Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 241

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.435.350 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #2401
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Geç Zaman

Sponsorlu Bağlantılar
geç zaman bir kuytuda bırak benim elimi,
ebedi sükuneti ben orada bulayım
o huzur beldesine sürüyüp bedenimi
anılar gölgesinde hep beraber olayım.

gelirse çocukluğum sislerin arasından
buz tutan yüreğimde bir kıvılcım tutuşur.
bin melek kanatlanır ruhumun beyazından,
şu ihtiyar gönlümde huzur şevkle buluşur...

nasıl geçti bunca yıl, belki orda anlarım...
ne yaptım, nere koştum, nasıl harcadım seni?
beni bırak benimle, belki durmaz ağlarım...
lakin istemem bir kez beni öyle görmeni...

Geç Zaman! bir kuytuda bırak benim elimi.
aşkım ve gözyaşlarım o köşede küllensin.
usulca bırakırken emanet nefesimi,
bu yorulmuş bedenim, haşre kadar dinlensin...

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #2402
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Seviyorum Seni

Sponsorlu Bağlantılar

Seviyorum seni
ekmeği tuza batırıp yer gibi

Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi

Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi

İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi

Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.



Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #2403
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Geçerdi Hep

Geçerdi hep
Pırıltılı kanunlar
Neves gecelerden
İhtimal buhranlı gecelerdi hep
Yüreğinde yalnızlığın tortusu
Vazoda yaseminler
Ufukta yağmur kuşları
Çözülmez bilmecelerdi hep
Ansızın dalar
Bir yorgunluğa uyanırdın
Güneş çekilmiştir bahçelerden
Lambalar çok erken yanmış
Aldatılmak korkusu
Sık sık bozulan yeminler
Enfarktüs kuşkuları
Sinsi bir kederdi hep
Zaman zaman düşündüğün
Aklına geldikçe güldüğün
Şan şeref ve ün
Beyhude şeylerdi hep
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #2404
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Beni Unutma


Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma

Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma

O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma

Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşar gününe de rastlasa
Beni unutma

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #2405
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Canım İstanbul

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul'da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...

1963

Necip Fazıl Kısakürek
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #2406
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kanayan Yara


İçimden söküp atamadığım
Bir yara var
Ne zaman elimi atsam kanıyor
Bu yaraya can dayanmaz
Sanki içimi ateş almış yanıyor
Suçum, günahım, yırtığım yok
Her şey bana yamanıyor
Altta kal canın çıksın
Herkes üstüme abanıyor
Haklı olsan da şikâyetin kadıya mı?
Oda ***** bellediğinle kalıyor
Gine haksız sen oluyorsun
Haksızlar haklı olarak nam salıyor
Haklılar hakkını değirmende alıyor
Para pisliğin yorganı oluyor
Ört bas edip üstünü kapatıyor.
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #2407
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
DURMAYALIM

Sa'di diyor ki: 'Bir gece biz kervan ile
Ağır ağır gitmekte iken yolumuz düştü bir çöle.
Hızla geçmek için o korkutucu ıssız çölü,
Bütün yolcular istirahati feda ederek,
Gitmektelerdi.Bir aralık bende yürümeye güç
Hiç kalmamış ki düşmüşüm artık uykuya yenik.
Avare bir yolcuyu bekler mi kafile?
Çaresiz yola devam edecek varıncaya dek konak yerine.
Bir de uyandım ki başucuma dikilmiş bir deveci şunları
söylemekte:
'Kalk ey zavallı yolcu, uzaklaştı kervan!
Uykum benim de yok değil ama bu çöl,
İstirahat yeri olurmu ki bin türlü korku var?
Varmak istediği yere varıp durmayıp giden;
Yoktur kurtuluş ümidi bu çöller geçilmeden.
Yazık ki yolda böyle düşen uyku derdine,
Hep yolcular gider de kalır kendi kendine! '

Gerçi olayın kendisi önemsizdir, bunda haklısın, ancak düşün:
İnsaflı ol, bundan başka hikmet dolu bir prensip varmı bugün?
Varmak istersen -diyor Sa'di eğer maksada,
Tuttuğun yollar hiç bitmeyecek gibi olsada;
Yola devam et, durmayıp git, yolda kalmaktan sakın!
Azim sahibi insan için neymiş uzak, neymiş yakın?
Hangi güçlüktür ki gayrete gelince kolaylaşmasın?
Hangi korkunç şey varki insandan korkmasın?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #2408
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kanayan Bİr Kalp

Yangılar var yüreğimde kelimelere dökemediğim
Yalnızlığa baş kaldıran bir sen var içimde
Sensizliğe katlanamayan bir kalp var bedenimde
Bir türlü acılarımı dillendiremediğim
Karanlık bir dünya
Kelimeler dolusu geçen günler var dünde
Sayfaların yetersiz mürekkeplerin tükendiği
Hatırlamaya cesaret isteyen hatıralar
Yarını hayallerle süsleyen umutlar
Mantığın zorlandığı anlatmaya değil
Bizzat yaşamaya
Tutmak isteyip de tutamadığım ellerin
Beni o anı yaşatan bakışlarının ardında
Gözlerinin kaçtığı gerçekleri isteksiz kabullenme
Yersiz kaçış sayısız pişmanlık
Kalbin anlattığı sonu mutlu biten hikayeler
Acının yaşanmadığı göz yaşların sızısından uzak
Peşi sıra gelen özlemler
Anlatmak isteyip de anlatılamayan
Ölümü bile göze alan
Küçük bir çocuğun öpüşü kadar saf
Gurursuz yaşamaya cesaret isteyen
Masum bir sevgi var sana adanmış..
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #2409
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kapalı Kapılar Ardındayım

Yürüyorum çıkmaz sokaklarda
Tüm yollar benim ama eşlik eden kimsem yok
Tek kaldım dipsiz kuyularda
Tırmansam tek bir çıkışım yok
Her kapı ardına kadar açık
Koşuyorum fakat yetişmek imkansız mesafeler uzun
Direniyorum yetişiyorum da ama çat! Suratımda bir serinlik
Kapalı kapılar ardındayım
Gözlerim dolu geziyorum ıssız sokaklarda
İçim acıyor bir yandan bir yandan da yüreğim ağlıyor
Duyuyorum hıçkırıklarını ama nafile ulaşamıyorum kilidini vurduğum yüreğime
Zaman su gibi akıp geçerken zengin sofralarda
Ben yaşıyorum her anı bu fakir yüreğimde
Acım körükleniyor bu alev alev yanan yaz gecelerinde
Ama ne çare şu yanan gönlüme bir damla su veren sevdiğim yok.

KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #2410
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
Ben ve Sen
Aramızda bir uçurum
Kıyılarında çiçek boşluğunda çiçek kokusu
Bir ucunda sen diğer ucunda ben
Sana ağlar gözlerim seni göremeden
Sana çarpar yüreğim seni her an özleyen
Bir kıyıda sen bir kıyıda ben
Aramızda sonsuzluk var seni benden esirgeyen
Ya sensiz acı çekmek yada sonsuzlukta
Sensizlik ile ölüm arasında bir tercih yaptım
Sensiz yaşamaktansa bedenimi boşluğa bıraktım.


Ölürsem sevdiğim sana doyamadan
Bir mezar kazdır ama ağlamadan
Tabutumun rengini isterim kara
Örnek olsun tüm sevip de ayrılanlara
Eğer bir gün yolun düşerse o mezarlığa
Otları sararmış bir mezar ara
Orda sana tapan bir sevgili yatıyor


Gün batar hasretim çöker içime
Bir garip olurum senden uzakta
Gözümde büyür mesafeler
Bir şeyler düğümlenir boğazıma
Dar gelir o zaman bomboş sokaklar
Sığdıramam yüreğimi koça şehre
Hiçbir şey istemem yalnızlığıma senden başka
Bir tek hayalin yeter ıslak gözlerime

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya