Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 300

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.435.602 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #2991
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bir damla sen

Sponsorlu Bağlantılar
Ve ayrılık uzayan yolda tek sırdaşım.
Bu oyunun son sahnesi olacak;
Perde kapandıktan sonra,
Ne sen beni bir daha göreceksin,
Nede ben seni...
Bu birlikte son oyunumuz.
Son kez gülümse,
Son kez tut ellerimden.
Sonra düşeceğim dipsiz karanlıklara...
Alkışlarla beraber göz yaşlarımı duyacaksın.
Bir gün
Anlayacaksın bir damla sen isteyişimin sebebini.
İşte o zaman; sende ağlayacaksın!

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #2992
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
DAHA GENÇECİKTİ

Sponsorlu Bağlantılar


Gözlerinde, buğulu akşamların,

Kuru izleri vardı sessiz sakin...

Yüreği kar,

Yüzü alev alev,

Gözleri belki de derin...

Gökyüzüne baktı,

Gündüzler parça parça,

Bulutlar selamsız

Güneşe ELVEDA...

Dedi: karanlıklar,

Güzel mi?...

Dedim: güzeldir, belki de...

Dedi: gündüzler.

Onu gel sen bana sor...

Rüzgarın tatlı uğultusunda,

Tüyleri diken diken,

Geceleri parça parça...

Gündüzleri de artık sevsen!...

Dedi: genciz

Dedim: gençsin!

Dedi: yüreğim yara!

Dedim: doğrudur seversin...

Derken,

Rüzgarın uğultusu

Bulutların türküsü,

Yavaş yavaş uzaklaştı buralardan...

Baykuşlar öttü,

Sesler kesildi kaldırımlardan,

Yürekler kavruldu,

Ezan sesi geldi uzaklardan...

Şuracıkta bir genç yaşardı

Şimdi; O DA ARTIK TOPRAKTA!...

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #2993
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bir Damlaydın Gözlerimde


Bir damlaydın gözlerimde; çoğaldın,
Yüreğimde sel olmuşsun, daha ne...
Bir bakışla ömrümü; sen esir aldın,
Ölümüme yol olmuşsun; daha ne...

Her zerremde sancım olsan, sızlatsan,
Her yarama ellerinle tuz atsan,
Yıllar yılı bana derman aratsan,
Derde derman; sen olmuşsun; daha ne...

Yok ki bir başkası, olamaz asla,
Kalan ömrüm sensiz; geçse de yasla,
Sensiz vereceğim o son nefesle,
Ahretime mal olmuşsun; daha ne...




.Adınız Yalnızlık.
Bugün sıkılmış adanın tüm deniz fenerleri
Bal mumuna batırılmış ışıkları, gözleri boş.
Kaygan hayatların ilk durağı
Tanrı’ nın gözyaşları ile yıkanıyor saatlerdir.
Ne oldu benim parlak kayalıklarıma,
Gölgesiz kalışları da neden.
Bir tek şarap kızılı vuruyor tepelere bu yalnız adada.
Kış ayları mızmız çocuk taklidi yapıyor
Savaşlar açıyor sevmediğim silahlarla.

Tadı kavurucu aşkların bile bu aylarda,
Hoşnut olmayan flu hakimiyetler kurulu
Tuzlu suların ortasında.
Adı yalnızlık bu paslı çarkların bilmiyorlar,
Adı yalnızlık diyorum,
Adınız yalnızlık.
Bir mum yeter ışıklı hayatlara can vermek için
Vurur yalnızlığı göğsünün tam ortasından,
Deniz fenerlerini küstürmüşler, her yer karanlık
Söylüyorum işte;
Sizin adınız yalnızlık.

Son düzenleyen Blue Blood; 28 Haziran 2006 07:09
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #2994
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
  • DUYARSIZLIĞA İSYANIM VAR ARKADAŞ

    Duyarsızlığa isyanım var arkadaş
    Zorluyor vicdanımın sınırlarını, yoksulluk ve duyarsızlıklar,
    Ne bir çare var, nede çareyi arayan,
    Yüreklerdeyse sesiz bir bekleyiş var,
    Dalgalanıyor göklerde, ay yıldızlı bayrağım,
    O bile melul melul ve hüzünlü,
    Dalgalanışında bile bir başka hüzün var,
    Yok olmuş gündüzler, akşamları da aynı,
    Mutluluk kalmadı insanlarda, hele de o çocuklar,
    Sofralar boş, bomboş kalmış umutlar
    Bir bir sarardı yüzlerde bakışlar, döküldü birer birer yapraklar
    Hani dört mevsimi yaşardı yurdum,
    İnsanlar hep sonbaharı, kışı yaşadılar,
    Yürekler katılaşmış, gülmeyi unuttuk,
    Hiçbir şeyin tadı bile yok artık,
    Çorbasında bırak yağı, tuzunu bile çaldılar
    Hani üç öğün yemeği?.. bir öğüne bile muhtaç kaldılar,
    Hadi anlatın, dediklerim doğrumu yoksa yalanmı,
    Yoksa bir politikacı edasıyla mı konuşuyorum,
    Yoksa bir ideoloji mi satıyorum ben,
    Yoksa yaptığım siyasetmi, adını siz koyun,
    Utanmayın, çalmaya devam edin yalan sazınzı,
    Daha ne kadar inleyecek bu millet, bu vatan
    Nerede sosyal demokratlar, nerede sağcısı, Nerede solcular.
    Nerede muhafazakarlar, nerede milliyetçi diye geçinen o yobazlar, o riyakarlar
    Siz mi yalan söylediniz, yoksa yalancı olan dilleriniz mi
    Bu mu benim ülkem, bu mu vatanım
    Sancı çeker olmuş toprağım, yerindeyse rahat değil şehit yatanım
    Ne sevgi kaldı nede aşk, denizleri doldurur olmuş riyakarlık seli

    Hey gidi Mustafa Kemal, sen gittin gideli hala perişan bu millet
    Düzelmedi halli, gülmedi yüzü, ne kudreti kaldı, nede dayanacak taakat
    Ah bir ayıltıla bilse, o damarlardaki sarhoş kanı
    Namerde muhtaç olma dedin, koyma yurduna düşman,
    Biz dışarıda beklerken, içerden yıktılar menfaat ve ihtiras düşmanları
    Hani yeni bir dünya kurulsa, kim yürütecek bu gemiyi,
    Kim yönetecek senin gibi bu ülkeyi kim
    Yuvalar mutsuz kalmış, insanı mutsuz, mevsimler mutsuz
    Yazan Şebap mutsuz okuyanı mutsuz
    Boyun bükmüş ağaçlar, her köşesine örmüş örümcek, ağını
    Sesiz kaldıkça bu millet, bitmez bu eziyet ve zulüm,
    Köstebeklerse yine üreyecek, kervanını yürütecek bir bir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #2995
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Seni Yasamak


Seni her özledigimde sevgilim,
Gökyüzüne bakiyorum;
Gögün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özledigimde bir tanem,
Denizlere bakiyorum.
Ufuga bakinca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özledigimde bir tanem,
Kuslara bakiyorum.
O kanatlardaki özgürlügünü görüyorum çünkü.
Ve askim, seni her özledigimde,
Adinda isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yasamak istiyorum,
Seni her özledigimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece..




Behçet Necatigil
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #2996
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SON GÜL BU


Son gül bu içimden sana sunduğum
Dilsiz, suçsuz, dikensiz...
Niceydi sustuğum
Gönlü bülbülün son şakıyışı bu dudaklarımda
Seyr-ü seferin sonudur bu ufuklar, bu bulutlar
Tepelerinde karanfiller, eteklerinde kır çiçekleri;
Kocaman bir dağ
Ve sahici bir uçurum.
Sen...ben...ve kavrulan enginler.
Oysa bir zaman
Yağı bitmez kandil kandil semanındı yıldızlar
Apaydınlık
Kocaman bir gökyüzü; hem gece
Sen...ben...ve çıktığımız seyr-ü sefer.
Peki niçin çektik onca acıyı?
Hüzün bir kumardı, kaybettik sonbahardı
Neyimiz kaldı bize ait olan?
Biz tam alışmaya başladık;
Yaşamaktan keyif almaya başlamıştık
Ölümü unutmuştuk tam!
Söyle kim kime doydu?
Yoksa bilmiyor muydun cennet gözlüm
Ben seni doymamacasına sevdim.Doymamacasına.
Seyr-ü seferin sonudur bu ufuklar, bu bulutlar.

Yanımdaydın bir zaman
Sanki kokladığım bütün çiçekler
Tenin kokuyordu.
Oysa
Ölümü ilk ben kokladım avuçlarından
Sen yeni doğmuştun.
O zamanlar bu tatlı uykular
Sıcacık sarıvermezdi gülüm.
Kocaman rengarenk bir düş;
Sen....ben...ve yine
Sen.
Son gül bu içimden
Sana sunduğum
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #2997
kambis - avatarı
Ziyaretçi
SEN BENİM İÇİN ÖZELSİN


Duru bir suya baktığımda
eğer tertemiz yüreğin
yansıyorsa gözlerime,
BEN SENİ SEVİYORUM.
Aramadığın sormadığın
zamanlarda, eğer yüreğimde
inceden bir sızı duyuyorsam
SENİ ÖZLÜYORUM.
Her şarkıda, her şiirde
ve okuduğum kitabın tüm
satırlarında seni yaşıyorsam
SENİ ÖNEMSİYORUM.
Ve uğrunda vazgeçebileceğim
mutluluğumken, düşünmeden
feda edebiliyorsam
SEN BENİM İÇİN ÖZELSİN...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #2998
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
AŞKTIR AŞK


BİR KADERDEN KORKARIM BİRDE SENDEN
NEDİR BU ÇEKTİĞİM SENİN ELİNDEN
YALAN OLSAYDI YAKMAZDI DERİNDEN
AŞKTIR AŞK BUNU BİLİYORMUSUN

NE ZÜLUMLER NE AHLAR
DAFA FAZLASIYLA YÜREYİM YANAR
DEVASI YOK BU DERDİN GÖZLERİM DOLAR
AŞTIR AŞK BUNU BİLİYORMUSUN
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #2999
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Artık...geldiğinde ben olmayacağım...
Ve büyük ihtimalle, gelmeyeceksin de zaten...
Tıpkı, aslında hiç gitmediğin gibi...

Ne ile kavgalı ya da barışık olduğumu bilemedim asla...
Bilemeyeceğim de..
Neyi sevdiğimi? Ne kadar sevdiğimi? Ne istediğimi?...

Ve bugün, fazla bir yol da almış sayılmazken aslında..
Çok..ama çok yorgun hissediyorum kendimi..
Mesafeleri boşverip yürüyeceği yerde,
Hızla koşmuş insanlar gibi nefes nefeseyim...

Beynim, düşüneceği milyarlarca şeyi düşünmüş, Kalbim, atacağı milyarlarca atışı yapmış sanki..
Kendilerine tanınan zamandan çok önce...

Karşıdaki Yunan adasının ışıklarını seyrederek bira yudumladığım,

Bodrumun o deniz kokan, rüzgarlı barında,
Gecenin içindeyim...
Karmakarışık bir hüzünle beraber ve her şeyin kendiliğinden düzeleceği duygusuyla...
Düzelecek olanın ne olduğunu ise hiç bilmeden...
Mutsuz olduğumu söylersem eğer, sıkıldığımı çok sıkıldığımı..
Duyanların güleceğini bile bile,
Mutsuzum demekten korka korka kendime....

Artık geldiğinde ben olmayacağım....

Beraber yaşadıklarımız ne kadardıysa o kadar kalacak...
Sana söylediklerimden bir sözcük bile fazlasını duymayacak kulakların...
Bana söylediklerini sadece hatırlayacağım, her geçen gün unutarak sesinin tonunu...
Beraber gittiğimiz yerler daha fazla olmayacak hiçbir zaman...
Ne birlikte kahvaltı yapacağız bundan böyle, Ne beraber yıldızları seyredeceğiz...

Ve uyanmayacağız hiç bir zaman ayni yatakta yan yana....

Artık...geldiğinde ben olmayacağım...
Ve büyük ihtimalle gelmeyeceksin de zaten...
Tıpkı aslında hiç gitmediğin gibi...

Yarın da böyle olacak bu.
Ve her zaman.......
nazlisu - avatarı
nazlisu
Ziyaretçi
28 Haziran 2006       Mesaj #3000
nazlisu - avatarı
Ziyaretçi
SEN AKLIMA GELİNCE

Çıksam,


Çıkıp gitsem uzaklara,
Burdan çok uzaklara,
Yine yanımdasın ya, burkulur içim..
Hani sen gider gidersin de
Evler,köyler durur ya orda,
Akşamsa kuşlar göçer,
Işıkları yanar evlerin,
Bir hüzün çöker ya hani
Karanlık iner dağlara..
Buğulanır gözlerim,burkulur içim..


Kaçsam,


Kaçıp bağırsam dağlara,
Feryadım yine sen olursun ya,
Burkulur içim...
Hani bağırsan da çıkmaz sesin
Uyansam bitse bu karabasan dersin,
Bir gülüş, bir dokunuş arar yüreğin..
Uyanır bakarım yoksun,
Boğulur sesim...


Girsem,


Girip yıkansam sulara,
Buz gibi denizlerde yanar,
Etim cayır cayır seni bağırır ya
Burkulur işte o zaman içim...
Aksini görüp sularda
Sarılır kucaklarım hayalini...


Koşsam,


Koşup karışsam kalabalığa,
Gürültülü, cıvıl cıvıl,
Işıl ışıl vitrinler
Gidenler gelenler.
Telaşlı koşarak yürüsem,
Sanki bir yere yetişecekmişim,
Aceleymiş işim,
Bekleyenim varmış gibi hani...
İçim burkulur yine
Sen gelirsin aklıma.
Ayaklarım ağırlaşır gitmez...
Buluşurmuşuz seninle
Dediğimiz yer ve saatte.
Özlermişiz,
Elele yürür gülüşürmüşüz.
Çok şeyimiz olurmuş konuşacak,
Kimseyi görmezmiş gözlerimiz.
Dünya durur, seyreder
Yollarımız gül olurmuş ya hani,
Dertler tasalar biter,
Simit alır yermişiz
Dilenciye para verirmişiz hani,
İçim burkulur, burkulur içim...


Kalksam,


Kalkıp sofralar kursam,
Mumları yaksam, donatsam,
Herkesi çağırıp toplasam
Sen gelirsin yine aklıma
Burkulur içim...
Hani çok açmışız da
Güle oynaya iştahla
Bağıra çağıra, döke saça yer,
'' Bugün neler oldu neler '' diye
Hepbir ağızdan konuşurmuşuz ya...
Bir sessizlik boynunu büker,
Yemekler tatsız tuzsuz olur,
Kurur ekmek, lokmalar büyür.
Çınlar tabak çatal
Sessizlik ölüm olur
Dağıtmak için pusu
Sözler diken olur,
Sofra küser,
Gönüller alıngan olur...
İçim burkulur burkulur...


Düşsem,


Düşüp yatsam yataklara,
Sen gelirsin yine aklıma...
Hani çocukmuşuz, hasta olmuşuz
Gözlerimiz baygın, buğulu
Yanaklarımız al al, ateşli,
Dışarda oyunlar oynanır neşeli
Kalkamaz yataktan
Kesiliriz ya iştahtan hani...
Öyle işte, boynum bükülür
Sen gelirsin aklıma öksüz, yalnız
Bakarım camdan, yoksun
Burkulur içim....


Ölsem,


Ölüp gitsem mesela,
Nasıl öldüğümü bilmeden, aniden.
Sen gelirsin aklıma yine...
Hani ölmüşüm de
Sevdiklerim, sevmediklerim,
Üzgün, ağlamaklı herkes.
İyiliğim, güzelliğim, bahtsızlığım,
Pişmanlıklar, keşkeler, feryatlar..
Ürpertiler rüzgarla karışık,
Sessiz dualarla örtülür ya toprak...
İçim burkulur, üzülürüm..
Ölüp gittiğime değil de
Seni burda yapayalnız, bensiz
Koyup gittiğime yanar, yanar içim...
Sen aklıma gelince
Sessizce akar süzülür gözyaşım.
Sevdiğim, yoldaşım, aşkım...

Burkulur yanar içim...


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya