Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 546

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.538 Cevap: 12.492
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
4 Ağustos 2006       Mesaj #5451
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Bir Fotoğrafa
Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...
Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.
Demiştim sana hatırlarsan:
“Önemli olan ‘zamana bırakmak’ değil,
‘zamanla bırakmamak’tir..”
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır
Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...
Nazım Hikmet Ran

Sponsorlu Bağlantılar
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Ağustos 2006       Mesaj #5452
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Sevdamı Böyle Yaşıyorum

Sponsorlu Bağlantılar

Terkedip gittiğinden beri
Senle süslüyorum her gece hayallerimi
Bir pembe gül alıyorum ellerime bir de mor
Arada bir batıyor dikenler ellerime
Acıyan ellerimi öpüyorum çünkü acıtan dikenler
değil sensin
Ve onlara benzetiyorum sülietini
Gözyaşlarımı güllerdeki damlaya
Daha da güzelleşiyorsun böylece
Ve koklamaya kıyamıyorum
Hergece seni anlatıyorum onlara
Beni onlar avutuyor
Gönül yaramı böyle büyütüyorum ben
Avuçlarıma sığmıyor gözyaşlarım
Hıçkırıklara boğuluyorum
Kendime bu hıçkırıkları çok yakıştırıyorum
Gözpınarlarım hep sancılı
Saçlarıma kar taneleri düşüyor her gece
Biraz daha eriyorum
Bir hiçken ben sen olmadan
Sevdamı böyle yaşıyorum.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ağustos 2006       Mesaj #5453
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir aşk iniyor gökyüzünden
Eli kalbinin üstünde olanlara
Aşka-sevgiye ezelden tutsak olanlara
Ve bir şiir;
Mısralarında 'sen'i anlatıyor
Sevmeni değil, bilmeni bile beklemeden,
Özlemle... hasretle... aşkla... &... hüzünle...
Yıldızlar kadar uzaksın yüreğime,
Yanı başımdayken belkide,
Işığına tutsak ben,
Yabancıyım yüreğine,
Sen sabah yıldızım,
Konuksun bu küçük utangaç kalbe...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Ağustos 2006       Mesaj #5454
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
BİR GÜL OLSAYDIM

Bir gül olsaydim
Yapragim olur muydun?
Kirmizi yapraklarima kan veren
Topragim olur muydun?

Bir gül olsaydim
Sende bulut olur muydun?
Benden uzak oldugun için
Aglar durur muydun?

Bir gül olsaydim
Beni dalimdan koparir miydin ?
Odandaki vazoya kor
Herzaman yanimda olur muydun ?

Eger bir güle bu kadar deger verirsen
Onu candan çok seversen
Birak bu gülün bir yapragi olayim
Ve gözlerinin önünde yavas yavas solayim.

Sende benim gibi gül olamayasin
Hasret acisi ile sararip solamayasin
Güller tek degildir bir birine benzer
Ama sen benim birtanemsin
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
4 Ağustos 2006       Mesaj #5455
kambis - avatarı
Ziyaretçi
OTUZ BEŞ YAŞ


Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,

Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?

Neden böyle düşman görünürsünüz;
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.

Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;

Hatırası bile, yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.


Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,

İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?

Nerden çıktı bu cenaze? Ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

N'eylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanmadın olacak.

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak.
Taht misali o musalla taşında.


CAHİT SITKI TARANCI

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Ağustos 2006       Mesaj #5456
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ne zaman elime bir kibrit alsam
Yine İstanbul'u yakmak geçiyor aklımdan
Bu sensiz sokakları, bu evleri
Bu plajları bu denizleri
Sensiz kaldığım bu şehri tüm yakasım geliyor
Yine alev alev bir istanbul düşünüyorum
Ve çaresiz yaktığım bütün sigaraların
Dumanlarında seni görüyorum.

Delicesine sarhoş olmak istiyorum
İçkiler seni hatırlatıyor yine
Kırıyorum birbiri ardınca kadehleri
Artık hiç bir şey kâr etmez biliyorum
Ne dost, ne içki, ne aşk, ne kadın
Gözlerimde yıllardır eşsiz olan
DEĞİŞMEYEN BİR SEN VARSIN....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ağustos 2006       Mesaj #5457
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bırak git bu yüreği..
Bu yürek seni çoktan terketti..
Şahidimdir sabahı iple çeken gecelerim..
Dudaklarımdan akan sözcükler şahidimdir..

Sen,sensizliği öğrettin bana..
Ben'se soğuk gecelerde yağan yağmurlarla,
Şiirlerimle eşlik ettim sana..
Şimdi Yokluğun bağrımda yanan bir kor ateş..
Suskunluğun cehennem ateşi kadar sıcak ve yakıcı..
Korkuyorum artık sessizliğinden..
Ama terketmeli
ve
Unutmalıyım seni...

Ben,tüm benliğimle..
Gururumu hiçe sayarak..
Tüm yaşanmışlıkların anısına..
Senin yoluna aptalca düştüysem..
Herkesi karşıma birer birer aldıysam..
Ve buna rağmen sesin titremeden..
"Bitti" ile başlayan son cümleni kurduysan..
Ve bu son sözünün sonuna noktayı koyduysan..
Bırak git bu yüreği...
Sana artık bir faydası olmaz..

Artık kendime daha fazla acı çektirmeden..
Seni beklemeden ve düşünmeden..
Yüreğimden çık git istiyorum..
Son gözyaşlarımla seni ıslatarak..
Öylece ,çaresizce seni bırakarak..
Bir kere olsun yüzüne bakmayarak..
Çekip gidiyorum yok olan varlığından..


Şimdi;
Bırak git bu yüreği..
Bu yürek seni çoktan terk etti..
Artık mühürlü bu yürek..
Sensizliğe yemin etti.....
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
4 Ağustos 2006       Mesaj #5458
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ilık Bir Rüzgâr Geçer

Yüreğim acıyor.
Gözlerim her şeye,
İsyan edercesine kan akıtıyor.
Akan kanlar kuruduğunda,
Yanan bir koca çınar gibi,
Bu bedende yanıyor.
Geride bir kül kalıyor.
Ilık bir rüzgâr eser,
Külleri savurup ta geçer.
Avuç içine bir damla gözyaşı düşer.
Düşer ama bu beden bir kez daha küle döner.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Ağustos 2006       Mesaj #5459
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Seni görüyorum düşlerimde
Yanımdasın;
Ellerini tutuyorum sımsıkı
Gözlerine bakıyorum sıcacık
İçim ısınıyor senin yanında
Sanki kuşlar bizim için şarkı söylüyor
Dansediyorlar etrafımızda
Başımı omuzuna dayıyorum;
Sarhoş olmuş gibiyim
Başım dönüyor
Bulutların üzerinden izliyorum dünyayı
Seninle dünya o kadar güzel görünüyor ki gözüme
İnanamıyorum...
Hiç uyanmak istemiyorum
Bu büyünün bozulmasından korkuyorum belki
Masmavi bir deniz uzanıyor önümüzde
Yanımda sen varsın düşlerimde
Soğuk, boş ve karanlık bir odada uyanıyorum sonra
Bakıyorum ama yoksun
Kalbim kanıyor
Canım çok yanıyor
Hasretin altın saplı hançer olmuş
Saplanmış yüreğime
ölüyorum....
Başım dönüyor aşkım
Gözlerim kararıyor
Zaten sensiz karanlık değil miydi?
Nefes alamıyorum aşkım
Sensiz hiç nefes almadım ki
Hasretin öldürüyor beni
Çok canım yanıyor bir tanem
Kalbimi söküp atmak istiyorum
Bu acı dinsin diye
Onda da sen varsın yapamıyorum
Ruhumda, bedenimde,yürüdüğüm yolda,
Gördüğüm her şeyde
Duyduğum her sözde sen varsın
Düşüyorum birtanem
Artık sensizliğe dayanamıyorum
Avutmuyor hayalin
Sıcaklığın olmayınca
Üşüyorum,ölüyorum...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Ağustos 2006       Mesaj #5460
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İstanbul Kadar Zor, Ankara Kadar Güzeldin



Hayatım iki vasıtalı yollarda geçti.
Bir durakta ayrılık vardı,
Diğerindeyse hüzün.
Ve sen İstanbul kadar zor
Ankara kadar güzeldin.

İlk durakta bindiğim ayrılık otobüsüyle doldu yüreğim.
Sonra hüzün otobüsüne bindiğimde
Acılar, gecelerde bir ay gibi doğuyor,
Güneş gibi batıyordu yıllar birden.
Sürüden ayrılmış bir kuzu gibi
Geziyorum yolumu bulamadığım dağlarda şimdi.
Mecnunun bile hayret ettiği aşkıma
Bir sen inanmadın nedense!
Sen bana Ankara gibi yakın
İstanbul kadar uzaksın

Ey taş kalpli sevgili
Ben seni Ankara’nın soğuk ayazında,
Yılların eksiltemediği
Aksine her geçen saniyede,
Çoğalan bir sevgiyle sevdim.
Biraz dediğin acılardan
Bütün benliğime hak çıkardın.
İsmini isimsiz,
Ancak iki gece yaşadığım günlere yazdım.

Şimdi nur çiçeklerim soldu yüreğimde.
İdamlık sorulara cevap veriyorum.
Ve hiç bitmeyen bir sevgiyle,
Her gün kendimden bir şeyler eksiltiyorum.

Dedim ya
Sen İstanbul kadar zor
Ankara kadar güzelsin
Belki hatırlamazsın şimdi
Hani birer bardak çay içtiğimizi
Oturup sohbet ettiğimizi,
Her ayrılışta bir şeylerimin sende kalışını
Anla da insafa gel desem çok geç
Ben şimdi hüzün otobüsünde günlerimi saymaktayım.
Ve son durağa doğru yoldayım.

Eğer insafa gelirsen bir gün
Ben yine seni
İstanbul kadar zor
Ankara kadar güzel hatırlarım


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya