Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 41

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.303 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2006       Mesaj #401
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gülüşünden Bir Yudum Ver Ömrümden Yedi Yıl Al

Sponsorlu Bağlantılar

Şiirlerinin ilk hecesi yap,
Yeniden doğuş sebebimi.
Cümlelerinle ısıt,
İhanetlerin soğuttuğu yüreğimi.

Bittiğimde yeni başlangıcım,
Çıkmaz sokaklarımda yeni bir yol,
Terini akıt ellerime damla damla,
Yalnızlığımın ilacı ol.

Üşüdüğümde gamzelerini ser,
Sahipsiz gamzelerimin üzerine.
Gülüşünden bir yudum ver,
Ömrümden yedi yıl al...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2006       Mesaj #402
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HASRETİMLE KAVRULACAKSIN

Sponsorlu Bağlantılar

Bir şiir yazacağım sana
Bu defa anlayacaksın sana yazılmış olduğunu
Tüm şiirlerin, yazıların, söylenmemiş şarkıların
Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Bu defa susamayacaksın!

Konuşmak için her adım atıp
Geri dönüşlerinden sonra
Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Adımın üstüne basmaktan kaçamayacaksın!

Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Adını içinde, adımı yüreğinde bulacaksın
O şiiri her okuyuşunda
Kendinden uzaklaşıp bana yaklaşacaksın

Öyle bir şiir olacak ki yüreğini hedef alan
En ağır bombardımanlardan kaçacak
Benden kaçacaksın
Kendinden kaçıp yüreğine baktığında
Orada yine beni bulacaksın!

Sessiz konuşmalarını duymuyorum sanıyorsun
Attığın bebek adımlarında buluyorum seni
Duyuyorum içinden geçenleri
"Anlamıyorum nasıl bilebilir ki" dediğin anda
Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Hiç düşünmeden kendini yanımda bulacaksın!

Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Aşkı hiç yaşamamışım ki diye haykıracaksın!
Hislerinin, eski bir aşkı
Bir başkasında aramak değil de
Aşkı benden önce hiç tatmadığını
Yüreğini yüreğimde bulunca anlayacaksın!

Gözlerim düşecek önce yıldızlarına
Sonra sözlerin eklenecek bir bir adımlarına
Özlemim sararacak tüm tenini
Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Yanımdayken bile özlemimle yanacaksın!

Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Kalbini orada bulacaksın
"Yüreğime dokunmayalı çok olmuş" diyip
Uzun uzun ağlayacaksın!
Yüreğin yüreğimle buluştuğunda
Hasretlerinin son bulduğunu sanacaksın!
Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Yanımdayken bile hasretimle kavrulacaksın!

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2006       Mesaj #403
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HASRETİMLE KAVRULACAKSIN


Bir şiir yazacağım sana
Bu defa anlayacaksın sana yazılmış olduğunu
Tüm şiirlerin, yazıların, söylenmemiş şarkıların
Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Bu defa susamayacaksın!

Konuşmak için her adım atıp
Geri dönüşlerinden sonra
Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Adımın üstüne basmaktan kaçamayacaksın!

Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Adını içinde, adımı yüreğinde bulacaksın
O şiiri her okuyuşunda
Kendinden uzaklaşıp bana yaklaşacaksın

Öyle bir şiir olacak ki yüreğini hedef alan
En ağır bombardımanlardan kaçacak
Benden kaçacaksın
Kendinden kaçıp yüreğine baktığında
Orada yine beni bulacaksın!

Sessiz konuşmalarını duymuyorum sanıyorsun
Attığın bebek adımlarında buluyorum seni
Duyuyorum içinden geçenleri
"Anlamıyorum nasıl bilebilir ki" dediğin anda
Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Hiç düşünmeden kendini yanımda bulacaksın!

Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Aşkı hiç yaşamamışım ki diye haykıracaksın!
Hislerinin, eski bir aşkı
Bir başkasında aramak değil de
Aşkı benden önce hiç tatmadığını
Yüreğini yüreğimde bulunca anlayacaksın!

Gözlerim düşecek önce yıldızlarına
Sonra sözlerin eklenecek bir bir adımlarına
Özlemim sararacak tüm tenini
Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Yanımdayken bile özlemimle yanacaksın!

Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Kalbini orada bulacaksın
"Yüreğime dokunmayalı çok olmuş" diyip
Uzun uzun ağlayacaksın!
Yüreğin yüreğimle buluştuğunda
Hasretlerinin son bulduğunu sanacaksın!
Öyle bir şiir yazacağım ki sana
Yanımdayken bile hasretimle kavrulacaksın!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2006       Mesaj #404
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GÜLLERiN AĞLADIĞI SAAT

Güllerin ağladığı bir saat vardır hani
Büyür o saatte yalnızlığı bahçelerin
Düşer korkusu kalbe yaklaşan gecelerin
Bir dev uzatır gökten o çirkin ellerini

Güllerin ağladığı bir saat vardır hani
Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk
Gitgide uzaklaşır batan güneşle sesin
Bir bakarım ki benden en uzak çizgidesin

Başlar geceye doğru upuzun bir yolculuk
Her şey o saatlerde merhametsiz ve soğuk
Yüzünü hatırlatır gökyüzüde ne varsa
Gözlerin bu saatte kopkoyu elemlidir
Dudakların kimbilir şimdi nasıl nemlidir

Ellerin öyle yanar ufuk nasıl yanarsa
Yüzünü hatırlatır gökyüzünde ne varsa
Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan
Umulmadık bir anda bitiverir şarkılar
Kapanır yüzümüze o mermer kapılar

Özlemler ateş şimdi anılar duman duman
Bir çıngırak sesidir uzaklarda kaybolan
Ak köpükler kararır deniz görünmez olur
Çagırır yaşamaya bizi tek-tük ışıklar

Böylece üstümüze çöker de karanlıklar
Camlar, bir bir kapanır, odalar, evler uyur
Ak köpükler kararır deniz görünmez olur

Güllerin ağladığı bir saat vardır hani
Cıvıl cıvıl bahçelerden el-ayak çekilir
Yapraklar düşünceli, dallar hüzün kesilir
Her akşam uzaklara alır götürür seni
Güllerin ağladığı bir saat vardır hani.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2006       Mesaj #405
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DOST'uma
Bir gece yıldızlara baktım,
Gözüme bir ışık çarptı, O hepsinden farklıydı
Tüm şehvetiyle parlıyordu gökyüzünde
Sanki diğer yıldızlara nispet yaparcasına
Ben en güzelim diyordu, bunu hakediyordu
Diğer yıldızlar sönük kalmıştı onun bu güzelliği karşısında
Kıskanıyordu diğer yıldızlar..
Neden O daha güzel diyorlardı neden daha çok parlıyor ?
Ama sebebini anlayamıyorlardı
Sonra birgün sönük yıldız parlak yıldıza sordu
Sen neden bu kadar güzelsin diye
Parlak yıldız şöyle dedi :
Ben kötülük yapmıyorum, herkese yardımcı oluyorum
Kimsenin kalbini kırmıyorum DOSTUM !!
Sönmüş yıldız büyük bir şaşkınlığa uğruyor
Parlak yıldızın ne anlatmaya çalıştığını anlamıyor
Ona DOST ne demek diye soruyor
Çünkü bugüne kadar DOST kelimesini duymamıştır sönmüş yıldız.
Parlak yıldız açıklamaya başlıyor
Dost; kötülük yapmayı sevmeyen , arkadaşları için herşeyi yapabilen
Gerektiğinde onunla mutlu olup , onunla acı çekebilen
Hayatındaki tüm güzellikleri arkadaşlarıyla paylaşabilen kişidir DOST
Sönmüş yıldız o an duruyor, kendini sorgulamaya başlıyor
Sonra üzülüyor kahroluyor , neden ben dost değilim diyor
DOST'un tavsiyelerine uyuyor
Dost gibi olmaya başlıyor , sevinçlerini mutluluklarını
Başkalarıyla paylaşmaya başlıyor
Diğer sönmüş yıldızlarla tek tek konuşuyor
Ve sonunda gökyüzündeki bütün yıldızlar parlamaya başlıyor..

Ama orada bir yıldız var ki;
Onun şehvetine güzelliğine hiçbir yıldız ulaşamıyor
Çünkü o yıldız TEKTİR ve gerçek bir DOST'tur.


DUYGUSAL

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Şubat 2006       Mesaj #406
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ayrılık Günü
Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce
Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı
Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm
Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı
Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakaklarımda
Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar
Derinden ses verir içimde bir tel
Sonra, birdenbire kırılır, kopar
Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın
Geçer başıma çöken bir tavan gibi gökyüzü
Durmadan çalınır kulaklarımda
Şarkıların en hüzünlüsü
Seni alıp uzaklara giden otobüs
Benim üzerimden geçer hışımla
Devrilir, bakakalırım ardından
Bir sel gibi akan gözyaşımda...
Artık ne yapsam boş, teselliler faydasız
Karanlık gitgide en derinlere çeker beni
Çaresiz, bütün sokaklarında bu şehrin
Böyle perişan beklerim dönmeni
Dolaşır birbirine yorgun ayaklarım
Ellerimi koyacak bir yer bulamam
Nereye gitsem, en koyusu acıların
Ne yana baksam, çıldırtan bir akşam
İstemem ben bu ömrü, bu talihi istemem
Böyle durup durup senden ayrılmak varsa
Orada bir mezar kazılır benim için
Ayrılığın nerede başlarsa.

cry
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
9 Şubat 2006       Mesaj #407
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
BEN SANA MECBURUM
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum


Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur?
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum bilemezsin


Sevmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü anısızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Birlaç hayat çıkarır yaşamından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yanlızlığın hınzır uğultusu


Fatihde yoksul bi gramofon çalıyor
Eski zamanlarda bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun


Belki haziranda mavi benekli bir çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki yeşil köyde belki uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor


Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus diyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldayan gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmıycak
Ben sana mecburum bilemezsin
(ATİLLA İLHAN)
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Şubat 2006       Mesaj #408
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dillenmiş Baharım, Döllenmiş Aşkım



Sen sevgi çiçekleriyle
Dillenmiş baharım!
Sevgi sözcükleriyle
Döllenmiş aşkım!
Gel!
Kanatlarına muhtacım ...

Düş ülkemin tanrı misafiri!
Hoşgeldin!
Güllerim açtı mısralarda
Sahralarda küllerim savruldu
Haber salındı dört bir yana
İçtik yellerden aşkımızı kana kana...
Haydi!
Hazırım yok olmaya ...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Şubat 2006       Mesaj #409
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
KATİLİM OL ÖLDÜR BENİ...

Seni bıçak sırtı bir yürekle sevdim
Ağlayan çocuk yüzüsün şiirlerimde
Ve yazılan tüm kelimeler
Bu aşkta tüm aşkları kavrar sıkıca
Sen şiirimsin
Son cümleyi yazamadığım
Üç noktaya müebbet
Şimdi
Palandöken'e dön yüzünü
Duymuyorsan da sana ninli söyler rüzgar
Bir ağıt kulaklarını sağır eder uzaklardan
Boş beşik gibi delersin
Marmara'da bir *****n ciğerlerini
Saçlarına karda vurmuştur bu mevsimde
Deli bir poyraz , biraz hüzündür adın
Adın ...
Sahipsizliğim
Adın ...
Kimsesizliğim
Adın yakışır hazanın sayfalarına
Ve ben
En çok adını bilirim senin
Gök kırmızıdır
Rüyalarım beyaz
Gel kuşan silahını gecenin
Gel tam on iki yerimden vur beni
Gel katilim ol öldür
Sevdana dil uzattım
Cürmüm aştı sabrının boyunu
Gel sırtıma indir hançerini
Vuslatı çok gördün bana
Bırak da ölümü ellerinden içeyim......

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Şubat 2006       Mesaj #410
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kırgınlığım Seni Bekliyor



Sana
Nasılsın diye sormayacağım...
Ne olur sen de sorma!
Bir düşün
Nasıl da can yakar bu soru
Geçen onca zamandan ve
Sensiz uyuduğum yüzlerce geceden sonra...

Odamdayım
Bu gece canım sıkkın biraz
Kursağımda bir şiir takıldı durdu
Gemiyor kaleme
Bir elim yokluğuna uzanıyor durmadan
Diğer elim nikotinde...

Güzel bir dizeyi tasarlarken kafamda
Gözlerim bir nokataya dalıyor
İşte!
Orada sen varsın..
Sustuğum
Ve tıkandığım her yerde
Gülüşün duruyor

Bu şehre kış gelmedi henüz
Seni yazdan kalma yağmurlarla anıyorum
Karlara..
Çığlara gerek yok sevgili
Dönmeyeceğini bildiğim için
Ben şimdiden üşüyorum

Adının anıldığı her dost meclisinde
Sana ait sitemler yüzüme yerleşiyor...
Durma dön...
Dönüşünden umudumu kestiğim caddelerde
Kırgınlığım seni bekliyor..


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya