Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 362

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.438.284 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #3611
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kızıl Bir Güldür Hayat

Sponsorlu Bağlantılar


Kaçıncı basamağında
olursan ol yaşamın,
karamsarlığa kapılıp
umutsuzluk hırkasını
giyme sakın...
Boyun eğme kadere,
çekiver ipini umutsuzluğun,
ilmek ilmek sökülsün...
Taptaze
umut çiçekleri ek
gönül bahçene,
gerisi
gelir elbet bir gün...

Yenik düşmez
karanlığa aydınlık,
yumma güneşe gözlerini,
acıları gizler karanlık...
Bir merdiven daya
gökyüzüne,
yıldız topla...
Saçlarını tara
pırıl pırıl güneşin...
Sitem etme
düşlerine yağan kara,
damla damla
erir elbet bir gün...

Susturma yüreğini,
kalkar her boran, her sis
her şey unutulur...
En umutsuz bir anda
yağan yağmur,
toprakta
capcanlı bir umut olur...
Bir bahar dalının coşkusunu
tomur tomur
sana da
verir elbet bir gün...

Gözyaşıyla dolup taşmaz deniz,
meraklanma...
Uçurtmasını yitiren
çocuğun
gözyaşları kurur,
üzüntüsü durur...
Ararsan;
ipinden kurtulmuş
serseri bir uçurtmanın
özgürlük sevinci
seni de bulur,
bulur elbet bir gün...

Yaprak ödünçtür dallarda,
önemli olan;
umuttan yoksun kalıp
gözlerde ışığı söndürmemek,
direnci yitirmemek...
Dikenli de olsa
kızıl bir güldür hayat,
soldurmadan yaşamak,
yaşatmak gerek...
Yeşile düşman bir bahçıvana
kendini sevdirmez çiçek,
yaprak yaprak
ölür elbet bir gün...

Yık barikatları,
erit prangaları halka halka,
zaman defterini kapat...
Dört mevsimi var,
her daim kış olmaz hayat...
Kızıl gülden
derin bir soluk al
tekrar merhaba de yaşama...
Acıdan ıstıraptan arıtılmış,
damla damla
sevgiden damıtılmış,
yepyeni bir dünya yarat...

İnsan;
yere çakılı
yalnız bir ağaç değildir,
tek başına rüzgârı bekleyen...
Yeni yüzler dene,
asla vazgeçme sevmekten...
Sünger çek maziye,
yak
ne varsa kötü
gönlünün ocağında...
Geç karşısına,
sevgi kahvesini,
dostluk kahvesini yudumla
umudun şefkatli
kucağında...

Bırak,
saçlarını okşasın rüzgar,
apak kar yağsın karanlıklarına...
Her şafakta,
doğan güneşi karşıla,
batarken kızıllığını şarap şişelerine doldur,
yıllansın...
Unut sonbaharı,
başka baharlar ara,
çisil çisil
hep yağmur yağsın
hayat harmanına,
ağaçlar tomurcuklansın...
Aç yüreğinin kapılarını,
sen uçur
bir kuş da,
özgürce kanat çırpmanın
tadına varsın...

Bahardaki uyanışı,
gökkuşağındaki gülüşü,
zarafetini gülün,
muhteşem hazzını
bir bebeğin omzundaki gamzeden öpüşün...
Lapa lapa yağan karın sesini,
köpük köpük aşkı,
soluk soluğa,
çimler üstündeki sevişmeleri düşün...
Yaşamak:
zor da olsa ne güzel...
öyle mi ya ölüm,
öyle mi ya ölüm?
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #3612
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yabancı

Sponsorlu Bağlantılar
Ben yabancı..
Söylesene hancı
Bu kaçıncı sabahtır kalmışlığım burada
Bu handa sadece ben mi yabancı..

Bizim ellerden yine mi gelen yok
Yine bize mi kaldı bir bildik yüze hasret,
Bak hancı!
Ben herkese aşina
Herkes bana yabancı,
Saçım sakalıma karışmış
Bu handa herkes bana alışmış,
Ben kendi halimde
Sabah akşam hep aynı yerde
Sadece beş vakit ayaklanır
Ruhuma gül kokusu sürer giderim..

Yirmi beşim sanki kırkı göstermekte,
Gözyaşım Leyla’nın Mecnun’u aramasıdır,
Çöl kumlarında aradım yitirilmişi yıllarca
Aranan arayana hasret değilse Hancı
Kırk Kafdağı’ndan ibaret olmaz mı
Yüreğimdeki bu sancı?

Bak hancı!
Yirmi beş yıldır
Ben kendime bile yabancı,
Bu kaçıncı sabahtır kalmışlığım burada,
Söylesene Hancı
Bu handa sadece ben mi yabancı
Söylesene Hancı, söylesene..
Bir sultan da olsa
Olmaz mı bir gün yabancı?

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #3613
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ya Sen
Ya sen
Cebinde mektuplarımla
Çantana koyup gittin kalbimi
Andım olsun diye yemin
Yemin olsun diye kinim
Üst üste katmerlenir de
Şerbeti olur gözyaşlarım
Bir sokak arası çıkış
Bir kaçamak bakış aradım
Yetinir miydim acaba?
Kendime bir sorabilsem
Ya sen.
PuS - avatarı
PuS
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #3614
PuS - avatarı
Ziyaretçi
ben senin ürkek bakışlarını sevdim
usulca dokunuşunu
ansızın kızışını
sonra dayanamyıp sarılışını sevdim
ben yüreğinde benim olduğum kalbi
seninle geçen ömrümü sevdim
sen ise seni sevmekten parçalanmış bi kalbi
durmadan kanatmayı sevdin
senin hasretinden saçları ağarmış kızı sevdin
ama ne olursa olsun
kim ne derse desin
ben tek seni sevdim
sen beni sevmesende
her sevdiğimde bu kalbi incitsende
geceleri uykusuz bıraksanda
ben herşeyi seninle sevdim
ama en çokta
seni senle yaşamayı sevdim

...BİTANEM...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #3615
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur

Yağmurlu bir yaz günüydü senden ayrıldığımda
Sessizce yürürken yolda,
Yağmur belirdi karşımda..

Aslında yağmuru severdim o güne kadar,
Ama onun bu hali
Çok korkutmuştu beni..

Tarif edilemeyecek kadar kötü,
İnanılmayacak kadar hırçın bakışları vardı...

Yavaş adımlarla üzerime yürüdü
Ve bana
Senden kalan her şeyi mi
O'na vermemi haykırdı...

O'na cevap veremeden
Saçımdaki el izini
Yanağımdaki o son buseni
Ve üzerimdeki mis kokunu aldı benden...

Tam gitmeye yönelmişti ki,
Son bir kez arkası dönüp,
Bana
Başka bir şeyinin kalıp kalmadığını sordu...

Ağlayan ve kin dolu gözlerle ona bakıp,
"HAYIR" diye haykırdım...

O gittiğindeyse
Yüzümde bir tebessümle
O'nu kandırabilmenin sevincini yaşıyordum...

Evet,
O'nu kandırabilmiştim,
Çünkü bana senden kalan bir şey daha vardı:
Kalbimin en derin köşesinde sakladığım a ş k ı n...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #3616
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Unutulmuş Bir Mektuptur Aşk



kırılgan günler edinmişsem
altmışından sonra.bir çiçeği
koklar gibi tutacaksınız demektir bu
tutarken saydam ellerimi

aşkın önüne geçen şiirler beklemesin
artık benden sevdiğim kadınlar

ve bütün güzel kadınlar,beni
öper gibi öpsünler yaz ırmaklarını
sevgilim olan, kızım olan, ıssız
ormanım olan ülkemin o kadınları


ölümü ardına almış,çağcıl
soluğumdur yarışır durur hala atlarla

ben yalnızca bir tanımı arıyorum
belki de, büyülü yorumlar yorumunu
diyelim ki:aşk bir mektuptur
bir şairin göndermeyi unuttuğu

ey ülkemin en güzel şair kadınları
bana bir mektup yazın ve unutun onu
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #3617
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ansızın Çıkıp da Gelir misin

Karardı şu dünyam,hasretliğinde.
Duygular öldüler,gözyaş selinde.
Bilip de halimi,gurbet elinde,
ansızın çıkıp da gelir misin sen.?

Çektiğim acının,yoktur bir eşi.
Yıllardır sönmedi,hicran ateşi.
Bu mutsuz gönlümün,umut güneşi,
ansızın çıkıp da gelir misin sen.?

Geçiyor yıllarım,tükendi ömrüm.
Menzil uzak değil,yakın görürüm.
Sana kavuşmadan,belki ölürüm.
Ansızın çıkıp da,gelir misin sen.?
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #3618
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Adı Yok

Umarsız yolların düş sakinleri
Çınar altı konaklar her bahar vakti
Sönmüş yıldızları fırsat bilip
Dertleşirler meltem rüzgarları gibi
İçimde kilometrelerce üzgün düşler
Hasat zamanını hasretle bekler
Belki de canımdaki acı bu
Söz ister her akşam kalbim seni ister
Boşluğunu dolduramaz hiçbir saadet
Yıldıramaz beni kederlerim azıcık sabret
Ağlamak mı dersin yoksa gülmek mi
Göçüp gittiğimde kalbinde hep beni yad et
Kapımda soğuk ayaz akşamlar
Odamda sonbahar kokusu var
Yitirilmiş sessiz sedasız anlık duygular
Çalıyor bedenimden gel ruhumu sar
Ey gelmişine yandığım uçsuz bucaklar
Kim silebilir kaderimi şaşarım
Alt etmişim hayatımı dolar taşarım
Hani dilinin ucuna gelir takılır ya
Hani gözlerin bakmaya kıyamaz ya
İşte öyle bir adam yaşar sol yanımda
Kum saati gibi tükenen ömrümü
Sil baştan alıp geriye saramıyorum ki
ADI YOK bu şiirin anlatamıyorum ki.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #3619
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Adı Olmayan ŞiiR


Ölüm kadar zordu gözlerin
Ne benim oldular, ne aklımdan çıktılar.
Son kadehlerim oldun bazen
Bazen yeni bir sigarayı yakış sebebim
Şimdi ellerinden uzak olduğum kadar uzağım kendimden,
Hiç bitmemiş siyah beyaz bir puzzle gibi hayat
Parçaları birleştirmeye korkuyorum
Bitince sen çıkarsın diye titriyor ellerim.
Ölüm kadar zordu ellerin
Ne benim oldular, ne aklımdan çıktılar.
Ayrılık şarkıları oldun bazen
Bazen buralardan kaçış sebebim
Şimdi beyazlar dans ediyor saçlarımda
Seyretmediğim siyah beyaz bir film gibi hayat
Seyretmeye korkuyorum
Bitince sen çıkarsın diye dinmiyor gözlerim
Ölüm kadar zordu gidişin
Ne benim oldun ne aklımdan çıktın.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Temmuz 2006       Mesaj #3620
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kuş Hatıraları



Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar
rüyalarımıza melekler uğrardı.
Kapımızdan yoğurtçu
bahçemizden ishakkuşu
kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi.

kışın bir sobamız olurdu
sobanın yanında kedimiz
kedinin önünde yün yumağı
bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik.

Yerli malı kullanan
yurdunun üç tarafı denizlerle çevrili
kuruincir üzüm fındık
tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren
kuruüzüm inciri satan
karşılığında
çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan
bir toprağın fertleri...
Biraz yoksul biraz mütevekkil
biraz mahcup biraz kırılgan
biraz naif ama hep umutlu...

Özlerdik.
Memleketteki halamızı
ince doğranmış bir dilim pastırmayı
yurttan sesler korosunu
akşam komşuluklarını
radyo tiyatrolarını
sabah ezanını
kalaycıyı bozacıyı
münir nurettin şarkılarını
orhan boran yarışmalarını
kandil gecelerini
duvarlarımızın sarmaşıklarını
bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını
okulönü kozhelvalarını
akşam oturmalarını
ve hayatı...

Top oynardık
ip atlar kedi kovalar
taşlarla birbirimizin başını yarar
mahalle savaşları çıkarır
gece olunca da tutar babalamızın elinden
yazlık sinemaya gider
Sadri Alışık Vahi Öz
Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder
Olimpos gazozlar içer
güler eğlenir bağırır çağırır
dönerken yıldızları sayardık.
Sıkı çocuklardık.

Hepimizin birer yıldızı vardı
onlara isim takardık
onlar da bize isim takardı
pus ve dumandan önce bu şehrin
geceleri gözkırpan ve isimler takılan yıldızları vardı.

Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik
biz kimseden yana değildik.

Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri
olmazdı.
Bir değirmendeydik
öğütülen
öğütülürken türküler söyleyen
buğday başaklarına benziyorduk.
Ben
çorbalardan tarhanayı
yemeklerden kurufasulyayı
sigaralardan harmanı
belki bunun için çok sevdim.

Yollar bozuk musluklar bozuk
ziller bozuk paralar bozuk
ama adamlar sağlamdı.

Bu şehrin yıldızları vardı.
Saçlarına kurdelalar takan
çivitle yıkanmış beyaz çoraplarına
leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan
gözleri önlerinde
yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde
küçük çocukları vardı bu şehrin
bu şehrin yıldızları vardı.

Ben Fenerbahçeyi amcam Vefayı tutardı.
Konya tahıl ambarı Mersin muz cennetiydi.
Taksim'den Fatih'e troleybus kalkar
Şişhane'de mutlak raydan çıkardı.
Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı.

Muammer Karaca adına bir tiyatro binası yoktu
bizzat kendisi vardı.

Başımız ağrırdı komşumuz vardı
gönlümüz daralırdı komşumuz vardı
Çorbamızı umutlarımızı
memleket kadar kalbimizi paylaştığımız komşularımız
vardı.

Geceleri bekçimiz
gündüzleri sütçümüz
bizim kadar zayıf da olsa
nohuta makarnaya alışmış da olsa
Sarman adında bir kedimiz
ceperimizde kırık misketlerimiz
çamur bulaşığı ellerimiz
ve gülümseyen bir yüzümüz
göstermekten utanmayacağımız bir içimiz
bir araya gelerek çektirebileceğimiz
bir aile fotağrafımız vardı.

Bir sabah bütün iyi şeylerin
Ayvansaray iskelesinden
hayal ülkesine doğru demir alan
bir şirket-i hayriyye vapuru gibi
aramızdan ayrıldığını gördük.
Sonra Ayvansaray'ın suları çekildiğini yazdı
gazeteler
Süheyla hanımın Raci beyin
Melahat mehveş ablanın
Niko'nun Ercüment efendinin çekildiğini ise
yazmadılar nedense
Ama yok ama yoklar.

Ne harma sigarası kaldı geriye
ne olimpos gazozu
ne Sadri alışık.

Kalan bir tortuydu belki.

Belki kırık bir rüya denizi
belki suya düşürdüğümüz suretimizin
cep aynamıza nüktedan bir yansımasıydı herşey.
Herşey Maltepe sigarasının
her arandığında
her bakkalda bulunabilmesi ile
büyüsünü kaybetmişti belki de.

belki de biz bir rüya mı görmüştük?

Hadi hepsi yalandı.
Hadi hepsi hayaldi.
Hadi hepsini ben uydurmuştum
Ama rüyalarımızın melekleri
ve sofralarımızın daim konukları kuşlar?
Ya onlar?
Onları siz de görmediniz mi?
Sizin de sofranıza konup
rüyalarınıza uğramadılar mı?
Onlar da mı yalandı?



İbrahim Sadri

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya