Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 56

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.363 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
24 Şubat 2006       Mesaj #551
arwen - avatarı
Ziyaretçi
YOLUMUZ BU KADARMIŞ BE KAHVE GÖZLÜM
ARTIK
Sponsorlu Bağlantılar
TERSİNE AKAN BİR NEHİR GİBİ
YIKILMIŞ BİR ŞEHİR GİBİ
SUYA YAZILMIŞ BİR ŞİİR GİBİ
ADIMI UNUT
YALNIZLIĞIN BOŞLUĞUNDA
SENSİZLİĞİN SONRASINDA
BİL Kİ
BEŞ PARA ETMİYOR UMUT...
Moonay - avatarı
Moonay
Ziyaretçi
24 Şubat 2006       Mesaj #552
Moonay - avatarı
Ziyaretçi
Birdenbire

Sponsorlu Bağlantılar
Her şey birdenbire oldu.
Birdenbire vurdu gün ışığı yere;
Gökyüzü birdenbiler oldu;
Mavi birdenbire.
Her şey birdenbire oldu;
Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan;
Filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire.
Yemiş birdenbire oldu.

Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar...
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire.
Orhan Veli Kanık

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
24 Şubat 2006       Mesaj #553
arwen - avatarı
Ziyaretçi



BAKMA ÖYLE SESSİZ DURDUĞUMA
YÜREĞİMDE FIRTINALAR KOPUYOR
SEBEBİ NE SENİN VARLIĞIN NE DE YOKLUĞUN
SEBEBİ BENİM SANA DUYDUĞUM
ADINI BİLE UNUTTUĞUM "AŞK"...
petunyaMeral - avatarı
petunyaMeral
Ziyaretçi
24 Şubat 2006       Mesaj #554
petunyaMeral - avatarı
Ziyaretçi
hep seni düşünüyor
ve senle geçecek günlerin,
hayalini kuruyorsam
seni her gördüğümde
hipodromdaki yarış atından faksızsa
nabzımın atışı
ve sana,
her defasında bi suçlunun
af dileyen gözleriyle bakıyorsam

ben miyim aşkı bilmeyen
yoksa,
sen misin anlamayan...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Şubat 2006       Mesaj #555
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
YOKLUĞUN

Uzaktan hissediyorum seni
Yaşıyorum doyasıya
Konuşuyorum yokluğunla
Sarılıyorum,öpüyorum yokluğunu
Şarkılar söylüyorum yokluğuna


Şiirler yazıyorum ona
Akşam göğsüne yaslanıyorum yokluğunun
Beraber uyuyakalıyoruz yokluğunla
Bazen işten geç geldiğimde
Karşılıyor beni yokluğun


O senden bile vefalı çıktı
Görüyorum beni ne kadar sevdiğini
YOKLUĞUNUN! ...
İçim burkuluyor daha da


Bilmiyorum kavuşabilecek miyiz bir gün
Ama iyi bakıyor bana yokluğun
Gözün arkada kalmasın
Beni çok seviyor yokluğun
SENDEN BİLE! ...


Nasıl Giderim

Gittiğine inanmak istemezki gözlerim
Mademki gitmedin ne bu gözyaşları derse biri ne cevap veriririm
Dudaklarımı ıslatan yağmur bir daha yağsa nasıl yalnız ıslanırım
Giderken hiç düşünmedin mi?
Sabah odama gelse güneş sensiz nasıl uyanırım
Hep korktuğumuz ölüm hani ikimizi birden götürecekti
Şimdi gelse tutsa kolumdan ben nasıl giderim...! ! !


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Şubat 2006       Mesaj #556
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevmekten Gidince

Sen beni sevmekten gidince ben bana borçlu kaldım
Ya sen bana fazla geldin ya ben sana az kaldım
Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur
Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur

Aşk yasaklandı artık halka açık yerlerde
El tutmak yol açıyor diye hesapsız
Susmalara kaldırdık tüm tutuşmaları
Yasak kelime oyunu yapmak
Yalan söylemek mecburi ve serbest ayyuka çıkmak
Artık yağmur sonraları toprak kokmak yok
Tomurcuklanmak günah
Ve bir insan gözü yüzünden 100 gün ardarda uyumamak
Kimse ölmesin diye
Kimsenin aklında her sevdalı verdiği sözü geri alacak
Güneşi ayı ve hatta hiç bir tabiat olayı
Şahit gösterilmeyecek hiç bir sevdaya
Ne deniyorsa onu atacak kalp
Ve süresi 24 saate çıkarılacak meskun mahallerde ağlamanın

Sen sesini alıp gidince ben burda dilsiz kaldım
Ya sen bana fazla geldin
Ya ben sana az kaldım
Gitme bir adım öteye gülüm bir adımda gurbet olur
Gitme bir nefes öteye gülüm her nefes hasret olur


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Şubat 2006       Mesaj #557
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
O An

Sensizliğin en sıcak mevsiminde,
Hasretinle uzanırken sana;
Bir pervasız "merhaba"
Asıldı kulaklarıma.
Sehpada bekleyen bir mahkum olup,
Durdu zaman,
Tam yaşamın sınırında.
Bir an bakındım boşluğa,
Anlamsızca...

Kimin bu umarsız ses?
Kimdi seni göremeyen beynimde.
Kimin bu aşkı tanımayan yürek?
Hangi beyhude mazeret,
Seni hayallerimden,
Apansız azad edecek kadar gerçek.

Omzuma asılan bu el,
İğne iğne batıverdi ruhuma.
Sen, hiç olmadığın kadar yok,
Hiç olmadığın kadar benimken,
Bir nefesle parçalanan resmini,
Kim gözlerime,
Nakış gibi işleyecek.

Kim dokundu bam telime?
Kim bu?
Resitalin tam ortasında,
Kemanımı kıran.
Notaları çivi gibi,
Kalbime kalbime batıran.
Kim bu kim?
Hayallerimdeki
Saltanatını yıkan.

Geldiğini anladığım
İşte o an,
Bir avuç kar olup,
Eridi sevdan.



SEVDİĞİME SÖYLEYİN

Ey gece!
Sevdiğime söyle;
Yanındayım ben hep,
Onunla yüreğim, ellerim, gözlerim...
Ara sıra, o da düşünsün beni,
Karanlık çöktüğünde...
Kimbilir, bir yıldızda birleşir yüreklerimiz belki de...

Ey rüzgâr!
Sevdiğime söyle;
Sen savururken umutları, diyardan diyara,
Toplasın yerlerden hayallerimi,
Bassın bağrına sevgiyle...
Kimbilir, hayaller gerçekleşir belki, onun eli değdiğinde!

Ey yağmur!
Sevdiğime söyle;
Her toprağa düştüğünde sen,
Gözlerim eşlik eder sana,
Bilsin, ona söyle.... Bilsin ki,
Her yağmurda hatırlasın beni...
Tutsun damlaları, yüzüne sürsün.
Öpsün damlalar dudaklarından özlemle...

Ey deniz!
Sevdiğime söyle;
Köpük köpük sahiline vurduğumu,
Unutmasın bıraktığı yerde durduğumu,
Her martı çığlığında, çınlasın sesim,
Yüreğinin en derinliklerinde...

Ey hayat!
Sevdiğime söyle;
Onsuz bir anlamın olmadığını,
Söyle ona, deli divane bir gönlün,
Kuytularda ağladığını... Ve...
Onu unutmadığını, unutmayacağını...


arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
25 Şubat 2006       Mesaj #558
arwen - avatarı
Ziyaretçi
BİR MAVİ GECEDE BAŞLAMIŞTI SEVDAMIZ
VE MAVİYE ÇALMIŞTI BÜTÜN UMUTLARIM O GECE
UNUTTURMUŞTUN BANA KARANLIĞIN SİYAH OLDUĞUNU
VE GÖZLERİNDE FARK ETTİM İLK KEZ
BÜTÜN GECELERİN MAVİ OLDUĞUNU

BİR MAVİ GECEYDİ O
BÜTÜN GECELERDEN GÜZEL
BİR MAVİ GECEYDİ O
BENİM İÇİN ÖMRE BEDEL
VE SONRA...
BİR GİDİŞİN VARDI Kİ
MUTLULUĞUMA İNAT
BİR GİDİŞİN VARDI Kİ
KIRILDI İÇİMDE KOL KANAT
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Şubat 2006       Mesaj #559
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ilık rüzgarla gelen bir müzik sesiyle dalıverdim uzaklara; "Aşık olmak günahsa ben bir günahkarım, pişman değilim tanrım…" diyordu yumuşak bir ses… bir sızı saplandı ilk önce kalbime… sensizlik yüreğimi yakıyordu, sana hasrettim… sarı kurumuş yapraklar arasında yürürken rüzgarın yüzüme vurmasıyla kokunu duydum sanki…yalnızdım… mutsuzdum, sen yoktun… ebediyen gitmiştin… Şimdi yanımda olsaydın kollarınla beni sarar, yüzüme dağılan saçlarımı parmaklarınla düzeltirdin.. iki taraftan kulaklarımın arkasına sıkıştırır, "Böyle daha güzel aşkım"derdin… yüzüme düşen saçlarıma tuzlu gözyaşlarım karışıyor şimdi. "Sakın ha ağlama, seni birgün bile ağlarken görmek istemiyorum" derdin bana… şimdi bir yerlerden bakıyorsa gözlerin üzülüyorsundur… ama gözyaşlarıma söz geçiremiyorum sevgilim... Hani biz sonsuza kadar mutlu olacaktık? Hani birbirimizi terketmiyecektik? Neden beni tek başıma bırakıp gittin aşkım.? Kaza haberin geldiğinde inanamadım… evimizden nasıl çıktığımı bile hatırlamıyorum… hastanede seni öyle kanların içinde baygın bir şekilde görünce dünya başıma yıkıldı… elini tuttum ve sen gözlerini açtın "Sakın ha! Sakın elimi bırakma" dediğin zaman bile "Gözlerindeki ormanda yağmur yağmasın" dedin… yanaklarımdan süzülen sicim gibi yaşlar yüzüne döküldüğünün farkında bile değildim.. ameliyathanenin kapısına kadar elini hiç bırakmadım ve mecburen elini ayırdılar benden… saatlerce o odada kaldın… çıktığın zaman komadaydın… doktorlar ümitsizce gözlerime bakıyordu… seni odana götürdüler.. neydi, neden o makinaları vücuduna bağlamışlardı.? Sen yaşayacaktın.. beni bırakmayacaktın yemin etmiştin..yavaşça elimi elinin üzerine koydum.. hiç kıpırdamıyordun… günlerce başucunda bekledim… farkında bile değildin… hep uyuyordun… yanında seni beklerken; geçirdiğimiz günler bir film şeridi gibi gözlerimden geçti… beni kızdırmaların, sinirletmelerin ve ondan sonra gönlümü almak için bütün evi ben yokken çiçek bahçesine çevirmen… doğumgünlerimizde birbirimize aldığımız müzik kutuları… hani son doğumgününde sana mavi bir kazak almıştım da hemen giyip mankenlik yapmıştın ya ve ben seninle dalga geçmiştim sen de pastayı alıp yüzüme yapıştırmıştın ve sonra da bütün evi pastayla alt üst etmiştik… ne kadar deliymişiz, ne kadar aşıkmışız… mavi kazağını son gördüğümde kanlar içindeydi.. kaza günü onu giyiyormuşsun meğer… çok sinirlettin beni, nasıl çıkacak şimdi kazaktaki kan lekeleri? Olmadı şimdi, iyileşir iyileşmez kazağını sen yıkayacaksın.. onu sana ben aldım atmak olmaz ki… Hala uyanmadın… bir hafta geçti hiç bir kıpırtı yok…doktorların biri gidiyor biri geliyor.. söyledikleri hiçbirşeyi artık anlamıyorum.. bu arada o yağmurlu gün geldi aklıma.. bisikletlerle yarış yaptığımız o gün.. hani ani bir yağmur başlamıştı da eve zor yetişmiştik.. balkonda durup yağmuru izlerken bir gün bebeğimiz olursa ismini Yağmur koyalım demiştik… bizim yağmurumuz yaz yağmuru olsun demiştik… Ve bir gün daha geçti işte, yanında sen o yatakta hareketsiz yatarken bir gün daha geçti… elim elinde.. ve başım yatağın yanında, kendimden geçmişim.. ve aniden elin elimde kıpırdadı.. aniden kırmızı, şiş gözlerimi sana çevirdim… ve gözlerini açtın… o halinle bile gülümsüyordun bana… dudaklarına küçücük bir öpücük kondururken sessizce gözlerimden yine bilinçsizce tuzlu gözyaşlarım dudaklarına düştü… kızar gibi yine baktın bana… "Tamam" dedim "Ağlamıyacağım…" Gözlerime baktın buğulu… hiç beklemediğim bir anda dudakların kıpırdamaya başladı "Affet beni" dedin, "Birbirimizi terketmiyecektik, hala daha da seni terketmedim ama…." dedin ve gerisini duymak bile istemiyordum, parmaklarımla dudaklarını kapattım, "Konuşma, yorulma, sonra konuşuruz" dedim ama başınla "Şimdi" dercesine işaret ettin… "Şehre inmiştim, yıldönümümüz için beğendiğin tek taşlı pırlanta yüzüğü alacaktım, aldım da… yanında 25 tane gül vardı, arabanın torpido gözünde yüzüğün, koltukta da güllerin vardı" dedin… ve devam ettin "Hayatımda geçirdiğim en güzel yılları seninle paylaştım, gözlerim, kalbim hep yanında olacak, arabadan emanetlerini almayı unutma" dedin bana… gözlerimdeki yaşları artık durduramıyordum… "Bir dahaki sonbahara yürüdüğümüz yolda yanlız yürüyeceksin ve çok güçlü olacaksın, beni affet aşkım seni bensiz bırakıyorum, seni canımdan çok seviyorum, son bir öpücük ver bana" dedin ve bir elim elinde bir elimle alnını okşarken istediğini yaptım dudakların sıcaktı ve aniden makineden ince bir ses geldi, elin elimden kopuverdi…. Gözlerin yavaşca kapandı…. Doktorlar koşup geldiler… öylece orda kalıverdim hareketsiz kaldım, donmuştum, sen yoktun artık… doktorlar seni götürdüler… artık sen yoktun, yanlızdım.. Ve şimdi sensiz geçen ilk sonbahardayım… yürüdüğümüz yolda kurumuş yaprakların arasında tek başınayım. Arabadan bana getirdikleri emanetlerimin biri evde diğeri parmağımda… yüzüğünü yaşadığımı sürece parmağımdan, güllerini yatağımın yanından hiç ayırmayacağım… mavi kazağını yıkadım, temizledim… yastığının üzerinde duruyor.. Hazan mevisimi, hüzün mevsimi… aşk mevisimi.. ayrılık mevsimi… Kulağımda bana söylediğin şarkıyla yürüyorum tek başıma söz verdiğimiz gibi sarı yapraklı yolda....

"SANA RÜYA DIYEMEM, SENDEN UYANAMAM KI
NEREDE OLURSAN OL, SENINLEYIM BEN SANKI
BULUTLU GÜNEŞIMSIN, SEVGILIMSIN BENIMSIN
YAZ YAĞMURUM, KIŞ GÜLÜM, NEŞEMSIN KEDERIMSIN
SENINLE DOLU DÜNYAM, GÜNDÜZÜM GECEM SENSIN
ÖLSEMDE AYRILAMAM, BENLIĞIM RUHUM SENSIN..."

Biliyorum her an her saniye benimlesin, beni izliyorsun. Iyi ki şarkılar var ve şiirler. Sen sözünü tutmadın, beni bırakıp gittin. Belki birgün aşkım... Bu yağmurlar diner ve biz yine birlikte oluruz hiç ayrılmamacasına.

"HER YERDE HATIRAN VAR, HERŞEY SENINLE DOLU
HERŞEYDE SENIN IZIN, BU YOL AŞKININ YOLU
ALAMAZ BIN SEVGILI KALBIMDEKI YERINI
SANKI IÇIMDE AÇAR BU SARMAŞIK GÜLLERI.... "

Iyi ki şarkılar var...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Şubat 2006       Mesaj #560
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BELKİ SEN YOKSUN




Belki de sahiden bırakacaksın beni.


belki de ben bırakılması elzem

en zararlı alışkanlığım.
Belki bir hata idi benle olmak
ve hayaller kurmak.
hayallerin hepsi de
işkembe-i kübradan sallanmış şeyler
ki sırf belki de sırf




senin ellerini tutmak


ve ensene arkadan


bir öpücük kondurmak için

belki de.




belki de dünya zaten dönmüyor,

ve Pakistan'da binlerce kişi ölmedi depremde




ve donmuyor kalanları.


Şırnak'ta sevgi yok belki de,
elleri ve yüreği olan bir sevgi.





belki de küre zaten yok


ve zaten ısınmamakta yüreği,

erimemekte buzulları,
yükselmemekte denizleri.

Telef edilmiş kuşlar,
ve hatta kuş gribi yok belki de.

Belki gökyüzü bile yok.

Belki sen yoksun,




belki de ben.

Belki ve belli ki
biz yokuz sade bu dünyada,
sevgi var bizden öte
öteden beri.




Son düzenleyen Blue Blood; 25 Şubat 2006 09:53

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya