Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 208

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.435.305 Cevap: 12.492
F.E.A.R - avatarı
F.E.A.R
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2071
F.E.A.R - avatarı
Ziyaretçi
Gözlerinin denizine atıp kendimi,
Boğulana kadar yüzmek isterdim.
Sponsorlu Bağlantılar
Göz bebeğinin mavi gülüşünü
Sevgimle ıslatmak isterdim.

Seni mavi ıslaklığında
Benimle beraber avutmak isterdim.

Islak mavilerine sahip olmak isterdim,

Usulca sokulup bedenine,
Maviliğinin ıslaklığını alıp ellerime
Yüreğinin soğukluğuyla birleştirmek isterdim gizlice.

Seni ellerimle ısıtıp,
Sevgimle titretmek isterdim.

Bakışlarına sahip olmak
Maviliğine aşık olmak isterdim.

Keşke maviliğin gerçek olsaydı
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2072
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Ödünç Alınmış Zaman

Sponsorlu Bağlantılar
Bir kız
Bir demet zaman koparmış bahçelerden
Kimsenin yaşamadığı akşamlar
Ve kimseyi ıslatmayan yağmurlar getirmiş
Yaşanması lazımmış, kader çiçekleri açmalıymış
Elinde kullanılmamış biletleri
Otobüslerin
Yolcular beklemekte
Bizim gelmemizi
Yollar uzun ve bitmez

Elini tutacağım yere götürüyor beni
Ellerim soğuk ve yaşlı
İçimde bir korku
İçim öylesine telaşlı
Ya o yer yoksa
Ya o yer hayallerin hayaliyse
Bir demet zaman kucağımda kıpır kıpır
Yüzüm güler
Aklım sapıtır

İşte yine özlüyorum
Güneş doğuyor
Bir bardak çay içiyorum özlemine
Bir taze sıcak simit
Tane tane konuşuyorum
Deniz kıyısındaki kediyle
Beni anlamıyor
İnsanlar hızla geçiyorlar
Sağımdan solumdan
Bir kısmı korkarak bakıyor
Kedi sonunda miyavlıyor

İkinci şiiri okuyorum
Sana uygun kelimeler var mı diye
Ağaçlar bahar kokuyor
Nisan akşamları sarhoş ediyor
Bekliyorum
Nerede bekliyorum bilmiyorum
Ben oradayım
Sen orada mısın
Orası neresi

Sesler gitmiyor
Uzayda boşluktayım
Bir esrarengiz hoşluktayım
Bağırıyorum
Duyulmuyorum
Yine sen kazandın zaman...

Oğuzkan Bölükbaşı

F.E.A.R - avatarı
F.E.A.R
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2073
F.E.A.R - avatarı
Ziyaretçi
En sevdiğin elbiseni giydim
Bu gece kokunu sürdüm
Solgun yüzünü okşadım
Sessizce saçlarından öptüm
Yazdığın mektupları okudum
Kana kana su içer gibi
Plaklarını çaldım ah!
En çok o şarkıda özledim seni.

Issızlık kapıyı çaldı, açmaya korktum
gece yarısı
Şehir uykuya daldı, baktım dışarıya
katran karası
Rüzgar telaşla kokunu getirdi bana
aldım koynuma
Buseni hafızamdan koparıp
iliştirdim dudaklarıma
Üşüdüm karanlıkta
Tenine dokundum hissetsin diye
Aç gözlerini

Erguvanlarına su verdim
İçerken benimle konuştular
Yastığını okşadım, kokladım
Anılar uçuştular
Soluğun saçlarımı yaladı sanki yine
bir meltem gibi
Teninin kokusu karıştı kokuma
Yakıştılar

Boğuldum karanlıkta
Yanı başımdasın benden çok
uzaklarda
Ellerimi tut dokun bana
Aç gözlerini.

Attım kendimi caddelere
Yeşil ceketin sardı beni
Yürüdüm üstüne karanlığın korkusuz
Tuttum ellerini.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2074
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SAVAŞ KENTLEDİR

Dün kayan bir yıldızla başladı
Şafağın kurumuş güle denk düşmesi
Bu gündüzün bir akşamı olacak
Ve
O akşam bu kentin başına çok iş gelecek
Sol yanımdaki ordular
İhanete uğramış yürekler
Sağ yanımdaki ordular
Arkadan vurulmuş
Başları öne eğilmiş
Ezilmiş yüreklerdir.
Yıldızlar kayacak
Üstelik göğün yücesinde
Bir dilek tutacak sevdalı
Konuşmaya hali kalmamış
Ağarmadan saçları
İçi geçmiş yorgun çocuklar
Sonra cehenneme dönecek
Cenneti yaşadığını sanan dolandırıcılar
Pişmanlık duymaya fırsatları olmadan
Uzun bir gecenin
Kurumuş güle denk düşen şafağında
Sırtlarını dayayacak bir duvar bulamadan
Evlerin en pis köşesinde
Süpürge edilen saçların
Birkaç kırık teliyle
Kurulmuş yaylardan atılan
Gülün dikenleriyle idam edilecekler.
Ve işte o akşam bu kentin başına
Geçmişten kalan
Onarılmamış
Hesabı sorulmamış
Geriye dönülmeyen yolların
Uzun ince
Üstelik bir arpa boyunu aşmayan
Solgun geçmişinin yorgun yüzü ;
Hayaletleri andıran suratıyla
Çok iş getirecek bu kentin başına
Damlarında kumruların özgür saatlerinde
Bir nihavend tutturan
Sevdalı seslerinde
Aşkı anlatan kentin
Duvar diplerinde hala onarılmamış yürekler
Tellerinde kuşlar konan telgrafın
Mors alfabesinden bir ses gelsin de
Yorgun ve inanmaya hazır yüreğine su serpsin isterler
Bahçelerinde bülbüllerin ötüp
İbibiklere umut bağlayan
Geleceğini nasırlanmış iki elin
Dokunmaya korkan tenine
Kurban olmuş yürekleri
Masal gibi dinlediğimiz
Sokaklarında acılarını pervasızca haykıran
Sokak arabalarında sergilen
Hoparlörlerinde 9 voltluk pille çalışan
200 watt supersonic yalanlarının
cızırtlarının evlerin en dip odasına kadar sindiği
saten kokulu odaların duvar diplerinde
kucağına yattığımız ninelerimizin
sözlerinden anlarız
Son düzenleyen Blue Blood; 31 Mayıs 2006 01:46 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2075
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kalbimi Yerinden Sökmeyi Dene

Sevdanın sırrına ermek istersen
Coşkun bir ırmak ol akmayı dene
Çektiğim acıyı görmek istersen
Yüzüme bir kere bakmayı dene.


Pişmanlık acını dindirmediyse
Yürek ateşini söndürmediyse
Hiçbir şey geriye döndürmediyse
Eski resimleri yakmayı dene.


Bütün suçu bana yükleme artık
Istıraba çile ekleme artık
Bir ömür içinde bekleme artık
Gönül zindanımdan çıkmayı dene.

Sevgime beş para etmez diyorsan
Kinim kolay kolay gitmez diyorsan
Yaşattıklarım az yetmez diyorsan
Dünyayı başıma yıkmayı dene.

Bir kurşun da sen sık sanki yaram az
Sen ne cimcimesin sen ne yaramaz
O sahte bakışlar işe yaramaz
Karşım da gözyaşı dökmeyi dene.

Kanlı gözyaşımı kurutmam için
Verdiğim son sözü hep tutmam için
Seni sonsuza dek unutmam için
Kalbimi yerinden sökmeyi dene.
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2076
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Hadi Gel Tanışalım

Gam keder düşmesin
Bana bakan o güzel gözlerine
Seninle tanışmak..
Seni tanımak isterdim güzelim
Bir güzel cümlede
Bir tek sen olan kelimede

Sakın bana
Öyle dalgın dalgın bakma güzelim
Hadi gel tanışalım
Uzat bana ne olur
Pamuk prenses görünümlü ellerini
Öpmek isterdim
Seni tanımak isterdim
Bana dalgın dalgın bakan gözlerinde.

Güneş bugün
Neden bu kadar güzel parlıyor
Yoksa
Bugün bana doğan güneş sen mi oldun
Sana bakamıyorum
Gözlerim kamaşıyor
Gözlerim yanıyor
Ama yine de
Sana bakan gözlerimi senden alamıyorum.

Gamze oturmuş
Şekil almış yanaklarınla
Bana güler misin
Beni kendi güzelliğinde sever misin
Konuş ne olur konuş güzelim
Hadi gel tanışalım
Seninle
Gerçek dost, gerçek arkadaş olalım.

Güzelim
Bana bugün
Sen güzellik satıyorsun..
Benden sıkılıp çekinmene gerek yok
Sana baktıkça kendimden geçiyorum
Sanki sende yandıkça aydınlanıyorum
Sana
Aşık olmamak için
Sende kendimi zor tutuyorum.

Yenifoça - 01.09.2004

Atılım Kesmen
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2077
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Kavuşursak Biteriz Biz
iletimetin Kavuşursak biteriz biz
Biz mutlu sonlar katiliyiz
Kavuşursak biteriz biz
Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz

Herkesin bildiği bir aşk
Herkesin attığı bir imza
Herkes gibi değiliz biz
Belki biraz serseri, belki biraz deliyiz.
Ama kavuşursak biteriz biz

Bir kor var içimizde yanan
Onu küllendiremeyiz
Görüşemeyiz, konuşamayız, şevişemeyiz
Bir aşk var bizi biz yapan
Kavuşarsak biteriz biz

...

İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz
Dokunsak kanar ellerimiz
Hiçkimseye söylemez
Gizli gizli severiz
Kavuşarsak biteriz biz

...
Uğur Arslan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2078
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kurumuş yüreklerde ıslanıyorum Acı yaşamadan acı duyuyorum içimde
Kabuslarım oluyorsunuz
Gitmeyin durun
Sizinle yaşadıklarımla varım
Sizinle öğrendim
Uyurken uykusuzluğu,
Tokken açların halini
Kurumuş yüreklerde ıslanıyorum
Sonra
Yağmur kar oluyor ansızın
İşte o zaman üşüyorum
Minicik oluyor ellerim
Kızarıyor yüzüm
Utancımdan değil
Öfkemden hiç değil
Üşüyorum.
Güneş olmak istiyorum
Isıtmak istiyorum ellerimi,
Yemek olmak istiyorum doymak için
Ve
Su olmak, yaralarıma ilaç olmak istiyorum
Ve
İnanmak istiyorum
Güzel bir dünyanın hepimize yeteceğine.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2079
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Beyaz Gül
Beyaz bir gül sundum sana, tüm temiz duygularımla

Al onu benim için yüreğinde sakla
Kalbinin her köşesinde, her yıl sonbaharda
Beyaz güller açsın benim için
Sarı yapraklar düşerken bu zamanda
Beyaz güller açacak yüreğinin dörtbir yanında
Anlayacağım o zaman hatırlandığımı
Ve işte o zaman, nerede olursam olayım
Sana ulaşacağım kalbimle, sonsuzluğun bir köşesinden
Beyaz gülelr getirecek beni sana taa uzaklardan
Hiç solmayacaklar!!
Arayıp sormasamda, yüzüne hiç bakmasamda
Sanma unutuldun !!
Kalbimde beyaz güllerin arasında yaşıyorsun
Ve kalbimde açan beyaz gülelrin sana ulaşmadığını biliyorum, ümit ediyorum
Beyaz güllerim, senin beyaz gülelrinle karıştığı anda
Sonsuz bir mutluluk içerisinde yaşamayı bekliyorum
Ama şimdi gönlümdeki beyaz gülelri açtıramıyorum
Bir gonca halinde bile kalsalar ve solmasalar, bana bu da yeter
Asla solmasınlar !!!!
Çünkü ben onların, beyaz güllerinin benim için açmasını bekliyorum.
Birgün karşılaşırsak herhangi bir yerde
Güllerim açacak yeniden
Onları gözyaşlarımla büyüttüğümü göreceksin
Belki de anlamadan gülüp geçeceksin
Belkide birgün gelecek, beni yeniden seveceksin.
O zaman beyaz güllerimizi mutluluk seli ile büyüteceğiz
Ama birgün, beni hiç sevmeyeceğini anlarsam
Bütün güllerim solacak, açmayacaklar
Güllerimi, beyaz güllerimi kurutma birtanem
Onları gözyaşlarımla büyütürken
Bir anda solmalarına izin verme
Onlar senin bir damla sevgine muhtaç
Beyaz gülelr ikimize muhtaç
Ben sana muhtaç !!

F.E.A.R - avatarı
F.E.A.R
Ziyaretçi
31 Mayıs 2006       Mesaj #2080
F.E.A.R - avatarı
Ziyaretçi
evrenin içerisinde dünya
dünyanın içerisinde bedenler
bir bedenin küçük bir kısmında bir rahim
rahim içerisinde tohumlar...
"belki de ruhlar ileride varolacak beden tohumlarını kiralıyorlar"
mumlar sönmekteyken
ve gece zemherilere gömülmekteyken
ruhların harekete geçip birer tohum kiralaması
kendinden önce kiralanmış olana ait, iki bedenin paylaşımından yola çıkarak
terkedilecek vakti geldiğinde
ve terkedecek zaman doldu dendiğinde
bir göçe tabi tüm ruhlar
dördüncü boyut-üçüncü boyut arası gidip gelenler...
geri dönmek üzere bir konak bulmuşlar kendilerine
bir ceset gibi cansız,yerde dururken
duyguları,hisleri hayalleri ve huyları
bir başka kiralık beden var mıdır onlar için?
yoksa bütün bunları o cansız halleriyle toprak altına mı saklarlar?
düşler çemberi hepsinde aynı mı ilerler?
işte bir kısır döngü şimdilik
çıkmazların eşiğinde bir düş,yanına almış bir yürek
yolun sonu diye birşey yok artık
bir sis bulutunun gözlerdeki pusluluğu arasından neler gördüysen bana anlat
işte o gördüklerin yada görebildiklerin bedelini bazen ağır ödediğin hayatın
bedenlerin tutsaklığında, ruhlar işkence ederlerken içten içe kendilerine
bir geri dönüş umuduyla ayakta kalırlar
hepsi ama hepsi asıl varoluşu anımsar
ölümün sessizliği sardığında etrafı
ve en sonunda bir geri döniş daha başlar vakit tamam dendiğinde

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya