Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 2

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.421.250 Cevap: 12.492
djwerrt - avatarı
djwerrt
Ziyaretçi
13 Ekim 2005       Mesaj #11
djwerrt - avatarı
Ziyaretçi
Ender rastlanan kişilikteki şairlerimizden Attilla İlhan'ın anısına bir şiirini de ben yayımlamak istiyorum...SEN RAHAT UYU YERİNDE ÜSTAD!!

Sponsorlu Bağlantılar
An Gelir

an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
an gelir biter muhabbet
çalgılar susar heves kalmaz
şatârâbân ölür

şarabın gazabından kork
çünkü fena kırmızıdır
kan tutar / tutan ölür
sokaklar kuşatılmış
karakollar taranır
yağmurda bir militan ölür

an gelir
ömrünün hırsızıdır
her ölen pişman ölür
hep yanlış anlaşılmıştır
hayalleri yasaklanmış
an gelir şimşek yalar
masmavi dehşetiyle siyaset meydanını
direkler çatırdar yalnızlıktan
sehpada pir sultan ölür

son umut kırılmıştır
kaf dağı'nın ardındaki
ne selam artık ne sabah
kimseler bilmez nerdeler
namlı masal sevdalıları
evvel zaman içinde
kalbur saman ölür
kubbelerde uğuldar bâkî
çeşmelerden akar sinan
an gelir
-lâ ilâhe illallah-
kanunî süleyman ölür

görünmez bir mezarlıktır zaman
şairler dolaşır saf saf
tenhalarında şiir söyleyerek
kim duysa / korkudan ölür
-tahrip gücü yüksek-
saatlı bir bombadır patlar
an gelir
attilâ ilhan ölür


Attila İlhan

Son düzenleyen djwerrt; 13 Ekim 2005 00:46
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ekim 2005       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sana karşı hep çevrimiçiydim
Ellere karşı mütemadiyen away
Sponsorlu Bağlantılar
Boru değil dört saat dile kolay
Msnde oturum açmanı bekledim... Msn Confused


Sensiz alınan winkslerin tadı yok
Moodslar coşmuş, ucu bucağı yok
Senin nudgelerin sanki elektro şok
Tüm gece oturum açmanı bekledim... Msn Sleepy


Gece boyu bilgisayar başında pinekledim
Online badileri contact listime ekledim
Seviyo bu çocuk beni diye kendimi kekledim
Azim üzeri sabırla oturum açmanı bekledim ! Msn Cry
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ekim 2005       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
büyük ozan ve hümanist...


YUNUS EMRE

(1238-1320)
Yunus Emre, Anadolu'da tasavvuf akımının ve Türkçe şiirin öncülerindendir. İnsan sevgisine dayanan bir görüşü geliştirmiştir.
Yaşamı konusunda yeterli bilgi olmadığı gibi çeşitli kaynaklarda anlatılanlar da birbiriyle tutarlı değildir. Yunus Emre'nin nerede, hangi yılda doğduğu kesin olarak bilinmiyor. Kimi kaynaklarda, Anadolu'ya Doğu'dan gelen Türk oymaklarından birine bağlı olduğu, 1238 dolaylarında doğduğu ve 1320'de Eskişehir'de öldüğü belirtilir.
Yunus Emre şiirlerinde insan, Tanrı, birlik, sevgi, yaşama sevinci, barış, evren, doğum, ölüm, erdemlilik gibi temaları büyük bir ustalıkla işlemiştir. Yunus'a göre insanla Tanrı arasında özdeşlik vardır ve Tanrı'ya ulaşmanın tek yolu sevgidir. Yunus Emre, sevgiyi Tanrı ve onun yarattığı tüm varlıklara karşı duyulan bir yakınlık olarak anlar. Sevginin ereği Tanrı'ya, ölümsüz olana kavuşmak, onun varlığında bütünlüğe ulaşmaktır.
Yunus Emre'nin dilinde bilge kişinin adı "eren"dir. Eren barış içinde yaşamayı, bütün insanları kardeş görmeyi, kendini sevmeyeni bile sevmeyi bilen kişidir. Onun gönlü yalnız sevgiyle, dostluk duygularıyla doludur. Erenin gözünde insan bir küçük evrendir, büyük evren ise tanrısal tözün kuşattığı sonsuz varlık alanıdır.
Araştırmalara göre şiirlerinin toplandığı "Divan" ölümünden yetmiş yıl sonra düzenlenmiştir. Anadolu'da "Yunus Emre" adını taşıyan, ondan çok sonraları yasamış başka şairlerin yapıtlarıyla karışan şiirlerinin bir bölümü dil incelemeleri sonunda ayıklanmış, böylece 357 şiirin onun olduğu konusunda görüş birliğine varılmıştır. Yunus Emre'nin dil, siir ve düşünce bakımından özgünlüğü ve etkisi, ilk düzenlenen Divan'daki siirlerinde çok net görülür.
Yunus'u en güzel kendi şiirleri anlatır...

YUNUS EMRE'den

Aşkın aldı benden beni
Bana seni gerek seni
Ben yanarım dünü günü
Bana seni gerek seni

Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yerinirim
Aşkın ile avunurum
Bana seni gerek seni

Aşkın aşıklar öldürür
Aşk denizine daldırır
Tecelli ile doldurur
Bana seni gerek seni

Aşkın şarabından içem
Mecnun olup dağa düşem
Sensin dünü gün endişem
Bana seni gerek seni

Sufilere sohbet gerek
Ahilere ahret gerek
Mecnunlara Leyla gerek
Bana seni gerek seni

Eğer beni öldüreler
Külüm göğe savuralar
Toprağım anda çağıra
Bana seni gerek seni

Cennet cennet dedikleri
Birkaç köşkle birkaç huri
İsteyene ver anları
Bana seni gerek seni

Yunus'dur benim adım
Gün geçtikçe artar odum
İki cihanda maksudum
Bana seni gerek seni



Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni

Sular dibinde mâhiyle
Sahralarda âhû ile
Abdal olup yâhû ile
Çağırayım Mevlâm seni

Gökyüzünde İsa ile
Tûr dağında Musa ile
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevlâm seni

Derdi öküs Eyyûb ile
Gözü yaşlı Ya’kûb ile
Ol Muhammed mahbûb ile
Çağırayım Mevlâm seni

Bilmişim dünya halini
Terk ettim kiyl-ü kâlini
Baş açık ayak yalını
Çağırayım Mevlâm seni

Yûnus okur diller ile
Ol kumru bülbüller ile
Hakkı seven kullar ile
Çağırayım Mevlâm seni.



İşidin ey yârenler
Kıymetli nesnedir aşk
Değmelere bitinmez
Hürmetli nesnedir aşk

Dağa düşer kül eyler
Gönüllere yol eyler
Sultanları kul eyler
Hikmetli nesnedir aşk

Kime kim vurdu ok
Gussa ile kaygu yok
Feryad ile âhi çok
Firkatli nesnedir aşk

Denizleri kaynatır
Mevce gelir oynatır
Kayaları söyletir
Kuvvetli nesnedir aşk

Miskin Yunus neylesin
Derdin kime söylesin
Varsın dostu toylasın
Lezzetli nesnedir aşk



Hak cihana doludur
Kimseler Hakkı bilmez
Onu sen senden iste,
O senden ayrı olmaz

Dünyaya gelen geçer
Bir bir şerbetin içer
Bu bir köprüdür geçer
Cahiller onu bilmez

Gelin tanış olalım
İsin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim
Dünya kimseye kalmaz

Yunus sözün anlar isen
Mani'sini dinler isen
Sana iyi dirlik gerek
Bunda kimseler kalmaz



Benim bunda kararım yok,
Bunda gitmeye geldim.
Bezirganım mataim çok,
Alana satmağa geldim.

Ben gelmedim da'vi için
Benim işim sevi için.
Dostun evi gönüllerdir,
Gönüller yapmağa geldim.

Dost esruğu deliliğim,
Aşıklar bilir neliğim,
Devşuruben ikiliğim,
Birliğe bitmeye geldim.

Yunus Emre aşık olmuş,
Ma'şuka derdinden olmuş.
Gerçek erin kapısında
Ömrüm harcamaya geldim.



Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler.

Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler.

Toprağa gark olmus nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler.

Yunus der ki gör taktirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler.



Sufiyim halk içinde tesbih elimden gitmez
Dilim ma'rifet söyler gönlüm hiç kabul etmez

Boynumda icazetim Riya ile taatim
Endişem ayrık yerde gözüm yolum gözetmez

Söylerim ma'rifeti saluslanırım kati
Miskinliğe dönmeye gönlümden kibir gitmez

Hoş dervişim sabrım yok dilimde inkarım çok
Kulağımdan gireni hergiz içim işitmez

Alem çıraktır sadir gönlüm bunu gözetir
Nideyim Hak korkusu hergiz içimden gitmez

Görenler elim öper tac'u hırkama bakar
Şöyle sanırlar beni zerrece günah etmez

Dışımda ibadetim sohbetim hoş taatim
İç pazarda gelince bin yıllık ayar etmez

Görenler sufi sanır selam verir utanır
Onca is koparaydiı eleriben güç yetmez

Dışım derviş içim bos dilim tatlı sözüm hoş
İlla ettiğim işi dinin değşiren etmez

Yunus eksikliğini Allah'ına arz eyle
Onun keremi çoktur sen ettiğin ol etmez.



Yarab bu ne derttir derman bulunmaz
Yar bu ne yaradır merhem bulunmaz
Benim garip gönlüm aşktan usanmaz
Varıp yare gider hiç geri dönmez

Aşık olan gönül aşktan usanmaz
Ahiret korkusun bir pula saymaz
Aşk pazarıdır bu canlar satılır
Satarsın bu canı hiç kimse almaz
dönüp de bakmaz

Dönüp sana öğüt verirler
Dünya malı ile gözün boyarlar
Aşk oldu deyi sala verirler
Ölen hayvan olur
Aşıklar ölmez...



Yar yüreğim yar, gör ki neler var,
Bu halk içinde bize gülen var.

Ko gülen gülsün, Hak bizim olsun,
Gaafil ne bilsin, Hakk'ı seven var.

Bu yol uzaktır menzili çoktur,
Geçidi yoktur derin sular var.

Girdik bu yola aşk ile bile,
Gurbetlik ile, bizi salan var.

Her kim merdane, gelsin meydane,
Kalmasın cana kimde hüner var.

Yunus sen bunda meydan isteme,
Meydan içinde merdaneler var.



Nazar eyle ıtırı,

Bazar eyle götürü,

Yaradılanı hoş gör,

Yaradandan ötürü.



caglayannet - avatarı
caglayannet
Ziyaretçi
17 Ekim 2005       Mesaj #14
caglayannet - avatarı
Ziyaretçi
Sonsuzluk Kervanı, "peşinizde ben,
Üç ayakla seken köpeğim!"
Bastığınız taş taş öpeim;
Bir kırıntı yeter , kereminizden!
Sonsuzluk Kervanı , peşinizde ben ...



Gidiyor , gidiyor , nurdan heykeller...
Ufuk , önlerinde bayrak kulesi.
Bu gidenler , Altun Kol Silsilesi;
Ölçüden ahenkten daha güzeller.
Gidiyor , gidiyor ,nuradn heykeller...



Sonsuzluk Kervanı , istemem azat !
Köleniz olmakmış gerçek hürrüyet
Ölmezi bulmaksa biricik niyet;
Bastıgınız yerde ebedi hasat.
Sonsuzluk Kervanı ,istemem azat.
mC_JaCq - avatarı
mC_JaCq
Ziyaretçi
20 Ekim 2005       Mesaj #15
mC_JaCq - avatarı
Ziyaretçi
SENİN ELİNDE

Karanlıklar içindeyim
Aydınlatmak senin elinde
İtip karatmakta
Kalbime taş duvarlar ördüm
Yıkmak senin elinde
Sıvayıp yükseltmekte
Ben seni sevdim
Sevmek senin elinde
Terk edip gitmekte

SEVME AMA GİTME

Seninle bir ana bir ömür biçtim
Dönüpte yüzüme bakmadın gülüm
Umrumda değil olsun dikenin
Dalında bir garip bülbülüm
Uyku yok artık gözlerimde sen ve karanlık
Yeter ki sen ol olmasın gündüzüm
Senden tek isteğim
Sevme ama gitme
ÖLÜRÜM...
SEVMEZSEN SEVME

SEVMEZSEN SEVME
KIRILMIŞ BİR HAYATIM VAR ELİMDE
SOKAKLARIM VAR BOŞ VE ISLAK
SOKAK LAMBALARININ IŞIĞINDA BİR AKŞAMIM
SEVMEZSEN SEVME
YANLIZLIĞA DOĞAN KARANLIĞIM VAR GECELERDE
GÖZLERİMDE YAŞLAR VAR
YILDIZLARIM VAR GÖKYÜZÜMDE
SEVMEZSEN SEVME
ELİMDE KALEMİM KAĞIDIM
YANGININDA KÜL OLMUŞ YÜREĞİM VAR
SEVDAM VAR ELİMDE
YIRTIK BİR RESMİN
SEVMEZSEN SEVME
SEVMEZSEN SEVME
AMA BİR GÜN SENDE SEV
SEVİLME...

ZOR

Sevmek güzel
Aşık olmak güzel
Dile dökülmeyen sevdayı çekmek zor
Hayalini kurup durursun
Görünce onu mutlu olursun
Görüpte elini tutamamak zor
Her gün yolunu beklersin
Uğrunda yanarsın kavrulursun
Yanıpta sönmemek zor
Islanırsın yağmurda bir başına
Anlarsın ki çırpınışın boşuna
Sevipte sevilmemek zor

Seni seviyorum demek isterdim

ÖLesiye bir duyguyLa,
Taparcasına diL dökmek,
Ve saçLarım ağarmadan söyLemek isterdim.
Seni sarmak isterdim...
SonsuzLukLa,
DeLicesine sevmek,
Bir sarhoş gibi adını sayıkLamak,
Ve bağırarak koLLarında öLmek isterdim...
Son düzenleyen Blue Blood; 25 Ocak 2006 17:55 Sebep: Flood yapmayınız..
sevdalum - avatarı
sevdalum
Ziyaretçi
22 Ekim 2005       Mesaj #16
sevdalum - avatarı
Ziyaretçi
ARARSAN
Beni aramaya çıkarsa düşlerin
Hüznün ruhuna çizdiği resimlerdeyim
Gamsız bir gecenin karanlığında değil
Yüreğinde kanayan kesimlerdeyim

Aklına düşerim hani olur da
Güzelliklerin görünmeyen yüzünde ara
Sevginin menfaate döndüğü yerde
Bir gönül yarasının izinde ara

Yıkılmış umutların enkazından geç
Öksüz bir çocuğun gözünde ara
Ağıtların tüttüğü evlere uğra
Bir ananın boş kalmış dizinde ara

Beni yıldızlarda arama boşa
Yüreğini yasa boğan sızılardayım
Dertlerinle bulursun beni başbaşa
Senin gibi karayazılardayım

Sahte sevgileri tanımaz kalbim
Beni seven gönüllerin ocağında ara
Menfaatle bakmasını bilmez gözlerim
Beni gerçek dostlukların kucağında ara

Mutluluğu anlatan şarkılarda değil
Yaralı yüreklerin ağıtlarında ara
Beni menfaat ve ihanetten uzakta
Yağacak sevgi bulutlarında ara

Öyle senden çok uzaklarda değilim
Görmesini bilen gözlerin bakışındayım
Belki sana senden daha yakın bir yerde
Çarpan kalbinin her atışındayım

Aklına düşerim hani olur da
Beni sığmadığın duyguların içinde ara
O kadar da kolay bulurum sanma
Beni benim seni görebileceğim biçimde ara. selçukMsn Cry
ByKatip - avatarı
ByKatip
Ziyaretçi
31 Ekim 2005       Mesaj #17
ByKatip - avatarı
Ziyaretçi
Sevemedi İstanbul İkimizi
seninle hiç istanbulda olamadık
göremedi istanbullu ikimizi
ne emirgânda bir semaver tüketebildik
ne aşîyanda hüzün
bir tepeden seyretmek için bu güzelim kenti
ne çamlıca kısmet oldu ne piyer loti
hiç bir vapur taşımadı bizi marmarada
bir güvertede seni
liseli aşıklar gibi dakikalarca öpemedim
ellerini avuçlarımda tutup ta içimi dökemedim
şöyle bir elimi atıp ta omzuna
kolun belimde
yürüyemedim seninle beyoğlunda
bir sinema ya da tiyatro koltuğunda
parmak uçlarıma değmedi dudakların
pasajda arjantinleri çekip
nevizadede bir iki tek atamadık
doyulmaz uykulara bir türlü yatamadık
seninle hiç istanbulda olamadık
duyamadı istanbul sesimizi
sahaflarda yorulup ta kitaplara bakmaktan
çınaraltında mola veremedik
karışıp çılgın kalabalığına kapalı çarşının
tadına varamadık bir öğlen rakısının
ya da sultanahmette bir müzeyi. gezip
dostlara uğrayamadık
gülhaneden uzanıp sarayburnuna
intiharı düşünemedik enine boyuna
ne lâleliden geçebildik sevgilim
ne kendimizden
bir çalgılı kumkapı meyhanesinde
ağlayamadım doyasıya sımsıcak göğsünde
eski istanbulda gezdiremedim seni
yemişte, asmaaltında
ne kaldırımlarımı gördün ne çayhanelerimi
ne çocukluğumu bildin ne gençliğimi
seninle hiç istanbulda olamadık
saramadı istanbul hiç bizi
çılgınlar gibi dolanamadık otobüslerle
trenlere binemedik
bırak bütününü bu koca kentin
sadece bir tek semtin
içinde bile olamadık
istanbul hiç doymadı bize bir tanem
biz de ona doyamadık

Vedat Didari
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Ekim 2005       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Terk Edersen
Bir gün terk edip gidersen eğer
Döndüğünde sanma ki bulacaksın beni
Pişmanlık duyduğunda nedensiz terk edişinden
Dönüp geleceksin dizlerime kapanıp af dilemeye
Nerede olduğumu soracaksın tanıdıklarına
Adrese gerek yok diyecekler o mezarlıkta
Boş gelme kabrimi ziyaretime gelirsen eğer
Kırmızı karanfiller ser üstüme o bana yeter
AngeL - avatarı
AngeL
Ziyaretçi
31 Ekim 2005       Mesaj #19
AngeL - avatarı
Ziyaretçi
ASIK OLMADAN BIR DÜSÜN
Evinin seni içine sigdiramayacak kadar dar oldugunu
fark edeceksin...
Sokaga firlayacaksin...
Sokaklar da dar gelecek...
Tipki vücudunun yüregine dar geldigi gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne piril piril gökyüzü...
Kendini tasiyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da
kaybolacak kadar küçüleceksin...
Birileri sana bir seyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan saglik." "Yasamak güzel." "Bos ver, her sey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksin...
Göz yaslarindan etrafi göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az
sonra kollarinda ölmek isteyecek kadar çok seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"Ölüme çare bulundu" ya da "Yarin kiyamet kopacakmis" deseler basini kaldirip Ne dedin?"
diye sormayacaksin...
Yalniz kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabaliklarin arasinda kaybolmak...
ikisi de yetmeyecek...
Geçmiþi düþüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtigin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittigin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksin...
Biri sana içindeki aciyi söküp atabilecegini
söylese,kaçacaksin...
Aslinda kurtulmak istedigin halde, o aciyi
yasamak için direneceksin...
Hayatinin geri kalanini onu düsünerek geçirmek isteyeceksin....
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksin...
Hiçbir sey oyalamayacak seni...
Ilaçlara siginacaksin...
Birkaç saat kafani bulandiran ama asla onu unutturmayan.
Sadece bir müddet buzlu camin arkasindan seyrettiren...
Bütün sarkilar sizin için yazilmis gibi gelecek...
Bogazin dügümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahi iple çekeceksin...
Bazen de "Hiç günes dogmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne
çikana sarilmak isteyeceksin Nafile...
Düsüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasini istedigin...
Her siçrayarak uyandiginda onun adini söyledigini
fark edeceksin...
Telefonun çalmasini bekleyeceksin...
Aramayacagini bile bile...
Her çaldiginda yüregin agzina gelecek...
Aglamakli konusacaksin arayanlarla...
Yüregin burkulacak...
Canin yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir sey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanip tutusacaksin...
Defalarca aradigi günlerin kiymetini bilmedigin için nefretedeceksin...
Yasadigin sehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir aninin olmadigi bir yerlere gidip yerlesmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karsilasma umudu...
Bu umut Seni gitmekten alikoyacak...
Gel gitler içinde yasayacaksin...
Buna yasamak denirse...
****
Razi misin bütün bunlara...?
Hazir misin sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O halde asik olabilirsin...
CAN YÜCEL
Son düzenleyen ByKatip; 31 Ekim 2005 23:10
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Kasım 2005       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kaciyorsun
Kacacaksin daha da
Kactigindan seni kurtaramayan uzakliklara

Peki guvenme kimseye
Aldanislarinin intikamini al ozlemlerinden

Haydi oksuz birak yuregindekileri
Aldanislarinin koluna gir
Bir kez de sen kendine ihanet et
Buyut yalnizligini durmaksizin
Yasami bitir umutlarinda
Umut kalmasin yarina bakislarinda
Aldanislarinin hancerini sapla umutlarina

Kendinden kendini kanat durmadan
Kaciyorsun
Kacacaksin daha da
Kactigini daha da buyuten uzakliklara

Belki de yok sayacaksin seni kemiren
Yok eden bu kacislari
Yureginin derinlikleri daha dolmadi ne de olsa
At at durmadan derinliklere korkularini
Dipsiz kuyu san sen ruhunu
Tek bir haykirisina bakar
Kocaman cigin ruhundan yuregine yuvarlanmasi

Kendinden buyuteceksin kendi kacislarini
Kac bakalim
Kacmakla asla kurtulamayacagin kacislarindan....

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya