Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 287

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.435.550 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #2861
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sönerken Yıldızlar Gelincikler Gülünce

Sponsorlu Bağlantılar
Yolun hiç de uzak değil umut biliyorum
Sesin yağmurla birlikte tutuklu tel örgülerin arkasında
Bulamıyorum seni beni unut gidiyorum

...
Ve kuğuların kucakladığı, kentin denizsiz kıyısı

Uzak düşler hala gemi mendireğine çekili korsan sevgilere
Hasret düş kırklığı ölü sayrısı
Güvercin taklaları art arda
Kırmızı gece usulca bekler
Ah acıları tütsülü acıları
Büyük harfle başlayan aşkımızı
Kırılmaz kinle
Sönerken yıldızlar gelincikler gülünce
Sen gelene kadar

...
Yasak dizelere girebilirdi ancak kaçak sözcükler
Ancak ölüm hüzünlü şiirlere
Acemi yüreğim girerken yirmisine

Bilemiyorum gözlerim kimde?

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #2862
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Lodos

Sponsorlu Bağlantılar


Başlangıç

Kim bilir kaç milyon ton ağırlığında
ummanda çalkalanmakta su.
En yalnız dalganın üzerinde
boş bir konserve kutusu...

+ 1
Bir aydır ki hapisane geceleri böyledir :
kızgın dişi kediler
- apışları ıslak
tüyleri diken diken
enselerinde diş yerleri -
bazan kuş
bazan insan sesi çıkarıp
dolaşıyorlar
gebe kalana kadar.

Mevsim bahara yakın.
Hava lodos.
Nasıl şiddetli
nasıl sıcak esiyor...

Biz altı yüz adet
kadınsız erkeğiz.
Alınmış elimizden
doğurtmak imkânımız.
En müthiş kudretim yasak bana :
yeni bir hayat aşılamak,
bereketli bir rahimde yenmek ölümü,
yaratmak seninle beraber :
sevgilim, yasak bana etine dokunmak senin...

Mevsim bahara yakın.
Fırtına.
Lodos.
Nasıl şiddetli
nasıl sıcak esiyor...

Bir yerlerde bir cam kırıldı yine
- bu gece bu üçüncüsü -.
Hangi boş koğuşun kapısı açık kalmış,
küüüt, küt,
nasıl çarpıyor...

+ 2
Tepedelen cephesinde bir ceset,
örtülüyor altında karların,
ve başından uçan miğferi
yuvarlanıyor önünde rüzgârın...

+ 3
Fabrikanın avlusunda
elektrik ışığı,
ucunda ince bir telin
sallanıyor iki yana.
Bir kadın.
Boynu çıplak,
uzun saçlarıyla etekleri uçarak
atölyenin kapısında...

Rüzgâr vurdu putrellere.
Atölyenin saçağından
büyük bir buz parçası düştü yere...

+ 4
Ovaya dörtnala yaylılar iniyor :
çıngıraklar hamutlarında beygirlerin.
Ve iki yanda çırpınan muşambalarıyla
koşuyorlar gece yarısı denize doğru...

+ 5
İnce uzun kılçıklardan ibaret kalan kavak ağaçları
aydınlıktılar
mehtâbolmadığı halde.
Ve kalın
ve dallı budaklı kestaneler kımıldanıyor
- iki yana sallanıyor değil
ağır ağır yer değiştiriyorlar âdeta -
gidiyordu göz alabildiğine
yıldızların ışığında
yapraksız ahşap kalabalığı...
Buna rağmen bu lodos,
bu uğultu.
Buna rağmen havada
dişi bir ten kokusu
ve yüklü bir yumurtalığın sıcaklığı...
Dağlarda kar çözülüyor.
Yürüyor usareler
yapraksız dalların ucuna doğru.
Gebe.
Gebelik.
Mevsim bahara yakın
ve doğumun
- korkunç
güzel
ve sıcaktır -
günü doldu dolacak...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #2863
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Az Önce Dalıp Gitmişim Yine

Az önce dalıp gitmişim yine,
Gözlerini de almışım yanıma.
Uzaklara, çok uzaklara gitmişim.
Yine bencilliğim tutmuş,
Kimseyle paylaşmadan ela rengini,
Almış başımı gitmişim çok uzaklara.
Korkularımı,
hüzünlerimi,
çilelerimi,
ve beni kendimden eden her neyim varsa,
hepsini atmışım en uçsuz uçurumlara.

Az önce dalıp gitmişim yine,
Sağa sola bakmadan,
koşar adım,
ve içimde ilk kez kaybolma korkusu olmadan
düşmüşüm izini bilmediğim sokaklara.

Az önce dalıp gitmişim yine,
Ellerini de almışım ellerimin arasına.
En soğuk havayı beklemişim
Bahanem olsun diye,
ellerine hükmetmek için.

Ve az önce dalıp gitmişim yine,
Çorak ve ıslatılmaya hasret dudaklarına
Can suyunu vermişim özene bezene.

İçinde aşk, İçinde özlem,
İçinde sızı,
Ve içinde sen varmışsın bu dalıp gitmelerin.

Şüphe yok,
Korku yok,
Hüzün yok,
Hele hele sensizlik hiç yok
Bu sevda da.

Kelimeler henüz aklını yitirmemiş.
Çünkü hiçbiri bilmiyor
Seni ne kadar çok sevdiğimi.

Bak işte neler neler geçiyor içimden.
Ve ben yine dalıp dalıp gidiyorum.
Her dalıp gidişimde,
Önce gözlerine, sonra ellerine,
Ve yine en son dudaklarına saplanıyorum.

Seni sevmemek en büyük hata.
Ben seni sevme hakkımı kullanıyorum.

Kimse dokunmasın bize,
Bıraksınlar dalıp gidelim.
Kimsesiz olalım,
Tanıksız olalım,
Herkeslere inat hayran hayran bakışalım birbirimize.

Bak işte yine dalıp gidiyorum,
Ellerimin gölgesi düşerken seni sevdiğimi yazdığım sayfalara,
Sanki az önce yanımda değilmişsin gibi,
Yine seni özlüyorum.

Bildiğim şeyler ortada.
Bilmediklerimi yine bilmiyorum.
Mesela seviyor musun dudaklarımı?
Boy pos önemli mi mesela?
Özlüyor musun,
Yalnız sana güzel ve buğulu bakan gözlerimi.?
Söylesene hadi.
Hiç düşünmeden söyle.
Gönlünde kiracı mıyım yoksa ev sahibimi?
Bildiklerim ortada.
Bilmediklerimi yine bilmiyorum.

Seni sevmek hayatımın en ince ayrıntısı.
Üstüm başım sen,
İçim dışım sen,
Sevgim, kokum, mücadelem sen.

Ben SENİ büyük harflerle SEVİYORUM.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #2864
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tereddüt Geceleri



deli kanlıydım erkekler ağlamaz sandım
sen beni ağlattın
üç yılda yüreğime üç damla kan damlattın
ızdırap dolu gecelerde sen kabul edip sigaramı
çekerdim içime
yaşardım yanlız senin hayalinle
ama ben saf bir çocukmuşum
çünkü seni gerçek sandım

heyecanımı saklayamaz eve koşar
bir telefon açardım
seni gördüğümde ise
rüzgara kapılmış yaprak gibi uçardım

balkonlarımız karşılıklı değildi olsun
perdeyi aralar bakardım
belki çıkar , görmesede ben el sallardım
çünkü seni gerçek sandım.....

biliyormusun nikotinsiz gecelere inat
bir sigara bulur yakardım
dumanı senin gibi
yavaşça kaybolarak terkederdi beni
şimdi sigarayıda bıraktım......

tereddüt gecelerine nispet yapardım
inat olsun diye içimdeki tereddüte
resmini çıkarıp bakardım
şimdi onuda yırtıp attım.....

hiçbir zaman sevgimi sana anlatamadım
çünkü ben heyecanlanır konuşamazdım
konuşsamda sen beni anlamazdın
boşuna deyip konuşmayıda bıraktım
galiba seni yanlış anladım....

nereden bilirdim şiir yazacağımı
şiire şu iki satırla başladım
.................................
.................................
bak işte sana iki satır yazdım
şimdi ikisinide karaladım
galiba seni yanlış anladım....

derken ben yine salıncaklardayım
hayır hayır gülme! gülümse
seni görmek için burdayım
hani bana gülerek bakardın ya camdan
korkarım ayrıldık geçemem artık buradan
hani bir telefon konuşmasında evleniyorduk ya
hani yalanda olsa beni sevdiğini söylerdin ya
hani üstüme bir bardak su sepmiştin ya
ah.. şimdi muhtacım bir damla suya
hepsini karaladım bu sayfaya.....

kendime inat, inata inat olsun diye
çırpınmak için dolunaya bana kanat olsun diye
ve "neden" diye sorduğumda kendime
cevap olsun diye
adını adımla suya yazdım
anlarsın...bu şiiri sana yazdım......

sen beni hiç sevmemişsin ki
sonunda anladım
bunu bir kağıda yazıp duvara astım.....

unutulan biri olarak reddi miras hakkım
bütün anılarımı sana bıraktım
gülüyorum kendime ne duruyorsun sende gülsene
o da beni seviyor diye yaşardım
şimdi yaşamayıda bıraktım.....

benbi terkediyorsun , belkide ben seni
şimdi yanlız kaldım
özür dilerim herşeyi gerçek sandım.....
senin başkalarından farkın
benim seni farklı sanmammış
dedim ya bu tek doğru sandığım
inandığım yalanmış..........
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #2865
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
***Kilit Vurdum Yüreğime***

Bugün kapattım kalbimin tüm kapılarını
Kilit vurdum yüreğime
Bir daha kimse girmesin diye
Durmadan kanayan bir acı var içimde
Her geçen gün büyüyen
Dinmeyen göz yaşlarım gözümde
Yüreğime akar durur öylece
Kapanmış yüreğim sessizliğe
Karanlık odamda kendimle
Hesaplaşır dururum sessizce
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #2866
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ay Üstünü Açıyor



Ay üstünü açıyor, hırçın uyuyor bu gece,
Rüyamda aynı isim, içimde aynı acı
Sessiz hıçkırıklar atıyorum uyanma diye,
Donup kaldı bu sevda dilimde
Sana döksem içimi;açmıyorsun gözlerini
Demir almak bilmesede sevgisi yüreğimden
Biliyormusun , artık dövüşmüyor ruhum onun için,
Bir yama gibi kaldı acısı,
İçinde ağladığım gözleri geldikçe aklıma
Yetmiyor hiçbir cümle.
Anımsamak dışında yüreğim gitgide esir oluyor.
Bu gece üstünü çok açıyorsun. . .
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #2867
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
herşeye rağmen...

herşeye rağmen seni sevmek güzeldi
senin beni sevmediğini bilsem de
yine de yanımda olduğunu bilmek

dostca da olsa tenine dokunabilmek
ellerini tutabilmek
gözlerinin içine dalıp dalıp
kendimi kaybetmek

yalandan da olsa
seni seviyorum diyişini hatırlayıp
kendimi avutabilmek....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #2868
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Suskun Gemi



Yine bir kış mevsimi
Yüreğimde rüzgar var
Dalgalar savuruyor beni
Bir o kıyıya
Bir bu kıyıya...

Yağmurlar boşalıyor yüreğime
Hıçkırıklar kesiyor nefesimi
Anlatamıyorum hayal iklimimin çağlayan pınarın
Karanlığımı parçalayan bir çığlık
Sessizliğimi bölüyor acı bir feryat
Kimim...
Neyim...
Bilinmez!

Düşüyorum toprağa
Bazen bir yaprak gibi
Kavuruyor küllerimi yangın alevinden arta kalan birkaç parça ates
Duygularımın esiri olmuşum
Vurmuşlar beni zincirlere
Ellerim kelepçeli gözlerim bağlı...

Kelimeler sığmıyor kalemime
Her hece ayrı bir hicran
Her gece ayrı bir vuslat
Üşümeye duyarsız kalmış bedenim
Alevler islemiş iliklerime
Çağlayanlar süzülüyor gözlerimden
Bir sen...
Bir sen vardın iste!
Bu yangınımı söndürecek
Bir sen aaah!
Bir bilsen...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #2869
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
söz vermiştin bana..

Veda etmeyeceğim sana…
Çok küçüktüm kalbim seni tanıdığında
Hayallerim kocamandı sen rüyalarımı kapladığında
Üşüdüğünde sana sarmak için vazgeçtim hayallerimden
Beni küçük görme diye vazgeçtim gençliğimden
O kadar sıkı tutuyordum ki ellerini
Kimse inandıramazdı bana gidişini
Arkandan baksam da kabullenemezdim
Nasıl bir rüya biterdi ki
Ben sensiz hiç uyanmadım sabaha
Sensiz görmemiştim güneşin doğuşunu
Sensiz üşümedim karların altında
Ve sen…
Sen bensizmişsin bunca yıl boyunca
Ben senin elini sıkarken gitme diye
Sen hep umut etmişsin benden sonrasını
Madem engel oldum rüyalarına git
Ben ağlarım ağlarım ağlarım ama
Gün gelir geçer değil mi
Zaten aşk nedir ki...
Ben sana anlatırken satırlara sığmaz ama
Sen okurken olsa olsa iki damla gözyaşı
Veda etmeyeceğim sana
Çünkü...
Çünkü sözvermiştin bana
Hayallerimi hep üstüne saracağına..
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
24 Haziran 2006       Mesaj #2870
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
EY KENDİNİ BEGENMİŞ NEFSİM !

Ey nefsim!

Sen kendini genç ve güzel addediyorsun.

Gençligine güvenip güzelliginle de övünüyorsun.


Lakin görmez misin ki gençligin gidecektir ve gençliginle birlikte

güzelligin de sönüp çözülecektir.


Dün çocuktun, bu günse yetişkin bir gençsin; yarın gelecek yaşlı olacaksın. Nasıl ki çocukluk çagın yerini gençlige

bıraktı, aynen öyle de bu kuvvet çagın yerini

zillet yaşına bırakacak. Bilirken bilmez, bu gün

etrafina hükmederken yarın kendi bedenine dahi sözünü

geçiremez olacaksın. Güzelligini de beş kuruşa sayma; zira

30 sene evvelki dillere destan güzeller, şimdi ya

kabirdeler, ya da yüzleri buruşmuş kamburları

altında iki büklüm olmuş birer harâbeler.


Ey nefsim!


Sen kendini seviyor; ama sadece kendini

seviyorsun. Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi, kendi

zatında cazibeli haller bulup kendi kendine aşık

oluyorsun. Öyle ki başkalarını sevdiginde, hatta hizmet

deyip, hayır deyip başkalarının yardımına koştugunda

dahi kendi menfaatin ugruna çalışıyor, sinsi sinsi

kendi payına ne düşer diye hesap edip, dolaylı yoldan

yine kendine varıyorsun.


Kendini destanlara sığmayan bir Leylâ görüyor,


kendi zatına aşık oluyorsun. Ama böyle yapmakla


aşka zulmediyor, dünyadaki en güzel duygu sevgiye cevr ediyorsun.


Bilmez misin, aşk denince bir aşık,


bir de ona mukabil gelen maşuk olur.


Sevgiden bahsedeceksen onda bir seven,


bir de sevilen bulunur.


Hem sevenin, hem de sevilenin aynı olması

duyulmuş şey; aşığın, ayn-ı maşuk oldugu görüldük iş

degildir.


Gel bu kara sevdadan vazgeç; sevdanın karasını

degil, ak olanını tercih et!


Kendinde sevgiye layık gördügün ne güzelligin


varsa hepsi Rabb’indendir; sen Rabb’ini sev!


Aynaya degil, güzele; gölgeye degil, asla aşık ol!


Ey nefsim!


Sen kendinde hiç kusur bulmuyorsun. Kendini hep

haklı biliyor, eksigi kusuru semtine dahi yanaştırmıyorsun.


Kendini savunmada o denli maharetlisin ki, alenî

hatalarını dahi dogru gösteriyor, kimi zaman beni

bile haklılıgına ikna ediyorsun; zalimken mazlum,

hainken ihanete ugramış gözüküyorsun. Kendini mükemmel

bilmişsin; zinhar hatayı kabul etmiyorsun.


Halbuki bilmez misin tek kusursuz olan Allah’tır. O’nun

haricinde ne varsa, her şey kusurludur,

hatalıdır. Şöyle bir bakıver kendine: Yaratılmış olmak,

kusura mahkum olmak degil midir? Yere basmak zorunda

olmak, hem yere basan, hem de havada uçan kuşlara

nispetle bir eksiklik degil midir? Yazın güneşinde yanmak,

kışın sogugunda donmak; geceleyin uyuya kalmak,

hafızana kaydettigin şeyleri bir zaman sonra

unutmak, birer nakîse degil midir? Ey benim gafil nefsim!


Kusurunu kabul etmemekle en büyük hatayı işleyen

kusurlu nefsim! Gel, geri dön! Yolun çıkmaz

yoldur, kendini bil!


Ah nefsim, gafil nefsim!


Hayırlar işledim, başarılar elde ettim; görmedin

mi nice ümranlar inşa ettim; hele bak bir

akranlarıma, onların beceremedigi ne işler hallettim diyorsun.Lakin böyle demekle kendine yazıklar ediyorsun!

Bilmezmisin ki hayır vücudidir; iyilik ancak bir

varlıgın üzerine müesses olabilir. Sense vucudî

degil ademîsin; varlıga degil yokluga yakınsın. Şöyle

bir bak kendine: Şu benim bedenim, benden bir parça

diye tuttugun elin senin midir?! Konuşuyorum dedigin

dilin, bizatihi kendi başına elde ettigin bir sermaye

midir?!


Sana Allah’ın ihsan ettigi nimetleri sahibine ver

de, şöyle kendi varlıgınla bir ortaya çık desem, ne

cevap verirsin?!


Var olabilmek için ne yaptın, kendini

varlık alemine çıkarmak için ne harcadın desem,

ne diyebilirsin?! Allah sana bu eli vermeseydi

tutamayacak, bu dili ihsan etmeseydi

konuşamayacaktın.


Allah seni yaratmasaydı sen olmayacaktın. Şimdi

nasıl olur da elinle tuttugun hayrı, dilinle konuştugun

başarıyı kendin yaptın sayarsın. Ne cesaretle

kalkar bunca hayrım var deyip, kendini hayırlı sayarsın!

Sen hayırlı degil zararlısın! Sen hayrın sahibi

degil, bilakis hırsızısın!


Ey nefsim, sen bir mürâisin!


Öyleki başkaları tarafindan bilinmek için canını bile verirsin.


Bu gösteriş zaafı, bu bilinme arzusu, bu tanınma

düşkünlügü, bu konuşulma sevdası sende öyle bir

dereceye vardı ki, artık dem ile damar, et ile

tırnak gibi oldu. Riya, sana ait bir san’at oldu. Bazen

riyanı öyle kılıflıyor, öyle bir pazarlıyorsun

ki, beni bile kandırıyor, o muhlisane hallerin

altındaki zifiri riyayı bana dahi sezdirmiyorsun. Elde

ettigin bir hayrı, ya insanları teşviktir anlatmalıyım

diyerek, yada sinsi bir kombinasyonla başkalarına

söylettirerek herkese ilan ediyor ve bütün

bunların arkasında bir şirk-i hafîyi hemen her gün

işliyorsun.


Ey nefsim!


Müslümanlıgını satma! Sevdana yalan karıştırma!


Ey nefsim!


Ben farklıyım diyorsun.


Giyimimle farklıyım,


kuşamımla farklıyım;


başarılarımla farklıyım,


zekâm ile farklıyım; sözümle farklıyım,


sohbetimle farklıyım;


kısacası ben herkesten ayrıyım diyorsun.


İnsanlar içinde insanlardan bir insan olmayı zinhar kabul

etmiyorsun.


Ne var ki Hz. Adem’den bu güne dek, gelmiş-geçmiş


onca insan tekinden biri de sensin,

bunu fark edemiyorsun. Kendini saraylara mahsus, tek

başına sergilenen kaşıkçı elması biliyorsun, halbuki bir

cam küreye doldurulmuş misketlerden birisin,

göremiyorsun.


Hem bu farklı olma telaşesi de ne! Farklı olmanın

meziyet oldugunu sana kim ögretti! Görmez misin

Allah’ın yarattıgı varlıklar içerisinde farklı

olanlar, ya çift başlı hayvanlar, ya da

gördügünde içini kaldıran bir kısım hilkat garibesi

mahluklardır.


Onun haricinde mahlukatta ittirad vardır;

bidüziyelik vardir. Yaratılmışlarda asıl olan farklı olmak

degil, birbirine benzer olmaktır. Onun için sen sen ol,

başkalarına benzer olmaktan gocunma!



Hem gocunsan da para etmez, zira hilkattaki ittirad, sen istedin diye..

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya