Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 26

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.235 Cevap: 12.492
ak_man81 - avatarı
ak_man81
Ziyaretçi
21 Ocak 2006       Mesaj #251
ak_man81 - avatarı
Ziyaretçi
GÜLÜM

Sponsorlu Bağlantılar
de gülüm! De ki: ela bir günde gelecegim
istanbul darmadagin olacak, saçlarim
darmadagin. Hepsi, darmadagin!
üzülme gülüm! Toparlanacagiz, birlikte,
ayaga da kalkacagiz, yürüyecegiz de gülüm
hem de çelikten topragini dele dele hayatin!


de gülüm! De ki: bitmistir umut, bitmistir
sevgi, bitmistir güven!
güven bana gülüm!
sana bitmemisligi ögretecek, tattiracaktir
hasretten-hakikaten-ten degistiren yüzüm!


göreceksin gülüm! Bekle!
hirslarimiz, acilarimiz gitgide ihanetlere
hainlere, ezilmelere alisacak..
göreceksin-sevinçten aglayacaksin gülüm-ki
iste o vakit bana-dogrudur!-
sair olmak, seni sevmek pek çok yakisacak!


bak! siirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler!
inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
ölüm inananlar için sessizce
kara kapli kitaplardan çikartilacak..
göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
artik hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalniz, umarsiz
kalmayacak!

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2006       Mesaj #252
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sen Yoktun
Yorgun akşamların kuytusunda bekledim her zaman seni
Sponsorlu Bağlantılar
Gecenin alacaya çalan yalnızlığında seni aradım.. .
Her şafakta uykularım bölündü senin için. ..
Rüzgarın ulaşmadığı, bulutların olmadığı yükseklerde aradım seni
Ama sen yoktun.

Dönülmeyen yolların sonunda bekledim her zaman seni
***** kaderin bitmeyen oyunlarında seni aradım...
Bir değil binlerce kez öldüm senin için...
Ecelin gelmediği, kaderin olmadığı mekanlarda aradım seni
Ama sen yoktun.

Büyüyen yalnızlığımın en çekilmezinde bekledim her zaman seni
Sahte dostların buruk gülüşlerinde seni aradım...
Kör kurşunla ölmeyi diledim senin için....
Aşkın olmadığı, dostun kalmadığı günlerde aradım seni
Ama sen yoktun.

Yediveren güllerin en güzelinde bekledim her zaman seni
Cehennemde yükselen kor alevlerde seni aradım...
Cennetten kaçmayı istedim senin için..
Kuş uçmaz kervan geçmez diyarlarda aradım seni
Ama sen yoktun.

Kurşun geçirmez gecelerde bekledim her zaman seni
Susuz çöllerde yakıcı güneşte seni aradım...
Gölgelerden sıcağa kaçtım senin için
Sahralarda seni aradım seraplarda seni....
Ama sen yoktun sevdan yoktu.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2006       Mesaj #253
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ayrılık Hediyesi

şimdi saat sensizliğin ertesi
yıldız dolmuş gökyüzü ay-aydın
avutulmuş çocuklar çoktan sustu
bir ben kaldım tenhasında gecenin
avutulmamış bir ben...

şimdi gözlerime ağlamayı öğrettim
ki bu yaşlar
utangaç boynunun kolyesi olsun
bu da benden sana
ayrılığın hediyesi olsun

soytarılık etmeden güldürebilmek seni
ekmek çalmadan doyurabilmek
ve haksızlık etmeden doğan güneşe
bütün aydınlıkları içine süzebilmek gibi
mülteci isteklerim oldu ara sıra, biliyorsun..
şimdi iyi niyetlerimi
bir bir yargılayıp asıyorum
bu son olsun be..bu son olsun!
bu da benim sana
ayrılırken mazeretim olsun!

şimdi saat yokluğunun belası
sensiz gelen sabaha günaydın!
işi-gücü olanlar çoktan gitti
bir ben kaldım voltasında sensizliğin
hiç uyumamış bir ben...

şimdi dişlerimi sıkıp
dudaklarıma kanamayı öğrettim
ki bu kızıl damlalar
körpe yanağında bir veda busesi olsun
bu da benden sana
heba edilmiş bir aşkın
son nefesi olsun...

kafamı duvara vurmadan
tanıyabilmek seni
beyninin içindekileri anlayabilmek
ve yitirmeden, yüzündeki anlık tebessümü
bütün saatleri öylece durdurabilmek için
çıldırasıya paraladım kendimi
lanet olsun!
artık sigarayı üç pakete çıkardım günde
olsun be! ne olacaksa olsun!
bu da benim sana
ayrılırken şikayetim olsun

Yusuf Hayaloğlu
_________________

Beni Sevmeni İstiyorum

Seninle buluşmamız ne kadar zor olsa da,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.
Beş dakika baş başa kalmamız suç olsa da
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

Çağırsam bile gelme,yorulma ne olursun,
Sen üzülme,incinme,kırılma ne olursun,
Beni yanlış anlam,darılma ne olursun,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

Bir gün bensiz kalsan da benimle yaşamanı,
Aşkımı değerini sır gibi taşımanı,
Nemli bakışlarınla resmimi okşamanı
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

Senden tek dileğim var,özel imtiyaz değil,
Kulun başka bir kula ibadeti farz değil,
Haşa!Yaratan gibi beş vakit namaz değil,
Senden sadece beni sevmeni istiyorum.

Cemal SAFI

Özlemek

Birden özleyiveriyorsunuz...
Çoktan unuttuğunuzu sandığınız
ya da yalnızca bir kere karşılaştığınız
ve özlemek için yeteri kadar tanımadığınız birini
bir sabah çılgınca özleyerek uyanıyorsunuz.

Rüyalarınız, içinizdeki o gizli, esrarını ele vermez büyücü,
siz çarşaflarınızın arasında,
bütün tehlikelerden uzak,
güvenle yattığınızı sandığınız bir anda,
usulca ruhunuza sokulup,
sizden habersiz oralara yığılmış cephanelikleri
birer birer ateşleyiveriyor.
İnfilaklarla sarsılarak uyanıyorsunuz.
Hayatınızda olmayan birini hayatınıza almak,
ona dokunmak,
onun sesini duymak için kıvranırken buluveriyorsunuz kendinizi...

Özlemek, o yakıcı istek,
bilinen herşeyi ve önem sırasını değiştiriveriyor.
Özlediğiniz ise çok uzaklarda...
Yanında olmasını istediğiniz halde
yanınızda olmayan bir tek kişi,
yanınıza bile yaklaşmadan,
hatta onu özlediğinizden
ve onu istediğinizden haberdar bile olmadan,
bütün hayatı,
bütün görüntüleri eritip
başka kılıklara sokuyor...

Ahmet ALTAN

ÖZLETİYOR SENİ BU YAĞMURLAR

Burada yağmur yağıyor
Aralıksız yağıyor günlerdir
Ama sen yine de şemsiyeni
Almadan gel ilk otobüsle

Buğulanan camlara usulca
Yüzünü çiziyorum ki yüzün
Bir yağmur damlası olup
Düşüyor yapraklarına gülün

Güller de bozamıyor bu uzun
Karanlık sessizliğini kentin
Anılarını yitiriyor sokaklar
Bezirganlaşıyor bulvar ışıkları

Tarih de kekemeleşiyor bazan
Ki o zaman aşktır tek bilici
Aşksa yürümek gibi bir şey
Duyabilmek kuşların gelişini

Anısı bizsek eğer bu kentin
Unuttuğu türküler bizsek
Acıyı rehin bırakıp bir güle
Anımsatmalıyız bunları bir bir

Ahmet TELLi

SUÇLAMA BENİ

Suclama beni
boyle birakip
gidiyorum diye
bagrimi yakan
bir yaradir
bu ayrilik simdi

Bil ki kanimdadir
sevismelerin yangini
oylece girerken
gecenin bagrina
tasiyorum simsicak gulumseyisini

Yasanan gunler
hayati oyarak
gedikler aciyor
durulur mu artik
durgun sularda
bekleyerek seheri

Talan ediliyor
bahar ve ask
oyle bir soyun ki
duracak gibi degil
vurmazsak eger
kendimizi yola

Yasamak zorunlu
kurtarilirsa eger
bahar ve ask
ve simdi hayat
aci yesil
bir kader renginde

Hayatin ve sevincin
kaderinin altettigi yer
kavganin ortasidir
ki umudun ciceklenisi
askin
yengisidir bu

Soylenecek butun sozler
sevincin ve savdanin
savunulmasina dairdir
ve simdi onlar
yaralarini saracak
birilerini beklemektedirler

Ey anisiyla
kalbimi yakan
kederlenme hemen
ve suclama beni
boyle birakip

Ahmet TELLi

HALA KOYNUMDA RESMİN

Sımsıcak konuşurdun konuşunca
ırmak gibi, rüzgar gibi konuşurdun
yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki
çiğdemler güller mor menevşeler açardı
Sımsıcak konuşurdun konuşunca
Hala koynumda resmin

Dağları anlatırdın ve dostluğu
bir ceylan gibi sekerdi kelimeler
Sesini duymasam çölleşirdi dünya
dağlar yarılır ırmaklar kururdu
bulutlar çökerdi yüreğime
Hala koynumda resmin

Gün akşam olur elinde kitaplar
ve bir demet çiçekle çıkıp gelirdin
bir kez bile unutmadın @merhaba@ demeyi
ve en yanık türküleri nasıl da söylerdin
bir dostun vurulduğu gün
Hala koynumda resmin

Kaç mevsim kırlara çıkıp
çiçekler topladık mezarlar için
Belki ürküttük tarla kuşlarını
belki kurdu kuşu ürküttük
ama aşkı ürkütmedik hiç
Hala koynumda kesmin

Ve hala sımsıcak durur anılar
sımsıcak ve biraz boynu bükük
Ne varsa yaşanmış ve yaylaşılmış
yasak bir kitap gibi durmaktadır
ve firari bir sevda gibi
Şimdi duvarlarda resmin

Ahmet TELLi
Son düzenleyen Blue Blood; 25 Ocak 2006 17:08 Sebep: Flood yapmayınız..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2006       Mesaj #254
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GERÇEK AŞK
Seni
Yüzyıllarca beklemişim sanki
Yüreğim,
Ağarmış saçlarım gibi ak
Belleğim,
Unutmaya hazır her şeyi
Ellerine uzanırken titreyen bu eller
Sıcak eller tutmaya hasret
Ne çok olmuş
Gerçek bir aşkı yaşamayalı
Bilemezsin,
Yaşamımı değmeyenlere adarken
Ne kadar da aptalmışım
Şimdi anlıyorum
Ağlarken, gözyaşı dökerken
Ardı sıra gidenlerin
(Tek damlaya bile değmediklerini fark etmeden)
Neredeydin?
Her aldanışta,
Her kaybedişte,
Seni arıyormuşum bilmeden
Sarıl bana
Seni ne çok bekledim
Bilemezsin...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2006       Mesaj #255
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gecelerin Ağrısını Severim Gecelerin düşürdüğü ağrıları severim,
rüyaların korkusundan kurtulup,
beyazlaşan şafaklara sitemle
albümdeki resimlere küserim.
Benim olan bana başka görünür.

Bir tokat gibi iner yüreğime,
Gecelerin ağrısını severim.
İrinli rüyaların kurtuluşu bendedir,
Dudaklarıma değen kan benim kanım,
Bir çocuk buse vurur yanaklarıma,
Küçük bir serçe gelir pencereme görünmeden
Ötüşünde kar soğuğu estirir.

Salyasını yüreğime döker bir köpek,
Kudurmuşçasına kemirir varlığımı.
Hikayelerimi söylerim rüyalarımda,
Beni dinler bir küçük çocuk,
Gözlerime indirir bedbin bakışlarını.
Ürkek kelimelerle bir şair destanımı yazar.
Şehrin bir köşesinde inileyen bir kuzu,
Melemeden sarılmış anasına.

Gecelerin ağrısına aşığım,
Ruhumun derdini ifade eder,
Yaşlarına merhametle o yanar, o ağlar.
Şeytanların tuzağındaki ruhum,
Gecelerin ağrısıyla kurtulur.
Bulanık suların durulduğu an o andır,
Bu yüzden aşkımı ilan ederim ağrılara.
Beni o ağrılar susturur.


Seviyorum Seni



Seviyorum seni
ekmeği tuza batırıp yer gibi

Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi

Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi

Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi

İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi

Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.



Sevebilmeyi Öylesine


Yasadın mı hiç?
Sevdalının bası düşmüsken omzuna
Gözler kapanıp da dalınmışken hülyalara
Tutarken sevgiden de sıcak ellerini
Özlem duyabilmeyi hala
Sevebilmeyi öylesine...

Yasadın mı hiç?
Güneşlerin gözbebeklerinde doğmasını
Karanlıkların siyah örtüsünden sıyrılmasını
Kardelen derlemeyi karlı dağların yamaclarında
Çıkmaz sokaklarda bile elele olabilmenin mutluluk ışıltısı
Sevebilmeyi öylesine...

Yaşadın mı hiç?
O’nu her soluğunda hissedebilmeyi
Bütün yolların O’na kitlendiğini
Çılgınlar gibi sevdiğini haykıramayı kümelesmış bulutlara
Son nefeste bile ilk anın özlemini söyleyebilmeyi
Sevebilmeyi öylesine...





Seni Düşünmek



Seni düşünmek güzel şey,
ümitli şey,
dünyanın en güzel sesinden
en güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
ben artık şarkı dinlemek değil,
şarkı söylemek istiyorum...







Benim İsyanlarım


BENİM İSYANLARIM SENİN GELMEYİŞİNE
UMUTSUZLUK ÇÖKÜŞÜNE
HAZANDA GELİYORUM DEYİP, UYUTMADIĞIN GEZGİNE
SAKİN İMBATI, HIRÇIN LODOSA ÇEVİRİŞİNE

BENİM İSYANLARIM YAŞLANMIŞ AYNAYA
BEYAZLAMAYA BAŞLAYAN SAÇLARA
SAKİN ROLDE SES ÇIKARMAYAN DUVARLARA
VARIM AMA YOK OLUŞUMA

BENİM İSYANLARIM KAPIDAN ANAHTARLA GİRMEMDE
DAL KIRILMIŞSA SUÇ YELDE
KÖRFEZDE YANSIMA MAVİ GÖKYÜZÜ ŞEKLİNDE
YALNIZIM HEP, YOKSA TEK AŞIK BENMİYİM KÖRFEZDE

BENİM İSYANLARIM SENİN TUTSAK, BENİM KÖLE
ZAMANIN KRAL, YAŞAMIN KUKLACI DÖNÜŞÜMÜNDE
AYIN ESİRİ OLAN GEÇMEYEN GECELERDE
HERKEZ MUTLUDA, YALNIZLIK SÜFLÖRÜ BENMİYİM TÜM ŞİİRLERDE

BENİM İSYANLARIM KUŞLARIN SEVDALI UÇUŞUNA
KOKLADIĞIM TÜM GÜLLERİN HEMEN SOLUŞUNA
YAĞMUR BUHUSUNUN GÖZYAŞIMDAN AZ OLUŞUNA
GÖNÜLDEN ÇAĞIRMAMA RAĞMEN ORADA DURUŞUNA

BENİM İSYANLARIM ARTIK AŞK ŞİİRLERİNE ÖLÜM KATIŞIMA
SENDEN ÖNCE, SONRA AŞK ŞİİRİ YAZDIĞIM YALANCI AVUNTULARIMA
SENİ BEKLERKEN SABIR SABIKAMIN SİCİL DOLUŞUNA
UNUTULURSAM UNUTANI ASLA UNUTMAYACAĞIMA





Daha Bitmedi Yarinlar..


Gozlerinde sonmus ufuklar
"biraz kuskun ama halen isik var
Saklama gonlunu sen
Bugun sisli sabahlar
Gunes elbet bir gun dogar
Dunler zindan olabilir
Unutma daha bitmedi yarinlar..

Biri zalim cikti diye
Kusmesin gonlun herkese
Bir gun sevileceksin
Mutluluk sa en guzel hediye
Goreceksin
Gunler gececek hissedeceksin
Doyamayacaksin sevgiye..

Denizler cosar zamanla
Ama susmayi da bilir
Yurekler kuser.. dalar isyana
Sabir etmesini ogrenir
Her insanda keder var
Sanmaki tek sen aci cektin
Bir gun yeniden seveceksin
Sevilmeden yasanilmaz
Zamanla herseyi goreceksin..
Yarın beni daha çok seveceksin



YAKARSA YAKSIN____


son ömrümde
yaktı beni bir sıcak esinti
kaçtım, güneşinden
saklandım gölgelere
olmadı kuruluş
kapıldım sıcak esintiye

tesirinden açtı tüm güller
yüregimin kavurulduğu,
poyrazın savurdugu
sıcaklık
kaderimden kalmadı eser
ak saçlarım siyahmı oldu ne..
neşe doldu gönlüme
kapıldım,
bir sıcak esıntiye






HASRETİMSİN


aşka hasretimsin
sana hasretimsin
gelmelere hasretimsin
nereye ümit diksem
büyüyen hasretimsin

gülün istediği bir damla su ise
hasretim çöle döndü
herkesin hasreti gölse
benimki kurudu gitti

bir hasret istiyorum
gündüzümü uyandırsın
gecemi ninnilerle uyutsun
hasret çok şey mi istiyorum senden

bu hasret oldukça
gölgemiz buluşmadıkça
dizlerinde uyamadıkça
şiirler bitmez hasret bitmez

söz versek ellerde
huzur bulsak gözlerde
ayrılık olmasa hiç dillerde
bu hasret nerde




ben artık sen olmuşum!...


ne varsa ardığım bil ki sende bulmuşum
senden öncesi yoktu seninle var olmuşum sende bütün ümitler,sende bütün özlemler beni bende arama artık ben sen olmuşum




ANLIMA MIHLANMIŞ YOKLUĞUN

Gecenin kalbinde hançer olmuşken
Gözlerin yüreğime
Titrek bir tebessüm dudağıma dokunur
Ağrıyan yanım
Sevda sana
Hasret sana
Özlem sana oyy
Alnıma mıhlanmış yokluğun

Birkaç parça daha döküldüm gene
Biraz daha savruldum bilinmeze
Kırılmış adımı gençliğimin
Kuytularda yiğitliğim
Umut sende
Hayat sende
Aşk sende oyy
Koynumda terkedilmiş yokluğun

Daha bir sıktım yumruklarımı
Daha bir sert vurdum karanlığa
Her köşe yangın yeri
Her yangın en baştan harlandı yüreğimde
Alnımın ak yanı
Yürek sende
Yarın sende
Muştu sende oyy
Buyruk olmuş
Dört yanda dillenmiş yokluğun...
Aynada bakamadığım tarafısın yüzümün...




ÖZLEM SAKLIDIR GÜLÜŞLERİMDE

Özlem,
Bir çift çukurdur yanaklarımda beliren
Her tebessümde saklı,
Yüreğimin derinliğinde
Sevdan,
Hala içimde kanayan yara
Acı,
Gözbebeklerimde duran birkaç damla,
Sen,
Sense,
Yüreğimden söküp atamadığım
Büyük bir aşkın katili
Kolay kolay ağlayamam ben
Hep bir savaştadır yüreğimle beynim
Bakma boşuna gözlerime
Sevdan, gözlerimde yitirdi anlamını
Söz dinlemez yüreğimse, hala sende
Bakma böyle durduğuma
Sık gülüyorum bu aralar.





HASRETİN BENİ YAKIYOR

Hasretin beni yakıyor
Küllerim hayallerimi karartıyor
Eriyor tenim
Titriyorum, her an birimizin kaybolacağı korkusuyla
Nefesin bir daha yüzüme vurmayacakmış,
Kolların boynumu sarmayacakmış,
Dudaklarından sevda akmayacakmış gibi geliyor
Haydi sevdiğim!
Tek bir kirpiğine eridiğim!
Gel artık kenarlarında güller bitmiş yollarından
Gel artık!!!
Ağaçların arasından, çimenlerin üstünden, akasyaların içinden
Gel, güzel kokunu güllere, nergislere bağışlayıp
Gel, ışığını ayın ışığıyla,
Güzelliğini güneşin batışıyla paylaşıp
Gel, ne yapıyorsan bırak artık!
Bırak esmer boynunda kaybolayım
Bırak umutsuzluğumu katayım rüzgara
Bırak şu an ne yapıyorsan ve gel
Gel hissedelim yeniden yağmuru
Bırak gül göğsünde bulduğum huzurla
Günden güne tenimi kanatan
Dikenli yastığımı yaralayayım
Gel artık!!!
Gel, ne yapıyorsan bırak
Bırak nefesini yüzümde hissedip
Kendimden geçip teninin kokusuyla
Gül göğsünde coşkun sellere dönüşüp
Terini ekleyip terime
Ölümsüz sevdamıza akayım





SENSİZLİK
sensizliğe yürüyorum
bu şehrin
sessiz,
sakin,
ve ürkütücü sokaklarında...
Birden "sen" geliyorsun aklıma
Derin derin bir nefes alıyorum sigaramdan
Ciğerlerimi parçalarcasına...
Durup dinliyorum
Sensizliğin;
yankılanan sesini gecede...




AŞKTA İSYAN
Aşk'ta İsyan
Yüreğim yanıyor bugün yine,
Tarifi olmayan acılar çekiyorum.
Gözlerimden akan her damla yaşla birlikte,
Saçlarımın tel tel beyazladığını hissediyorum...

Soluduğum nefes içimde ızdıraba dönüşüyor,
Ve ben daha fazla nefes almak istemiyorum...
Çok değil bir kaç gün sonra gideceksin ya
Beni bırakıp,
İşte o gün ölmek istiyorum...





SEVİYORUM
Yıllara duraksayan ağaçlar
Donuk yüzleri ile bakıyorlar
yaşama
Kapılan göz yaşlarım
Kentin yağmurlarında intihar
ediyorlar
Yürüyen ayak izlerin
Anlamsızlığıyla yıkanırken
yaşamda
Duraksamadı biliyor musun
Ayak izlerin bende
Hüzünlü bir yüz ifadesi ile
Gözlerimde boğuluyorlar
Seni seviyorum gülüm
Okşadığım dalında ellerim
kanıyor
Seni yine de Seviyorum




GEL GÜZELİM GEL

Gel seninle gidelim buralardan
Yıldızları takip edelim

Arkamıza bakmadan

Yorulursak bir yerde

Yaşarım seninle

Dudaklarımı ıslatırım sevginle

Susarsam eğer

Gel seninle gidelim buralardan
Aşk ateşiyle yanalım
Zaman durmadan
Eğer istersen yaşarm ben seni
Küçük bir çocuğun sevgiyi yaşadığı gibi
Dağları aşıp, yükseliriz yıldızlara kadar
Gel seninle gidelim buralardan
Herşey yok olupta
Kalbim durmadan...


ÇÜNKİ SENİ COK SEVDİM
Beni görme diye
Zamanı geceye çevirdim;
Yıldız gözlerine mil çekip,
Dolunayı kurtlara yedirdim..
Unutmuştum ateşböceklerini,
Işıltılarında yol bulup yanıma geldin..
Çünkü seni çok sevdim...

Beni duyma diye
Araya dağları diktim!...
Rüzgarın hızını,
Kuşun kanadını kestim...
Gene de
Saatimin kurgusunda güç,
Yüreğimin atışında sestin..
Çünkü seni çok sevdim...

Beni bulma diye
Adres değiştirdim!...
Terk edip yaşadığım şehri,
Çöllere gittim...
Kum fırtınalarında özlemi savurup,
Savanlarda seni bekledim..
Çünkü seni çok sevdim...

Beni sevme diye
Yönümü çevirdim!...
Cennettin sen, gidip cehenneme girdim,
Gene de
Küllerimi göğsüne gül,
Günahlarımı su yapıp
Ateşlerime serptin..
Çünkü seni çok sevdim...

Çünkü seni çok sevdim!...
Çünkü sen de beni sevdin.....



DESEMKİ ELLERİNİ İSTİYORUM
umutları yarına erteleyip
sana çiziyorum yollarımı...
tutup tutup,
matkaplara vuruyorum bağrımı;
döküm döküm etlerim...bak!
geceye sarıyorum yaralarımı,
ağlayarak...
yıldızlar bilir ençok,
birde düşlerim,
birde taş yatak...
oysa sen!
kırktabir gelirsin,
kırkta bir uzanırsın yanıma,nazlanarak...

ve yağmurlar,
ve hüzünler,
ve seni taşlarına dizdiğim yollar,
ve hasret!...
ebabil kuşlarının dönüşü gibi,
durup durup kıvrılırım sana...
göçün sancılarını yazıyorum şiirlerime
oku ve anlat!...

gökte nasıl üçgen çizerse turnalar,
yüreğimi çizdim sana!
çizgisi metrelerce kanat...
geliyorum işte kapına
maviliğinde uçarak..

umutları yarına erteleyip,
sana çizdim yollarımı...
tutup tutup,
derinliğine vuruyorum kendimi karanlığın...
yılanlar kayıyor dağlardan ovalarıma,
ben burgaçlarında solungaç!..
korkuyorum sevdiceğim,elimde değil!..
dağlara kaçıyorum yeniden
seni de yanıma alarak...

ve emeğm,
ve ekmeğim,
ve bebekliğim,masumluğum,
ve gençliğim,
ve beş para etmez geçmişim, ömrüm...
ve de yalnızlığımı yaşayan köyüm,
ağlıyor arkamdan el sallayarak...

sen doruklardasın ya,
sen çağrısındasın ya sevdanın;
işte yollardayım,
işte yokuşlardayım,yalınayak...
işte turnalarda,
işte ebabil kuşlarıyla bulutlarda
işte yanındayım,
ve ellerim koynumda,aç bak!..
sımsıcak...

umutları yarına erteleyip,
sana çizdim yollarımı...
usulcacık,
ama usulcacık sevdiceğim!...
hayaline dalıyorum...
ısınıyor taş yatak..

gece yorgan,
kollarım yastık,
desem ki sırtım kan revan,
desem ki sırtım delik deşik,
desem ki yılanlar çöreklenmiş bağrıma,
desem ki korkuyorum,yalnızım...
desem ki ellerini istiyorum...
desem ki leylim vaktini bekliyorum,
gel artık!...


Karanlık bir ümidin kollarında
Msn Cry Msn Cry Msn Cry Msn Brokenheart Msn Cry Msn Cry Msn Cry



Yoksun sen; hiç olmadığın kadar yoksun şimdi,
Sokaklarımın çığlıkları anlatıyor bunu bana
Ağlatıyor şarkılar, hiç ağlatmadığı kadar içimdeki kırılgan çocuğu,
Gitmeliyiz demiştin uzak bir şehire,
Hiç bilmediğimiz tanımadığımız yüzlerin arasına,
Şimdi sen içimdeki o bilmediğim diyarlara gitmişsin anladım.
Tanımadığım yüzlerin yanındasın düşlerimde.

Neler bekledi bu gökyüzü iki ayrı yürekten,
Neler umduk biz masmavi bir enginlikten.
İki kişilik bir sevdaya yetmiyormuş cümleler.
Eskitiyormuş fotoğraflar gülüşleri.
Odalarda kelimelerin arasına sıkışmış kaderi yalnızlık olan adam.

Yoksun; hep içimde olduğun kadar yoksun şimdi,
Söylenecek sözlerin yetmediği yerlere gitmişsin
Burada suskun bir çocuk bırakarak yıkıcı aşkının sonucuyla.
Seni sevdirenin ne olduğunu anlayamayan bir çocuk...
Silinme anıymış şimdi, umutsuz bir haykırışın son noktasında...
Yıkılma zamanıymış şimdi kapalı gözlerden kanayan yaşlarla...




SENI SEVIYORUM SURMELIM

Gozlerin Kal Diyor

Bu nasil ayrilik bu nasil sevda
Gozlerin kal diyor dudaklarin git
Bakisin anahtar sozlerin kilit
Ellerin ac diyor dudaklarin git

Ayrilik donusu olmayan nehir
Yalnizlik yikilmis bombos bir sehir
Kac sevda kul oldu boyle kimbilir
Gozyasin kal diyor dudaklarin git

Gidersem bir daha donmeyecegim
Kalirsam kalbime yenilecegim
Cozemedim seni delirecegim
Gozlerin kal diyor dudaklarin git

Duvardan insin mi resimlerimiz?
Yabanci olsun mu isimlerimiz?
Ya o deli dolu gecelerimiz
Anilar kal diyor dudaklarin git

Bu roman da biter belki birazdan
Ne asklar yikildi gururdan nazdan
Agliyor besteler yine hicazdan
Sarkilar kal diyor dudaklarin git.


Sizinde oldu mu böyle anlarınız....Hani Gözlerinizin Kal Deyip Dudaklarınızın git dediğiii.......................................
Son düzenleyen Blue Blood; 25 Ocak 2006 17:05 Sebep: Flood yapmayınız..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2006       Mesaj #256
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dün seni DüşümDüm yine sessizce..
kulağımda bir aşk şarkısıyla
seni hatırladım yine gözlerimde yaşla.
besbelli unutamamışım hala
meğer hala özlüyormuşum ben seni..
hani boş derslerde dolaşırdık ya beraber..
onu hatırladım işte,ağladım sessizce..
meğer ne çok seviyormuşum seni..
meğer ne çok özlemişim sesini..

bugün seni DüşünDüm yine sessizce
dilimde bir aşk şarkısıyla..
seni kokladım hayalimde.
besbelli,seviyorum hala..
meğer hala hasetmişim gözlerine..
hani bana bakmıştın ya uzun uzun
bende sana bakmıştım saniyelerce
sonra 'senİ sevİyorum' demiştin
onu hatırladım işte,ağladım sessizce
meğer ben sana aşıkmışım..
meğer ben sana doyamamışım..

yarın yine seni Düşünücem sessizce
kalbimde bir ayrılık şarkısıyla..
yine hatırlayacağım o tatlı gülüşünü
sıcak bakışlarını...
meğer ben sana mecburmuşum..
meğer ben başkasını sevemezmişim!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2006       Mesaj #257
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SENİNLE ÖLMEK İSTİYORUM

Dağ başında bir avcı kulübesi
Yerle diz boyu kar
Ocakta ateş
Dışarda rüzgar
Hadi gel
Önce sevişmeliyiz uzun uzun
Yerdeki ayı postunun üzerine uzanmalıyız
Bütün vücudunu santimetrekarelere ayırıp
Birer birer öpmeliyim
Ve sonra sımsıkı sarılmalıyım sana
Böylece ölmeliyiz
Aradan yıllar geçip
Bizi buldukları zaman
Etlerimiz çürümüş olsa da
Kemiklerimiz ayrılmamalı birbirinden
Hadi gel
Nefes almak hüner değil
Seninle ölmek istiyorum.

Ümit Yaşar OĞUZCAN


AYRILIK SEVDAYA DAHIL

Acilmis sarmasik gulleri kokulariyla baygin
En gorkemli saatinde yildiz alacasinin
Gizli bir yilan gibi yuvarlanmis icimde kader
Uzak bir telefonda aglayan yagmurlu genc kadin
Ruzgar uzak karanliklara surmus yildizlari
Mor kivilcimlar geciyor daginik yalnizligimdan
Onu cok ariyorum onu cok ariyorum
Heryerimde vucudumun agir yanik sizilari
Bir yerlere yildirim dusuyorum
Ayriligimizi hisettigim an demirler eriyor hirsimdan
Ay isigina batmis karabiber agaclari gumus tozu
Gecenin irmaginda yuzuyor zambaklar yaseminler unutulmus
Tedirgin gulumser
Cunku ayrilik da sevdaya dahil cunku ayrilanlar hala sevgili
Hic bir ani tek basina yasayamazlar
Her an otekisiyle birlikte hersey onunla ilgili
Telasli karanlikta yumusak yarasalar
Gittikce genisliyen yakilmis ot kokusu
Yildizlar inanilmiyacak bir irilikte
Yansimalar tutmus butun sahili
Cunku ayrilmanin da vahsi bir tadi var
Oyle vahsi bir tad ki dayanilir gibi degil
Cunku ayriliklar da sevdaya dahil
Cunku ayrilanlar hala sevgili
Yanlizlik hizla alcalan bulutlar karanlik bir agirlik
Hava agir toprak agir yaprak agir
Su tozlari yagiyor ustumuze
Ozgurlugumuz yoksa yalnizligimiz midir
Eflatuna calar puslu lacivert bir sis kusatti ormani
Karanlik coktu denize
Yanlizlik cakmak tasi gibi sert elmas gibi keskin
Ne yanina donsen bir yerin kesilir fena kan kaybedersin
Kapini bir calan olmadi mi hele elini bir tutan
Bilekleri bembeyaz kugu boynu parmaklari uzun ve ince
Simsicak bakislari suc ortagi kacamak gulusleri gizlice
Yalnizlarin en buyuk sorunu tek basina ozgurluk ne ise yarayacak
Bir turlu cozemedikleri bu olu bir gezegenin soguk tenhaligina
Benzemesin diye ozgurluk mutlaka paylasilacak suc ortagi bir sevgiliyle
Sanmistik ki ikimiz yeryuzunde ancak birbirimiz icin variz
Ikimiz sanmistik ki tek kisilik bir yalnizliga bile rahatca sigariz
Hic yanilmamisiz her an dusup dusup kristal bir bardak gibi
Tuz parca kirilsak da hala icimizde o yanardag agzi
Hala kipkizil gulumseyen sanki atesten bir tebessum zehir zemberek ASKIMIZ

Atilla iLHAN

YASADIKLARIMDAN OGRENDIGIM BIR SEY VAR

Yasadiklarimdan ogrendigim bir sey var:
Yasadin mi, yogunluguna yasayacaksin bir seyi
Sevgilin bitkin kalmali opulmekten
Sen bitkin dusmelisin koklamaktan bir cicegi

Insan saatlerce bakabilir gokyuzune
Denize saatlerce bakabilir, bir kusa, bir cocuga
Yasamak yeryuzunde, onunla karismaktir
Kopmaz kokler salmaktir oraya

Kucakladin mi simsiki kucaklayacaksin arkadasini
Kavgaya tum kaslarinla, govdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandin mi bir kez simsicak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir tas gibi dinleneceksin

Insan butun guzel muzikleri dinlemeli alabildigine
Hem de tum benligi seslerle, ezgilerle dolarcasina
Insan baliklama dalmali icine hayatin
Bir kayadan zumrut bir denize dalarcasina

Uzak ulkeler cekmeli seni, tanimadigin insanlar
Butun kitaplari okumak, butun hayatlari tanimak arzusuyla
yanmalisin
Degismemelisin hic bir seyle bir bardak su icmenin mutlulugunu
Fakat ne kadar sevinc varsa yasamak ozlemiyle dolmalisin

Ve kederi de yasamalisin, namusluca, butun benliginle
Cunku acilar da, sevincler gibi olgunlastirir insani
Kanin karismali hayatin buyuk dolasimina
Dolasmali damarlarinda hayatin sonsuz taze kani

Yasadiklarimdan ogrendigim bir sey var:
Yasadin mi buyuk yasayacaksin, irmaklara, goge, butun evrene
karisircasina
Cunku omur dedigimiz sey, hayata sunulmus bir armagandir
Ve hayat, sunulmus bir armagandir insana...

Ataol BEHRAMOĞLU

YASAK

yasak bana gözlerini anlamak
ellerin
bana yasak

ah olaydım
gözünde yaş
fikrinde telaş
düşünce suçun
beraatin olaydım

fakat yasak
yasak bana gözlerini anlamak
ellerin bana yasak

ah olaydım
yüzünde sürgün
yatağında mülteci
vatanın
anayurdun olaydım

fakat yasak
yasak bana gözlerini anlamak
ellerin, uyruğum
bana yasak.............

Yılmaz ERDOĞAN
Son düzenleyen Blue Blood; 4 Şubat 2006 13:35 Sebep: Flood yapmayınız..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2006       Mesaj #258
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dediğin Olsun
Ey sevdiğim güzel, benle dalaşa
Girme mi diyorsun ? Dediğin olsun...
Öfke oklarını yay gibi kaşa
Germe mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Ne demiştin bana sen geçen salı,
Kesiyorsun şimdi bindiğin dalı,
Sakın ha bir daha, yoluma halı
Serme mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Sanma ki arzumdu düşmen bu hale,
Ne yapayım sen de kaldı ihâle,
Bundan sonra bana ne gül ne lâle
Derme mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Yarın da var amma, unutma dünü,
Yok yere harcama şu genç ömrünü,
Değmem ben, kaptırma bana gönlünü
Verme mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Dayanırsın elbet kışa soğuğa,
Fakat sığmaz bu yük iki koltuğa,
Sen kim, mesut olmak kim, mutluluğa
Erme mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Akıntıya karşı çekilmez kürek,
Kolay değil ki bu, güç kuvvet gerek,
Aşk çile demekmiş, yok bende yürek
Sevme mi diyorsun ? Dediğin olsun...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2006       Mesaj #259
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şiir Gibi Bakma...



ne kadar da
şiire benziyorsun sen
şiir gibi gülüyor
şiir gibi konuşuyor
şiir gibi yürüyor
şiir gibi bakıyorsun...

usta bir şairin
eseri olduğun belli
teman harika
kurgulama müthiş

gözlerin ne kadar da
şiire benziyor senin

saçların başak tarlalarını anımsatıyor
şiir gibi
dalganıyorsun gönlümde...

adın şiir olmalı senin
hürriyet şiiri mesela
yada aşk şiiri
tasavvufi aşk ama...
aranmalısın sen
şiir gibi olmalısın
ulaşılmaz yerleri anlatmalısın

iyice şiire benziyorsun
gün geçtikçe
şiire benzedikçe
ulaşılmaz oluyorsun
şiir gibi bakma
kıskanıyorum seni
seni mısra mısra
seni dize dize
ezberlemek istiyorum

sen şiire benzedikçe
ben daha çok şair olmak istiyorum

şiir gözlüm
seni seviyorum...


BEN SANA MECBURUM
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.

Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramofon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziran da mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.



Üçüncü Şahsın Şiiri

gözlerin gözlerime değince
felaketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felaketim olurdu ağlardım

ne vakit maçka'dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgar aklımı alırdı
sessizce bir cigara yakardın
parmaklarımın ucunu yakardın
kirpiklerini eğerdin bakardın
üşürdüm içim ürperirdi
felaketim olurdu ağlardım

akşamlar bir roman gibi biterdi
jezabel kan içinde yatardı
limandan bir gemi giderdi
sen kalkıp ona giderdin
benzin mum gibi giderdin
sabaha kadar kalırdın
hayırsızın biriydi fikrimce
güldü mü cenazeye benzerdi
hele seni kollarına aldı mı
felaketim olurdu ağlardım
Son düzenleyen Blue Blood; 25 Ocak 2006 17:02 Sebep: Flood yapmayınız..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ocak 2006       Mesaj #260
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İnsanların çoğu,
kaybetmekten kortuğu için sevmekten korkuyor

Sevilmekten
korkuyor,kendisini sevmilmeye laik görmediği için

Düşünmekten
korkuyor,sorumluluk getireceği için

Konuşmaktan
korkuyor,eleştirilmekten korktuğu için

Duygularını
ifade etmekten korkuyor,rededilmekten korktuğu için

Yaşlanmaktan
korkuyor,gençliğinin kıymetini bilmediği için

Ve Ölmekten
korkuyor,aslında yaşamayı bilmediği için

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya