Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 444

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.312 Cevap: 12.492
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #4431
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
gun batimi resimleri 0008

Sponsorlu Bağlantılar
-Zamansız Okyanus Düşleri-

Geçip gitmiş...

geceler boyunca düş köprümden
karşı kıyıya geçirdiğim hep sen.
deniz kabuğum olmuştun kırılgan
ezgileri yalnızlığa karışan

kah açıklarda batmış bir gemi
kah turkuaz rengi bin yakamoz.
öylesine bütündünüz ki siz;
okyanus Sen oldu, Sen okyanus...

Zamansız...

hayra yorulmayacak bir düşsün
kendimi kaybettiğim dehlizlerde.
kendini tüketmiş, viran bir günsün
ben yalnızlığımla düş köprümde

ya sen aittin o zamana,
ya bendim hayalde yaşayan.
sahte ve hilekardı o rüya.
tutuşturduğu arzular yalan.

Döngüsel...

hayaller neydi, biz kimlerdik?
hangimizdi düşte kaybolan?
biz hangi döngüsel zamandık?
kimdi dip dalgada savrulan?

geceler boyunca düş köprümden
hiçliği geçirdim karşı kıyıya...
deniz kabuklarım kırık dökük,
ezgiler lal başka diyarlarda...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #4432
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ey Sevdiğim

Sponsorlu Bağlantılar
Kokunu çiçeklere, gözlerini ceylanlara
Hasretini de bana miras bırakıp cennete gittiğinden beri
Her yeni gün buz gibi bir cehenneme uyanıyorum.

Neydi bu gidişin adı gülüm, bumuydu sözümüz
Hani kan ağlasak da hep gülecekti yüzümüz!

Şimdi kim çekecek benim kahrımı
Kim sarılacak iliklerime kadar sımsıkı
Kim besleyecek hayalimizde büyüttüğümüz o mavi gözlü kızımızı

Zor muydu yaşamak, çok mu pahalı geldi dünyanın kirası da
Sana ait hiçbir şeye dokunmadan cennete taşındın be gülüm!
Gittin!
Kaç kat boya, hangi renk kapatır adının sindiği duvarları.
Kim susturabilir içimdeki feryadı.

Gittin ya,
Sensiz kalbim sevda yetmezliğiyle sıkışıyor
Sanki ecel süsü verdiler aşkımıza.
Kim kıskandı, kimin nazarı deydi
Dokunmayın ne olur, ne olur Allah aşkınıza!

Ey Azrail
Sadece bir can mı aldığını sanıyorsun,
Hançerinin ucuna yüreğimde takıldı.

Artık ne işe yarar bu dünya sensiz!
Bıraktın ya ellerimi böyle nedensiz
Bilki çok yakındır, yanına geleceğim kefensiz...



TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #4433
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Aşkım Okyanus

Ben gölgende bir çimli kaya

Sen söğüt ağacı
Eğil büyük aşkımın hatırına
eğil yaprakların
okşasın saçlarımı
Ben dibinde bir çakıl taşı
Sen ummanların yeşil dalgası
seyredeyim doyasıya
sana vuran ayışığını
sahiller hasret kalsın seninle, bana
Aşkım okyanus, ben içinde bir kum tanesi
Aşkım feza, ben bir küçük yıldızım
Aşkımın içinde kaybolup gittim
gözyaşlarım kadar yalnızım! ...
DefectEd - avatarı
DefectEd
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #4434
DefectEd - avatarı
Ziyaretçi
Allahaısmarladık

Lütfen sabahları uyandığınızda,
Beni de var sayın aranızda,
Böylece kolaylaşır herşey birden,
Bakarsınız çıkar gelirim aniden.

Güzel olan herşey çabuk biter,
Sanki onlar "Vazodaki çiçekler",
Ne dostlar ne de mutlu günler,
Benimle her an beraberler.


Haykıracak nefesim kalmasa bile,
Ellerim uzanır olduğunuz yerlere,
Gözlerim görmese de sizi bulurum yine,
Kalbim durmuşsa da çarpar sizlerle.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #4435
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Eylül Dokunuşları


Bir Eylül girse düşüme
Gözlerinde ay ışığı asılı olsa
İşte o an,
Kalkar;
Tüm sokak lambalarını
Söndürürdüm.
Penceremide açardım ardına kadar ki
Gecenin esintisi ,
Eylül dokunuşları olsun.
Sonra;
Her gece teninde titrediğim
Aşkıma seslenirdim
"Yak mumları,sevdam üşüyor..."
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #4436
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ölüm Sessizliği



Bu olsa; oynasa yerler yerinden
Kıpkızıl gözlerle gökler inlese
Pencere camını şimşekler tık tık,
Tıklarken duâmı, bir kuş dinlese...

Bu olsa; özlerken “merhabâ” sesi,
Nerdesin, nasılsın aslâ, denmese...
Özlense ve hattâ evlât bûsesi,
Hiç bir giden artık geri dönmese...

Bu olsa; fark etsem kalem ve kâğıt,
Tepemdeki lâmba, su, ekmek ve tuz,
Fark etsem; radyomu ağlatan ağıt
Benden başka her şey bedensiz, ruhsuz...

Bu olsa; işitsem sesleri: Tak... Tak...
Düşünse tabutçu: “Kim olsa, gerek!”
Bilsem; Hak’tan başka özleyenim yok,
Ölüm sessizliği... Bu olsa gerek!
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #4437
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Sen De Ağlar Mısın Deniz Kız

Gecenin bir vakti sen de
Duygulanır kederlenir misin
Deniz Kızı
'Sonra al kalemini eline
Dök içini kağıda' der misin
Anlamaz ki anlatsın derdimi
Dili yok ki söylesin
Sahi böyle der misin
Kalemle kağıdın buluştuğu ufukta
Sevgiyi sevgilini sadakati arar mısın
Sonra kelimeler düğümlenir
Boğulur musun hıçkırıklara
Neler gördün neler geçirdin
Açılmaz kapılar karşısında
Bocalar yutkunup
Gözyaşlarını içine akıtıp
Hüzünler yerleşmesin ister misin
Baş ağrılarına tutulur
İç çekişler esir alır
Dalışların sürer gider mi
Zaman mekan durur
Aşina ses yankılanıverir mi içinde
Onca koşturmaca onca unutulmuşluk içinde
Yıllar önceden gelen o meçhul ses
Şiir o şiir alır mı seni senden
Neredesin sen neredesin
Açılıverir düşünceler
Bir yıldız doğar mı
Uzak dağların ardında dolunay görünür mü
Söyler misin Güzel Deniz Kızı
Büyür mü heceler soluksuz geceler
Uyanıverir mi merak duygusu
Sevdiceğim neredesin ne haldesin
Sarsılır mısın tepeden tırnağa
Gecenin bir vakti
Gel desen kal desen
Gelir Kalır mı
Açık denizlerde
Dolunay altında mehtaba karşı
Senin de gücünün tükendiği
Sabrının tükendiği
Ömrünün tükendiği
Mürekkebinin tükendiği anların olur mu
Gecenin bir vakti sen de hüzünlenir
Duygulanır ağlar mısın Deniz Kızı

Deniz gözlüm.

Bir seni sevdim,

Bir de denizi.
Deniz gözlerindi,
Ruhuma işleyen.
Dalgalar kolun,
Tenimi saran.
Yosun saçların,
Aşka çağıran.
Mehtap düşünce,

Umut saçan,
Karanlık basınca,
Hüzün çöken.
Deniz gözlüm.
Değişti renği,

Mavi denizin.
Duramam buralarda,
Dalgayı kayalara,
Sesini martılara,
Umudu yolculara,
Hüznü bulutlara,
Yükler giderim,
Denizden uzaklara.



Ölü Deniz

Hücrelerimde
Ölü bir deniz aşk
Tepeden tırnağa
Zulüm kokuyor zaman
Hangi fırtınaya tutulsam
Eksik
Boşluğu büyütüyor koynunda gece
Uyuduğum bütün rüyalardan
Uyandım
Yalnız değilim
İçimdesin
Hangi güne dokunsam
Telaş
Bir yarım sevdadır türküler
Dünden kalan
Unuttum kendimi
Zamanın çeyreğinde
Saatler bütünü gösterirken
Diğer yarımı arıyorum
Kaybolan




Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #4438
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İmkânsız Şiir



Ağustos ayında kopan fırtınalar üşütüyordu ölümü
Kökü olamayan bir çiçek kaç gün güneşe tutunursa,
Ölümüm de sana tutunuyordu, üşüyordu..
Hasretinin mevsimini yaşıyorum
Yokluğun güneşi de üşütüyor
Oysa ayaz gecelerimin sıcağıydın, yalnızlığımın kalabalığı.
Olmayan seni seyrederken bile
yeniden doğmaya hazırlanan bir bebek oluyordum
uykusundan uyanmış,
o en masum halimle bakıyordum ulaşılamamışlığına..
Ölüm bile gülüm oluyordu.
Bazen öylesine kızıyorum ki
kimsenin hak edemeyeceği sevdanı yaşıyanlara
fedakârlığının o en saf halinde, seni keşfetmiş sayanlara..
Bu kadar basit değildin sen
Kâinatın başlangıcı, sonsuzluğun sonuydun.
Ne bir şekilde başlanıyor, ne de bitiyordun.
Ama nasıl keşfedilmiş saydılar seni?
Rüyada bile görülemeyecek kadar uzaktayken,
nasıl dibindeydin sıradanlığın.
Melekler fedakâr mıdır, eğer öyleyse bana da göster o fedakârlığını
sana yalnızlığımın dibi kurumuş aşk çeşmesinden koparıp vereyim,
korkarak açmış masumiyetimin simgesi olan o en son gelincikleri..
Bir merhabaya elveda demek istemiyorum artık
başlangıçlarım bitişim olmamalı..
Yarın doğacak güneşi tahmin edersin,
Çünkü dünü yaşadın..
Bahar gelince açacak çiçekleri bilirsin,
çünkü baharı yaşadın..
Sana olan sevdamı ise asla tahmin edemezsin
Çünkü imkânsızı hiç yaşamadın..
Ağustos ayında kopan fırtınalar üşütüyordu ölümü
çoktan soldurdum artık sana büyüttüğüm içimdeki gülümü...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #4439
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Eylül’den Kalanlar


Ve yandı zaman
Eylülden geçerken...

Eğilip su içerken aynadan
Ağzımın içine düştü deniz
Bu yüzden mavi ağlarım haberin ola...
Ey hayalime uykusuz giren
Turuncu renkli bir elbiseden soydum seni
Sıcaktır diye eylüldür diye
Buzluğa kışlık anılar koydum

Saman sarısı zamanlar düştü kestanelerden
Mevsim normalleri diye seslenmedik
Derken kestanelerde düştü
Pay düştük zamandan ayrılığa
Adını eylül koyduk
Nur topu gibi bir eylül kaldı bize bu aşktan
Eylüle doyduk...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #4440
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
La minör çırpınışlar

Üzerine
Gün doğmamış düşler,
Sayıkladığında kırık rüzgar baladlarını
Kaç aşk boyudur zaman
Bilir misin?

Sessizliğime saklanıp
Dolaşırken kuytularımda
Hayat yalınayak bir öpücük,
Baharsa düşmekte saçlarından.

Kahküllerinde damıttığım gözyaşlarım
Ruhunda imbiklenişler ,
Hayallerimi yatırışlarım!!!
Sonrası bir dala tutunma arzusuyla
Goncalarında jale olmak.

O gecenin sabahında
Sen daha gözlerini açmadan,
Süren rüyalarının bir yerinden
Sokuluvereceğim irem bahçelerine.

Biliyorsun ki
Dünden kalan ve de yarına ait
Her şeyi yaktım gözlerinde...

Şimdi senle sarılıp sımsıkı
Poz vereceğiz güneşe ve
Ölümsüz kılmak için zamanı
Tâb olacağız gökyüzüne.

Odanın bir yerlerinde unutulmuş
Bir zamanların şaşaalı Müzik Dolabından
Bir kırkbeşlik sarıverecek sevdayı.
Ardından
Sana yazdığım o şarkının
La minör çırpınışları aksedecek
Şöminenin alaz senkromlarında.

“Gözlerine uygun renk bulamadım
Hangisi olsa içim yanıyor
Tenine uygun çiçek bulamadım
Hepsi kokusunu senden alıyor…” ***

Bittiğinde Şarkımız ;
Uzanıp söyleyen dudaklara,
Kaydedeceğim Veda buselerini
Sevda demirbaşlarına.

Işın Ergüney

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya