Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 232

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.435.305 Cevap: 12.492
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2311
kambis - avatarı
Ziyaretçi
GÖZYAŞLARI VE RÜZGÂR
Bu gözyaşları ne?
Doğudan esen bu rüzgâr ne?
Yakınmalarıyla yüklü
benim yitik insanlarımın
ve yurt özlemiyle boğazlanmış
ve kaskatı
bu rüzgâr ne?
Toprağı ve ufku doyuran
bu sesler ne?
Ovanın umutsuzluğunu döken,
çırılçıplak,
bu sesler ne?
Yüzüme, gözüme,
yüreğime, boğazıma
çiy gibi, kan gibi yayılan,
kölelik kokusunu boşaltan
bu sesler ne?
Bu gözyaşları ne?
Doğudan esen bu rüzgâr ne?
Sizi çağırıyorum sizi.
Sıkıyorum ellerinizi.
Kucaklıyorum ayaklarınızın altındaki toprağı
ve diyorum ki:
Yaşamım sizin.
Sunuyorum size
aydınlığını gözlerimin.
Sunuyorum size
sıcaklığını yüreğimin.
Bendeki bu acılar
düşen acılardır
sizin acılarınızdan,
benim payıma.
Sizi çağırıyorum sizi.
Sıkıyorum ellerinizi.
Göze almışım yurdum için her şeyi.
Eğilmemişim karşısından hiç kimsenin.
Direnmişim zorbaya karşı,
yetim, yoksul, çıplak ayak,
direnmişim.
Taşımışım kanımı ellerimle,
Düşürmemişim yere bayrağımı.
Bütün otları korumuşum,
mezarlarındaki otları,
atalarımın..
Sizi çağırıyorum sizi.
Sıkıyorum ellerinizi...

Tevfik El Zeyyad

Sponsorlu Bağlantılar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2312
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
kalp005
kalp005 Sen Ol kalp005
Sponsorlu Bağlantılar

Yağmur sonrası kokan toprak oldum
Biten sevdaların ardından.
Umutlarıma el açmaksızın
Yarınları düşledim.
Sen kokan yağmurlarda yıkandım
Düşen her yağmur damlasın da
Islandı gönlüm
Sonra sel oldu.
Bitmeye yüz tutmuş aşkların arasında
Göz yaşlarım koyboldu, boğuldum
Derin sessizliğe batarken bedenim
Tamda güneşi kaybetmişken,
Işığım oldun,ayım oldun birden
Son nefesimi vermek üzereyken.
Dilim çözülmeyi ve konuşmayı bilmeyen
Bir düğümdü önceleri
Sonraları sen geldin
Her düğümüne nakış nakış
Çözüm ekledin.
Ve sonra yine sen kokan gecelere
Giderken ben
Yıldızlarla düş kurdum
Şiirler yazdım gönlü esrarengiz sevgiliye.
Yüreğim boğulmuşçasına sıkıldı
Her günün gecesinde.

Ben seni bekliyorum gene
Bitmiş olan fırtına ardından
Toparlanıp yeniden yelken açarcasına ufka
Deşmeden geçmişin taze acılarını
Yeniden düşünelim,
Geleceğin;
Yepyeni taze filizler vereceğini
Her kışın ardından,
Bir bahar geleceğini bilerek
Yeniden gülümseyelim...
Her kimsen her ne isen gel:
Yaşama sevincini kırmayan ağaç ol
ve
Yağmurdan sonra kokan ben ol.
Yüreğimin ücra köşesinde,
Mutlulukları hak eden,
Ağladıktan sonraki gözlerimde
Bir tatlı tebessüm ol.
Gülmeyi unutan pervasız yüzümde
Yalnızlığı hüküm giymiş gönlümde
Gel sen ol...


Orhan Koyun

kalp005

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2313
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çanakkale Şehidlerine



Şu Boğaz Harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,

- Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya,

Ne hayasızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle “bu: bir Avrupalı”

Dedirir-yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yahut kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya bütün akvam-ı beşer
Kaynıyor kum gibi, tûfan gibi, mahşer mahşer.

Yedi iklimi cihanın duruyor karşında,
Osrtralya’yla beraber bakıyorsun ; Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk.
Sade bir hadise var ortada : Vahşetler denk.

Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela...
Hani tauna da zuldür bu rezil istila...

Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcut ise hakkiyle sefil,

Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrarı ! hayasızcasına,

Maske yırtılmasa hala bize affetti o yüz...
Medeniyet denilen kahbe, hakikat yüzsüz.

Sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbab,
Öyle müthiş ki: Eder her biri bir mülkü harab.

Öteden saikalar parçalıyor afakı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a’makı;

Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o aslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağımın yaktığı: Yüzlerce adam.

Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
O ne müthiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara, vadilere, sağnak sağnak.

Saçıyor zırha bürünmüş de o namerd eller,
Yıldırım yaylımı tufanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyare.

Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman o orduyu seyret ki, bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?

Hangi kuvvet onu, haşa, edecek kahrına ram?
Çünkü te’sis-i ilahi o metin istihkam.

Sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;

Bu göğüslerse Huda’nın edebi serhaddi;
“O benim sun’-i bediim, onu çiğnetme” dedi.

Asım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.

Şuheda gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rukü olmasa, dünyaya eğilmez başlar,

Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!

Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer.

Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhid’i...
Bedr’in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi.

Sana dar gelmeyecek makber’i kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvara da yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyetler eder istiab.

“Bu, taşındır” diyerek Ka’be’yi diksem başına;
Ruhumun vayhini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namıyle;
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramıyle;

Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya’yı uzatsan oradan;

Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtabı getirsem yanına,

Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırına.

Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanını Salahaddin’i,

Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki, İslam’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,

O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;

Sen ki, a’sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...

Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.



Mehmet Akif Ersoy
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2314
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
kalp003
AŞK BÖYLE BİR ŞEYDİR..



Aşk denilen duygu öyle bir şeydir ki
Aşık olduğun insanın
Gördüğün bütün kusurlarını
Yüreğinden gelen sıcaklık
Eritir, buharlaştırır ve yok eder.
Gözünün önünde her zaman
Hayallerinde canlandırdığın
O mükemmel varlık vardır.
Defalarca tökezlersin,
Yere yıkılırsın
Duvara çarparsın
Canın yanar.
Ama her defasında
O yüreğinden gelen tatlı sıcaklık
İkna eder seni,
Devam edersin
Sürdürmeye beraberliğini.
Hep onu kaybetme korkusu
Ağır basar
Onsuz hayatında
Büyük bir boşluk olacağını düşünür
Korkarsın
Hayatına bu noktadan baktığında
Aşık olduğun insan senin
Yüreğinin mahkemesinde
Her zaman beraat eder.
Yaşadığın
Bütün
Olumsuzluklara
Rağmen.....



Müşfik Saltık - 2004
(Hiçbir şey için geç değildir oyunundan)


kalp003kalp003kalp003
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2315
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kaybettim


Bir Zamanlar Bir Güzellik Bulmuştum...
Yakmıştı İçimi Adeta Kor Alev Gibi...
Ama Tutamadım Elimde
Uçtu Öylece...
Şimdi Levent Yükselin
En Sevdiğim Parçası Çalıyor...

Mutlu Ol İyi Bak Kendine...
Ne Olur Gözün Arkada Kalmasın...
Uzunuzun Seneler Var Önünde...
Gün Gelir Sevgilim Acıya Alışırsın...

Ağlamak Geliyor Şuan İçimden...
Ben Ki Şiirden Anlamayan Biri...
Şiir Yazar Oldum...
Sayende Sevgili...
Yazarken Bu Şiirleri...
Klavye Ağlıyor Vuruşlarımdan...
Sanki Hıncımı Ondan Alır Gibi...

Ağlatmayın Beni Geceler...
Ağlamak İstemiyorum Bu Gece...
Ağlatmayın Dedim...
Bana Değil Boş Yere Akan Gözyaşlarıma Acıyın...
Boş Yere Diyorum Evet Boş Yere...
Sen Bana Değer Vermedin...
Sadece ...... Aldattın .....

Sende Ağla...
Ağla Ki Gözyaşların Ağlasın Benim Gibi...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2316
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
kus
Gör Sevdiğim

Sök kalbimi yerinden bak içine, gör seni nasıl sevdiğimi,
Umutların tükendiği yerde, ben ölürüm sevdiğim.
Pencere ye çıkıpta bak dışarı, gör seni nasıl beklediğimi,
Hayellerin bittiği yerde, ben ölürüm gör sevdiğim.

Yelken açıpta gitsem uzaklara, kırılan kalbime derman arasam,
Kaybolan yıllarımın gelmesi için, umut verecek tabib arasam.
Umudu yoksa sonsuz aşkımın, bu sevgimi sinemde saklasam,
Kaderimin gülmediği yerde, ben ölürüm gör sevdiğim.

Bilmem bilirmisin, bu dünya hep acılarla dolu,
Bir gün gözler kapanınca, o zaman biter hayat yolu.
Sevipte alamazsa bir yiğit, aşkı uğrunda ölüm olur sonu,
Sevdanın bittiği yerde, ben ölürüm gör sevdiğim.

Aşık olan der ki, bu dünyanın bir gün sonu gelecek,
Buraya gelen unutmaki canım, bir gün mutlak ölecek.
Su vefalı gönlüm, unutmaki seni hep sevecek,
Kalbimin durduğu yerde, ben ölürüm gör sevdiğim.


Erkan DURAN


kus
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2317
arwen - avatarı
Ziyaretçi


Kaybolurum Boşluklarda

sen varsın diye
dört elle sarıldım hayata
eğer çekip gidersen
kaybolurum boşluklarda

yardım et yolumu bulayım
uçsuz bucaksız yollarda
ver elini çıkayım
kalbinin en ucuna
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2318
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
cicek002



YALNIZLIK ÇEMBERİNDE



Günlerim herzaman ki gibi karanlık yine
acı ile geçiyor saatler özlem ile
ne zaman dalmıyorki gözlerim senli sensizliklere
durmuyor gözyaşlarım yalnızlık çemberinde.

Yorulmuyor hayat dert çile vermeye
şarkılar yoldasım sigaramla birlikte
tükenmek bilmeyen bir boşluğun içinde
savruluyorum rüzgarla birlikte
farkında olmadan yalnızlıık çemberinde.

Nedeni yok belki bu sensizliğin
yada bana verdiğin bu ayrılık yelinin
sana yazdığım ilk şiiri hatırlarmısın
Ayrılıktı adı
ayrılmam dediğin ayrılık
yıkılmıştı o gün dünyam
gözümde yalandı herşey sevda bile
yıkmam demiştin
ama bıraktın beni yalnızlık çemberinde.

Şimdi soruyorum kendime
neden sen, neden sevdim diyorum
oysa ne mutluydum senden önce
aradığım aramasını beklediğim
düşündüğüm kimse yoktu
mutluydum yinede yalnızlık çeberinde.

Şimdi ise perişanım
hasret rüzgarlarını saldın üstüme
çaresizliği tanıttın
derman bulamıyorum şimdi dertlerime
öyle acımasızki şu hayat
gelmiyor ECEL\'im YALNIZLIK ÇEMBERİNDE...

03.11.2003
Kadir BORAN



cicek002
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2319
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Arzuhal



Ahım boğazımda kurudu
Dondu gözümde ağlamak
Git hayallerim git başımdan
Şimdi dua zamanı
Söküyor şafak.

Kan damlıyor ruhumdan
Cismim aşkınla harap
Susamışım toprağa
Susamışım sana
Kandır beni Yarab

Niyaz için dua'ya
Ellerim kalkarken semaya
Günahlarım çok Rabbim
Günahlarım çok
Başlarım ağlamaya.

Sonra, Ayet Ayet
Kur'an okurum nihayet
Zamane azgın Rabbim, azgın zamane
Allah'ım inayet,
Allah'ım inayet.

Nihayet sabah, okunur ezan
Camiler bomboş, gönüller hazan
Devir öyle bir devir ki
Sarhoşlar fetva verir
İmam kalpazan
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2320
kambis - avatarı
Ziyaretçi
GÜLÜŞÜN

Yeni biçilmiş çim kokusu gülüşün,
Irmakları yola düşüren özlem,
Kan kırmızı sancısı yürek atışlarımın,
Bakışlarının yargılayan sessizliği,
Yanak yanağa duruş,
Güneşli içtenliği el sıkışımızın,
Kimsesizliğimi kurtaran orman,
Yunusların oyunlarındaki deniz şaşkınlığı,
Yazını bekleyen gökyüzü..

Mehmet Kıyat


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya