Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 536

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.527 Cevap: 12.492
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #5351
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
kolon y kareBir Gün İstanbul`dakolon y kare

Sponsorlu Bağlantılar

Günlerden bir gün İstanbul`da
Sabah oldu eşya ışıdı
Bahçedeki horoz öttü
Horozun öttüğünü duyunca
Türkü tutturdu
Bir çiçek keyfine göre...
İşler bu yola döküldü mü,
İnsanoğlu durmaz
Yatağımdan kalktım
Kahvaltı ettim
Geceden kalma ne varsa
Ceketimi giydiğim gibi
Sokağa çıktım
Bir rüzgar esti hafiften
Sonra durdu
Yağmur çiseliyecek gibi oldu
Bir tramvaya atladım
Doğru parka gittim
Sıranın birinin üstüne
Uzandım
Gökyüzünü seyrettim
Gökyüzü de bir türkü söyledi
Gökyüzünün türküsü de
Horozunkine, çiçeğinkine uygundu
Öylesine maviydi gökyüzü
Öylesine derin
Öylesine sonsuz
Ama bıkılıyordu gökyüzünden
Kalktım kahveye uğradım
Bir çift söz ederim dedim
Ahbap aradım
Bulamadım
Bulamayınca
Elim şakağımda
Düşünmeye vardım
Derken öğle oldu
İş yerleri boşaldı
Cümle halkın karnı acıktı
Ben de acıktım
Bir köfteci dükkanına girdim
Köfteler kızardıkça
Ortalığı bir duman sardı
Bir soğan kokusu
Öğleden sonra da geçti aynı minval üzre
Yalnız bir aralık
Bir sevda yaşadım düşümde
Büyük bir caddeden geçerken
Bir kadın görünce balkonda
Saçları alabildiğine sarıydı
Bugüne dek
Görmediğim acaip kuşlar havalanıyordu
Sabahlığında
Sevdalandım düşümde
O benden habersiz
Akşam gelecek aşığına
Hazırlandı durdu aynasında
Gönlü sevdayla dolanların
Son uğradıkları meyhane
Bir yudum aldım da
Kendimi buldum kocaman bir denizde
Nelerin unutulup gittiği nelerin
İzi bile görünmeyen gemilerin
Akşamları sokakları dolduran serinlik
Bir kahvecinin
Kahvesinin bahçesini suladığı
Anı hatırlattı bana
Bütün gün taban teptim
İçimde bitkinlik
Akşamı ettim

Sabahattin Kudret Aksal
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #5352
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aldanacaksan sevgilerimle
İnsanların yalancı gururlarına
Sponsorlu Bağlantılar
Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde
Kelimelerinle onlara kapılacaksan
Yaşama!
Oyun yapıp oynarlar seni geceleri aralarında
Şarkı yapıp söylerler dostlarına
Roman gibi okurlar boş zamanlarında
Masal yapıp anlatırlar çocuklarına
Aldancaksan gecelerinde, kara gecelerinde
Aydınlık dünyaların şen insanlarına
Yanılıp içini açacaksan
Derdini gizlemeden durmayacaksan
Yaşama
Saklarlar dinlediklerini
En zayıf zamanında vururlar seni
Uyduramazsan fikirlerine
Başıboş hareketlerini
Tefe koyup çalarlar seni
Aldancaksan gecelerinde, kara gecelerinde
Aydınlık dünyaların şen insanlarına
Yanılıp içini açacaksan
Derdini gizlemeden durmayacaksan
Yaşama
Aldanacaksan sevgilerimle
İnsanların yalancı gururlarına
Kalacaksan parlak sözlerin etkisinde
Kelimelerinle onlara kapılacaksan
Yaşama!
Yaşama!
Yaşama!
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #5353
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Bir Gün Sabah Sabah

kolon y kareBir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni:
Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç`ten.
Vapur düdükleri ötmededir.
Etraf alacakaranlık,
Köprü açıktır henüz.
Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam...
Yolculuğum uzun sürmüş oldukça
Gece demir köprülerden geçmiştir tren.
Dağ başında beş on haneli köyler,
Telgraf direkleri yollar boyunca
Koşuşup durmuş bizle beraber.
Şarkılar söylemişim pencereden,
Uyanıp uyanıp yine dalmışım.
Biletim üçüncü mevki,
Fakirlik hali.
Lületaşından gerdanlığa gücüm yetmemiş,
Sana Sapanca`dan bir sepet elma almışım..
Ver elini Haydarpaşa demişiz,
Vapur rıhtımdadır pırıl pırıl,
Hava hafiften soğuk,
Deniz katran ve balık kokulu
Köprüden kayıkla geçmişim karşıya,
Bir nefeste çıkmışım bizim yokuşu...
Bir gün sabah sabah kapıyı vursam,
-Kim o ? dersin uykulu sesinle içerden.
Saçların dağınıktır, mahmursundur.
Kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim,
Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni,
Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç`ten.
Fabrika düdükleri ötmededir.

Turgut Uyar
tulse - avatarı
tulse
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #5354
tulse - avatarı
Ziyaretçi
İnsan Hıçkırıkları

Geceyle bir durgunluk oldu suda
Balıklar yosunlar gibi uykuda

Dallarda rüzgar hışırtısı dindi
Bütün kuşlar yuvalarında şimdi

Korkusuyla başbaşa kaldı çiçek
Artık emniyette hem fil hem böcek

Yarab ! semada yıldız yerde kabir
Herşey bahtınca huzur içindedir

Ürperten bu sakin karıncaları
Baştan başa insan hıçkırıkları

Cahit Sıtkı Tarancı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #5355
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
..........B İ L E M E Z S İ N..........

Bilemezsin seni kalbime hapsettiğimi
Bilemezsin gözlerine bakarken eriyip bittiğimi
Bilemezsin ne çok özlendiğini, sevildiğini
Bilemezsin geceleri hayalinle yaşadığımı
Bilemezsin her an seni düşündüğümü
Bilemezsin yokluğunda çaresizce çırpındığımı
Bilemezsin mecbur kalıp delice ağladığımı
Bilemezsin benim tek tesellim olduğunu
Bilemezsin rüyalarımda seni gördüğümü
Bilemezsin her gece yastığıma sen diye sarıldığımı
Bilemezsin seni düşünmekten her gün biraz daha yaşlandığımı
Bilemezsin mecnun gibi beni çöllere düşürdüğünü
Bilemezsin sensiz geçen her an bin defa öldüğümü
Bilemezsin dertlerimin tek dermanı sen olduğunu
Bilemezsin şu an neler çektiğimi,neler hissettiğimi
Bilemezsin ne büyük acılarla savaştığımı
Bilemezsin her şeye rağmen beni hala dimdik ayakta tuttuğunu
Bilemezsin sana ne çok ihtiyacım olduğunu
Bilemezsin gecelerime ışık olduğunu
Bilemezsin üşüyünce seninle ısındığımı
Bilemezsin susayınca seni içtiğimi
Bilemezsin bana yaşama gücü ve huzur verdiğini
Bilemezsin sensiz hayatın hiç bir tadı olmadığını
Bilemezsin seni ne çok sevdiğimi
Bilemezsin birtanem, bilemezsin....
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #5356
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
kolon y kareBir Şiir Üstüne Çeşitleme


kolon y kareKülrengi bulutlarıyla güz günlerinin
Sevdiğim İstanbulu gibisin
Gene de çağırıyor yüreğin
Daha aydınlık bir yeryüzünü
Her zaman genc gozlerinde guluyor
Su kocamis ve yorgun Istanbul
Gene de yasiyor ve sirli aynasinda Bana gosteriyor senin yuzunu Ayak basmadığım çorak bozkırda Sevdiğim Anadolu gibisin
Gene de bekliyor yüreğin
Uzakta ve elinde olmayanı
Sevecen gözlerinde tükeniyor
Hasret rüzgarlarıyla Anadolu
Gene de üretiyor ellerin
Yeni baştan ve umutla sevdanı
İstanbulum Anadolum sevdiğim toprak
Ne kadar yakınım sana
Ve ne kadar uzak

Onat Kutlar
DEsssT16 - avatarı
DEsssT16
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #5357
DEsssT16 - avatarı
Ziyaretçi
bugün kendimi kuru yapraklarla kaplı
çıkmaz bir sokağa benzetiyorum,
sadece o sokakta yaşayanlar üzerimden
gelip geçiyor,
bugün kendimi odalarından çoğu boş
bazen dolan bir otel gibi hissediyorum,
içimden ne hayatlar ne hikayeler ne aşklar
geçip gidiyor,
ben böyle değildim ne zaman kayboldum
rüzgarla dans ederdim ne zaman savruldum
bir ses duydum geçmiş zamandan
bir ses duydum küçük bir kızdan
bir bilet istiyorum sadece gidiş olsun
çocukluğun saflığına gidip orda yaşamam gerek
bilet istiyorum tek kişilik olsun
yarına çıkabilmem için heyecanı hatırlamam gerek,
bugün kendimi parktaki bir bank gibi
sessiz ve sabit hissediyorum
geceleri üzerimde şehrin ışıkları yatıp uyuyor
bugün kendimi tonlarca yük taşıyan
gemilerin denizi gibi hissediyorum
kaldırma kuvvetim var ama şehrin atıkları
içime akıyor...
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #5358
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
kolon y kareBoğaz Gezintisi


kolon y kareNe günlermiş, ne günlermiş
Yıldızlar, mehtap, çamlar altında
Yıldızlar, mehtap, çamlar altında
Ne günlermiş, ne günlermiş
Gelip geçmiş!
Vapurlar değil, Boğaz’dan geçen;
Boğaz’dan yalılar geçiyor,
Toplamış bulardan eteklerini...
Dairesine çekilen bir saraylı gibi
Yalılar gelmiyen alemlerine gidiyor
Bırakıp bu sessiz gecelerini.
Çekip almış kuşların kanatlarından rüzgarını
Asırlık rüyalarında yalılar
Uykuların mahmurluğu saçaklarını sarmış.
Saz sesleri gelmiyor kıyılardan.
Ne geçen yazlardan bir haber var,
Ne gelecek baharlardan.
Kim bilir kaç deniz geçmiş uykularından.
Başbaşa kalmış iki hisar
Beklemekte sönük sahilleri.
Artık eski harpleri anlatır taş duvarlar
Kıyılarından geçen balıklara.
O balıklar ki dedeleri
Şarkılarla beslenmişti geceleri.
Şimdi sulara düşen çürümüş tahtalar
Dalgalarda son oltanın yemleri.
Bir zamanlar şen yaşamış yalılar
Işıklı bir ziyafet sofrasında.
Renklerini deniz almış götürmüş,
Küllerini alev alıp savurmuş.
Deniz kenarında denizsiz kalmış yalılar.
Ortaklığı ayrılmış kıt’aların
Anadolu günden güne Rumeli’ye küsmüş
Bugün biz değiliz bakan yalılara;
Yalılar boynu eğik bize bakıyor
Biz değiliz sarkan hatıralara..
Göğüs gererek dalgalara
Yalılar bir hayal için denize
sarkıyor Yalılar bize bakıyor, denize bakıyor.
Ne günlermiş, ne günlermiş
Yıldızlar, mehtap, çamlar altında
Ne günlermiş, ne günlermiş
Gelip geçmiş!

Özdemir Asaf
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #5359
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dönme Geri

Geleceksen diye bekledim,
Seveceksin diye özledin,
Bir gülüş, biraz sevgi istedim,
Sen sevmedin ama ben delice sevdim...

Ah sevgili(!)
Biraz uçuksun, biraz da deli
Hiç mutlu olmadım
Kalbine girdim gireli...

Gelişin nasıldı bilmiyorum
Ama gidişini hiç unutmuyorum
Aklıma geldikçe ağlıyorum
Kızgın değil, kırgınım sana,
Artık gelme istemiyorum...

Ah sevgili(!)
Gör sevgili
Öldürdün şu kalbi,
Unutur muyum yıllar geçse seni
Özledim desem de, gelme geri..
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
3 Ağustos 2006       Mesaj #5360
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Canım İstanbul


kolon y kareRuhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...
O manayı bul da bul!
İlle İstanbul`da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir "Katibim"i...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıkoy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni şoyle dursun, ağlayanı bahtiyar...
Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul…

Necip Fazıl Kısakürek

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya