kalplerinde kocaman sevgisiyle
aşkını söyleyemeyen iki sevgili

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mayıs 2006       Mesaj #1953
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
aUZ97837Demek YaLanmış !jO952391
jO952391
Sen hiç hayal bahçesi duydun mu?
İşte benim ruhum bitmeyen hayallerle dolu.
Çoğu birbirine benzer ama hepsi farklıdır.
Kahramanlar aynıdır her zaman.
Ama sonu aynı değildir.
Beni terk dene tek aynıydı terk ettikten.
Sonra Değişti benimle beraber.
Karanlık yollar başka insanlar karıştı araya.
Biz yoktuk artık bu oyunda kukla gibi oynuyorduk sadece....
Yeşil çamdan kaçan kötü adamlar sardı dört bir etrafımızı.
Sonra yollarda seni arıyorum sisli karanlık yollarda
belki tanıdık suratlara rastlarım diye
adını bilmediğim adamlar bana kucak açtılar
rüyamdaki sevgilim de beni terk etti
depresyondayım diyorum bir çare olması lazım
aşk şarkıları dinliyorum belki o güzel sesini duyarım diye
günlüğüme durmadan yazıyorum belki etkilenir gelirsin diye
yağmurun düştüğü her damlaya bakıyorum
sana gidecek bir ipucu bulurum diye
kardan ismini yazıyorum duvarlara
ben uyurken geldiğinde beni göresin diye
moda olmuş televizyon dizilerinde seni arıyorum bulurum diye
gazetelere bakıyorum aşk romanlarına bakıyorum
bizim askımız yazılmış mı diye
ayrılmadan önce son kez gittiğimiz parka
ve kafe ye bakıyorum yoksun okula bakıyorum yoksun
sonradan öğrendim ki nişanlanmışsın
aşkımızın gücüne inanmıştım demek ki kocaman yalanmış
tıpkı senin gibi... !
aUZ97837jO952391
jO952391
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
26 Mayıs 2006       Mesaj #1954
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Kelebek Kanadında aşk
Zamanlar
Güneş ekilip, yıldız biçilen zamanlardı.
Hatırlıyorum...

Ya önce sen vardın yürek olarak içimde
Ya da aşk vardı önce
Gelip içimde kestiğin
Hatırlamıyorum...

Ben imkansıza dudak bükerdim
Sense halime gülerdin...
Olsun! O günlerde ben
Biraz mutlu biraz umutlu
Biraz içliydim
Doğrusu en çok da
Kelebeklerin kanadına işlediğin
aşkından dertliydim...

Ama o zamanlar
Güneş ekilip yıldız biçilen
Zamanlardı
aşk dediğin belki de
Geceye veda etmeyen bir ay dı...

Türküler saklardın derinlerinde
Sazından kaçak...
Bilmezdin.
Ben görürdüm duyardım da
Sen bir kez olsun söylemezdin
Korkularını zaten
Kimselere vermezdin...
Ve böylece
Sen yağmura
Yağmur benim gözlerime hasret
Yaşardık...

Heyhat!
Hep ama hep
O imkansıza takıldın da sen
Ve belki de bu yüzden
aşk gelip bizi sarsınca yüreklerimizden:
Ben ağlardım gözlerim gülerdi...
Sen gülerdin gözlerin susardı...

şimdi ben
O zamanların renklerini unuttum.
Belki mavi, belki sarı, belki aktı...
Hatırladığım tek şey
Güneşle yıldız arkadaştı...

Bilenler bilirdi
çok sevmiştik biz
çok!
Ben gönlümden
Sen dilinden...

Ben unutsam da şimdi
Sen hatırlarsın.
Sesinde ufacık bir hüzün olsa
Ya da acıtan bir özlem gözlerinde
Bembeyaz gecelerinde gelirdim sana bu şehrin...
Gelirdim... Gönlümden...
Ve sen
Å?Hoş geldin" derdin
Dilinden....
Kocaman bir çocuktum o zamanlar
Belli!
Dil nedir, gönül ne?
Anlamını bildiğim
şüpheli!

şimdi söyle bana!
Kaldıysa geriye ne kaldı?
Tek tarafı hesaplı bir sevda
Niyeti bozuk bir dava
Bir de
Sadece dağlara caka satan bir sema...

Ama ben bunların hepsini sevdim.
şaşacak bir şey yok!
Dedim ya... Ben
Güneş ekilip yıldız biçilen zamanlardan geldim...

Sonraları
Belki de hiç gülmedim
Ve sen
Kelebeklerin ömrünün üç gün olduğunu
Hiç bilmedin!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mayıs 2006       Mesaj #1955
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İncinen Gururum



Pencereden baktığımda görüyorum
Senin yüzün incir yaprağında
Senin ürkekliğin duvar üstünde yürüyen
Bir kedinin kıvraklığında

Aynada dururken görüyorum
Kırmızı öpüşün sol yanağımda
Dişimi fırçalarken senin ağzın
Serin suların berraklığında

Rakı devrilmiş masalarda yokluğun
Veya benden önce kalkıp gitmişliğin
Gece boyu dolandığım barlarda
Sarhoşlara tekrarladığım adin
Balıkçı kahvesinde, çorbacıda, kenarlarda

Dökülmek istemiyorum hayır! ..
Çingene çiçekçiler habere yaltaklandığında
Bilmediğim soruların açtığı çukuru
Yalanlarla doldurmak istemiyorum

Seni kaybettim galiba
İki tasın arasında kaldım
Bu, benim hatam değildi
Seni ben çok geç tanıdım

Derin acılar bahçıvanı
Yüreğime ne ektin böyle...
Aşk korkağını bağışlar mi?
Söyle...

Aramak ne kötü herkeste seni
Her gözde bulup yanılmak seni
Ah turuncu rüyalar güzeli
Hem kendini yok ettin
Hem beni

Başka ne acıtabilir içimi
Yasım kırkı devirmişken
Seni böyle patavatsızca sevmişken
Ve, tam aynayı güneşe çevirmişken
Başka ne...

Seni vefasız aşklara bırakıyorum
Yüzümü kırılan bardaklarda ara
Düşünme ben ne olurum
Sanırım biç daha onarılmaz
İncinen gururum.........
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
26 Mayıs 2006       Mesaj #1956
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İkimiz de Aşığızuykuya yatmadan
gözyaşına uyanan gözlerle
aramalarım seni bulmak için değil
belki yüreğim aş eriyor
gecenin üçünde...

duymak,
yıkılırken yaprağı dalından
duvarlara dikmek tüm alıcılarımı
gelişini önceden görmek için değil
dağınık yakalama toplu bıraktığını...

sınırlarını ihlal ederken aklımın
kendine yetmeyen düşüncemde
kirli bir mahkeme
seni karalamak için değil bu duruşma
aklamak adını
tek fail olduğun halde...

silkindiğimde üzerimden düşersin diye
ıslak yaşadım nice zamandır
yirmibeşinci saatin olduğunu
başkası söylese deli,
sen söylersen mutlak vardır...

aşk;
aramaksa,
duymaksa,
aklamaksa,
inanmaksa...
ikimiz de aşığız!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mayıs 2006       Mesaj #1957
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kim inandırabilir ki artık AŞKA beni..?



Bilseydim severmiydim?
Bozarmıydım aşka olan yeminimi?
Taşların altında yüreğimi ezer;
Özlemezdim;
Seni özlediğim kadar Azraili

Bilemedim
Bilemedim göğüs kafesini zindana çevirip de,
Beni oraya mahkum edeceğini..
Yüreğindeki mezara gömerek,
Sevdanı da başıma taş yerine dikeceğini

Okyanuslar aşıp gelmişken,
Tek kelimede boğup öldürerek
Kırmızı güllerin yerine,
Zambaklar ekeceğini

Nereden bilecektim?
Bilemedim, iki damla yaşın gibi kolayca düşürüp,
Silip bir kağıt mendille çöpe atıvereceğini

Bilemedim,
Bilsem; severmiydim hiç?
Bozarmıydım aşka olan yeminimi?

Kime şikayet edeyim ki seni?
Aşkı böyle tanımamın sebebini
Kime, kim anlar?
Kim inandırabilir ki artık AŞKA beni?
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
26 Mayıs 2006       Mesaj #1958
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İlk Adım


Senle tanıştığımda anlamıştım zaten
İlk aşkım olacağını
Senden ayrıldığımda farketmiştim
Sensiz olamıyacağımı
Seni düşünürken öğrenmiştim
Seni unutamayacağımı
Seni uzaktan süzerken kavramıştım
Seni görmeden yapamıyacağımı
Seni beklerken kapılmıştım
sana kavuşamama korkusuna
Ve hayatımın en mutlu gününü yaşamıştım
Seni seviyorum dediğin an
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
26 Mayıs 2006       Mesaj #1959
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Unutamadım





Bu nasıl sevgidir ki ben seni unutamadım

Tövbeler ettim ama sözümü tutamadım

aşk acısı çekmekten hiç kurtulamadım

Unutamadım işte seni seviyorum kara kız



Bir gün engin denizlerde yalnız kalacaksın

Belki sığınacak bir liman bile bulamayacaksın

Ama seni ne kadar sevdiğimi asla unutmayacaksın

Sana kalbimin kapıları her zaman açıktır kara kız

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Mayıs 2006       Mesaj #1960
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ankara

Ankara'ya
öyle yakışırdı ki kar..
asfaltlar ışıldar,
buz tutardı resmi yalanlar...
kimse keman çalmaz belki ama
çok keman çalınsın balolarında
diye yapılmış
gri
sisli
binalar...
alnının ortasında
ciddi bir devlet asabiyeti.
çok kötü günlermiş gibi en genç zamanlar,
bu zulüm bu sevda bitmezmiş sevmek
bir halkı sevmekse aşk o zaman sevmekmiş!
(biz bir şeyi delicesine severiz
ama tanrım neyi?)
kahve önü çatlak mozaik
bel kemiğine tehdit
kürsüler üstünde
çok sigara içen
öğrenciler
bir daha asla yaşayamayacağı
aşkları teğet geçerken
hep onu sevmeyenleri severek
hep onu sevenin gözlerinden
kalabalıklara kaçarak
karışarak toplumcu gerçekçi yalnızlıklara,
yüksek rakımlarda çatlamış dudaklarını
bir izmirli güzele dayatmak varken
(hep kardeş olacak değiliz ya,
yaşasın halkların sevgililîğî!)
soyut bir sevdaya
beşik kertilmiş olan
dağda çoban,
şehirde şark çıbanı sayılan,
fırat'ın büyük elleri
ararat'ın kız yelleri
cilo'nun derin nefesleri
hülasa kente hukuk mukuk okun
mümkünse o arada da memleketi kurtarmaya gelmiş
anadolu çocukları,
ankara' ya
öyle yakışırdı ki kar
asfaltlar ışıldar,
buz tutardı resmi yalanlar
(belki balkona
kar seyretmeye çıkar diye
sevdiğimiz kızlar
çok dibimiz donmuştur
ve çoğu zaman
bu kar mevzuu
kızlara yeterince ilginç gelmemiştir
hiçbir şey
kapalı bir dükkan kadar
hüzünlü gelmez insana
ankara'da,
yoksa bugün bir hayat
yaşanmayacakmı duygusu çöker bütün bozkıra.
Kimse keman çalmaz belki
Belki bu fiim hiçbir zaman
o kadar fiyakalı olmayacak ama
Hiçbir lahmacunda
o okul yolundaki üçüncü sınıf lokantadakinin
tadını vermeyecek bir daha
Çok daha iyilerini yedim sonra
bizzat Urfa'da hatta
Ama hiçbirinde
o kadar aç oturrnadım sofraya
ankara'ya
öyle yakışırdı ki kar
çok yabancı bir soluk duyulur bazı
bilinmez bir dilin ıslığından
anla ki sıkıldı bizim konsolosluktaki konuklar
öyle deme ankara'yı sevmeyene bir zulümdür
bu kadar insanın neden ankara'yı sevdiğini anlamadan
ankara'da yaşamak
yollarına hep sevdiğimiz insanların
adlarını vermediler ama
biz her duvara
bilvesile onların adını yazarak yaşadık
kül ve betondan mürekkep
yaşadıkça yaşanılası gelen
o tuhaf bozkır kokusunda.
ankara'ya
öyle yakışırdı ki kar.
asfaltlar ışıldar...
bir günden bir sürü gün yapan
mesai saatlerinde hiçbir şey yapan
hiçbir şey alıp hiçbir şey sunan
rakıyı bol sulu içen
dokunmasın için deği!
çabuk bitmesin dîye devletimin tekel rakısı,
hep kağıtlara bakarak,
hep kağıtlardan bakarak
hem neşet ertaş' ı hem bülent ersoy' u
aynı anda sevmeyi başararak,
karısının bayat ekmeklerden yaptığı tatlıyı
çok beğenmeyerek ama
yine de bu tasarrufunu takdir ederek
boynu hep kıdemli bir atkının içinde saklıyken
hep bir şeylere birilerine küsmüş gibi
yürüyen...
memurlar.......
ankara'ya
öyle yakışırdı ki kar..
asfaltlar ışıldar,
buz tutardı resmi yalanlar...
biz,
şimdi kapalı birr kuruyemişçi
dükkanının
-ki bütün plan kar altında
tuzsuz ay çekirdeği çitieyip
yanı sıra bafra içmektir-
kötü ışıklandırılmış vitrininden
umutsuzca içeri bakan,
kimliği gereğinden fazla sorgulanmış,
merhabadan çok çıkar ulan kimliğini denmiş,
-yani sistem kendi verdiği kimliği
zırt pırt geri istemektedir-
doğduğu yer yüzünden
doğuştan kavgacı zannedilen ama
pek çoğu kavgadan nefret eden
kavgacı
esmer
cesur
korkak
çoğu kürt
çoğu türk
çocuklardık...
ankara'ya
öyle yakışırdı ki kar....
ha sonra
belki ahmed arifin aklına
hiçbir şairin aklına gelmeyecek
-çünkü hiçkimse bir daha ankara' yı
O'nun kadar sevemeyecek
-bir şiir islenir:
kar altındadır varoşlar
hasretim,nazlıdır ankara.....
ustam yine sen bilirsin ama
hangi aralıkta bir şair ölmüşse
işte o,en netameli aydır bence.
ankara'ya
öyle yakışırdı ki kar...
asfaltlar ışıldar...
yalanlar...
şimdi ve sonra
ne zaman ankara'ya kar yağsa
elim gönlüm,
çocukluğum buz tutar.


Yılmaz Erdoğan



Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya