Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 207

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.435.305 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2061
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ey cocuk (bırakma ellerimi)

Sponsorlu Bağlantılar
alnı gül işlemeli günler getir bana ey çocuk
hülyalı gülüşler
gözlerinle görmek istiyorum sabahı
dünyayı yüreğinle sarmak istiyorum
umutlu ve şen

ne zemheriler gördüm ben
ne fırtınalar geçirdim
çağının ışığıyla yak beni
çağının ışığıyla sar, üşüyorum

gövdemde kaç balta izi var
kaç kan lekesi alnımda
nice ihanetler gördüm ben
nice zulümler
üşüyorum
alnı gül işlemeli baharlar getir bana
umudu sevda kokan sabahlar
gözlerinle görmek istiyorum yarınları
dünyayı yüreğinle sarmak istiyorum

pınar seslerine kat
başak tanelerine koy
arıt beni günahlarımdan
lekesiz bir sevgiyle geçilir ancak ırmaklar
kocaman bir yürekle ey çocuk
beni yüreğinle sev, gözlerinle okşa
F.E.A.R - avatarı
F.E.A.R
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2062
F.E.A.R - avatarı
Ziyaretçi
Hayat uçurumsa,
yasak ölüme atlamak...
Sponsorlu Bağlantılar
Kıyısında denge
oyunları oynayın.
Dalın,çıkın, acılar çekin.
patinaj yapın, borç takın.
Korku yaşayın, terleyin...
Rüya görün, gece trenlerini kaçırın.
Sevdiğiniz kız ya da oğlan sizi aldatsın.
Aldanmanın bir hayat cilvesi olduğunu
anlayın...
Öğretmeniniz, eğitmeniniz olsun hayat.

Kanırta kanırta zorlasa da sizi
madem geldiniz dünyaya, yaşayın.
Azraile inat, korkusuz olun,
muhallebi çocuğu olmayın.
Burnunuz kanasın,
bırakın, ter gözünüzü yaksın.
Bu ülkeyi size verenlere
borcunuzu anımsayın.
Kıyıcı Amerikan kovboylarına gözyaşı dökmeyin,
ama insana acıyın.

Dilenen gazileriniz olduğunu unutmayın!
Sürrealist öyküler uydurmayın.
Kovboylar; çoban öyküleriyle vatan kuruyorlar!
Ülkemizi bilinçsiz yaratıklar; açık artırmada
satıyorlar...
Bu durumda yapılacak iki iş var:
Ya,sopayı kapın;hainlerin ağzını burnunu kırın,
kolunu, kanadını, koparın!

Ya da kıyıya çekilin,seyredin:
Ona dövünün, ona acının. Oturun:
Karalar bağlayıp ağlayın...
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2063
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
SEN BİRTANESİN

Seslensem sanki beni hissedersin

En zor günlerimde benimle elelesin

Nedenini bilemiyorum, içimde çığ gibi büyümektesin



Belki benim için baharın başlanğıcı

İçimdeki arzuların son kıvılcımısın

Rüyalarımın uçsuz bucaksız engin denizi

Taa kalbimin okyanusyasındaki sevgi fenerimsin

A kşam güneşinin o doyumsuz ahenkli batışı

Nasıl anlatsam şeker! Belki de güneşimsin

Esrarengiz masal prensi misali

Sislerin ardından haykıran çığlıksın

İnsanın içini mutlulukla taşıran

Neden anlamıyorsun tatlım! O sensin!
F.E.A.R - avatarı
F.E.A.R
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2064
F.E.A.R - avatarı
Ziyaretçi
Temiz şeyler düşündük, tertemiz;
Uzun yollar boyunca, beraber;
Eli elimde, yan yana, sessiz;
Çevremizde karanlık çiçekler.

Yapyalnız, kırda, yeşil gecede;
Yürüyorduk, nişanlılar gibi;
Gökte ay, masaldaki bir meyve;
Bölüştük o sihirli meyveyi.

Ve öldük yosunlar üzerinde,
Uzakta, yalnız, o mırıltılı,
O dost ormanın gölgelerinde.

Sonra gökte, nurlarla sarılı,
Buldum seni, yaş dolu gözlerim,
Sevgili sükut yoldaşım benim.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2065
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ben düşündeki sevgiliyim Aşkı,
Akşamın çökme vakitlerinde
Ellerinde kovalarla salınarak yürüyen
Gözlerine sürme çekilmiş,
Bulabildikleri en güzel giysileri
Su başlarına saklayan
Yazmaların örtemediği perçemlerini,
Kafalarını sallayarak düzeltmeye çalışan
Köylü kızlarına bıyık burup göz süzmek sanmıştım.
İşte bu nedenle hala göz süzüp bıyık buramam
Utanırım, utanırım aramıza sözün girmediği
Düşümdeki sevgiliden.
Onu tanımıyordum o zamanlar da diyemem
Varlığı sanki benim varlığıma denk düşen zamanlara uzanır
Yokluğu benim gözümü kapayıp
Ruhumu
Korkulu rüyamız Azrail'in aldığı
Zamana uzanan uzun bir süreçtir sanki.
Elleri ellerimde öyle yaman sevdalar kurarım
İşte bu yüzdendir utanmam
Bu yüzdendir,
Düşlere böyle yaman bağlanışım.
Uyanık olduğum tüm zamanlarda,
Sanki onunla her hangi bir zamanın
Herhangi bir caddesinde gözleri gözlerime değdiğinde
Tüm resmiyeti bir yana bırakıp
"ben düşündeki sevgiliyim"
Demesini beklememde bundandır
söylendiği gibi boşuna da değildir.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2066
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kal Biraz DahaKaç mavi yasak yaşadık seninle,
kaç deli gece...
Düşünse, dolunay bile utanır,
yıldızlar çıldırır, ağlar erguvanlar.
Ben, seni işte öyle bir gecede sevdim, hesapsız.
Ve düşlerim...
Düşlerim sınırsızdı alabildiğine
Duygularım sabırsız.
Bir çocuk kadar günahsız.
Sahi, sen de sevebilir misin beni
seni sevdiğim kadar,
dokunabilir misin yüreğime?
Bak, orada sen varsın.
"Mutluluk nedir?" diye sorsalar
"Sen" derim alabildiğine, "Yalnız sen."
Sesin, gözlerin, ellerin sonra,
titreyen dudakların ve arzun çekingen
Sen, benim her şeyimsin.
Sensiz neye benzer bu ay, bu güneş?
Çiçekler açar mı sen olmasan,
Martılar uçuşur mu çığlık çığlığa?
Sonra, kim aydınlatır benim gecemi,
Günümü kim paylaşır?
Kim sorar derdimi,
Ben neye sevinirim,
Kimle gülerim?
Kal biraz daha...
Beraber büyüttük sevinçlerimizi,
Beraber öğrendik yaşama direnmeyi
Sevmeyi beraber öğrendik.
Bak, güneşler doğdu üzerimize
Yolumuza begonyalar serildi.
Ağlamak bu kadar kolay mıydı,
Ve güzel miydi gülmek kadar?
Herkese seni anlatmak istiyorum
Seni söylemek şiir şiir.
Her dizede sen olmalısın,
adın olmalı çığlık çığlık...
İçimi ısıtan sen, tam şuramda; ılık ılık,
sen olmalısın kıpır kıpır yüreğimde...
Sevdan olmalı deli dolu
Ve çılgınlığın, çılgınlığın olmalı.
Ben seni sevmeyi seviyorum
Ve seni özlemeyi.
Bu bir itiraftır...
Aşkın yoksa ben de yokum
Yetim düşlerimin
kimsesizliği kuşatır benliğimi
Hüzünler yağar gecelerime.
Ben, bir garip ben olurum,
Sığamam odalara,
taş duvarlar üzerime üzerime gelir.
Ruhum durmaz bedenimde,
hücrelerim yaşamaz.
Kurumuş dallara döner yüreğim,
susuz çöllere...
Gece böyle bitemez, ben ölürüm,
Ölürüm gitme, kal biraz daha...
KAL BİRAZ DAHA...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2067
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GECE YARISINDA SEVDA Saat gece yarasını çoktan vurmuş
Üçgen bir balkonun parmaklıklarına dayanmış
Hışırdayan ağaçlara tepeden bakıyorum
Bahçe lambalarının dibinde
Mevsimsiz çöken karın altında
Yaprakları dökülmeden donmuş
Gonca güle dikiyorum gözlerimi
Bacalardan çıkan dumanları
Ay ışığında
Gözden yitinceye kadar izliyorum
Bulutlar aydan habersiz türkü söylüyor
Gök ağlamaklı
Tek tük pencerelerden ışık süzülüyor
Sanki yaşam tümden ölmüş gibi
Ölüm bir soluksuzluk
Ya da
Puslu kış gecesinin dolunay vakti midir
Sigaramdan bir nefes daha çekiyorum
Düşünüyorum
Ellerim tutuşuyor kurban oluyorum.
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2068
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye

türkiye türkiye dağlarını duman almış
üzümler memleketi, tütünler memleketi
türkiye türkiye çok gülmüş çok ağlamış
sabırlı bağrı yanık insanlar memleketi
bulut gibi köpürmüş topraktan bereketi
pehlivan dağlarında şafaklar büyümüş
ve o nehirler delirip gür gür gelirler
bir şarkı gibi dağdan denize yürümüş

sen türkiye'sin sağdıcım kirvem türkiye
insanların insanların ah senin insanların
morca gözlerinden öpsem namuslu gözlerinden
asiye'm işveli hatice fistanı dal işlemeli
sen kırk köyün içinde şanlı zeyneb'im
şabanı vurdular yirmi yaşında, köprü başında
gel yılmaz mahmud'um gel bilaloğlan
arabamın atları, deh deh deh aman da
ha burası karadeniz gemiler yatar limanda
deryalar aslanı şems-i bahrî kamil reis
bu insanlar senden gelir sana gider
tarlaya savrulmuş buğday gibi türkiye

sen türkiye'sin ekmeğim tuzum türkiye
omzumda mavzer koynumda çevresin
ve kıl heybemde taze lor peyniri
gök rengi süt karanfil rengi şarap
batan güneş gibi bakır taşkömürü
ve rüzgara vermiş saçlarım nefti ormanlar
ve köylere karşı sarışın harmanlar
ferik elması kavun karpuz dut ve kayısı
fındık da sende ceviz de sende badem de sende
alnımın teri gözlerimin nuru türkiye

sen türkiye'sin evim barkım köyüm obam türkiye
o senin çifte çarşılı harp görmüş şehirlerin
sahilde mersin yayla türküsü konya.
adana'nın yolları taştan yola çıkıp maraş'tan
ezanla birlikte vardık bir akşam urfa'ya
bursa'nın ya bursa'nın ufak tefek taşları
uçan yıldızı dondurur ardahan'ın kışları
erzincan'da bir kuş var kanadı gümüş pul pul
ve göğe kılıç gibi çekmiş minarelerini
şehirler padişahı canım istanbul

türkiye türkiye ay'lı yıldız'lı türkiye
sen mehmed'sin omuzların anadolu yaylası
aladağlar toros'lar dev gibi gövden
sen şehid oğlu şehid babası
sana selam olsun dünya'dan hürriyet'ten

Kaynak: Duvar


Atilla İlhan
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2069
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
yalnızım

unutma seni senden çok sevmiştim,
unutma sana deger vermiştim,
unutma seni unutmayacagım,
ama adın her aklıma geldiginde senden nefret edecegim,

unutma benim hayatımı sen kararttın,
unutmaki senden hep nefret edecegim,
unutma seni artık sevmeyecegim,
ama adın her aklıma geldiginde senden nefret edecegim.

sana senden çok ben verdim deger,
sana senden çok ben üzüldüm,senin için
sana senin vermedigin degeri ben verdim,
sen beni beş kuruşa sattın,
ama adın her aklıma geldiginde nefret edecegim...

seni artık sevmeyecegim,
adını aklıma getirmeyecegim,
seni artık sevmeyecegim,
seni sildim görmeyecegim...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2070
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kalbin Sessizliği

Kalbin sessizliği yaradılışındaki tevazudandır
İnsanın bulmasını ister adeta içindeki hakikati
Hakikatin gizlilği ise kalbin sessizliğindendir,
Dinleyemeyen bu sessizliği, bulamaz onun yerini!

Yalandan yaşıyorsun madem tüm güzellikleri,
O zaman doyasıya tadını çıkar, çünkü tüm bunlar geçici!
Eğer diyorsanki ben böyle yaşayamam,
O zaman gir bir tabutun içine gir de gör gerçeği!

Dört bir yanın toprak, börtü böcek!
Yalnızlığını giderecek bir kalbinin sessizliği var
Kainatın dili olmuş kalbin konuşuyor senle,
"Güm Güm" diyor susyor ve sonra tekrar devam ediyor aynı sesle...

Her atışında o kadar çok şey anlatıyor ki aslında!
Yapma diyor pişman olacağın şeyleri! Üzme diyor seni sevenleri!
Bak bana, beni yıkanların bile sırtımda taşıyorum!
Ders al benden, bırak bencillikleri diyor ve devam ediyor...

Aklın her dediği doğru olsaydı, her akıllı selamete ererdi!
Ama akıl mantık çerçevesiyle sınırlıdır,
Halbuki selamet mantığın ötesinde,
Perdelerin arkasında gizli olanı görmede...

Akıl bir anlayabilseydi kalbin niye sessiz olduğunu,
O zaman susar, utancından diz çöküp ağlardı ömür boyu!


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya