Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 501

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.488 Cevap: 12.492
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
26 Temmuz 2006       Mesaj #5001
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
BEN ASK ADAMIYIM

Sponsorlu Bağlantılar
Dolastigim denizlerce dusunuyorum,
Binecegim son gemi degil midir
Hayir sahibi omuzlarda giden tabut.
Herkes gibi teselliye muhtac olsaydim eger,
Derdim ki: "Elbet bir aglayanim olur benim de;
Ramazan geceleri Yasin okuyanim,
Baharda kabrime menekse getirenim de."

Fakat butun bunlar da olur,
Yine tasa etmem,
Yine kirilmam kimseye.
Ben ask adamiyim,
Sevmeye geldim insanlari,
Gonlumle, elimle, kafamla sevmeye;
Hesapsiz, karsiliksiz,
Ayrilik gayrilik gozetmeden.
Gun gelip gidersem sayet,
Oyle severekten gidecegim ki,
Karanlik kiyilardan bile olsa,
Candan selamlarim,
Civarimdan gececek gemileri;
Gunesli gemileri;
Sarkili gemileri;
Iclerinde kendim varmisim gibi!

CAHIT SITKI TARANCI

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
26 Temmuz 2006       Mesaj #5002
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Son Name(Şiir)

Aslında döneceğini hiç düşünmüyorum,
Sponsorlu Bağlantılar
Ben içimdeki seni yaşıyorum,
Arkana bakmadan gittin,
Bir de ihanet ettin,
Senden asla vefa beklemiyorum....

Fırtınam dinmedi gittin gideli,
Aslında çok özlüyorum seni,
Ama asla gelme geri,
Henüz gözümün yaşı dinmedi...

Oysa olsaydın yanımda,
Çaresizlikte bıraktın beni,yüreğindeki vefayla
Gözlerini arıyorum arada,
Yüreğimde salısın hala

Seni istiyorum delice,
Bilmiyorsun sen sevildiğini,bilmeyeceksin de,
Bir gün geriye gelirsen de,
Bulur musun sevgili beni bıraktığın yerde(!)

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
26 Temmuz 2006       Mesaj #5003
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Sis
sobelendim, yumuyorum...



Sis perdesinin gölgelendirdiği pencere görüntüsünün
Arka cephesinden geçiyor flu, sakin bir gece
Krizantem parçacıkları dağılmış uçurumlar
Şimdi, görünmeyen bir deniz var
Tüm sabıka defterlerimde – kimse bilmiyor
Kayıtlarda, mazbatalarda, belgelerde
Silik pencereden bir tuval var
Her baktığında öncekinin ağırlığından kurtulan
Savrulmuş bir kağıt gibi gidiyorum sisin içinde
Sis içimde, alıngan, aşağılayıcı bir dışavurum
Gecenin kınına girmesi sancının damarlarla köprüsü
Konuşan bir soğuk kulaklarımda uğuldayan
Tüm şehrin çığlıklarını duyamaz sarhoşlar, belki biraz
Belki hiç, belki çoktan seçmeli bir zaman içindeyim,
Bildiğimi sanıyorum, Sis içinde diz çökmüş bir çocuk sobesi
Saklanmış bir kağıt gibi çıkarıldım naftalinlerin arasından
sıram geldi,
Yumuyorum.



Sandıklar açılıyor, garip bir koku vuruyor boşa
Yayılıyor, derin, ağır atıl bir şey bu naftalin...
Geçmişin kokusu yapıştığı yerden çıkmıyor,
Sokak lambalarının altında barınağın külliyatı
Sorgusuz, şimdi yarı görünür bir deniz var
Tüm sabıka defterlerimde – bazıları biliyor
Çakmak taşlarında, rızlalarda, kükürtte
Silik pencereden loş bir tiyatro var
Her oynandığında bir öncekiyle aynı duran
Uçurumdan düşen bir çakıl taşı gibi gidiyorum sisin içinde
Sis içimde, soluksuz, son sürat bir metropol maskaralığı
Kibir gibi bir duvar örüyorlar ruhbanlar önüme
Kaçıyorum, kovalıyor, önümde duruyor sis – sağol
Tüm şehrin aşklarını nasıl hisseder ki ******lar?
Belki biraz, belki hiç, belki çoktan seçmeli bir yalnızlığın içindeyim,
Biliyor muyum? Sis elinde tabanca bir rus ruleti
Sıkıştırılmış bir barut gibi çıkmalıyım demirin mayasından
Sıram geldi,
Yumuyorum.






Kabzasından kavrıyorum – ne kadar ağır bir külfet sorgusuzluk
Park simsarlarıyla dost oldum, sağır kaldım meteliğin şıngırtısına
Duruşuna, pahasına duyarganın.
Sokak lambalarının altında bir şehir krokisi
Eskiyen, yaşlanan, gözlerinin altı kırışmış
Seyir defterini yakmış bir kaptan çıkageliyor denizden.
Denizi anlatıyor bin usul,
Denizden bir tutam tuz koyuyor yaralarının üstüne
Deniz kokuyor, tuzlu, karanlık, sisli bir gece dümende
Şekilsiz, şimdi apaydınlık bir deniz var
Tüm sabıka defterlerimde – herkesler biliyor
Pusulalarda, limanlarda, iskele babalarında
Kamara penceresinden yarım kalmış bir sinema var
Oynadığında şiir gibi ağır, hiçliğe bağlı
fırtınada sürüklenen bir şilep gibi gidiyorum sisin içinde
sis içimde, damarlarımda, bedenimi kaplamış,
göstermiyor mu yoksa beni?
Sis içimde, sessiz, derin, kifayetsiz bir sorumluluk kaçaklığı
Kibirden bir korsan düşürmüşler ruhbanlar peşime
Yüzüyorum, yüzüyor, yüzbin yıllık yüzüşlerde
Önümden çekiliveriyor sis – nereye gittin?
Tüm şehrin hayatlarını bilir miyim sanıyor bunlar?
Belki biraz, belki hiç, belki çoktan seçmeli bir sınavın arefesindeyim,
Artık biliyorum, sis gelip geçici bir paravan eskizi
Açıldığında yine herşey aydın, yine hergün aynı
biliyorum, Saklanan bir çocuğum sobenin içinde ben
Sisim kalktı, zaman doldu, ucunda yine sobeci olmak var.
O halde çıkıyorum!
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
26 Temmuz 2006       Mesaj #5004
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Dönme Geri(Şiir)

Geleceksen diye bekledim,
Seveceksin diye özledin,
Bir gülüş, biraz sevgi istedim,
Sen sevmedin ama ben delice sevdim...

Ah sevgili(!)
Biraz uçuksun, biraz da deli
Hiç mutlu olmadım
Kalbine girdim gireli...

Gelişin nasıldı bilmiyorum
Ama gidişini hiç unutmuyorum
Aklıma geldikçe ağlıyorum
Kızgın değil, kırgınım sana,
Artık gelme istemiyorum...

Ah sevgili(!)
Gör sevgili
Öldürdün şu kalbi,
Unutur muyum yıllar geçse seni
Özledim desem de, gelme geri..
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
26 Temmuz 2006       Mesaj #5005
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
BIZ NERDEYIZ SEVGILIM?

Gecesi benden, mehtabi senden
Bir bahcesi var ki askimizin,
Mevsimlerdir dolasiriz, bitmez.

Kim demis ki zamanla gul solar?
Bulbul hic yorulur mu turuden?
Dilbersin iste, delikanliyim.

Ne hikmettir bu Yarab, ne guzel!
Herhalde yeryuzunde degiliz;
Sahiden biz nerdeyiz sevgilim?

CAHIT SITKI TARANCI

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
26 Temmuz 2006       Mesaj #5006
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Çıksam,
Çıkıp gitsem uzaklara,
Burdan çok uzaklara,
Yine yanımdasın ya, burkulur içim..
Hani sen gider gidersin de
Evler,köyler durur ya orda,
Akşamsa kuşlar göçer,
Işıkları yanar evlerin,
Bir hüzün çöker ya hani
Karanlık iner dağlara..
Buğulanır gözlerim,burkulur içim..
Kaçsam,
Kaçıp bağırsam dağlara,
Feryadım yine sen olursun ya,
Burkulur içim...
Hani bağırsan da çıkmaz sesin
Uyansam bitse bu karabasan dersin,
Bir gülüş, bir dokunuş arar yüreğin..
Uyanır bakarım yoksun,
Boğulur sesim...
Girsem,
Girip yıkansam sulara,
Buz gibi denizlerde yanar,
Etim cayır cayır seni bağırır ya
Burkulur işte o zaman içim...
Aksini görüp sularda
Sarılır kucaklarım hayalini...
Koşsam,
Koşup karışsam kalabalığa,
Gürültülü, cıvıl cıvıl,
Işıl ışıl vitrinler
Gidenler gelenler.
Telaşlı koşarak yürüsem,
Sanki bir yere yetişecekmişim,
Aceleymiş işim,
Bekleyenim varmış gibi hani...
İçim burkulur yine
Sen gelirsin aklıma.
Ayaklarım ağırlaşır gitmez...
Buluşurmuşuz seninle
Dediğimiz yer ve saatte.
Özlermişiz,
Elele yürür gülüşürmüşüz.
Çok şeyimiz olurmuş konuşacak,
Kimseyi görmezmiş gözlerimiz.
Dünya durur, seyreder
Yollarımız gül olurmuş ya hani,
Dertler tasalar biter,
Simit alır yermişiz
Dilenciye para verirmişiz hani,
İçim burkulur, burkulur içim...
Kalksam,
Kalkıp sofralar kursam,
Mumları yaksam, donatsam,
Herkesi çağırıp toplasam
Sen gelirsin yine aklıma
Burkulur içim...
Hani çok açmışız da
Güle oynaya iştahla
Bağıra çağıra, döke saça yer,
'' Bugün neler oldu neler '' diye
Hepbir ağızdan konuşurmuşuz ya...
Bir sessizlik boynunu büker,
Yemekler tatsız tuzsuz olur,
Kurur ekmek, lokmalar büyür.
Çınlar tabak çatal
Sessizlik ölüm olur
Dağıtmak için pusu
Sözler diken olur,
Sofra küser,
Gönüller alıngan olur...
İçim burkulur burkulur...
Düşsem,
Düşüp yatsam yataklara,
Sen gelirsin yine aklıma...
Hani çocukmuşuz, hasta olmuşuz
Gözlerimiz baygın, buğulu
Yanaklarımız al al, ateşli,
Dışarda oyunlar oynanır neşeli
Kalkamaz yataktan
Kesiliriz ya iştahtan hani...
Öyle işte, boynum bükülür
Sen gelirsin aklıma öksüz, yalnız
Bakarım camdan, yoksun
Burkulur içim....
Ölsem,
Ölüp gitsem mesela,
Nasıl öldüğümü bilmeden, aniden.
Sen gelirsin aklıma yine...
Hani ölmüşüm de
Sevdiklerim, sevmediklerim,
Üzgün, ağlamaklı herkes.
İyiliğim, güzelliğim, bahtsızlığım,
Pişmanlıklar, keşkeler, feryatlar..
Ürpertiler rüzgarla karışık,
Sessiz dualarla örtülür ya toprak...
İçim burkulur, üzülürüm..
Ölüp gittiğime değil de
Seni burda yapayalnız, bensiz
Koyup gittiğime yanar, yanar içim...
Sen aklıma gelince
Sessizce akar süzülür gözyaşım.
Sevdiğim, yoldaşım, aşkım...
Burkulur yanar içim...
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
26 Temmuz 2006       Mesaj #5007
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
ASK ILE

Baktim ki gokyuzu bastan basa bulut
Unut diyor o guzel gunleri unut
Baktim ki deniz her dalgasiyla dusman
Kuslar av pesinde baliklar pusuda
Cok gerilerde kalmis ciktigim liman
Yok gorunurde siginacak bir ada

Baktim ki o musibet gun gelip catmis
Yolcusunda tayfasinda safak atmis
Ne yelken kar eder ne kurek ne istim
Dayandim ask ile yuruttum gemiyi
Ask ile koskoca daglari duz ettim
Avladim sonunda o civan kekligi

Cahit Sitki Taranci

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
26 Temmuz 2006       Mesaj #5008
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bu Gece Ağlayacağım...

Birazdan akşam olacak bitanem
Yalnızlık aç kurtlar misali
Üstüme çullanacak.
Ben çaresizlik içinde
Sana teslim olacağım
Kör sağır gecelere tutsak
Sana mahkum yaşayacağım
Özlemin devleşecek içimde
Yüreğim titreyecek
Ellerim soğuyacak sensizlikten
Dudaklarımdan, şarkımız dökülecek
Yarım yamalak, bir kez daha
Seni sensiz yaşayacağım...
Bu gece ağlayacağım sevgilim
Hangi saatte bilinmez
Kendimi bir kenara çekip sorgulayacağım.
Ne yapmak istiyorsun, böyle nereye gidiyorsun deyip,
Biraz da çatacağım.
Hatırladıkça seni
Sevdan kokacak evimin her yanı.
Sensizliğin çaresizliği çökecek
Kan gibi yüreğime
Kahredecek yokluğun beni milyon kere...
Bu gece ağlayacağım sevgilim
Sen de benimle ağlayacaksın
Uzaklarda bir yerlerde
Biliyorum, biliyorum ki
Yüreğin yüreğime değecek.
Aynaya baktığımda
Hep ben yerine sen olacaksın.
Adını bile bilmediğim bu duygular için
Sen de, sen de benimle ağlayacaksın...

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5009
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
OTUZ BES YAS

Yas otuz bes! Yolun yarisi eder.
Dante gibi ortasindayiz omrun.
Delikanli cagimizdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugun,
Gozunun yasina bakmadan gider.
Sakaklarima kar mi yagdi ne?
Benim mi Allahim bu cizgili yuz?
Ya gozler altindaki mor halkalar?
Neden boyle dusman gorunuyorsunuz;
Yillar yili dost bildigim aynalar?
Zamanla nasil degisiyor insan!
Hangi resmime baksam ben degilim:
Nerde o gunler, o sevk, o heyecan?
Bu guler yuzlu adam ben degilim
Yalandir kaygisiz oldugum yalan.
Hayal meyal seylerden ilk askimiz;
Hatirasi bile yabanci gelir.
Hayata beraber basladigimiz
Dostlarla da yollar ayrildi bir bir;
Gittikce artiyor yalnizligimiz
Gokyuzunun baska rengi de varmis!
Gec farkettim tasin sert oldugunu.
Su insani bogar, ates yakarmis!
Her dogan gunun bir dert oldugunu,
Insan bu yasa gelince anlarmis.
Ayva sari nar kirmizi sonbahar!
Her yil biraz daha benimsedigim.
Ne donup duruyor havada kuslar?
Nerden cikti bu cenaze? Olen kim?
Bu kacinci bahce gordum tarumar.
N'eylesin olum herkezin basinda.
Uyudun uyanamadin olacak
Kim bilir nerde, nasil, kac yasinda?
Bir namazlik saltanatin olacak.
Taht misali o musalla tasinda.

CAHIT SITKI TARANCI
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
27 Temmuz 2006       Mesaj #5010
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Hani Bir An Gelir...


Hani bir ân gelir... Ve söylenmez sözler söylenir olur!
.....
Hani bir ân gelir...
Mutluluk pembe bir ipek mendil gibi savrulur loş odada!
.....
Hani bir ân gelir...
Bir ân gelir...
Hani bir göz bir göze gelir.

Hani, öyle bir ân gelir ki;
En “gelinmez” yollarla en “varılmaz” yolların, senle ben arasındaki yarda boyun büktüğünü görürsün...
Bu yar; iki yâr arasıdır! ..
Her yar iki yâr arasıdır! ..
Ve üstelik;
Yaralar yara benzer,
Her yar yaraya benzer!
Yar başında duruşum;
Yâre nâraya benzer! ...

Halbuki gök yerin...
Halbuki gök yarın...
Halbuki gök yârin içindedir bu mesafelerde! ..
.....
Veya gök, mavi bir hançer gibi dalıvermiştir de toprağın içine; şimdi toprak, kendi içindeki kocca bir yarayı yâr bilmiş... Kendini parçalayan kooskoca bir yar başına türbedar olmuştur! ! !

Halbuki hep...
Hep iki yârdır;
Bir yar başında duran...
.....
Her yar, yâri gördüğüm rüyadır! ..

Yolun biri gözlerinden başlaar senden içeri gider; diğeri gözlerimden, benden içeri...
Bir yar oluşur her yârin arasında kalan boşlukta! ..
Ben, yarın bir duvarı olup sana bakarım bu yandan... Sen yarın bir duvarı olur, o yandan bana bakarsın! ..
Ve en derinimden gelip en derinine gidebilecek olan yol ile, en derininden çıkıp en derinime inebilecek olan gökkuşağı “bakışlarımızda” kopar! ..
Biz, sarılmadıkça...
.....
Yarlar kaldıkça yârlar arasında! ..

Hani bir ân gelir...
Ve söylenmez sözler söylenir olur!
.....
Hani bir ân gelir...
Mutluluk pembe bir ipek mendil gibi savrulur loş odada!
.....
Hani bir ân gelir...
Bir ân gelir...
Hani bir göz bir göze gelir...
Hani bir ân gelir...
Bir ân...
Bakışlar düğümlenir;
Bütün yarlar silinir,
Sıra söylenmezlere gelir...


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya