Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 568

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.611 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5671
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İlkyazda

Sponsorlu Bağlantılar


Sen bir şarkıyı yorumlarken
Ayaklarım yerden kesilir benim
Yedi kat göklerde dolaşırken,
Başım bir yıldıza çarpar
Akkor kesilir bedenim...

Sen bir şiiri yorumlarken
Bense gök kuşağına binerim
Yüreğim kıpır kıpır bir kuştur artık!
Dağın, vadinin üzerinde
Yağmurla yarış ederim…

Sen bir resmi yorumlarken
Boyalar canıma karışır benim
Figürler egemen zaman ve mekana
Yer-gök türkü çiçeğidir
Yeşerten sensin güzelim...

Sen sustuğun vakit ilk yaz yok artık
Berekette biter, sevda da biter
Birden çöküverir kış ve karanlık
Şarkısız, şiirsiz, resimsiz bir dünyaya dökülür
Kanatları kırılan türküler...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5672
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BİR VEDA HAVASI

Sponsorlu Bağlantılar
Vakit tamam, seni terk ediyorum.
Bütün alışkanlıklardan öteye...
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum.
Doymadım inan, kanmadım sevgine.
Korkulu geceleri sayar gibi,
Birden bire bir yıldız kayar gibi,
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşk sabittir gülse hiç dermedik
Bul kendini kuytularda hadi dal
Sen bir suydun, sen bir ilaçtın.
Hoşçakal iki gözüm hoşçakal.

Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sıcaklık
İncinen bir hayatın yarasıdır
Kalacak tüm izlerin hayatımda
Gözümden bir damla yaş aktığında
Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan
Kan tarlası gelincik şafağında
Ölümse korktum savaşsa hep kaçtım
Vur kendini korkularda hadi al
Seninle bir bütün olabilirdik
Hoşçakal iki gözüm hoşçakal


Yusuf Hayaloğlu

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5673
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
MASALLAR=
tarih kokuyor gözlerin
saçlarınsa çocuksuluk
sana bakarken özlüyorum seni
seni özlerken yaşıyorum sanki
belkide cezanım senin
sense ödül belki bana
seni öyle seviyorum ki
öyle seviyorum işte
konuşamazcasına suskun
öyle seviyorum seni...
bulutlar güneşe ben sana yangın
gece sabaha ben sana dargın
özlüyorum seni
seninle avunmayı,ellerini tutmayı
özlüyorum;
öylesine özlüyorum ki
öylesine işte...
çocuksuluğumun elinden tutu vermişim
götürmüşüm ucu olmayan
MASALLARA....
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5674
kambis - avatarı
Ziyaretçi
akşam erken iner mahpushaneye



Akşam erken iner mahpushaneye,
Ejderha olsa kar etmez.
Ne kavgada ustalığın
Ne de çatal yürek civan oluşun,
Kar etmez inceden içine dolan,
Alıp getiren hasrete.
Akşam erken iner mahpushaneye
İner yedi kol demiri,
Yedi kapıya.
Birden ağlamaklı olur bahçe
Karşıda duvar dibinde.
Üç dal gece sefası,
Üç kök hercai menekşe
Aynı korkunç sevdadır
Gökte bulut, dalda kayısı
Başlar koymaya hapislik
Karanlık can sıkıntısı...
Kürdün gelinini söyler maltada biri
Bense voltadayım ranza dibinde
Ve hep olmayacak şeyler kurarım,
Gülünç, acemi, çocuksu...
Vurulsam kaybolsam derim
Çırılçıplak bir kavgada.
Erkekçe olsun isterim,
Dostluk ta düşmanlık da
Hiçbiri olmaz halbuki,
Geçer süngüler namluya,
Başlar gece devriyesi jandarmalara...
Hırsla çakarım kibriti...
İlk nefeste yarılanır cigaram.
Bir duman, kendimi öldüresiye.
Biliyorum "sende mi?" diyeceksin.
Ama akşam erken iniyor mahpushaneye.
Ve dışarıda delikanlı bir bahar,
Seviyorum seni,
Çıldırasıya...
ahmet arif
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5675
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İmkansız

Kağıt kalem kaldı öğlece elimde,
Yazmak istedim ne varsa gönlümde,
Seninle aramızda bir şeyler var bende,
Direndim, durdum anlatmak imkansız.

Gözlerim dolu dolu, saat sabahın beşi,
Kimi horluyor, kiminin yanında eşi,
Kim ki beni benden alıp götüren kişi,
Uğraştım nafile, anlatmak imkansız.

Boğazım düğümlendi hafızam nerede,
Aklım fikrim kalmış maalesef sende,
Seninle el ele son verdik bu derde,
Uğraştım olmadı, anlatmak imkansız.

Kaderin önünde yuvarlandık durduk,
Göz göze gelip seninle bir bütün olduk,
Nihayet gönlümüze bir sahip bulduk,
Seni, şiirlerimde anlatmak imkansız
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5676
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Sen ve ben biz olamadık yar,
nereye gitsem sen, hangi yöne baksam sen,
her şarkıda andığım sen, her yüzde biraz daha sen, sen boyadım dört bir yanı, nefesimde bir tek sen..
Yokluğunun karanlık zindanlarındayım, bileklerimde aşkının prangaları, dizlerim tutmuyor gözlerim görmüyor, baktığım her yerde senden bir iz, ne yana dönsem adın takip ediyor...
Sen kokuyor tenim, kalbim sana ağlıyor...
Ben yürürüm yana yana
Aşk boyadı beni kana
Ne âkilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Gözyaşımdan sakınırım seni her damlada yüreğime düşersin, gözümden kıskanırım seni, benden başkası görmesin, yüreğimden sakınırım seni, benden başkası sevmesin... Sensiz buralarda divaneyim, gönlümün çatısı yıkıldı viraneyim, mutluluk düş oldu avareyim, sensiz bu gönlü ben neyleyim...
Gâh eserim yeller gibi
Gâh tozarım yollar gibi
Gâh akarım seller gibi
Gel gör beni aşk neyledi
Gözlerim senden başka göze deymedi, ellerim seni aradı gök kubbede, senin sıcaklığından başka sıcaklık bilmedi, yüreğim bir sana aktı kor ateşlerde, başka bir cana yanmadı, duy sesimi, bak gözlerime bu can sensiz hiç uyumadı...
Ayrılık; ateşten gömlek giymekmiş, yakan, kavuran, aşkına ruhunu adayan bu ateşten gömlek değil çıkarıp atayım, yeni bir ruh da canıma can katayım, gömlekten ateş giymişim, mümkün değil yüreğimden söküp atayım, seninle nefes alıp kendimi bulayım.
Akar suların çağlarım
Dertli ciğerim dağlarım
Şeyhim anuban ağlarım
Gel gör beni aşk neyledi
Gel artık bu ayrılık yetti canıma, ben seninle güldüm, sensizlikte soldu gönlümün gülü... Seninle cenneti gördüm, sensiz cehenneme sürgün, gel son kez olsun seni göreyim, gözlerimde sen varken son nefesimi vereyim.
İstemiyorum sensiz doğan günü, tan vakti öten bülbülü, karanlık gecelerin mahkum sürgünü, sensizlik öldürüyor bu garip gönlümü...
Ya elim al kaldır beni
Ya vaslına erdir beni
Çok ağlattın güldür beni
Gel gör beni aşk neyledi
Baharda çiçekler açmış bana ne, yaz günü susuz kavrulmuş gönlüm kime ne, yüreğim sensizliğin çöllerinde, dinmesin nefesin sen gelmedikçe....
Sen; bir dokunuşunla canıma can katan, sen yokluğunda kor ateşlerde yakan, sen son nefesimde dua olup akan, sen varsan ben varım...
Yokluğunda soluksuz bu can......
Ayşe Manav
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5677
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İmkansız Aşk




Falcı kadın yalan söylüyor yalan
Bizi birbirimiz için yaratmış Tanrımız
Nasıl mümkün değilse
Yıldızları toplamak gökyüzünden
Öylesine imkansız bir şey aşkımız

Kurudu gölgesinde oturduğumuz ağaçlar
Bahçelerde sevdiğin çiçekler kalmadı
Sadece hatıralarda ebedi olan
Vazgeçemediğimiz, unutamadığımız
Onlar bile bize yar olmadı

Unut benden kalan ne varsa
Unutmak tesellidir yalnızlığın
Güneşi bir kadeh şarap gibi içip
Delicesine sarhoş olmak
En güzel tarafı imkansızlığın

Ümitlerimiz fırtınalı denizler ortasında
Bir hurda teknedir şimdi
Dalgalar dünden daha zalim
Rüzgar daha hoyrat
Ne bulut var ufuklarda ne gemi

Mevsimler toz pembe değil
Gündüzler gecedir, geceler zindan
Güneşin doğmasını beklemek boşuna
Boşuna artık medet ummak
Taş kalpli zamandan

İnan ki! Kırılmış bir ayna gibi
Paramparça, kırık dökük aşkımız
Çaresizliğin, ümitsizliğin türküsü
Türkülerin en içlisi, en hüzünlüsü
Büyük aşkımız
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5678
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
(NEYİME YETER)
şu dakikadan sonra neyime yeter gözlerin?
yetişirmi parçalanmış,kırılmışlara ellerin
nasıl beslenmişse yanlızlığa gurbetle
ve büyümüş sancıları gece
nasıl ağlamışsa gözlerim üşümüşse ellerim
boşver boşvermişliğinle
erimiş içim akmış gözlerime boşver
dört mevsim ağlasan ne olur artık
beşinci mevsimim olsan neye yarar yazık
yüzün ayım olsa geceme
girsen delik deşik uykuma her geceme
şu dakikadan sonra neyime yeter bana
dökülen yaşlar
eski bir müzik neyime yeter...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5679
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Suçlama beni böyle bırakıp
gidiyorum diye
bağrımı yakan bir yaradır
bu ayrılık şimdi

Bil ki kanımdadır sevişmelerin yangını
öylece girerken gecenin bağrına
taşıyorum sımsıcak gülümseyişini

Yaşanan günler hayatı oyarak
gedikler açıyor
durulur mu artık durgun sularda
bekleyerek seheri

Talan ediliyor bahar ve aşk
öyle bir soyun ki duracak gibi değil
vurmazsak eğer kendimizi yola

Yaşamak zorunlu kurtarılırsa eğer
bahar ve aşk
ve şimdi hayat acı yeşil
bir kader renginde

Hayatın ve sevincin kaderinin alt ettiği yer
kavganın ortasıdır
ki umudun çiçeklenişi
aşkın yengisidir bu

Söylenecek bSuçlama beni böyle bırakıp
gidiyorum diye
bağrımı yakan bir yaradır
bu ayrılık şimdi

Bil ki kanımdadır sevişmelerin yangını
öylece girerken gecenin bağrına
taşıyorum sımsıcak gülümseyişini

Yaşanan günler hayatı oyarak
gedikler açıyor
durulur mu artık durgun sularda
bekleyerek seheri

Talan ediliyor bahar ve aşk
öyle bir soyun ki duracak gibi değil
vurmazsak eğer kendimizi yola

Yaşamak zorunlu kurtarılırsa eğer
bahar ve aşk
ve şimdi hayat acı yeşil
bir kader renginde

Hayatın ve sevincin kaderinin alt ettiği yer
kavganın ortasıdır
ki umudun çiçeklenişi
aşkın yengisidir bu

Söylenecek bütün sözler
sevincin ve sevdanın
savunulmasına dairdir
ve şimdi onlar
yaralarını saracak
birilerini beklemektedirler

Ey anısıyla kalbimi yakan
kederlenme hemen
ve suçlama beni
böyle bırakıp gidiyorum diye
ütün sözler
sevincin ve sevdanın
savunulmasına dairdir
ve şimdi onlar
yaralarını saracak
birilerini beklemektedirler

Ey anısıyla kalbimi yakan
kederlenme hemen
ve suçlama beni
böyle bırakıp gidiyorum diye
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5680
kambis - avatarı
Ziyaretçi
GİT... ME
pınarları kurumuş gözler
kederin resim çizdiği bakışlar
ve
dokunulsa kırılacak dallar gibi yüreklerin olduğu
yerlere gideceksin
oralarda
ölüm gibi yalnızlıkta
yarasaların kuşattığı gecelere
kara basanlar gelir
bölünür en tatlı yerinde uykular
kefen gibi sarılacaksın yalnızlığına... git... me
baharın gelmeyi unuttuğu sokaklarında
çığlıklar kol gezer
biliyorum oraları... git... me
avucunda saklamaya çalıştığın kar taneleri
ve çeşmeden eline değen
su damlası kadar gerçekten uzak
varlık yokluk arasında yaşanacak her şey... git... me
yediveren gülleri gibi
her yeni gün doğumunda
tomurcuklanmaya durur oralarda vedalar... git... me
şarkılar şiirler veda kokar
türküler ayrılık üzerine
adresler hep yok yerlere çıkar... git... me
bir dağ gibi çökecek yalnızlık yüreğine... git... me
Atila IŞIK

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya