Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 493

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.454 Cevap: 12.492
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
24 Temmuz 2006       Mesaj #4921
kambis - avatarı
Ziyaretçi
ÖYLE TUTKUNUM Kİ


Sponsorlu Bağlantılar
Tatlı bir sevdayı aşka getirdin
Öyle tutkunum ki hastayım sana
Severken gönülden hazza erdirdin
Öyle tutkunum ki hastayım sana

Seyir eylesem bir bir her diyarı
Göremem inan ki sen gibi yarı
Yaşatıyorsun dört mevsim baharı
Öyle tutkunum ki hastayım sana

Sen bir kuş misali gönlüme kon da
Cıvıl cıvıl dolan damarda kanda
Beni canlı tutan, sendeki canda
Öyle tutkunum ki hastayım sana

Güzelliğine her an kana kana
Bir bakınsam şöyle dalıp ta sana
Neşe kaplar seni taşıyan cana
Öyle tutkunum ki hastayım sana

Yanıp küllenmekse senin elinde
Hazla savrulurum aşkın yelinde
Tozar da gezerim zerre halinde
Öyle tutkunum ki hastayım sana

Aşka doğru giden kararlığında
Değişme olmasın tutarlığında
Yanındayım hep, her dem darlığında
Öyle tutkunum ki hastayım sana


ENGİN NAMLI 00:51 01.07.2006


Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Temmuz 2006       Mesaj #4922
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Gecenin Aş Erimlerinde

Sponsorlu Bağlantılar

“Ay usançlarında dolaşırken
Gece dolunaya aş ermelerde...”

Yaşanmışlığın hayli ötesinden
Gelirken ağlamsamam
Birden sevdaya döner efsun yanlarım

Gözler vurgun demlerinde
Niyetler dökük
Salkım sevdalarsa sam yellerinde tutsak

Irar nefreti sevdanın medusa nazarında da
İç çırpınışlarında saklanır Türkü dalışlarım
Oktavlarında yokluk buluşmalarındayken nefes
Gece dünkü gece hayallerimse tıpkıyle vaki

Sayışmaz aşklarım ödenti bedenlerle
Her buse mühürdür mızrap söylemlerinde
Takıntısı bukle bahar döngüsü izleriyle
İner safha safha yakamoz meşk esintilerinde

Ne mum ışıltısıdır uzanan gönüllere
Ne de çakar almaz feridir teninde yanan

Kumsal yalayışlarında dalga toyları
Öylesi sevişgen öylesi titreyişler
Süzülürken nazendeler deniz kızlarına
Türkü olur sevdam yanar fenerlerinde

Telaşa yol verirken güz dolayları
Ürpertisi asudedir saklanmaların

Çocuk gözlerinde sıla duruşları
İndi inecek hatim soylu sevdalar

Saklısı yırtık mey kahkahaları ve
Beyhude acılar dolaşırken güncelerinde

Gece hala aş erer

Kokusu sıyrılmış sevda tenlerinde...

kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
24 Temmuz 2006       Mesaj #4923
kambis - avatarı
Ziyaretçi
YAŞANMALI
Tüm haşmetiyle gelen
Hüzün mevsimi
Tüm olgunluğuyla ikinci bahar
Yaşanmalı
Yaşanacak olanları
Yaşamalı
Kışa girmeden
Belki yanlız
Belki değil
Dolu dolu
Kimseyi incitmeden
Kırarak zincirleri
Özgürlüklere zarar vermeden
Yağmuru hissederek tüm iliklerimizde
Belkide sararıp yerlere düşen
Yapraklara bakarak
Biraz hüzünlü buruk
Birazda muzip bir mutlulukla
Bakmalıyız
Belki yanlız
Belki değil
Hissettiklerimizi yaşamalıyız
07.04.2006 / serpil
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Temmuz 2006       Mesaj #4924
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ben Doğuyum

Ben Doğuyum,
Güneşin doğduğu yer,
Ne güneşler doğurdum;
Gökteki güneşten başka.
Gökteki Güneş,
Yıldız sayılır, onların parlaklığında.

Ademin çocuklarına beşikler verdim,
Nuh’a gemi, ormanlarımdan.
Musa’ya Asa,
İsa’ya Kâse
Muhammed’e minber verdiğim gibi.
Havva’nın ninnisi söylenir, ovalarımda.
Dağlarımda Davud’un avazı,
Tur’da Musa’nın sayhası,
Bilâl’in çınlayan ezanı gibi,

Ben Doğuyum, hem Orta Doğu,
Ne medeniyetler, doğurdum, gerçek medinelerde
Ne şehirler kurdum.
Babil’den,Ninova’dan Kudüs’ten sonra.
Ne Krallar yükseltip alçaltım,
Karun,Nemrut, Firavundan başka.

Yollarımda Peygamberlerin ayak izleri var,
Şu İbrahim’in Mezopotamya’da,
Oradaki, Nasara’lı İsa’nın
Ya Muhammed’in izleri,
Mekke’den Medine’ye kadar.

Ben Doğuyum,
Güneşin doğduğu yer,
Ne güneşler doğurdum,
Gökteki güneşten başka,
Konfüçyüs, Zerdüşt, Buda,
Fikir adamıydılar, dava adamıydılar.
Sonra Aristo, Platon
Greec’i, Roma’yı kurdular.
Farabi,,İbni Rüşt, İbni Sina
Doğudan aldıkları ışıkla,
Batıyı aydınlatıp,
Dante’yi ve Nietzsche’yi çıkardılar.

Sonra soyguncular, talancılar geldi
Bendeki işbirlikçilerle,
Barbarlar, mülkümü yağmaladılar.
Romalılar ve başka barbarlar,
Ser verdim sır vermedim.

Ürettiğim bütün zenginlikleri çaldılar;
Altın mücevher, petrol ne varsa,
Her şeyimi aldılar, ruhumdan başka.
Götürüp apartman, gökdelen kurdular,
Ama ruhsuz, ama taş,beton, demir yığınları,
İnsanları hapsetmek için “çağdaş” zındanlar.
Adına şehir dediler, şehir görmemişler.
Şehir, Semerkant’tı Buharaydı, Bağdat’tı.
Çevresi bağlar, bahçeler
Adam gibi adamların yaşadığı yer.

Ben Doğuyum,
Güneşin doğduğu yer,
Ne güneşler doğurdum
Gökteki güneşten başka,
Öyle parlak öyle parlaktılar,
Güneş yıldız kalırdı onların ışıklarında.
Nur yüzlü Havariler.
Daha binlerce veli, aziz ve azizeler
Hallac,Yesevi, Arabi, Mevlana, Yunus’lar

O hikayesini dinlediğiniz,
Küllerinden yeniden doğan.
Zümrüdü Anka kuşu ;
Benim Kaf dağımda yaşar.
Ben ölümsüzlük iksiri içtim,
Bende Cebrail nefesi var.
İnanmazsanız Semur’a sorun,
Bilir, o nefes neye yarar.

Yeni güneşlere gebeyim,
Doğurup, çalamadıkları ruhumu vereceğim.
Ali’ler,Selahaddin’ler,Alpaslan’lar,
Meryem’ler, Rabia’lar.
Eski günlerdeki gibi,
Bir doğurdum, bir doğurdum mu!
O zaman bendeki keyfi görün,
Nasılda kınalar yakacağım ellerime,
Tüm gelinlerimin kınasından parlak,
Yılanlar,çıyanlar kaçacak delik arayaca
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
24 Temmuz 2006       Mesaj #4925
kambis - avatarı
Ziyaretçi
'BANA aşık mısın?'
Sevgiliniz bu soruyu sorarsa eğer, ki sormaması
düşünülemez,cevap vermek
için süre isteyin. Bunu
Ancak...
Her şey bitince.
Sular durulunca.
Heyecan dinince.
Zaman geçince.
Sevgiliniz çıplak kalınca...
Anlarsınız aşık olup olmadığınızı.
* *
Düşünün şöyle bir...
Tarih olmuş sevgililerinizi aklınızdan geçirin.
Hani o deli gibi kıskandığınız birisi vardı...
Ne o? Yüzü gözünüzün önüne gelmiyor tam olarak değil mi?
Hani bir de ayrılırsanız öleceğinizi zannettiğiniz birisi vardı...
Biliyorum, şimdi adını bile anmak istemiyorsunuz.
Peki onu kaybetmenin dünyanın sonu olacağını düşündüğünüze ne oldu?
''Hayatıma girmeseydi de olurdu'' diyorsunuz, duyuyorum.
Düşünmeye devam edin.
Biri var ki...
Onu hatırlayınca derinlerde bir yerde bir sızı duyuyorsunuz.
Zaten o tam olarak çıkıp gitmedi ki hayatınızdan.
Artık hiç görüşmeseniz de var o.
Bir yerlerde saklı duruyor.
Siz onu gercekten sevmiştiniz.
Aşk biter ama izi kalır.
Her ilişki bir sürü anı bırakır ama iz bırakan aşktır.
Ve galiba bir kere aşık olur insan ömründe.
Ve maalesef onu da ötekiler gibi yaşar.
Keşke o sırada farkında olabilse... Hayatının aşkı olduğunu bilse.
Gerçi bilse ne olacak?
Hiçç.
Yine de bitecek.
Şu anda aşktan aşka koşanlar bu dediklerimden bir şey anlamayacaklardır.
Anlamak için biraz durulup uzaktan bakmak lazım.*
Pakize SUDA
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Temmuz 2006       Mesaj #4926
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bir Yolculuk Esnasında

Bir an hissettim hızın nefesimde
Nasılda içimde bir boşlukta
Öylece alaca karanlığa doğru süzülüşümü
Damarlarımda ki kanın çekilişinde

Aldanmamıştım dikkatsizliğimin verdiği
Bir anlık korku dolu kaygılarıma
Duymak için ilerliyordum
Umudun hıçkırıklarını
Mutluluğun mu bana doğru yaklaşan adımlarını
Saymaktan ki başka yoktu şansım
Bana açılan kapılardan kaçışan ışık tanelerini

Bir yolculuğa çıkmıştım
uzun sessiz ürkütücü ve bir anda
Resimlerimdeki maviliğinde eşsiz benzersiz tadı
bir yandan da hayatın acımasız suratıyla
kendimi buldum
bir yolculuk esnasında
bedenim gidiyor ama ruhum mavi resimlerimde hala...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
24 Temmuz 2006       Mesaj #4927
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Hayal ve Gerçek


Ay ışığı pencereden girsende
Senden yana hayal kurmak ne güzel
Ya bir otobüste ya bir trende
Gurbet ilden sana varmak ne güzel

Aşkın mayasını senden alıp ta,
Şekillendim sevda denen kalıpta
Evinizin kapısını çalıp ta,
İlk çıkandan seni sormak ne güzel

Umudu yoksula bol verir Hüda
Bin tohuma can var bir damla suda
Gerek uyanık ol gerek uykuda
Benden bakıp seni görmek ne güzel

Kurumadan daha yolculuk teri
Gel diye yanına çağırsan beni
Bırakıp bir yana gamı kederi
Doya doya seni sarmak ne güzel

Aşk deyince anlattığı her şeydir
Öldürdükçe tadı gelen bir şeydir.
Azraile can vermesi zor şeydir
Sen istersen sana vermek ne güzel.
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
25 Temmuz 2006       Mesaj #4928
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Yorgunum.
Ağır kokulu bir hazan , hüznünü omuzlarıma,
Yorgun güller renklerini topraklara bırakıp gittiler.
Şimdi yalnızlığımla ben,
Güneşe serdik hayatımızın kirli, küflü gözyaşı ıslaklığını,
Acılarımızı kurutacak yeni rüzgarlar bekliyoruz.
Ellerini tuttukça buz kesen parmaklarımı,
Birgün, karayağız bir umut gelip ısıtacak elbet.
Artık sorgulamayacağım, hataları.
Kaç gidenin, kaç geleni heba ettiğini saymayacağım.
Sadece;
Bari onlar ayrı kalmasınlar diye,
Yalnızlığımı, yalnızlığının yanıbaşında uyutacağım
Söz!..
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
25 Temmuz 2006       Mesaj #4929
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yastayım
Gecenin en derinliğinde
Umutsuzluk beni sardığında
Gölgeler içinde kayboluyorum
Bu çıkmaz sokakta yürüyorum
Çileler boğmuş beni
Bu yolda yürümek zor
En acısı sensizlik be güzelim
Gören çaresiz der, umutsuz der
Kimse bilmiyor ki çektiğim ask acısı
Ama sen gittin gideli bu imkânsız aşk
Beni yasta boğdu güzelim
Acı değil, aşk’tan başka, ölümden farklı
İmkânsız iste
Bu yüzden son nefesime kadar yastayım.
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
25 Temmuz 2006       Mesaj #4930
kambis - avatarı
Ziyaretçi
SEVİYORUM
Bir çift yeşil göz beliriyor,
Bakışlarımın bittiği yerde.
Bir çift tohum yeşeriyor,
Bu donuk kış toprağında.
Bahar geldi zannediyorum.
Fırtınalar kopunca yüreğimde,
İşte o zaman anlıyorum.
Bu tohum başka tohum,
Bu bahar başka bahar.
Bir sarhoşum ki sorma.
Aklım bedenimi terk etmiş.
Delicesine akıyor damarlarımda kan.
Aşığım ben duyuyor musun.
Seviyorum seni hissediyor musun
FERD

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya