Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 583

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.666 Cevap: 12.492
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5821
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar
sagatirnak İstanbul’a Ağıt / Hüsrev Hatemi is12
Kaybettiğim eski İstanbul bir gün
Yaşlı, hasta bir beyefendinin,
Terekesinden çıkacak
- vefatından hayli sonra -
Ben o günü sanmam ki göreyim
Fakat o gün geldiğinde
Büyük bir sarı zarf içinde
Üstünde "muhibbim" filan beyefendiye
İthafıyla yaldızlı bir kent
Yarı küflenmiş fakat olağanüstü güzel
Zuhur edecek bir evden...
O zaman kentimiz çoktan,
Hani erkek çocukları ürperden
Hımar tıraşından geçerek
İmar görmüş tepeleriyle
New İstanbul olacağından
İş işten geçmiş olacak
Sadece gönül sahipleri umarım
Derinden ve insanın içine işleyen
Bir musıki duyacaklar kısa süre
Beton tepeler üzerinde...
"İşte onların mahvolmuş yurtları". kare

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5822
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İşte O Zaman Gel

Sponsorlu Bağlantılar


Hiç ummadığım bir anda, hiçde beklemediğim!
Ya sabahın ilk ışıklarında, ya da bir gün batımında.
Ellerinde vereceğin bir demet çiçek olmasada,
Adını verdiğim yıldız, semadan kayıp düşmeden gel.

En olmadık bir anda, vakti tayinsiz bir zamanda!
Ya bir karakışta, ya da yeşeren bir baharda,
Yırtıp atmış olsanda sana yazdığım mektuplarımı;
Gidişinde diktiğim fidanlar, bencileyin kurumadan gel.

Yağmur öncesi bulutlanmada, sonrasındaki toprak kokusunda,
Ya kırık bir gökkuşağında, ya da çakan bir şimşekde.
Çektirdiğimiz resimlerde, biz çok genç kalmış olsakda!
O çok sevdiğim gözlerime kara perdeler inmeden gel.

Uzun uzun daldığım... dalıpda hayallerini kurduğum,
Ya bir deniz sahilinde, ya da bir uçurum kenarında!
Bana söyliyecek sözün, yüzüme bakacak yüzün olmasada,
Yüreğimde yaktığın sevdanın ateşi küllenmeden gel.

Dört mevsimin mutlak birinde, ilk veya sonbahar farketmez!
Güneş eriyip, gök dürülmeden, yer sarsılmadan, öfkesinden.
Kabri nerededir? diye dosta düşmana sormadan; üzülülerek,
Sadece senin uğruna atan kalbimin, kıyameti kopmadan gel.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5823
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Rüzgâr



selim 1
Güneyden esiyor rüzgar
Hicran kelimeleri düşüyor gönlüme
Sokak ortasında bırakılmışım
Yüz üstüyüm, üzerimden adım adım
Umudun enkazı geçiyor
Yağmur yağıyor rüzgarın
Sır saklayan dudakları arasından


Kaldırımlarda yağmurla intihara durmuş yapraklar
Kalabalık içinde üryan
Kalabalık içinde umarsız
Muştular sunuyor rüzgar
Kim okur kim dinler
21. asrın fay hattında
bir tren garında
Yahud kirli otobüs terminalinde
Naçar kalmışlığımla ben
Puslu bakıyorum dünyaya


Çoluk çocuk mesai geçim telaşesi
Başını eğerek geçiyor rüzgardan
Güneyden esiyor rüzgar
Rahmetin önü sıra müjdeci rüzgar
Şemsiyeler kapı artlarında eller tetik
Suratımda patlayan dağılan bir yaprak
Ömür bitiyor dünya fani
Salkım saçak rüzgar, rüzgar, rüzgar
Rüzgara karşı yürüyorum
Yüreğimi duldalayacak bir söze muhtacım


Varsın bende bilsin sırrını yaprak
Varsın sırtımdan vursun beni
Bir selam kılsın yeter
Asri zamanların andlarında beni…
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5824
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İstediğin Gibi Olsun




Aşk, beslenmek ister, duygularla beslenmek,
İlk defa aşk dilendim senden,
İlk defa gururumu hiçe saydım,
Ellerimle bütün duygularımı toplayıp önüne serdim.
Biraz uğraşsaydın sen de severdin,
Hatta sevmemek için uğraşmasaydın.

İstediğin gibi olsun bal gözlü sevgili,
Gerçekten istiyorsan tabi.

Sevin güzelim ben yokum hayatında bundan böyle,
Ne ben ne de o saçma mesajlar,
Ötmeyecek bundan böyle benim adıma cep telefonun,
Tutmayacak ellerini ellerim,
Ellerin sana soracak "o nerde?"
Cevap veremeyeceksin,
"Gururum engel oldu" diyemeyeceksin,
Belki bir süre sen de şaşıracaksın,
Alışacaksın ama bir süre sonra,
Başka bir sevdaya yelken açacaksın,
Benim gibi delice seven bulamayacaksın,
Sen de şaşacaksın sen de şaşacaksın.

İstediğin gibi olsun bal gözlü sevgili,
Gerçekten istiyorsan tabi.

Şiirlerin olmayacak bundan böyle buram buram,
Mertlik kokan sevda kokan,
Hem bu şiiri de sen okumayacaksın hiç bir zaman,
Bu da bana kalacak her şey gibi,
Hayal gibi, ızdırap gibi, hasret gibi.

İstediğin gibi olsun bal gözlü sevgili,
Gerçekten istiyorsan tabi.

Hani bana öğretmiştin ilk günlerde şu cümleyi,
"SEN NASIL İSTERSEN"
Tamam gülüm sen nasıl istersen!
Tabi ki hiç bir şey olmaz sen istemezsen


İstediğin gibi olsun bal gözlü sevgili,
Gerçekten istiyorsan tabi.
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5825
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
sagatirnak İstanbul / Ziya Osman Saba is31
Seni görüyorum yine İstanbul
Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan
Minare minare, ev ev,
Yol, meydan.

Geliyor Boğaziçi’nden doğru
Bir iskeleden kalkan vapurun sesi,
Mavi sular üstünde yine
Bembeyaz Kızkulesi.

Bir yanda, serin sabahlarla beraber,
Doğduğum kıyılar: Beşiktaşım.
Baktıkça hep, semt semt, yer yer,
Beş yaşım, onbeş yaşım, ah yirmi yaşım!

Durmuş bir tepende okuduğum mektep,
Askerlik ettiğim kışladır ötesi.
Bir gün bir kızını benim eden
Evlendirme dairesi.

Benim de sayılmaz mı oralar?
Elimi tutar gibi iki yanımdan,
Babamın yattığı Küçüksu,
Anamın toprağı Eyüpsultan.

Önümde, açık kollarıyla boğaz,
Çengelköy’den aktarma Rumelihisarı.
İstanbul, İstanbul’um benim,
Kadıköy’ü, Üsküdar’ı...

Gün olur, Köprü ortasında durur
Anarım, Adalar’da çamların uykusunu.
Gün olur, Beyoğlu’nu özler içim,
Koklamak isterim Tünel’in kokusunu.

Bulut geçer üstünden,
Gemi gelir yanaşır
Bir eski türküdür, kulağıma fısıldar,
“İçi dolu çamaşır.”

Göğünde tanıdım ayın ondördünü.
Kırlarında bilirim baharı,
Herşey içimde, herşey,
İstanbul yadigârı.

Bir daha görüyorum seni dünya gözüyle,
Göğün hep üstümde, havan ciğerlerimdedir.
Ey doğup yaşadığım yerde her taşını
Öpüp başıma koymak istediğim şehir! kare
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5826
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İstedim




Ne bir dal istedim
Yanıp giden ormanlardan
Ne de bir an istedim
Kaybolan yıllardan.

Çünkü benim sevgim
Ne bir dal kadar basit
Ne de bir an kadar kısa

Ben ormanın tamamını istedim
Çünkü sen ormandın
Ve geçen bütün yılları istedim
Çünkü sen benim ömrümdün
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5827
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yağmura baharın sükûnu



hikaye 2
Bir bulut tut
bir yanı mavi olsun
bir yanı isyan
mavi gözlü isyan okunsun
denizin ayaklarımı öptüğü yerden
isyan olmaklığı varsa baharın...


Bir rüya tut
besmeleyle sığınılan kardeşinden ölümün
geldiği gibi gitmeyen
gitmeyen ve gitmeyen
dostların olsun
yüreğin
imanın
tılsımına inandığın sağ yanın
ümit kervanlarına yoldaş
rüya, bahar, kardaş...


Bir öfke tut
biraz asi
mütevekkil biraz
ne yönden eseceği
belirsiz bir rüzgar
bir dağ yamacı uğru
ve umudu taşısın bulutlar
öfkene yağmur düşsün
yağmura baharın sükunu...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5828
arwen - avatarı
Ziyaretçi
İstemem




İstemem bilme
Senin için akan gözyaşlarımı
Çaresizliğimi savrulurken
Ordan oraya
İstemem bilme,
İçimde kopan fırtınaları
Yanışını yüreğimin alev alev
Çektiğim acıları, gözlerine bakarken
İstemem bilme,
İyiyim derken her hücremin acıdığını
Boğazımda düğümlenen hıçkırıkları
Duyma istemem,
Senin için ölmek istediğimi
Bilme istemem,
Tekrarı olmayan bu dünyada
Senin için yaşadığımı
ANLAMA İSTEMEM...
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5829
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Sana Dair…
Ulvi GÜVENÇ

Ben seni ancak kaybettiğimde sevebildim
Gittiğinde hissettim teninin sıcaklığını
Dudaklarının ıslaklığını…
ve gittiğinde tanıdım içimdeki seni
içimdeki senle yaşadım günlerimi
içimdeki senle söndürdüm gecelerimi
içimdeki sana fısıldadım aşka dair tüm cümlelerimi
içimdeki sana isyan ettim ıstırabında yokluğunun
içimdeki sana sarıldım efkarımın demlendiği anlarımda
içimdeki senle yürüdüm eski tren yolunda
içimdeki senle uyudum;
sonbahar gecelerinde ıssız bir bankta…
erkekler ağlamaz derler ama
içimdeki senle ağladım ben;
her görüşümde Ankara trenini ikinci peronda…

ben seni değil;içimdeki seni sevdim galiba!

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5830
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hoş Geldin Ölüm Ve Tatlı Korku

Her akşam çekiyorum
Bir yorgan gibi
Ağır ve ıslak bu korkuyu
Gözlerimin şulesi sönmüş
Ve doluyor çukurları güzelce
Ölümün o efsunkar toprağıyla
Duruyorum ve dinliyorum
Sessizliği ve derinliği
Şu varlık nasıl bir şey
Var iken var olmamak

Bir gün apansız salıvermek
Bütün çiçeklerle
Kireç rengi bir yüzle
Zamanın durağan ve de gafil
Fırsat veren bir yanında
Ölüm geliverir sessiz ve soğuk
Kansız bırakır ellerimi
Yorulur ve yorgun düşer
Gencecik kaküllerim
Yorulur işte ölüm rüzgarının önünde

O zaman bir tebessüm kurtarır
Asil ve onurlu bir tebessüm
Korkaklığımdan ürkekliğimden

İşte sevmek: hoşgeldin ölüm

Gündüzün solgun yüzü
Her akşam karanlığın zifiri bakışında
Beklenen o anda
Kurutan damarlarda
Tüm sevinçleri hevesleri
Ve oluk oluk akan kanımı damarlarımda
Tılsımıyla gelen gülümseyen

Yine itiraf ediyorum:Hoş geldin ölüm

Taze bir akşam oldu yine
Silik ve cansız ışıklar altında
Aslında analar hayat doğurmuyormuş
Analar cocuklarla beraber
Ölümü doğuruyormuş
Her insan = bir ölüm

Yine baygın bakışlarım var
Ve hülyalarımda yine fırtına
Hiç dinmedi ki bu poyraz
Ve bu zamansız rüzgarlar
Bu çalkantıda belli olmuyor
Karışıyor istemeden
Gözbebeklerim beyazına
Bu telaş kıyamet telaşı
Ne bayaz var ne de siyah

Şehla bakışlarım ne kıymet ifade eder
Bu mevsim ...gözden düşmüş yaşamak
Herkesin ölümü gibi olmasın istiyorum
Her geçen mevsim aynı değil

Benim yaşadığımı sanıyor tüm dostlar
Hayır ben yaşamıyorum
Bir basmak geriden: yaş-la-nı-yo-rum
Ben yine rutin yine aynıyım

Her nefesini hissedende ensemde
Sanki keskin bir bıçağı ısırıyor dişlerim
Tuz daneleri kaçıyor gözlerime
Ve kezzap dökülüyor yarlarıma
Her akşam usulca kıvrılıp yatağıma
Derinlerden gelen bir ses
İnceden inceye beynimi deliyor
Deliyor deliyor
Sanki helezonlar oluşuyor
Gözlerimin ışıkları gidiyor
Ölüm hoşgelmiyor
Bir heyula duruyor karşımda
Yine de hoş geldin ölüm

Eskisi gibi değil geceler
Derin değil tenha değil
Issız bir yoldayım
Ve yağmur yağmıyor
Ben şiir yazamıyorum
Ve mevsimlerden güz değil
Neden böyle neden
Çizemedim şeklini
O tatlı korkunun.

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya