Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 561

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.642 Cevap: 12.492
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #5601
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar
Ağlardı Kız Kulesi


Dilimden düşen iki kelime
Sessiz bir tarihti
Meryem Ana’nın kız kardeşi
Üsküdar’da masum bir bakire
Gülümserken simsiyah gecede
Gördüğüm ışıklı bir aydı
Çivilenen puslu semada
Oturmadan evvel karşısına
Aşinaydım ona
Yalnızlığımla
Yüzümün kırık aynalarından
Düşen elem taneleriyle
Geçmiş zaman masallarını
Aşıp gelmiş eklenmiştim geceye
Aykırı değildim
Hem sakin ve huzurlu,
Kız Kulesi bir efsane miydi?
Ama aşıktık hiç yoktan
O bir şehri İstanbul güzeli
Edası yok kimsede
Mağrurdu olabildiğince
Çok geçmeden bir martının kanadı
Çığlık çığlığa acıtırdı bizi
Yanardı içimiz
Ağlardı Kız Kulesi

Şarap şişelerinde bir şölendi
Masal yaşamım, gerçekliğim
Balıkçı tekneleri
Yakamozlarla süslerken geceyi
Ellerimin buz kesmişliğiyle
Savrulurdu tütünün en efkarlısı
Onun dingin narin gövdesine
İstanbul’aydı şiirim sevdam
Kız kulesi üşürdü yalnızlığından
Ben ağlardım

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #5602
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ah Yine Mavilerde Bu Deli Yürek..

Sponsorlu Bağlantılar


bütün soruları silmek istiyor yüreğim
anlamını yitirdi hepsi bir bir..
bildiğim sana,
maviye hasretliğim
sol yanım maviye tutsak...

mavi de sensin.. sol yanım da

sen yoksun...
mavilerim saat kadranına,
umutlar bir sonraki vuruşa
gülüşleri hiç sorma..
gece mavilerindeyim...
sabahı yudumlamak sevdasına..

Diyorsun ki;
Gece ne kadar mavi olursa olsun
gün ışığını gizemine sarmalar
mavi ne kadar yaşanasıdır o zaman?

Gün batımı kızıllığı
ve
mavi ötesi dokunuşlarda
hangi çizgiler barındırır kaçak yolcu yüreğimi?

ama örtse de karanlık
zifiri renksizliğiyle
yine de tüm gece mavilerine,
gün-batımlarının en yakan kızıllığına inat
bir yerde solarken
hiç dokunulmamış dokunuşlarda,
bin yerde
halâ gün ışığı olacak bu korsan sevda..

tüm gün batımlarına karşı
yaşayacak yüreğinde
hiç solmayacak mavilerim
tek yürek..
tek beden..
ve mavinin tüm coşkusu...

Teşekkürler sevdam...
sunduğun her mavi dokunuş,
ve umuda kesmiş her vuruşu için yüreğimizin...

...En Sol yanım
Ve İsmi yasaklanmıslığım...
Nerdesin?
Yokluğunda yüreğini soluyup,
Aşkına her rengi yazdığım
Resim resim yüreğime işlediğim sevdam...
.........
Seni Seviyorum...
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #5603
kambis - avatarı
Ziyaretçi
GİTTİĞİN GECE
renklerin maviden siyaha
vedaların şarkıya döndüğü
bu gece
seni yitirdiğim
ayaza vurmuş kış gecesine
ne kadar da benziyor
gün yorgunu kaldırımlar
ve yollar
aynı adreslere taşırken
kapı gibi aralanan gökyüzünden
göz yaşlarıma karışan
deli dolu
sensizlik yağar
şimdi
yokluğunu
siyah bir elbise gibi kuşandığım
bu gecede
yüreğimde hüzzamın hasat zamanıdır
Atila IŞIK
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #5604
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Senden Vazgeçemediğimin Resmidir



Gökten yağmur yağınca yıldızlar bile dökülmeli
Saçlarını devirdiğinde yana ben silkelenmeliyim
Bakışlarını çevirdiğinde her nereye orada bitmeliyim
Gülümseyişlerini sevdiğim, bir bir not etmeliyim
Gözlerini bir yudum su gibi her an içmeliyim

Seni düşününce birdenbire titremeliyim
Senin girmediğin uykularımı bölüp, rüyalarımı silmeliyim
Uyanır uyanmaz her sabah
Seni alıp aklıma uzun uzun düşünmeliyim

Sen gidince yanımdan ben ölmeliyim
Sen gelince artık ben olmamalıyım
Ya sen gitmemelisin ömrümden sevdiğim
Ya da ben senden ayrı kalmamalıyım, yaşayamamalıyım.
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #5605
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


Çözemedim Seni...

Bu sabaha yine İstanbul'la başlamalı...
Yüreğimde İstanbul...
Gözümde İstanbul...

Bu sabah çıkmalı evden,
Üsküdar'da yürümeli...
Kız Kulesi'ni seyretmeli
Sahilde üşümeli...
Gözünde titreşen yaşlar
İçinde gelip gitmeli dalgalar...
Deniz gibi engin
Deniz gibi dingin
Aniden bi rüzgâr
Ve...Deniz gibi hırçın...
Ufak çocukları izlemeli,
Şefkatinden bir yudum isteyeni;
Önce paylaşmalı
Sonra koşarak iskeleye varmalı
Atlamalı vapura,kederini savurarak
Balıklarınkine denk bi özgürlük tutkusuyla...

Beşiktaş'a gelince kalabalığı izlemeli uzun uzun
Kalabalığa karışmalı...
Kalabalığa inat,yâlnızlığı tatmalı...
Düşünceler boydan aşkın,
Ayaklar bildiğini okumalı...
Ortaköy'e varınca
Yahyâ Efendi'ye çıkmalı...
Manzara enfes
Nazarlar keskin...
Kabarmalı hisler
Kabardığı gibi denizin...

Sonra kıyıya inmeli
Bi o yana gitmeli bi bu yana
Yurdunda yetim kalmalı
Toprağında garip
Kendini denize savuracakmış gibi duran,
Ortaköy Camii gibi;
Hüzünlenmeli biraz...
Sonra ümitsizliği bi kenara itip
Ve dayanamayıp buram buram kokusuna
Bi kumpire tav olmalı

Çeşit çeşit simâlar mı istersin?
Taksim'de buluşmalı
Yerlisi,yabancısı
İstiklâl Caddesi hıncahınç...
Çatlamış elleriyle dilenenleri mi,
Simit parasına saksafon çalanları mı istersin?
Sıkıntı mı bastı?
Doğru Tophane'ye arşınlamalı...

Yurdum insanı mı istersin?
Atlamalı bi minibüse...
Beyazıd'a gitmeli,Şişhane'den,Haliç'ten...
Teyzeler yemek tarifinde
Gençler meşin-top peşinde
Dedeler hey gidi eski günler hey derken
Bi selam çakmalı Sultanahmet'e...
Gülhane'de soluklanmalı
Yürümeli oradan,
Eminönü'nde yemeli balık ekmeği
Ekmekten çok çehrelere doya doya...

Yetmedi mi İstanbul manzarası?
Yüzü Suriçi'nde yıkamalı...
Ne idim,ne oldum demeli,
Seyre dalmalı...
Yürekte lâhutî hisler...
Şöyle bir silkelenmeli;
Karşında Koca Eyûb,
Sultan makamında...
Haşmet yücelere yaraşır;
O havayı solumalı
Temizlenmeli,arınmalı
Türbenin ışıkları yeşil...
Gönüllerin dinginliği,gözlere yansımalı...

Oradan Fatih'e
Büyük Hükümdara varmalı
Şükretmeli Yaradana,
Bu toprakları bizim yapana
Vesile olanın hemen yanıbaşında...

Hava kararmaya mı başladı?
Şehre köprüden bakmalı...
Boğazın boynunda gerdanlık
Avrasya'nın belinde kemer
Peşpeşe inciler gibi ışıkları,
Suya vurmuş akisleri
Hemen karşıda Beylerbeyi,
Az ileride Yıldız Sarayı
Bu günü de böyle tamamlamalı...

Ah İstanbul...
Seni izlemeye yürek mi dayanır? ..
Sevensin,hem sevilen,sevdiren...
Yâr mısın,yâren misin
Düşman mısın anlamadım! ..

Bilmem ki sende niceleri saklı kalır;
Kadıköy rıhtımında,
Elinde bir demet çiçek
Bir genç kızın uçuşan hülyâları mı?
Harem'den evlâdını gurbete salan
Bir ananın yürek sızısı mı?
Kuşkonmaz'da mendil satan
Yorgun ihtiyarın ekmek parası mı?
Otobanda trafiğe takılanların duası mı;
Çamlıca'dan Yeditepe'ye savrulan
Bir tefekkür nidâsı mı?
Dert misin,derman mısın?

Ah İstanbul...
Seni destan yapmalı
Üzerinde sevdiğin kokusu,
Bi mektup misâli seni sinede saklamalı
Denizinin sularına gözyaşlarını katıp
Yâren bellemeli seni İstanbul,
Sırdaş bellemeli...
Sana açmalı sende duçar olunan derdi
Sana fısıldamalı acıyı,kederi...
Yürek senle atmalı...

Her gün umudu ekmeğe katık yapıp;

Bu sabaha yine İstanbul'la başlamalı...
Yüreğimde İstanbul...
Gözümde İstanbul...
Ruhsar Pekşen
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #5606
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İçimden Geldiği Gibi



Pazartesi sendromu bitmek üzere şu saatlerde,
İnsan iç huzurunu yakalamışsa bir kere,
Yığınla işin üstesinden neşeyle gelebilmekte,
Hayal kırıklıklarına eyvallah edip,
Kendine güvene her daim "Merhaba" diyebilmekte...

Evet, bir daha yaşayamıyacağım nitelikte,
O en değerli saatlerim geçti bugün de yine.
İçimde varolmanın müthiş enerjisi ve sevinci,
Ümitle bakmaktayım gelecek günlere...

İçimden gelen duyguları paylaşmak istedim şuan sizinle dostlar,
Hani derler ya:" Damdan düşenin halinden yine damdan düşen anlar,
Her ne kadar gelmiş olsa da sonbahar,
Benim gönlüm her zaman ilkbahar...

Bazen coşar bu gönlüm kabına sığmaz,
Bazen de boşver aldırma der, akıl sır almaz,
Açmışım yine çenemi korkarım kapanmaz,
Koptu yine bu gönül dostlar,
Bağlasalar durmaz...

Bence insan her zaman kendisine çıkan bir yokuştur,
Kendi iç dünyasında kendi eksileriyle boğuşur.
Değilmi ki çiçeği yeşerten hava, güneş ve sudur,
İnsanı yaşatan da işte bu gönül coşkusudur...

Sana sesleniyorum ey İstanbul duy sesimi
İşte budur Nil'in gönlünün sesi
Dilerim dostlar şuan hepiniz atarsınız tüm stresinizi,
Doyasıya tadına varmaya çalışıp hayatın, eksik etmezsiniz,
Gönlünüzden yüzünüze yansıyan o eşsiz gülümseyişinizi....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #5607
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Varlığını Mühür Gibi Bas Ruhuma



Rüyalarım kadar durgunsun bugün
Saçların anılarım kadar dağınık
Sokaktaki çocuklar kadar mutsuzsun bugün
Çehren kırık bir dal gibi kırık
Yollar kadar sanki yorgunsun bugün
Bedenin tek başına sanki kalabalık

Ama gitme ömrümden, yeter ki varlığını bileyim
Yüzünü göreyim yeter
Saçlarını savurmasan da olur
Bakışların isterse duvar gibi olsun/Razıyım
Umut vermesin gözlerin bana
Masmavi bir denize dalar gibi
Dalarım gözlerine
Kime ne..
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #5608
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Aşklama

Şaraptı rakıydı şuydu buydu
Kişi esrimeyi bir aşkta tatmalı ilkten
Dedim ya ondan gayri korkuluğa güvenemem
İçtiğim hep aşktı benim gerisi tortu

Sevişik iki keçi yumukgöz oğlağına
Özüne aşk sızmış o sütü emziriyor
Yumurtasını bir kovuğa koyarken
Aşkı da koyuyor anaç zargana

Aşk mavisi tükendiyse o boşuna denizde
Bil ki diken diken bir çamurla örtülüdür sığlığı
Niye enez bu zambak diye sordular mıydı
Aşksız geçen günlerinde örselenmiş,de

Aşk bürünmeseydi de bak hiç şakır mıydı
Şu bi damlacık isketeye ta gagadan kuyruğa
Kişi gönlünü yitirdi mi ne yüzle çıkar sokağa
Yaşamda nesi varsa aşk işte onun adı

Ansıyın aşkla yağdı da sular
Ondan kokulandı ıtır çekirdeklendi elma
Doğayla el ele bizi üreten bir sevgi var
Evrende en soylusu sezdim ki bu çoğalma
Horozdan Korkan Oğlan
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #5609
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


Ama İstanbul


Ömrümün son baharında
Sana gelişim neden İstanbul?
Dostlarımı bırakıp
Sana koşuşum neden?
Yeni bir hayata başlamanın zorluğuna katlanmak
Olumsuzluklara rağmen
‘Ama İstanbul’ demek neden?
Nedir beni sana çeken?
Martıların,
Denizin, boğazın mı?
Kalabalığın, koşturmacan
Kim kime dımdımalığın mı?
Taşı toprağı altınlığın mı?
İslambolluğun mu?
Minarelerin mi?
Buram buram tarih kokan
Güneşin batışını
Denizden seyretme sevdası mı?
Anadolu, Rumeli Hisarı
Yoksa Üsküdar mı?
Ah İstanbul!
Ah hayal şehir!
Sende kış nasıl yaşanır bilmem
“Rabbim! Beni girilecek yere
Doğru bir girdirişle girdir.
Ve çıkarılacak yerden
Doğru bir çıkarışla çıkar.
Ve katından bana
Yardımcı bir kuvvet ver.”
Demekten başka,
Ne gelir elden?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ağustos 2006       Mesaj #5610
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Maviye Bürünsün Hayat



Hayat gözlerime bir çöp gibi batıyor bazen
Derin bir uykuya gömülmek istiyor bedenim
Tüm dünyadan soyutlanmak istiyorum adeta
Kaldırımlardan kahkahaları gelmesin kadınların
Komşu evlerden çocuk ağlayışları duymayayım
Ağaçların yapraklarını döküp, kuruduğunu görmeyeyim
Yağmurda koşarak ıslanan hüzünlü insanlar olmasın

Dalayım öyle bir uykuya ki
Rüyalarımda gülümseyen çocuklardan, umutlu yüzlerden
Gür ormanlardan, beyaz papatyalardan,
Rengarenk kelebeklerden, masmavi gökyüzünden,
Gecenin karanlığında ışıldayan yıldızlardan
Başka bir şey olmasın...

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya