Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 393

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.438.933 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Temmuz 2006       Mesaj #3921
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yarım kalan şiirim,
hasretin, dallarımı kıran bir rüzgâr,
Sponsorlu Bağlantılar
savurur yapraklarını yalnızlığımın.
Gül dalında,
serçe kanadında,
dağ başında
esmeye hasret rüzgâr misâli
yaşadım, yaşamaksa yaşanmamışlığın....

Yarım kalan şiirim,
hasret imbiklerinde damıttım yokluğunu.
Ak hüzünler düştü saçımın tellerine
hiçbir hükmü kalmadı hayatın.
Kelebeğe hasret bahar,
yağmura hasret nisan,
vuslata hasret sevda misâli
yaşadım, yaşamaksa yaşanmamışlığın...

Yarım kalan şiirim,
ömrüme ilmek ilmek dokuduğum
sessiz çığlığım.
Duyulmayan çağrım.
Anasız yavru ceylan,
dalgasız deniz,
gölgesiz dağ misâli
yaşadım, yaşamaksa yaşanmamışlığın...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Temmuz 2006       Mesaj #3922
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
zamana yenik düştüm

Sponsorlu Bağlantılar
Zamana Yenik düştüm
Ağlamak istemiyorum artık!
Zamanın herşeyin ilacı olduğunu bilmek cok acı
Ama artık ayaklarım üstünde durmayı becerebilmeliyim.
Korkusuzca dönebilmeliyim köşeleri,
merdivenleri koşarak çıkabilmeliyim.
Ürkütmemeli çalan kapılar
ve arkama bakmadan yürüyebilmeliyim.
duyduklarım yıldırmamalı ''aylara'' dayanabilmeliyim! demeliyim
Ama artık çok geç zamana yenik düştük
Ve birbirimizi sevemeyecek kadar uzağız artık
Sen yad ellerde ben ise başıboş caddelerde
Seni düşünmemek için elimden geleni yapacağım artık
Zamana yenik düşmenin o acı duygusunu tadacağım

Zamana yenik düştün;
Başın ağrısın,titresin ellerin!
Kapılar uzak,koridorlar uzun;
ve tüm suratlar aynısı olsun birbirinin,
umrunda olmasın hiçbirşey!
Ama yalnız kalabilmelisin artık!
Pazartesinden sonra perşembe gelmemeli!
Kısıtladığın ''ben'' değilsin dememeliler!
Gözaltında olmayan bir ''ben''olmalı,
ben, ''ben'' olmalı artık!
Ve birbirimizi sevemeyecek kadar uzağız artık
Ben yad ellerde sen ise başıboş caddelerde
Beni düşünmemek için elinden geleni yap artık
Zamana yenik düşmenin o acı duygusunu sonuna kadar tad!

VE
Zamana yenik düştük
Gecelerimiz gündüzleri beklemekle geçmemeli
ve huzurla aydınlığa bakabilmeliyiz.
Titrememeli ve yerlerini değiştirmemeli eşyalar.
Sinirlenmeden arayabilmeli;
aradığımız şeyi bulabilmeliyimiz.
Hayata devam etmeliyiz!
Eskisi gibi ve o kadar uzun,dinleyebilmeliyiz insanları.
Sesleri,gürültüleri bastırmak yerine çığlıklarla,
içimizden gelen sese hükmedebilmeliyiz.

Zamana alışamadım ayrılığada
Gitmeliyim buralardan...
Hernerdeyse bulup kendimi de almalıyım yanıma.
Üşüyorum!
İçim acıyor!
Ne kadar da üzülüyorum şimdi,yaşayamayışlarımda;
acı olduğunu düşünüp yaşadıklarımı sandıklarıma!
O kadar yokum, o kadar yoksunum ki,
sevinemiyorum henüz,cehennemde de olsa doğduğuma!
İki damla gözyaşına da yaşadığım sandıklarımada

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Temmuz 2006       Mesaj #3923
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Naz Çiçeğim


Gül yüzün mutluluk rüzgârı saçsın,
Gözlerinden hüzün rüzgarı kaçsın,
Dudağında yediveren güller açsın,
Bir demet devşireyim, naz çiçeğim.

Eğer bir gün sen olursan üzülen,
Sen ağlama gözlerinden süzülen,
İncidir o ağlayınca dökülen,
Gözyaşımla dereyim, naz çiçeğim.

Sen salında ben boyuna bakayım,
Aşk kuşunu yüreğine salayım,
Altın kalplim Azrail’e sorayım,
Yerine ben öleyim, naz çiçeğim.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Temmuz 2006       Mesaj #3924
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sen ki, hüzünlü güz
akşamlarında
ellerime düşen
kıyamet..

kaç bahar saklı
avuçlarında
ve, kaç yalancı cenneti
gizler gözlerin..

şimdi, bir kış vakti
yokluğun..

içime çekerim
sensizliği
verdiğim her solukta
yanasın diye..

sensizlik
sana saklı gecelerde
zehir tadında..
ağır ağır içerim
kanasın diye..
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Temmuz 2006       Mesaj #3925
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ne Sanıyorsun
Hangi gönül sana dayanabilir?
Yalnızlığı kolay mı sanıyorsun?
Böyle derdi ancak düşenler bilir
Gurbeti, hasreti ne sanıyorsun?

Bir tek dostun yüzü dünyaya bedel
Hele gülücüğü, bir ömre bedel
Ölüm kaçınılmaz, ayrılık kader
Gurbeti, hasreti ne sanıyorsun?

Engin der, özledim ana-babayı
Gözlerim görmüyor aşkı, sevdayı
Hasretlerim hep burada sılayı
Gurbeti, hasreti ne sanıyorsun?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Temmuz 2006       Mesaj #3926
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şiir Nehri -1- [Arşiv] Ansızın

Çıkıp geliver bir gün,
Öyle ansızın,
Usulca çalıver kapıyı,
Kimse duymasın,
Söz sana,
Ne palto isteyeceğim,
Ne mintan, ne pabuç,
Ne de başka hiçbir şey.
Üşümedin mi oradalarda,
Öyle yalnız başına,
Tenini acıtmadı mı soğuk,
Hadi beni neyse de...
Özlemedin mi hiç,
Çocukları, dostları,
Yastığını, kitaplarını,
Hele de siyah hırkanı.
Çıkıp geliver bir gün,
Öyle ansızın,
Söz sana,
İstemeyeceğim,
Ne gezmek ne ekmek,
Ne sinema ne de başka şey.
Bak düğmesini de diktim paltonun,
Çık gel artık ne olur,
Öylesine ansızın.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Temmuz 2006       Mesaj #3927
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ne İstedi ki..


Hüzün karası sevda türküleri dinliyorum
Geceleri gündüzleri sana ait bir yıl
Hercai efektler gibisin ömrümde
Yuvarlanarak sensiz geçtiğim onca yolu düşünüyorum
Sen benim her şeyimdin..
Sevda neymiş sende öğrendim
Çocukluğumun kızgın anne terslemeleriydin sen..
Sevda yaman bir çile diyor şarkılar
Sevda yaman bir çile çekenler düşer dile..
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Temmuz 2006       Mesaj #3928
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ne İleri, Ne Geri


Ne ileri, ne geri;
Kimlerin var haberi
Benim sonsuz dünyamdan?
Belki sabahtan beri
Ve belki de akşamdan,
Bakıyorum bir camdan,
Renk renk billur ehramdan,
Haberim yok, rüyamdan,
Ne geri, ne ileri!

İskemle düşmüş, bırak,
Açma, çalsın çıngırak!
Geçen trenlere bak;
Rüyada bir kabartma.
Onlar gidiyor ama,
Kalıyor dumanları.
Tirenler götürüyor,
Kendi gölgelerinden
Kaçışan insanları.
Tirenler götürüyor,
Dağdan dağa sürüyor,
Kendi gölgelerinden,
Başsız gövdelerinden
Kaçışan insanları...
Ve rüzgâr üfürüyor,
Geride dumanları.
Ve rüzgâr üfürüyor,
Kaynaşan ummanları.

Vaz geç onlardan vaz geç!
İstediğim bu değil;
Ve o değil, şu değil.
Eğil, ruhuma eğil!
Bin hayal içinden geç
Ve benim hülyamı seç!

Bak, şu ağaçlı yola,
Bize doğru geliyor.
Orda üç kız kol kola,
Bize doğru geliyor.
Kömür tozundan ince,
Su gibi şeffaf gece,
Doldurmuş yüzlerini,
Silmiş pürüzlerini.
Kalmamış, Meryem gibi
Yüzlerinde kırışık;
Ve o Bâkirem gibi,
Yüzleri birer ışık,
Vücutları bir âhenk.
Öyle hafif ki, onlar,
Elimizi uzatsak,
Havayı kımıldatsak,
Üçü de titreyecek,
Bir âhenk gibi ürkek,
Havada eriyecek.

Başka ses, ayrı biçim,
Ne de istiyor içim,
Kapının kenarına,
Parmaklık duvarına,
Bir genç aşık otursun.
Tel tel sazını kursun,
Karanlıkta başbaşa,
Gömsün başını taşa.
Ve derin, sıcak, uzun
Şarkısını okusun.

Tirenler gitmeseydi.
Yolda gezen kızları,
Rüzgâr eritmeseydi.
Döşekler yalnızları,
Dürtmese, itmeseydi.
Şarkılar bitmeseydi.

Bu çözülmez bilmece;
Hep sayı, harf ve hece...
Peçe üstünde peçe...
Böyle aynı noktanın
Üstünde saatlerce,
Benliğime eğilsem,
Sabah, akşam ve gece,
Ortasında odanın,
Karanlıkla çevrilsem,
Bir çözülmez bilmece;
Hep sayı, harf ve hece...
İçinden bu kafanın,
Fâni dünyayı silsem.
Dünyalar nice nice;
Yavaşça ölebilsem,
Yeni baştan dirilsem,
Duysam, görsem ve bilsem!
Ne ileri, ne geri,
Ne geri, ne ileri!..
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Temmuz 2006       Mesaj #3929
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ne Kaldı
Ne kaldı senden geriye;
Birkaç hüzün şarkısından
Ve göğsü yıpranmış bir sazdan başka?

Ah, o hazin kalıntısı ömrün..
Depremlerden arta kalmış bir yağmanın,
Kararmış, ezik hatırası..

Sana kul olmuş gözüken,
Seni yere-göğe koyamayan
O patlayan avuçlardan ne kaldı;
Örselenmiş teninden başka?

Ne kaldı o leş kargalarından,
Senden geriye ne kaldı?

Benimse, sana kırılmış yüreğim;
Ah yüreğim, deli dalgalar denizi,
Göğsümün kayasını hırpalar durur...

Ne kaldı senden geriye;
Horlanmış bir duyarlılıktan
Ve boşa harcanmış sözlerden başka?

Ah o yara, gurur yarası...
İçimiz yangın yıkıntısı, viran;
İçimiz bir kül tablası..

Sakin bir çaydım ovada;
Hiçbir dalı incitmeden akan.
Dudağımın ucunda kanayan,
O kekremsi tadından başka,
Ne kaldı selden ve kasırgadan;
Senden aldığım ne kaldı?

Benimse, sana çıldırmış hasretim;
Ah hasretim, sonsuz ovalar kısrağı,
Ömrümün çayırını soldurur gibi...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Temmuz 2006       Mesaj #3930
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
N'olur


Tanrım , yoksa bana mı öyle geliyor nedir,
Sanki o gülünce,
Güller daha bir kokulu olmakta gibi,
Ve dalında meyveler daha bir olgun durmakta sanki...

Ve o, öyle yürekten bakarken,
İnsanlar sıkıntılarından kurtulup,
Yüzlerde tebessümler değişiyor gibi...

Ve onun bir bakışı yetiyor mu nedir,
Çığırından çıkan her işin yolunda gitmesine...

Onun yumuşak elleriniyle,saçlarını bir okşaması yetiyor,
Ağlayan en afacan çocuğun ,
En derin uykusuna yatmaya...

Onun her bakışı,
En çözülmez düğümleri çözmekte sanki içimde,
Ve sanki susamışa su,
Üç gün aç kalmışa tokluk gibi o...

Onun sesi, gönül yarama merhem olur,
Her duydukça sağalırken,
Onun her sözü, gönül ateşime akan sel gibidir...

Noolur, o hep böyle olsun, her şey olsun bana,
Çok şey olsun, noolur...

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya