Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 235

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.435.350 Cevap: 12.492
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2341
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Acilmis sarmasik gulleri kokulariyla baygin
En gorkemli saatinde yildiz alacasinin
Sponsorlu Bağlantılar
Gizli bir yilan gibi yuvarlanmis icimde kader
Uzak bir telefonda aglayan yagmurlu genc kadin
Ruzgar uzak karanliklara surmus yildizlari
Mor kivilcimlar geciyor daginik yalnizligimdan
Onu cok ariyorum onu cok ariyorum
Heryerimde vucudumun agir yanik sizilari
Bir yerlere yildirim dusuyorum
Ayriligimizi hisettigim an demirler eriyor hirsimdan
Ay isigina batmis karabiber agaclari gumus tozu
Gecenin irmaginda yuzuyor zambaklar yaseminler unutulmus
Tedirgin gulumser
Cunku ayrilik da sevdaya dahil cunku ayrilanlar hala sevgili
Hic bir ani tek basina yasayamazlar
Her an otekisiyle birlikte hersey onunla ilgili
Telasli karanlikta yumusak yarasalar
Gittikce genisliyen yakilmis ot kokusu
Yildizlar inanilmiyacak bir irilikte
Yansimalar tutmus butun sahili
Cunku ayrilmanin da vahsi bir tadi var
Oyle vahsi bir tad ki dayanilir gibi degil
Cunku ayriliklar da sevdaya dahil
Cunku ayrilanlar hala sevgili
Yanlizlik hizla alcalan bulutlar karanlik bir agirlik
Hava agir toprak agir yaprak agir
Su tozlari yagiyor ustumuze
Ozgurlugumuz yoksa yalnizligimiz midir
Eflatuna calar puslu lacivert bir sis kusatti ormani
Karanlik coktu denize
Yanlizlik cakmak tasi gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanina donsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
Kapini bir calan olmadi mi hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kugu boynu parmaklari uzun ve ince
Simsicak bakislari suc ortagi kacamak gulusleri gizlice
Yalnizlarin en buyuk sorunu tek basina ozgurluk ne ise yarayacak
Bir turlu cozemedikleri bu olu bir gezegenin soguk tenhaligina
Benzemesin diye ozgurluk mutlaka paylasilacak suc ortagi bir sevgiliyle
Sanmistik ki ikimiz yeryuzunde ancak birbirimiz icin variz
Ikimiz sanmistik ki tek kisilik bir yalnizliga bile rahatca sigariz
Hic yanilmamisiz her an dusup dusup kristal bir bardak gibi
Tuz parca kirilsak da hala icimizde o yanardag agzi
Hala kipkizil gulumseyen sanki atesten bir tebessum zehir zemberek ASKIMIZ

ATTILA ILHAN

kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
8 Haziran 2006       Mesaj #2342
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Bir sabah aydınlandı penceremden ufka nazire edercesine
gece karanlığında parlayan elmas gibiydin
Sponsorlu Bağlantılar
sonra gözlerimi kamaştırdın
daha sonra beynimi uyuşturdun
acıktığımı hissettim feleğe isyanımla
cebimde bir kuruş yok midemde yemekse o hiç yok
kalbim zengin ama ne çare doyurmaz beni
gözüm tok ama ne çare dinletemez midemdeki sesi
Acıtmadan batan diken olurmu olsa idi gülün kıymeti nice olurdu
Sevda dalgalarıyla boğuşurken düşündüm seni
yuttum her dalgada attığım her kulaçta hayata bagladı sevgi
muhtaç olduğum esirin olduğum ; dudaklarındaki gülümsemeyi
gözlerinden fışkıran alev gibi değildi;sevgimin sıcak gözyaşlarımın seli

kompetankedi

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2343
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Badem Ağacı

Ey Valentine
Nasıl bir sevgiliydi ki
Gün oldu 14 Şubat
Ölüm yıldönümleri anılır
Anılar unutulana dek.
Doğum günleri kutlanır
Hatırlayanlar kalana dek.
Ya sevgililer günü
Tüm dünyadaki güzel kadınlar
Tüm badem ağaçlarının pembe çiçekleri
Sizin olsun
Kutluyorum sizi
Hiç olmazsa bu gün
Sevgilimin gözlerinde...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2344
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi

SENI ARIYORUM

Bu şehrin bütün sokaklarına sinmiş yalnızlığım
Sensizliğin köşe başındayım
Avuçlarımda kırık dökük pişmanlıklar
Avuntusuz çıkmazlara doğru yürüyorum
Bütün umutsuzluğuma inat
Yine seni arıyorum...

Dudaklarımda bildiğin o ıslık
Sokak lambalarına sığınıyorum
Hafiften bir yağmur ağlıyor benimle
Bir deli rüzğar saçlarımda
Yalnızlıktan üşüyorum
Bulamayacağımı bile bile
Yine seni arıyorum...

Anlatacak nelerim var bir bilsen
Içimde ihtilaller kopmuş
Kendimi sürgüne verdim
Mutluluğum çoktan iflas etmiş
İtiraza hakkım yok biliyorum
Beni savunmak sana düştü
Seni arıyorum...

Yarım kalmış şiirlerim gibisin
Yaşanmamış çocukluğumsun anılarımda
Öylesine eksiğim sensiz
Öylesine sahipsiz.

İşte bütün umutlara havlu attım gidiyorum
İçinde geç kalmışlığın çaresizliği
Çocuklar gibi ağlıyorum
Ve gel gör ki her damla gözyaşımda
Yine seni arıyorum...
ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2345
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
Gece Seni SakLıyor !
ßu şuursuz beklemeler yıpratmaya başladı beni
geceler gündüze anat bulaşıyor ellerime camlardan
alnımı dayadığım pencereden dışarıyı seyrediyorum
karanlık kopkoyu bir karanlık sarmış şehri
sirenlerin umursamaz gürültüsü korkutuyor beni
ambulanslar hızlı hızlı seni taşıyormuşcasına huzursuzum
yoksun bulamıyorum seni
en son o gece gördüm seni gözlerine bakmadan gittim
baksam gidemezdim
özlediğimi söylediğimde gülmüştün
söylediğimde özlediğimi gülmüştün
gülmüştün özlediğimi söylediğimde
bu ilk
seni çok sevdim
tıpki seni tekrar bulamıyacağımı anladığımdaki kadar çok sevdim
ambulanslar hala gelip geçiyor
gece devam ediyor
geceyi soluyorum
ciğerlerim simsiyah
deniz kudurmuş geceye saldırır durur
kayalar bastırmaya çalışırken geceyi
tüm kumsal adını haykırıyor rüzgara
rüzgar şehriallak bullak ederek dağlara tırmanıyor
tüm geceyi kaldırıp altına bakıyorum
oralarda yoksun karakızım
neredesin bulamıyorum
geceyi fırlatmaya çalışıyorum olmuyor
kötü bulaşmış şehre gece camlar simsiyah
alnıma simsiyah gece bulaşık
elimin tersiyle terimi siler gibi siliyorum geceyi
çirkin yazılmış elyazısı gibi duruyorum şu dünyanın üzerinde
kimse silipte yani baştan yazmak istemiyor
oysa öyle hasretimki kerelerce defa yazılmaya
kağıt olsam kalem olsam cümle olsam nokta virgül olsam
gelsen
kilometrelerce kilometrelerce hasret dolu şiirler yazsan benimle
kitaplarca dolsam mısralarca ağlasam ellerinde
uyanıyorum ansızın bu şiirsel dünyadan
şehir kapkara karanlık
şiirler okuyup simsiyah boşluğa
seni çağıyorum sesime
bugün yırt bu geceyi baştan sona dolaş tüm şehri
bütün sokak lambalarını yak
bütün kapıları çal herkes uyansın
bir müjde olsun içinde senden birşeyler olsun
bu gece şehir uyumasın
bu karanlık
bu şehir
bu gece
bu son olsun
bu gece bu simsiyah karanlığı yırtan bembeyaz çığlık
bana seni getiren müjde olsun
bu son olsun içinde sen olsun...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2346
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hülya



Od düştü içime, düştüm yollara
Kapladı cismimi nefis kokular
İlişti gözlerim mor ufuklara
Gördüm ki hayretle, el ediyor yâr!..

Baktım azığıma, baktım dengime
Sonra durdum birden... sordum kendime:
"Ne yüzle gidersin sen Efendine;
Ne yüzle gidersin be hey günahkar?!."

Dilimde şahâdet, gözlerimde yaş
Döndüm etrafımda... yok bir arkadaş!
Seslendi Habîb’im: "Gel, korkma, yaklaş;
Hakk’ın rahmetinden endişen mi var?!."
"Hâşâ şefaatçim, hâşâ efendim;
Günahlarım için endişelendim;
Mahçubiyetimden bittim, tükendim;
Çok zaman nefsime takmadım yular!."

Dedim ve yürüdüm, gün doğuyordu
Ve o kadife ses "yaklaş!" diyordu
Bitmiyordu yollar ah!.. bitmiyordu!..
Kaybettim zamanı, bilmem ne kadar?

Giderken düşerek, sendeleyerek
Sarıverdi birden "on"larca melek
Uçuyordum sanki Arş’ı delerek
Bir tek saniyeye dolmuştu yıllar.

Bitmişti sıkıntı, bitmişti çile
Ulaştım ânında kutlu menzile
İsmimi-cismimi sormadı bile!
Sarıverdi beni mübârek kollar!

Misk kokan bir nefes, sımsıcak kucak
Kalbim heyecandan durdu-duracak
Telefon sesiyle uyandım ancak
Gerçek olsa idi bir de hülyâlar!..
ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2347
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
Mendilimde Kan Sesleri

Her yere yetişir
Hiçbir şeye geç kalınmaz
Çocuğum beni bağışla
Ahmet Abi sen de bağışla.

Boynu bükük duruyorsam eğer
içimden böyle geldiği için değil
Ama hiç değil
Ah güzel Ahmet Abim benim
insan yasadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konyanın beyaz
Antebin kırmızı düzlüğüne benzer
Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
Denizine benzer ki dalgalıdır bakışları
Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
Öylesine benzer ki
Ve avlularına
(Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
Ve sözlerine
(Yani bir cep aynası alım-satımına belki)
Ve birgün birinin bir adres sormasına benzer
Sorarken sorarken üzünçlü bir ev görüntüsüne
Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına
Öyle bir cigara yakımına, birinin gazoz açmasına
Minibüslerine, gecekondularına
Hasretine, yalanına benzer
Anisi işsizliktir
Acısı bilincidir
Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
Bir güzel kadeh tutuşun vardı eskiden
Dirseğin iskemleye dayalı
-- Bir vakitler gökyüzüne dayalı, derdim ben --
Cigara paketinde yazılar resimler
Resimler: cezaevleri
Resimler: özlem
Resimler: eskidenberi
Ve bir kaşın yukarı kalkık
Sevmen acele
Dostluğun cabuk
Bakıyorum da şimdi
O kadeh bir küfür gibi duruyor elinde.
Ve zaman dediğimiz nedir ki Ahmet Abi
Biz eskiden seninle
istasyonları dolaşırdık bir bir
O zamanlar Malatya kokardı istasyonlar
Nazilli kokardı
Ve yağmurdan ıslandıkça Edirne postası
Kıl gibi ince İstanbul yağmurunun altında
Esmer bir kadın sevmiş gibi olurdun sen
Kadının ütülü patiskalardan bir teni
Upuzun boynu
Kirpikleri
Ve sana Ahmet Abi
uzaktan uzaktan domates peynir keserdi sanki
Sofranı kurardı
Elini bir suya koyar gibi kalbinden akana koyardı
Cezaevlerine düşsen cigaranı getirirdi
Çocuklar doğururdu
Ve o çocukların dünyayı düzeltecek ellerini işlerdi bir dantel gibi
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar büyüyecek
O çocuklar...
Bilmezlikten gelme Ahmet Abi
Umudu dürt
Umutsuzluğu yatıştır
Diyeceğim şu ki
Yok olan bir şeylere benzerdi o zaman trenler
Oysa o kadar kullanışlı ki şimdi
Hayalsiz yaşıyoruz nerdeyse
Çocuklar, kadınlar, erkekler
Trenler tıklım tıklım
Trenler cepheye giden trenler gibi
İşçiler
Almanya yolcusu işçiler
Kadınlar
Kimi yolcu, kimi gurbet bekçisi
Ellerinde bavullar, fileler
Kolonyalar, su şişeleri, paketler
Onlar ki, hepsi
Bir tutsak ağaç gibi yanlış yerlere büyüyenler
Ah güzel Ahmet Abim benim
Gördün mü bak
Dağılmış pazar yerlerine benziyor şimdi istasyonlar
Ve dağılmış pazar yerlerine memleket
Gelmiyor içimden hüzünlenmek bile
Gelse de
Öyle sürekli degil
Bir caz müziği gibi gelip geçiyor hüzün
O kadar çabuk
O kadar kısa
işte o kadar.

Ahmet Abi, güzelim, bir mendil niye kanar
Diş değil, tırnak değil, bir mendil niye kanar
Mendilimde kan sesleri.


Edip Cansever
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2348
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kendi Yıldızını Bulmak


Milyonlarca güzelin içinden,
Kendi yıldızını bulmak
Sevdalarına sır,
Gönüllerine ışık olacak
Kendi yıldızını bulmak..

Kollarında sevgili,
İzlerken mehtabı
Duyuyordu teninin
İçine temasını.

O zaman hissetti,
Kendi yıldızını bulduğunu
Gözlerinde parıldayan sevda,
Yıldızları kıskandırıyordu

Bir gönül rahatlığında
Bulduğu kendi yıldızını,
Kalbinin derinliklerinde
Hissettiğinde
Oklar saplandı bir bir..
Aşık Oldu...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #2349
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
cicek002

HERŞEYİMSİN

Sen; benim vazgeçilmezimsin.
Geceler boyu düşlediğim,
Rüyalarımı şiirlerle süslediğim
Su gibi aş gibi.
HERŞEYİMSİN !

Sen; benim tek tutuklu yanım,
Yıllar boyu sürgünlerim.
İçimden söküp atamadığım mahpusluğum,
Hürriyetim, kana kana içtiğim suyum.
HERŞEYİMSİN !

Sen; benim yüreğimde hiç bitmeden kanayan,
Bir ömür dermanı bulunmayan.
İçimde her an ağladığım yanım,
Canım, kanım, tek varlığım.
HERŞEYİMSİN !

Sen; benim umutlarımın kadını,
Düşlerimin tek sultanı.
Unutamadığım atamadığım,
Hayattaki en tatlı yanım.
HERŞEYİMSİN...

Uğur AKDOĞAN

cicek002
ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
9 Haziran 2006       Mesaj #2350
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
Haziran Şiiri

Haziran üstümüzde dal dal
moda çevremizde renk renk
İstanbul bin dokuz yüz elli beşinde
çimenler altımızda sık sık
bulutlar üstümüzde seyrek

eteklerin mode yelkenlerinde
elin omzumda sıcak
belin kolumda ince
gözün gözümde ürkek

ışık gölge bir oyun
çiçek yaprak allı morlu
haziran üstümüzde dal dal
saçların yüzünde tek tek

bir kuş bir kanat tenimizde
bir rüzgar bir serinlik içimizde
bir gök bir deniz mavi mavi
şarkı bahçe düğün dernek

İstanbul bin dokuz yüz elli beşinde
etek yelken bir cümbüş
yanak yanağa sürtünüş
elin omzumda sıcak
belin kolumda ince
dilim kulağında titrek


Celal Sılay

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya