Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 371

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.438.351 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #3701
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bulsan Ne Olacak Ki

Sponsorlu Bağlantılar


Artık hiçbir şey'in anlam'ı yok,
Dünya'da yaşama neden'im yok,
Seni seven kalbim vardı artık o da yok,
Beni seven biri var diye,
Dünya'ya umutla sarıldım,
Nerden bilecektim ki;
Beni bırakıp gideceğini,
Nerden bilecektim ki;
Beni bir başkasına değişeceğini,
Beni bırakıp giderken bir elveda! Bile demedin,
Seni arayıp bulduğumda
Dönüp yüzüme bile bakmadın
Elveda! Diyorum gülüm artık sana,
Gelip bulsan da beni,
Tanımıyorum ki; ben seni,
Gelip bulsan ne olacak beni…
Sevecek mi? Sandın tekrar seni…

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #3702
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gün battı
Çoktan açtı gece sefaları
Sponsorlu Bağlantılar
hasret bahçesinin
Kuşlar çoktan döndü yuvalarına
Sulara selam veriyor
akşamın hüznü
Yağmurlar geldi ellerinde güllerle,
Gelincikler geldi kapıma,
kan rengi karanfiller geldi
Sen gelmedin

Yelda gecelerde,
Hercai menekşeler ortağı oldu düşlerimin
Uzun bir türküyle düştü
yalnızlığıma martılar
Ayın sevdası geldi
gelinlik göçmen bir kızın
yarım kalmış bohçasıyla
Kayan bir yıldızın gözyaşı geldi,
elemi geldi,
yası geldi;
Sen gelmedin

Ümit kayığında
kürek mahkumuydu hayallerim
Sabahları önce resmin girdi bütün odalarıma
Saçlarındı gölgesi mahzun ikindilerimin
Adın yazılı kaldı sokaklarında gönül şehrimin
Söndü hasret rüzgârından,
vuslatın yanan mumu
Erguvanlar geri geldi
yaz ortasında,
Erken sonbaharlarda
sardunyalar geldi,
Sen gelmedin

Kırık bir vazoda bıraktın can elmasımı
Geceler geldi,
gündüzler geldi,
türküler geldi,
gemiler geldi,
son trenler geldi,
Sen gelmedin

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #3703
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Üşüyorum

Bir şiir yazmak istedim
ama hiç bitmesin,
içinde aşkımda olsun
ama o hiç fark etmesin.
birden sabah olmasın dedim,
kendi kendime.
seni göre bildiğim bir tek rüyam var
birde okul çıkışları.
ya görürüm ,ya görmem belli değil.
gece olduğunda dışarıda sanki bir sur sesi,
ve bunu kimse duymuyor ,
kalbimden çıkan askım sesini kimse duymuyor.
olmuyor böyle çekilmiyor hayat
çok üşüyorum ısınmaya ihtiyacım var,
çok yalnızım dosta ihtiyacım var .
artık seni göremeyeceğimi,
evlendiğini biliyorum.
çok üşüyeceğimi,
çok yalnız ve dostsuz kalacağımı da
sana güle güle.
HOŞÇAKAL
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #3704
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Duy Sevgimi

Ah bir söyliye bilsem sana
Seni ne çok sevdiğimi
Uzanıp tutabilsem ellerini
Yüreğim yüreğine kavuşsa
Benden çok uzaklardasın sevdiğim
Sen içime çektiğim nefesim
Aldığım her solukta benimsin
Düşlerimde yalnız düşlerimdesin
Seni uzaktan sevmekte güzel
Bana uzakken sevgin bu kadar güzel
Ya benim olsan.. sevdiğim
O zaman bu yürek dayanırmı
Bu kadar büyük sevgiyi taşırmı
İçimden bir çığlık kopuyor
Kimsenin duymadığı bir çığlık
Seni seviyorum diyor seni seviyorum...
Hemde hiç kimsenin sevmediği
Sevemeyeceği kadar
Canımda can kadar
Bir gün kara toprak olana kadar
Bu yürek bu sevdayla kavrulur yanar.....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #3705
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gülşiir



Geceyarısı, karanlık bir bozkırda
Işıklar içinde akan bir tren kadar yalnızım
içinde onca insan, içinde dünya...
Soluk soluğa, demirden bir ırmağa mahkum
Ve bilmeyen sonsuzluk nedir,
Haklı olan kim bu kargaşada?
Ateş ve su, yaşam ve ölüm, irin ve şiir
Ucu bucağı olmayan bu çığlıgın
Ortasında nasil barışılabilir?
Anlamak isterim, hangi yasa
Bir beşikle bir darağacını
Aynı ağaçtan, ne adına varedebilir?

Sorular sormak icin geldim şu dünyaya
Yasım acıların yasıdır
Boynumu üzgün bir çicek gibi kırıp da
Yollara düştügümde, başımda deniz köpüklerinden
Ya da sabah yellerinden bir taçla
Yürüdüğüme inanırdım - yanılırdım
Geceyi günle, acıyı sevinçle kardığım
Bu söylencenin bir yerinde durakladım
Ve anlatamadım, konuşamadım bir daha.

Acını ödünç ver bana, gözyaşlarını
Damarlarında uyuyan sevinci ödünç ver
Yitirdim çünkü onları da..
Ilenmiyorum, el çırpmıyorum artık
Ne aklımda yaşadiılarım üstüne düşünceler
Ne de geleceğime dair bir tasa.
Gelirken çan çalmıyor yalnızlık
Bir adam, bir sokak, bir ev
Yüzle, gülüşler, susuşlar boyunca

Soruların vardı senin, ne çok soruların
Gözlerin dunyayı eleyip dururdu boyuna
Bir fısıltı gibi başladı sevgim
Çığlık oldu, kağıtlarda çiçek açtı sonra
Sonrası...Mutlu bile olduk bazı
Artık sen yadsısan da ne kadar
Ya da ben bilmiyorum mutluluk nedir
Anlatsın yollar, yollar, yollar...

Şimdi gece, soluğumu verdim içime
Az önce kağıtlara gül kuruları serptim
Dolaplardan kekik, nane kokuları çıkardım
Öylece serptim, seni yazacağım diye
Sen ki, deniz görmemiş bir deniz kızısın
Aklımın almadığı bir yerde, öylesin
Şimdi gece, iki kişilik bu yalnızlık
Bize artık yeter de artar bile...

Dünyanın ölümünü gördüm, suyun toprağın
En yakın dostlarımın birer birer
Vakitsiz açan çiçeklerin, vakitli doğan çocukların
Ölümünü gördüm, ama kimse
İnandıramaz beni öldüğüne sevgilerin!
Yaşam ki bir kum saatidir usulca akan
Dolan sevgilerimizdir biz boşaldıkca
Yaşımız biraz da sevgilerimizin akranıdır
Vereceğimiz tek şey budur dünyaya.

Şu dağılgan yüreğimi, şu köpüklere imrenen
Yüreğimi bir gün yollara atarsam
Bir gün bir nehir yataklarına dolarsam, korkarım
Suyumun coğu senden yana akacak
Bütün sözcüklere adını ekleyeceğim
Güldeniz, Gülekmek, Gülyağmur, Gülşarap
Gülaşk, Gülşiir, Gülahmet, Gülerhan
Ey gül yaşamım, yitip giden düşlerim!

Gecelerdi, solgun - sessiz tüterdi yüzün
Yatağımda bir kımıltıydın, dilimde türkü
Uykusunda konuşurken sesini öptüğüm
Varmak için beyninin kıvrak dağ yollarına
Kokundu, bedenimi saran o ince buğu
Esintisinde usul usul yürüdüğüm
Ki değişmem yaseminlerle, portakal ağaçlarıyla..

Sanki bir kız yürürdü yollarda
Evimin sokağına girer, paspasa ayaklarını silerdi
Kapımı açardı gümüş bir anahtarla
Sanki hep gelirdi, sevişirdik bazı, konuşurduk
Tozlu kitapların yığıldığı odalarda
Kalırdı duvarlarda gülüşünden bir tini
Yatağımda bedeninden bir oyuk.

Benimse ellerim titrerdi, alnının aklığından
Saçlarına saçlarına doğru titrerdi
Şimdi kağıtların üstünde gidip gelen ellerim
Titremiyor artık , yolunu biliyor şimdi
Geceyarılarını çoktan geçti
Bu şiir bitmeyince varolmayacak ellerim
Ellerim uykusuz, ellerim geberesiye yalnız
Süzülüp alçalıyor karanlığa doğru.

Bütün yaşamım seninle geçiyor belleğimden
Seninle var ve seninle sürüp gidecek artık
Bir akdeniz kentinde limon koklayan
Ve hep ufkun ardına bakan çocuk
Acıyı buldu sonunda, kanayan bir gülden
Çaldı yüzünü bir yaşamlık
Geçer şimdi dumanlı bir kentin sokaklarından
Şaire çıkar adı - az buçuk kaçık.

Yeryüzünden silinmiş ırkların sonuncusuyum ben
Oturup da şimdi aşk şiiri yazmam bundan
Gülsün köpek sürüsü, lime lime edip
Bu dizeleri, satsınlar haraç-mezat
Doğru, benden sonra da tufan kopmayacak
Ama haykıracağim laflarını tuzla kesip
Yitip giden bu aşkı, nefesim tukenene dek.

Beynime bir sarkaç gibi vuruyor sorular
Neresinde yanıldik biz bu yaşamın?
Hangi el bozdu büyüyü, hangi yazı
Acılara hüküm verdi, soldan sağa taşarak?
Kalbimde yillardır kabuk bağladı yaralar
Ödüm kopuyor, bir gun hepsi birden kanamaya başlayacak diye
Yenilmeyeceğim, boyun eğmeyeceğim hiçbir şeye
Hep direnen bir yanım kalacak
Adımın soluk izi, acının seyir defterinde.

şimdi gece, bindokuzyuzseksenikiyle
Üçyüzaltmışbeşi çarp - oradayım işte
Yorgun değilim, umarsızım yalnızca
Geçmişle geleceğin öpüştüğü yerde bir nokta
Gibiyim ve çoktan dürüldü defterim
Uçurumlar üstünde uçuşur dizelerim
Onlara köprü olacak bir beden yoksa da..

Bu benim yalnızlığım, dalsızlığım benim
Kana kana içtiğim çesmelerden susayarak ayrılmak
Titreyen bir ışık karanlıklarda
Onu kim görebilir, kim tanıyabilir?
Sonuda hep bir soruyla karşı karşıya kalmak
Boynumun borcu bu, ödenmedi yıllardır.

Her aşktan böyle bir şiir kaldı bende
Yaşamımın bir dilimini özetleyen
Unutuşun çiçekleri bunun için hic açmıyor
Donuyor bir gülüş tek bir dizede
Yaşanmış yüzlerce anı, buruk bir özlem
Çivileniyor beynimin bir yerlerine
Geride -hayır- acılar filan da kalmıyor
Bir boşluk yalnızca, uçurumlara özenen.

Nefret ediyorum ve seviyorum seni
Girdiğin bütün kapıları açık bırak
Birazdan git diyebilirim çünkü..
Çağım yalnız bırakmıyor beni, ellerini
Tutuşumda, usulca öpüşümde dudağını
Çağım aramızda çekilen kanlı bir bayrak
Uzayan, akan bir irin yolu gibi.

Sözcükleri güden çobanları var kalbimin
Beynimin yaşamı saran kıskaçları
Bitsin dediğim yerde bunun icin başlıyorum
Yitirdiğim her şeye dönüp de bakmam bundan
Sensin yalnızlığa uzanan yolların düğüm yeri
Ama şu anda içimde öyle çoğulsun ki
Böyle irkilmezdim dünyayı kucaklasam.

Çapraz yalnızlıklar astım göğsüme
Yollarda bir savaşçı gibi yürüdüğüm doğrudur
Gözlerle, dillerle kuşatilmis bir ülke
kalbimdir ona tek sınır
Susmayı bunun icin severim bir cığlık gibi
Donup kalır sesim kendi göğünde
Onu ne anlayan, ne de duyan bulunur.

Yaşamım sonsuz bir hac yolculuğuna dönüşüyor burada
Kendi içimde ya da uzak yollarda
Bulduğum ve yitirdiğim bütün varlıklar
Bir mozayiğe biçim veriyorlar sessizce..
Bende dünyanın acısıyla sevinci öpüşüyor
Irmakların birleştiği o nokta benim
İtilip tekmelendiğim bütün kapılarda
Bana atılan her taş şimdi çiçek açıyor.

Bir gün anlarsın beni neden suskunum
Dünya içimde konuşurken böyle
Bedenimi aşıyor yorgunluğum
Karşında oturduğum masalardan dökülüp saçılıyor
Bu öyle bir cığlık ki, susuşlar kalıyor geride
Ondan öte her söz bir saçmalığı büyütüyor.

Adını çoktan unuttun yüzün aklımda
Ve bu şiiri neden sana adadığımı bilmiyorum
Ama her güzellik nasılsa kendi adını bulur
Bunun için ben Gül dedim sana..
Yine de bir çiçeğe bunca yağmur yağarsa
Kökleri toprağı saramaz olur
Üstüne titrediğim her şeyi yitirmeyi öğrendim çoktan

Söylenecek bir tek sözüm kalmazsa
Çizerim yüzünü kuşların kanatlarına
Her çırpınışta gökyüzüne dağılır
Yüzün, hücrelerine varana dek uçuşur.

Kağıtların aklığına aşkın tortusu çöküyor
Parklar, sokaklar, söylenmiş ya da söylenmemiş sözler

Yazdıkça biraz daha unutuyorum seni
Ve her yerde düş tacirleri, şiirseviciler
Bir şeyleri yorumlayıp duruyorlar aptalca
Büyüteçlerle inceliyorlar şu yitik ömrümüzü
Ben aşkın son hasatçısı, son peygamber
Gülünç, soyu tükenmiı bir varlığı oynuyorum boyuna.

Sana artık bir sığınak olsun bu şiir
Noterlere ver onaylasınlar - her hakkı saklıdır
Düşün, kalemimi sen tuttun yazarken
Yeni okula başlayan bir çocuğa yardım eder gibi
Öyle acemilikler yaptım ki ben
Hiç kalır bu şiir onların yanında ve
Nasıl ayaktayım diye şaşıyorum bazen.

Görüp göreceği son şey bu şiirdir dünyanın
Çığlığımdan arta kalan bunlar olacak
Aklımın son kırıntılarını da burada harcıyorum
Bundan böyle ibreler hep eskiye vuracak
Yakınmıyorum, yerinmiyorum hiçbir şeyle
Kalırsa odalarda unutulmuş birkaç şiir
Bir yeniyetmen in altını çizeceği dizeler benden
Senin adın nasılsa bir gün hepsini tamamlayacak...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #3706
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bulunamayan Sen



Gece rüzgarı kokusunu getirdi saçlarının,
Sabah güneşi gözlerini bıraktı,
Hasretinle buğulanmış pencereme.
SEN li olmanın zenginliğinde,
SEN sizliğin yoksulluğunu fısıldadı hayalin.
Biliyorum ki sılaya duyulan hasretin,
Sevgiye duyulan özlemin son bulacağı,
Ulaşılamayan yollarda,
Bilinmeyen bir yerde,
Aramaktan yorulmayacağım,
Sonsuza kadar da bulmayacağım,
Bulunamayan SEN olacaksın.


Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #3707
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Üzülme
Ola ki zamansız göçüp gidersem
Gün olur da hatırına düşersem
Andıkça yüzünde güller açsın dost
Gülücükler gönder yüreğinden dost

Bir garip deliyim, aşkınla varım
Artık bu dünyayı terktir kararım

Sen güldükçe bana cennet olacak
Yokluğunda bana yoldaş olacak
Andıkça yüzünde güller açsın dost
Gülücükler gönder yüreğinden dost
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #3708
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Üstad

Sevda öyle sıcak, hasret buz olur,
Aşk acısı; bala konan tuz olur,
Duygular bütün de, can yalnız olur,
Mutluluğun sırrı; var mıdır üstad,
Ayrılık kapısı hep; dar mıdır üstad...

Bunca çok seversen, vaz mı geçilir,
Böyle aşka bir paha mı biçilir,
Ya can, ya yar desen; o yar seçilir,
Bence seçmek kolay; sence, zor mudur üstad...
Ya aşkın geçidi çok, dar mıdır üstad...

Hiç saadet yoktu; o yardan önce,
Her şey bir tamam dı sevdalanınca,
Eceli çağırın yar olmayınca,
Ölüm onsuzluktan; zor mudur üstad,
Ayrılık ateş mi, kor mudur üstad...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #3709
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gecenin karasında soluğum ayaz
Şehrin ışıklarıda ısıtmaz beni
Hicranımı yollara dedim diyeli
Dilimdeki her şarkı söylüyor seni

Hey bakışı sevdalı
Hey duruşu yaralı
Seni kimden sormalı
Sen aşka yazmalı

Yılların yorgunuyum başım çileli
Dört mevsim on iki ay kuşanmaz beni
Her cevapsız soru benden sorulur
Uğradığım adresler bilmiyor seni
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
10 Temmuz 2006       Mesaj #3710
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
  • Üşüyor musun Kalbim


Üşüyor musun kalbim?
Üşüyorsan yakayım ciğerlerimi.
Meğer , ayrılıklara doğmuşuz biz.
Günahlarla dokunmuş ölümüne sevgimiz.
Yine terkedildik baharlar gelmeden..
Yine bize ağıtlar kaldı terkedilenden.
Hadi gidelim yaban ellere..
Yalanın olmadığı,
Çiceklerin hiç solmadığı,
Yetim çocukların düşlerine gidelim.

Sürgüle, kırılmış kapılarımızı,
Yak, çileye yoğrulmuş anılarımızı..
Hadi gidelim artık güneş doğmadan.
Sahillerimize ateşler uğramadan.
Gidelim kalbim, uçsuz bucaksız ummanlara.

Üşüyor musun ayrılıklarda kalbim ?
Üşüyorsan yakayım umutlarımı.
Meğer, acının toprağında filizlenmişsiz.
Batan dikenleri gül diye severken,
Sevda hiç bitmeyecek zannetmişsiz.
Yanıldık be yüreğim,
Dağ gibi yüreğimizle yıkıldık be yaralı kalbim.
Hadi hazanlar vurmadan gözlerimize.
Bir daha çıkmamak üzere
Zifiri karanlıklara girelim.

Biz kır çiçeklere alışkınız.
Kirpiklerimize ateş düşmeden,
Bu can hasretlikte közlenmeden,
Bir daha dönmemek üzere
Karlı yamaçlara, küskün baharlara gidelim.

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya