Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 424

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.268 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4231
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Elde var hüzün

Sponsorlu Bağlantılar


söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün

ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün

o şehrâyin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam âşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması
adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün


Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4232
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Efendiyiz

Sponsorlu Bağlantılar
Umudumuz sarı öküzün boynunda bir yara.
Ekmeğimiz kıraç toprakların koynunda.
Bir sarı başak.
Aşımız bir kuru soğan.
Bir pişim patates
Bir sahan bulgur.
Sevdamız bir kara somundur
Tüter sımsıcak.
Öksüzüz,kimsesiziz,yetimiz
ve biz bu milletin efendisiyiz.
Hasretimiz,küçücük camlarında evlerin
Bir çift kara göz.
Dostumuz sokaklarda bir köpek,
bir kedi...bir kaç tavuk.
Ve hayvan pislikleri
Orta yerlerinde köyümüzün
Bir sıfat gibi adımıza.
Gurbete yolumuz çok,
Yolcumuz da.
Kasabamıza bile hep hasretiz oysa.
Hasretiz okula,öğretmene
Hasretiz yola,suya,elektriğe
ve tümden yaşamaya hasretiz.
İşte biz milletin efendisiyiz.
Ekmeğimizdeki diş izleri,
Çorbamızdaki kaşık izleri,
Toprağımızdaki tırnak izleri,
Onlar bey-efendilerin.
Biz milletin efendisiyiz.
Ama nasıl oluyorsa
yıllardır..
Geçtik efendilikten.
Karın tokluğuna
Köleliğe bile fitiz.

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4233
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Eğlenceli Eziyet


ey!
sesime kulağını tıkayan
sana çok kolay gelmedi ki bu yürek
sen istersen uçuruma it beni
umrumda mı...

yıkılıyorum her aklıma gelişinde
gittiğinde harabeyim.
ben
sen yokken de çekiyorum derdi
sen varken de
umurumda mı...

umut diye ektim seni sineye
sen ise
başak basak dert oldun bende

çivisi çıkmış dünyanın
rüzgar tersinden esiyor
seven kul boynunu bükmüş
********se kol geziyor
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4234
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Elimde Kalan



kaçan bir balıktı hep
sana yazmak istediğim şiir
elimde kalan bir avuç puldu
deniz kokulu

yanan bir ormanın
kalan yanıydı yüreğim

yangın çıkaran kasırganın
ıslık sesiydi
dilimdeki türküler

ve
ne zaman sussam
hep seni konuşurum
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4235
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Eğer


Eğer bir gün telefonun çalmazsa
Eğer bir gün mektupların gelmezse
Eğer bir gün kapını çalan olmazsa
Üzülme .....yanında ben olacağım

Eğer bir gün ağlayacak olursan
Eğer bir gün sarılacak olursan
Eğer bir gün haykıracak olursan
Üzülme ....yanında ben olacağım


Eğer bir gün güneşler açmazsa
Üzülme..seni ben ısıtacağım
Eğer bir gün yağmur yağmazsa
Üzülme ..seni ben ıslatacağım
Eğer bir gün seni seven olmazsa
ÜZÜLME SENİ SONSUZA KADAR SEVECEĞİM
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4236
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Elimden Gelen Bu

Elimden gelen bu ben iki kişiyim
Çoğalmak neyse ne azalmak zor
Birisi seni her an bırakıp gittiğim
Öbürü kan gibi tutulmuş seviyor
Ağzındaki acı alnındaki çizgiyim
Gözlerine kirli bir bulut getirdim
Hiçbir sevinç aydınlığı onu silemiyor.

Elimden gelen bu ben iki kişiyim
Birisi kapadığın kapılardan gitmiyor
Yağmur yağmaksa o güneş açmaksa o
Bir yerin üşüse onun sıcaklığı.
Öbürü en içten çağrını işitmiyor
Alıp tutmaksa o basıp gitmekse o
Bakışları kıyısız deniz uzaklığı.

Elimden gelen bu ben iki kişiyim
İkisi birden çıkmaya uğraşıyor
Bilmem ki hangisinden nasıl vazgeçeyim
Birisi yeni baştan serüvene başlamış
Öbürü silahında son mermiyi sıkıyor
Çoğalmak neyse ne azalmak zor.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4237
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Paydos Vakti


Yine bir akşam daha oldu
Birazdan Ay çıkacak gökyüzünde
Onun peşi sıra da yıldızlar
Yıldızlar doğacak göğün her
yanında
Yüzlercesi hattâ binlercesi binbir parlaklıkta
Hepside sinema salonunda yerlerine oturan
seyirciler gibi yerleşecekler gökyüzündeki
boş koltuklara
Pırıl pırıl parıldayacaklar
gökte pırlanta kolyeler misâli
Aralarında koyu bir sohbete başlayacaklar
bir bir
Bir uğultudur kaplayacak her yeri bir anda
Daldıkça dalacaklar sohbete geveze
yıldızlar
Kahkaha sesleri öbek öbek yükselecek
uzayın derinliklerine doğru
Konuşmaktan sıkıldıkları
vakit şarkılar söyleyecekler
hep berâber neşeyle, mutlulukla
Kardeşlik ve barış temalı
şarkılar çınlatacak göğü
Kolkola girip sağ sola salınacaklar
hacı yatmazlar gibi
ellerinde ışıklarıyla
yıldızlar hep birlikte
Konserlerdeki insanların çakmak ateşiyle
yaptıkları şekilde âdetâ onları
taklit edercesine
Mehtâbı da yanlarına çağıracaklar
ama o gelmek istemeyecek bir oyun bozan
çocuk edâsıyla omuz silkerek
Sabaha karşı yorgunluktan bitkin
düşecek
yıldızlar hep birden
Güneş usulca alev alev yanan kor yüzünü
doğudan gösterdiğinde sabahın
mahmurluğunda
yıldızlar çoktan terk etmiş olacak
yerlerini
gündüzün ışıyan
aydınlığına
Artık paydos vaktidir bir sonraki eğlenceye
kadar
Artık paydos vaktidir yeni bir buluşmaya
kadar..
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4238
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Elini Yüreğine Koy



Kaldır kafanı bak, beni göreceksin
Sağında ya da solunda.
Sakın göremedim diye üzülme.
Elini yüreğine koy,
Bir daha bak etrafına,
Yanında olduğumu hissedecek,
Göreceksin, duyacaksın beni,
Çünkü;Bende elimi yüreğime koyduğumda,
Seni görüyorum nereye baksam,
Sesini duyuyorum her an.
Beni özlersen, dayanamıyorsan,
Koy elini yüreğine, bak etrafına...
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4239
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Kaç cemre düşmeli yüreğime



Kaç cemre düşmeli yüreğime,
ısınmak için yeniden.
Unutmak için, yeşil nazarlarını,
kaç bahar geçmeli,
hasretinin üstünden...

Kaç ceylan su içmeli,
sevda sebillerinden.
Kaç güvercin uçmalı,
vuslat semalarında.
Kaç yağmur ıslatmalı tenimi,
arınmak için özleminden...

Kaç menekşe açmalı saksılarımda,
boyun bükmeden.
Kaç ilkyaz yaşamalı gönlüm,
üşümeden
Ve
kaç sene,
kaç ay,
kaç gün,
kaç saat,
geçmeli,
akan kanı dindirmek için,
yaralarımın üstünden?
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
15 Temmuz 2006       Mesaj #4240
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Pardon şarkınız düşmüş


"Sabaha süzülen gecenin nazendeleri
Bir bir döküldü Şehzadebaşı tuluatlarına.."


Kolkolaydık meyhane çıkışında
Ud sesindeki tutsaklığımıza son verip
Uzanmak istedik yıldızlara

Pardon dedi bir çocuk

öyle ya
Onlarda yalnız dolaşmıyorlar mıydı

Çektik içimize nihaventleri
Ellerimiz marpuçda
Sonrasında fokurdadı aceme kürdi bir şarkı
Hüzzam gönlümün gece kokan meyanlarında

Bir sipsi değiştirmek kolaylığında
Şu uzun gecenin gecesi olsam ki
Bir şarkı uçursak geceye
Sarsa bizi be sevdam.

Bir nara patlar Tophane keşhanelerinde
Zarlar bile ıradı düşeşten hepyeklere.
Şerefe vurulan öküzgözleriyle
Paylaştık gururumuzu çilingir sofralarında

Haliçte gün doğacakmış dediler de
Kıbleyi şaşırıp yüzüm döndü sevdaya.
Aşkıma sarmışken o muhabbetleri
Tenim ürpertilerde, yürekse çırılçıplak;

Yenicami önünde üç Çigan raksında
Ay, venüse göz kırpıyor arsız hovarda.
Avucumda bir baykuş sesi hapsolmuşken
Şarkım ağlamakta ney düellolarında.

Yorgun sürünmede ayaklarımız
Dilimizde pelesenk gece kirpikli kadın
Ne etsek silinmiyor o gece bakışlar
Ne etsek bitmiyor Endülüs yokuşları.

Kalkıp ocakbaşındaki kömür sohbetimizden
Vuruyoruz sandal sefalarıyla Göksuyu.
Öyle uzanalım nağmelerinde

Kalsa da mazinin hatıra şarkılarında
Hala içimde mesiredir o veda busen

Sabah karşıladı gün doğumunu da
Aldı renklerini verdi erguvanlara.
Gün doğdu biz tükendik şarkılarla
Sarıldık çamlıcada sevda yorganlarına.

Dalarken notagahın nizamiyesine

Pardon dedi bir çocuk
Şarkınız Düşmüş...

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya