Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 573

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.655 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5721
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Güz Bahçesi

Sponsorlu Bağlantılar


Altın sarı yapraklarda
Hayatın son kez yansıyan ışığı
Solarken yüzümde
Şiir
Kirlenen bir su gibi çıkıp gidiyor hayatımızdan.
Üzerinde unutulan meyvaları şarabî nar ağacı
Çiçeklerini anımsayan kim kaldı
Altmış yıllık çam, nasıl
Bu denli kıyıda kalabildiğine şaşkın
Orman oynamaz mı yerinden
Portakallar birer güneş olup yükselmez mi güz bahçesinden?
Ilık toprakta taze güz çimeni
Soluğuyla nemleniyor yüzüm
Asmada kalmış bir salkım
Son kırlangıcın şırası
Hüzün, güz bahçesinde kızkardeşim
Kameriyedeki ıslak sırada
Çocukluğum tarlalarda
Leylek peşinde

Uzakta, göğün ve denizin griliği içinde alevler
Arıtımevi bacalarında parlayan bayraklar
Ayva dallarıyla karışan fındığın dibinde
Henüz çürümemiş bir tane
Sincabım nerde, ben nerde!
Bu güz bahçesi sonu hayatın
Baharı bir daha görmek
Uzun, uzun bir gecede beklenen leylek
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Ağustos 2006       Mesaj #5722
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Rüzgârın Dilinden Gülümser Hâlâ

Sponsorlu Bağlantılar


Onun adı çiçekti ve bulvarlar
Baharla çalkalanırdı o yürüdükçe
Başaklar hışımla çoğaltırdı tanelerini
Bereketli bir umut tarlasıydı gülüşü
Adı bir çağlayanın kepire dökülüşü
Türküleri ateşten ve hüzünden biçilirdi
Özlemle tomurcuk vururdu gözlerinde
Kaç körpecik baş sunulmuş yarınlar
Dirençler yaprak yaprak boy atar akşamlarında
Ki onun adı rüzgâr
Kaç denizi ateşe vermiş öfkesi
Yemyeşil bir düğünde coşturur bozkırları
Dağ kesilmiş kederler diz çöker bakışlarında
Halaya durur sarı
Sonra ansızdan yitti
Bir isyan şarkısına karıştı sesi
Derler ki
Filistin askısında ölümle alay etti
Derler ki
Rüzgârların dilinden gülümser hâlâ
Bilinen son adı kardelendi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #5723
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hüznün Anlayışı



tut ki bir yalnızım ben
tut da kurtulayım bu soğuk bahçeden
hızla geçti günün arzuları
hızla geçti gecenin dinmeyen anıları
sabır taşını ikiye böldüm
geçtim binbir acıdan umuttan

ayışığına muhtacız dedim dinlemediniz
duaya muhtacız selâma muhtacız
muhtacız bahara bahar sabahına

tut ki bir yalnızım ben
esintine muhtacım ey ulu rüzgâr
bana bir sır gerek şafak vaktinden
hatırama başdönmesi

hüznün anlayışını isterim
ey hüzün anlayışını isterim
badısabanın sabahla dostluğunu
badısabanın sabahla savaşını isterim
ey badısaba ekmeğini aşını isterim

isterim hızla geçen arzuyu
bu dansın çağrısı beni bulur beni arar
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #5724
kambis - avatarı
Ziyaretçi
KAÇAK YOLCUYA BENZER YASAK SEVDAM
sabahın aydınlığı doğarken
deli bir poyrazı alıp arkasına
Kızkulesi’nin yanından geçen vapur
güvertesinde seni taşır
mavi bir karanlığa benzeyen deniz
denizin üzerinde vapur
ve vapurun üzerinde rüzgar
rüyadan uyanmış kayıklar
hangisinden atıldığı belli olmayan ağlar
yaşlı ve derin çizgiler kaplı yüzlerinde
sadece umudun ışığı gözlerinde
poyraza aldırmayan
sıcak yürekli
kayıkçılar arasından geçen vapur
kaçak bir yolcu gibi
güvertesinde yasak sevdamı taşır
mavi bir karanlığa benzeyen deniz
denizin üzerinde vapur
ve vapurun üzerinde rüzgar
mavi karanlığın üzerinden
köpükleri bırakıp ardında
tohuma özlemli topraklar gibi
güvertesinde seni taşıyan vapur
limana yanaşır
Atila IŞIK
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #5725
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İnci Tanem



Mutluluk bana uzaktı
Bakışların bir tuzaktı
Sevmek bana yasaktı
Mecnun oldum inci tanem.

Gülüşün kalbimi çaldı
Hasretin beni sardı
Güzelliğin aklımı aldı
Mecnun oldum inci tanem.

Sana kavuşmak dileğim
Seni özler yüreğim
Beni sevdiğini bileyim
Seni seviyorum meleğim.

Rüyalarımda sen varsın
Sevdam dağları aşsın
Kalbimdeki bitmeyen aşksın
Mecnun oldum inci tanem.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #5726
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aylı Karanlık



saklı tuttun saklı tutmanı sevdim
en karanlığa açılan kapını sevdim
yüzümü döndürmek için az mı
denizler dalgalar az mı yangınlar bulutlar
geldi savruldu üstüme geldi yıkıldı

bir nice batık taşlara gemilerim
yıkılmış ağaçlara bir nice gölgelere
gemilerim dedim beni alır götürür
onun kıyısına bırakır onun ülkesine
koskoca bir uykunun ardında
bir ormanın ardında karıncaların

olmadı mı en çok onu sevdim
saçlarını kurutmaya yaz güneşi
olmadı mı ellerini sevdim gülüşlerini
ateşler yaktım ısındım karanlığında
yoluma çıktıkça gözlerinin akşamı
ne ürkek ne büyük olduklarının akşamı

sevdim çağrıladım ben seni geceler
günler yalnız olduğumun kıyılarında
aydınlığı sürüp giderken yan yana gelmelerin
dedim elleri kimbilir kimin elinde
saçları dudakları kimbilir kimin
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #5727
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İncinen Gurur



Pencereden baktığımda görüyorum;
Senin yüzün, incir yaprağında.
Senin ürkekliğin,
Duvar üstünde yürüyen,
Bir kedinin kıvraklığında.

Aynada dururken, görüyorum;
Kırmızı öpüşün, sol yanağımda.
Dişimi fırçalarken senin ağzın,
Serin suların berraklığında.

Rakı devrilmiş masalarda yokluğun,
Veya benden önce kalkıp gitmişliğin;
Gece boyu dolandığım barlarda.
Sarhoşlara tekrarladığım adın;
Balıkçı kahvesinde, çorbacıda,
Kenarlarda...

Dökülmek istemiyorum, hayır!
Çingene çiçekçiler,
Habire yaltaklandığında;
Bilmediğim soruların açtığı çukuru,
Yalanlarla doldurmak istemiyorum!

Seni kaybettim galiba...
İki taşın arasında kaldım!
Bu, benim hatam değildi,
Seni ben çok geç tanıdım!

Derin acılar bahçıvanı,
Yüreğime ne ektin böyle?
Aşk, korkağını bağışlar mı,
Söyle?..

Aramak ne kötü, herkeste seni,
Her gözde bulup yanılmak seni!.
Ah turuncu rüyalar güzeli!
Hem kendini yok ettin,
Hem beni...

Başka ne acıtabilir içimi,
Yaşım kırkı devirmişken,
Seni böyle patavatsızca sevmişken,
Ve tam aynayı güneşe çevirmişken;
Başka ne?..

Seni vefasız aşklara bırakıyorum
Yüzümü kırılan bardaklarda ara...
Düşünme, ben ne olurum?
Sanırım, bir daha onarılmaz,
İncinen gururum...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #5728
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir Martiyi Aglattin Sen



bir martiyi aglattin işte
bir çocuk garanti intihar eder artik
kütür kütür küfrediyor gece imanima
bir yaprak kirilip suya düşüyor
su yaralaniyor su kaniyor şelale!

ah nasil titredim tensiz
bir piyanist büküldü sanki
kesişen ayrişik dogrular gibi
çarpişiverdim yüzünle. Yüzün
öyle düzgün suna bir elyazisi
yüzün yüzüme aksedince
yüzün ayna alnimda
yüzün uzun hüzünlü bir alinyazisi!

bitmemiş bir ömrün yalanisin
sen: kabuslarimin tabiri
çocuklugumun arta kalanisin!
öldürecegim kendimi dudaklarinla
dudaklarin etle, şehvetle seferber
sen! bana inen son kutsal kitap
son fakir yatir
son aciz peygamber!

bir martiyi aglattin işte
bir çocuk garanti intihar eder artik
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #5729
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İncinmek



Öyle kolay ki incinmek
Yeterli buna tek bir söz
Olası mı söyleyememek.

Yeniden kurardım dünyayı
Mümkün olaydı eğer,
Tertemiz bir yaprak misali.

Gönlümce yazardım beyaza
Dilediğimce incitmeksizin
Oysa bahar çoktan erdi yaza.

Ardından sonbahar
Acımasızca bastıran kış
Gömülür kalır karlara umutlar.

Yeşerir mi?
Kim bilir?
Uzatır mı başını dünyaya
Yarı çekingen, yarı utangaç, yarı ürkek
Yüzüne çarpacak, soğuktan korkarak!

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Ağustos 2006       Mesaj #5730
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gözyaşları Da Çiçek Açar



Ellerimi dokunduğum her yerde
Çığlık çığlığa kıvranıyor hayat
Ve ölen arkadaşların giysilerini
Bir kere daha dürüp koyuyor analar
Çamaşır sandıklarına
Gözyaşları da çiçek açar

Bugün yurtyeri olsa da acılara
Kayaların en sarp yerlerindeki
Kırlangıç yuvalarını andıran alnın
Bir gün terli bir gelecek uçuracak
Sabahlardan akşamlara kadar
Gözyaşları da çiçek açar

Ansızın oyuna başlayan çocukların
Sesleri kadar canlı ve huylu
Sevinçleri kadar taze ve acemi
Bir duruş kuşatır seni o zaman
Gözyaşları da çiçek açar

Başını dayadığın ağaç dalı
Bak hafifçe eğildi toprağa doğru
Uyuyan bir çocuğun soluk alışını
Dinler gibi kendini vererek
Yaklaş yüzünü örse de acılar
Boynundan ter boşalan herkese
Gözyaşları da çiçek açar

Yaklaş, yüzünü örse de acılar
Ve nasıl yakalarsa toprağı kök
Suları renk, dalları kiraz
Sen de öyle yakala hayatı
Yürü kol kola canıma değsin
Gözyaşları da çiçek açar

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya