Yatağından doğar nehirler
Yabancı bir şehrin sokaklarında olduğunu unutup,
her sokakta kendi sehrinin sokaklarını aramak,
bir başka şehri özlemekle eş seni özlemek
sonrası,
akşamın ateşe verdiği yangın yeri sokaklarda,
kendi yangınlarına hasret ,
vazgeçip sudan
içimde seni aramak telaşı.
Kabullendim,
yola çıkıp kendimden sana dönüşleri.
Dönüşlerim,
vazgeçişlerim.
Terkedişlerim
kendimi.
Kabullendim.
Çıkıp senden yola kendime dönüşleri.
Bundan önceki
ondan sonraki.
Dün olmuş,
bugün olan,
yarın olacak
VE …
Tekrar
VE
Tekrar
sonrası.
Kendi elimizdeki camdan çekiçlerle
tuzla buz hayaller.
Sevişmeler batmış hayal kırıklarına.
Sevişmelerimiz,
hayal kırığı kesikleri.
Kanamalı düşler düşüncelerde.
Kan kaybediyor sevişmelerimiz.
Sevişmelerimiz can cekişiyor.
Korkma .
Sevişmelerin canı acımaz,
VE korkma
sevişmeler ölmez gerçek değilse.
Bundan önceki
ondan sonraki.
Dün olmuş,
bugün olan,
Yarın olacak
VE …
Tekrar
VE
Tekrar
sonrası,
Bütün nehirler akacak,
akacak kavuşmak ümidiyle denizlere.
Oysaki bir sen bilirsin.
kendi düşlerime geçkalmışlıklarımda kurur içime akan tüm nehirler, kavuşamadan denizlere.
Kururbirer birer
nehirler.
Kurur birer birer
yatakları.
Yataklarıyla sevişir nehirler.
Nehirler…
Doyurulmamış sarılmalara gebe kuru nehir yataklarının kasıklarında büyürler.
Büyürler .
Büyürler .
Sonrası .
Çığlık çığlık,kan revan içinde.
İnce bir su yürür,
sızlar kasıkları
VE
ARDINDAN DOĞAR YATAĞINA NEHİRLER
VE
nehirler akar kavuşmak ümidiyle denizlere.
Bundan önceki
ondan sonraki.
Dün olmuş,
bugün olan,
yarın olacak
VE …
Tekrar
VE
tekrar,
sonrası.
Sen baştan ayağa nehir keseceksin içimde akan.
Çağlayacaksın dolu dizgin.
Ve denize kavuşacak tüm nehirler içimde.
Sen akacaksın.
Benim saçlarıma gece yağacak
*****
özlemlerim vardı hayatta yaşanacak
kalbimin dışında açığa çıkacak
ne zaman beni sevda bulacak
sence bu sevda nasıl yaşanacak
bir kadın vardı hayatta bulunacak
onunla doyasıya aşk yaşanacak
güzellikleri tadarak yaşayacak
sence bu sevda nasıl yaşanacak
biliyorum bizimkisi yasak aşk olacak
yaşananların sonu nereye dayanacak
özlemler hep içimizdemi kalacak
sence bu sevda nasıl yaşanacak
sonunda biz bulduk bu aşkı
özlemlerimiz içimizde acı bir sancı
duygular bizde yaşanmayı bekleyen hancı
sence bu sevda nasıl yaşanacak
AHMET
*****
AŞKIN ÖTEKİ ADIDIR ÖLMEK
aşkın öteki adıdır ölmek
çeker çilesini yalnızlığın
sevdanın buğusunda yanar
kor ateşlerde közlenerek.
dalıp gider uzaklara bazen
doğan günden medet umar
sevgili gelecek gibi..
rüzgarla selam gönderir
hasretini dokundurmak için
bulut olur, yağmur olur
yağar ovalara öbeklenerek.
aşkın öteki adıdır ölmek
yalnız akşamlarında ağıt
özlem, gözyaşı..
bir şişe şarap
leblebi çekirdek
sızar kalır masalarda
ufaktan demlenerek.
alıp başını gitmek ister bazen
karlı dağlara
unutabilirmiyim diye
gittikçe çöker hasret
düğüm düğüm olur boğazında
bir sızı olur oturur
yüreğine çöreklenerek.
yırtar geceyi sesi
seslenir ovalara!
seni seviyorum, seni seviyorum!!!
bekle geliyorum!!!
diye yüreklenerek.
*****
BEKLENEN YAGMUR
belki bir gün bir yağmur yağar
ve yine belki de
o damlalardan biri
yeni sen olursun...
*****
İKİ SEVGİ GİBİ
Hüzün olmayan bir ülkede büyümeliyiz seninle,
Seninle başak sarısı güneşler altında öpüşmeliyiz,
Sımsıkı sarılarak umutlarımıza,
Bulutlar üzerinde sevişmeliyiz,
Bahar dallarına tutunan tomurcuklar gibi,
Seninle yeniden doğmalıyız yeryüzüne,
İki ayrı yerde iki sevgili gibi,
Kanatlanıp uçabilmeliyiz gökyüzüne,
Denizlerin en tenha yerinde buluşmalıyız seninle,
En sığ yerlerde tutuşmalıyız elele,
Suya dokunan palmiyelerin gölgesinde,
Sevda olmalıyız seninle,
Yüzümüzde o derin masumiyet,
Yüreğimizde tükenmeyen sevgiyle...
*****
İKİ ÇİÇEK
Bazı anlar vardır unutulmaz,
Bazı düşler vardır yaşanmaz,
Bazı aşklar, sevgiler vardır,
Kelimeler yetmez, anlatılmaz,
Bazı çiçekler ki hiç solmaz...
Biz solmayacak iki çiçek,
Sen yamaçta, bense kırlarda
Eksilmeyen, artan sevdamızla
Akıtmayız yaşlar, dualarla,
Bekleriz kavuşmayı, umutla...
*****
Güneş okşarken serinliğinin ovalarını
O yasak meyve ağacının altında,
-seni böyle görünce-
Öyle kıskanıyordum ki sevgilim,
bir ışığın bile dokunmasını sana,
...benden önce...
uzakta, çok uzakta, kır çiçeklerinin arasında
bir günahın rayihasına dolanmış şehvetimle
-seni izliyordum-
oysa benden önce bakışlarım kırmıştı dinginliğini
vahşi atların sulandığı kıraç topraklarda
kaybetmiştim kimliğimi...
bozkırın yalazı kor bir ateşti nefesimde
buğdaylar henüz başak vermişken enginliğinde
-seni istiyordum-
kanımda kızılca bir yılan boğdum,
kusmak için o yalancı hevesi,
senin küllerinde sevgilim, yeniden doğdum...
bir dokunuşumla ürperecek vadiler dolusu servi
çağlayanlar inleyecek parmak uçlarımda
-olmamalıyım yanında-
çünkü sen, kopup gelmişsin bir hurinin çeşminden
bense zelil bir divaneyim kapında
nihayetine kim varabilir miatsız bir sürurun
kim bulabilir yitik bir aşkın saadetini
-seni düşlemek bir serüven-
kahırlı bir işaret gibi parlarken umudum göğsümde
yaralı bir güvercin fışkırır, her darbende
yosma bir rüzgar değer en saklı hazinene
meyledersin belki, ölümcül sihrine, halvetin...
-bekle beni yine de-
ibrişim bir pervaneyiz işte sevgilim
islim öncesi son hali gibi çiy tanesinin
bir garip çilekeş gibi vuslatında ölmeliyim...
Biz uzaktan uzağa bakışırız seninle,
Gelip giden gözlerde aşk taşırız seninle,
Aramızda deryalar, dağlar var olsa bile;
Rüyalarda buluşur, sevişiriz seninle...