Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 588

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.655 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5871
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Nefretin Şiiri
Herkes gitti
Sponsorlu Bağlantılar
Bir ben kaldım.
Herkes gitti
Bir ben kaldım.

Yaşamı,
Yaprakların arasından çıkardım.
Nefret ediyorum,
Çaresizce öfkeliyim herkeze;
Nefret tohumları ekiyorum gövdeme.

Herkes yok.
Sessiz bir mezarlığı andırıyor evim.
Işıklar yok
Adımlar yok
Bu yalnızlıktan bunalıyorum.

Herkes gitti.
Bir hapishane hücresine çakılı gibiyim.
Artık günleri saymaktan iğreniyorum.
Ne biçim bir müzikti,
Pis kokulu ağızlardan dinlediğim.

Sözler...
Kimse vermesin artık.
Sözler...
İnanmıyorum sizlere.
Gülmeyin öyle salak salak
Hepinizden nefret ediyorum işte.

Güven bana...
Güvenmem sana.
Zamanı özenle avuçlarımda biriktirip
Fütursuzca harcadınız.
Asla!
Güvenmem size.

Oyun bitti.
Çaldı gonk zili.
Oyun bitti.
Papaz, sakallarını kesip, bara gitti.
******, Rahibe Teresa' yı canlandırıyor.
Ölüm kuytularda kıvrılıp,
Odalarda gizleniyor.
Ne biçim hayat bu!
Nefret ediyorum...

Herkes gitti.
Herkes gitsin banane.
Artık ben gitmek istiyorum.
Terketmek.
Öldürebilmek sessizliği.
Vahşet istiyorum isyanlarda.
Bir bayrak çekip,
Alnının tam ortasına
Onu en mutlu anında
Katletmek istiyorum.

Terketti beni,
Herkes.
Yalancıktan cümlelerinide aldılar yanlarına.
Artık o aptalca gülüşlerden getirmeyin.
Aman sizin olsun meşhurluk
Sosyete cakacıları,
Boşboğaz, tınkırdayan kelleler...
Hepinizin trans-andantalını
Ben gördüm be!
Hepinizin içi boş.

Herkes gitsin.
Bir ben kalayım.
Herkes defolup gitsin...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5872
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
---CANTANEM---

Sponsorlu Bağlantılar
An olur, deli sevdamin suskunlugunu yüklenirim bir basima.
An olur, bulusur yüreklerimiz en masum sevda yollarinda.
Umut ki, bitivermis daha yolun en basinda...
Ne yolumdasin ne yolsun sen bana...
Bilmezdim isiksiz yollarda umuda kavusmanin yorgunlugunu,
Bilmezdim, umudun bir rengininde siyah oldugunu.
CANTANEM


Gece olur, en parlak yildiza takilir dalar gözlerim...
Gece olur, aniden kayar gider yokluguna yildizim.
Gölgen ki, düsüvermis kalbime..
Ne yakinsin ne uzaksin sen bana.
Bilmezdim hayalinin aynalarda da konustugunu...
Bilmezdim, gözlerinin gökyüzünde de durdugunu.
CANTANEM


Gün olur, buz dagindan kopan bir buz parçasi kadar soguk,
Gün olur, isitir evrenimi günesimin içime çizdigi ufuk...
Sevgin ki, yakivermis atesiyle,
Ne sicaksin ne sgðuksun sen bana..
Bilmezdim sevginin de atesten bir gül oldugunu..
Bilmezdim, gökkusagininda çiçek gibi soldugunu.

CANTANEM

Mevsim olur, damarlarimda dolasan kan cehennem sicaginda kavrulur.
Mevsim olur, yüregimde kopan firtinalar kizgin çöllere savrulur.
sefkatin ki, sarivermis ruhumu...
Ne ellerindeyim ne ellerimdesin sen bana
Bilmezdim yagmurun suyuda hasretiyle kuruttugunu,
Bilmezdim, çölde gezinen yarali bir ceylani yüreginden vurdugunu...

CANTANEM

Nese olur kahkahalarla agladigima güler geçerim...
Nese olur, mutlulugu martilarin sesinden dinlerim.
Gülümseyis ki, dönüvermis hiçkiriga içimde...
Ne yalansin ne dogrusun sen bana...
Bilmezdim bir gülümseyisin kadehlerde gözyasi sundugunu.
Bilmezdim, dudaklar gülümserken yürege kan doldugunu.

CANTANEM


Son olur, ayrilik heceleri bir bir kiyiya vurur...
Son olur, sözler biter siirler nagme nagme konusur.
Adin ki siir oluvermis dudaklarimda,
Ne askimsin ne canimsin sen bana.
Bilmezdim her aldigim nefeste ölümü soludugumu,
Bilmezdim, canimsin dedigim minik kusumun kafesinden kanatsiz uçtugunu...

CANTANEM

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5873
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Devir değişti
Artık sokaktan çağırmıyoruz kadınları
Kalplerimize.
Mendilini yada kitaplarını düşürmüyor bayanlar
Otobüslerde.
Şimdi e-mailler çağı zaman
e- postalaşıp , sevişiyoruz.

Eskiden komşu kızı arabesk şarkılar çalardı
Radyosunda.
Eskiden sınıflarda aşk mektupları yazılırdı
Kitapların içleri sevda sözleriyle çizilir
Dağıtılırdı.
Artık elektronik posta adresi veriyor kızlar
Tuvalet kapılarının arkasında

Makbule teyzeler çöpçatanlık yapardı
Böylece hayır işleyecek bir işleri olurdu
Şimdi boş boş oturup dikiş tutturuyorlar
Onların da yerini wepsearchpage’ler aldı.

Şimdi asl’eyle başlıyor sevdalar
O tut-i gül dilleri tükendi
Boş resimlere aşşık oluyor oğlanlar
Dijital chat köşelerinde

Oğlanlar gece vakti, internet köşelerinden çıkıp
Giriyor evlerine
“Ana kız istemeye gideceğiz, hazırlan.”
“Nereye oğul?”
“Alamanya’ya.”
Ana yazmasını düzeltir, şaşırır:
“Alaman kızını nereden buldun oğul?”
“İnternetten ana, internetten.”
“Bre oğul, intornet midir,
ne şeytanın oyuncağıdır,
elin kızı gelin getirilir mi eve?”
“Çok seviyoruz birbirimizi ana çok,
Bana resmini gösterdi
Bir görsen...”
Cigdemcan - avatarı
Cigdemcan
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5874
Cigdemcan - avatarı
Ziyaretçi
TAHİRLE ZÜHRE MESELESİ

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil,
bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte
yani yürekte.

Meselâ bir barikatta dövüşerek
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken
meselâ denerken damarlarında bir serumu
ölmek ayıp olur mu?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.

Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yani Tahiri Zühre sevmeseydi artık
yahut hiç sevmeseydi
Tahir ne kaybederdi Tahirliğinden?

Tahir olmak da ayıp değil Zühre olmak da
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5875
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Öyle bir hayat yaşıyorum ki ,
Cenneti de gördüm, cehennemi de
Öyle bir aşk yaşadım ki
Tutkuyu da gördüm, pes etmeyi de
Bazıları seyrederken hayatı en önden
Kendime bir sahne buldum oynadım
Öyle bir rol vermişler ki
Okudum okudum anlamadım.
Kendi kendime konuştum bazen evimde
Hem kızdım hem güldüm halime
Sonra dedim ki " söz ver kendine "
Denizleri seviyorsan, dalgaları da seveceksin
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin
Öyle bir hayat yaşadım ki, son yolculukları erken tanıdım
Öyle çok değerliymiş ki zaman
Hep acele etmem bundandı
Anladım...flowers1419qd2bg
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5876
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çiçeklerde Bahar Neşvesi

Bahara koşuyor bütün insanlık.
Sanki her tarafta Hızır gezinmiş;
Bozgunlar yaşıyor artık karanlık,
Öteden dünyaya ışıklar inmiş..
Ve akıllar kalb rengiyle bezenmiş...

Semâileşmiş köy, kent, ova, oba.
Eski üstareler dönmüş seraba;
Elveda elveda son ızdırâba!
Başlamış maziden âtfye geçiş,
İlhada ikbal, beyhude bekleyiş.
Dün gezip her yerde göz boyayanlar.
Dolaşıp her gün şeamet yayanlar;
Kalkıp yoka merdiven dayayanlar;
Onlar me'yûs, merdiven de devrilmiş.,
Asırlık yalanlar yere serilmiş...

Bülbüller ötüyor şimdi her yerde.
Bir bahar neşvesi var çiçeklerde;
O masmavi gelecek az ilerde.
Her çağlayan âb-ı hayat kesilmiş.
Ermek için bütün ruhlar gerilmiş.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5877
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GÜL MEVSİMİ GELİNCE


Azap tohumu yeşerecek, çile çiçek açacak
Yayla zambakları güne bakacak,
Ümit vadisinde sevgi pırıltıları
Tebessüm dağıtacak
Mutluluğun adını, huzurun tadını
Herkes duyacak, duyuracak;
“Gül Mevsimi” gelince...

Anadolu dile gelecek, tarih konuşacak
Elele gönül gönüle bitmeyen bir hizmet başlayacak
Bozulan bağlara, yorulan yollara
İhtiyar dağlara yeniden can gelecek.
Nezaket zarafet, nefaset bereket
Sağlık ve afiyet, hürriyet adalet
Hayatın adı, mutluluğun tadı olacak;
“Gül Mevsimi” gelince..

Gül ile bülbül, kelebek ile sümbül
Zamanı mekanı aşan bir atmosferde
Kendinden geçecek, aşkı soluyacak.
Ağaçlar imrenecek, gökten melekler inecek
Eflatun akşamlar, erguvani geceler
Turuncu sabahlara uzanıp
Zaman ezan ezan duracak;
“Gül Mevsimi” gelince...

Söğüt’te bir mezar, Bursa’da bir çınar
Diyarbekir’de Sultan Süleyman
Konya’da Mevla’na konuşacak
Buharalı erenler, Taşkentli yarenler
Gelip geçenler selam duracak.
Üsküp’te bir kermes,
Tiflis’te bir nefes,Bitlis’te bir ses
Görkemli bir medeniyetin ihyası olacak;
“Gül Mevsimi” gelince...

Şehitler tebessüm edecek, melekler görecek
Pörsümeyen bir çağ,eskimez medeniyet
Gönül Sitesi’ni kuracak,dünyayı aydınlatacak.
Sabır, alın teri ve çile
Tarihin çöplüğüne gömülecek hile
“Gül Aydınlığı”nda sevgi ve iman
Gül uygarlığının meşalesi olacak;
“Gül Mevsimi”gelince

“Gül Mevsimi” gelince...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5878
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kır Mührünü


üşüye üşüye yürüyorsun, yürü, tamam!
‘yürümek yürek işidir’ diyordun ve büyümek
sarsıla sarsıla, güllerin ortasından.

sevinçler hıçkıra hıçkıra…
gülüyorsun bin kere, gül, tamam!
sağalt yüreğini, ışısın beyt-i Hûda; ki aşklar,
doğdular, doğar gibi, bir volkanın ağzından.

Mesihî bir ses çarpıyor, dağılıyor içinde;
ürpere ürpere içiyorsun, iç, tamam!
sızlayıp geçiyor sözler; sığmıyor bir yere sevdan.
…kır mührünü dilinin!
susarsa sussun dağlar, neyler biter avucundan.

günleri bir daha bir daha bölüyorsun, böl, tamam!
acıyor büyüdükçe yüreğin, biliyorsun
eksilmek hüzünlüdür,
usulca düşüyorsun zamanın yakasından.

üstüne üstüne geliyor devran ve sen hâlâ üşüyorsun,
hâlâ susuyorsun, kaçıyorsun hâlâ.
sevinçler, hüzünler, geçip… -tamam! -tamam!
bu yangın ikimizindir, karışmasınlar kalbim;
âşina olmayanlar çekilsinler aradan.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5879
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gözlerin Gibi

masmavi deniz gözlerin gibi
sen şimdi bende bir okyanussun
suların sürüklüyor beni sevdaya
sebepsizim aşkta sebepsiz sevdim
yüreğim dayanmaz böyle acıya

masmavi gökyüzü gözlerin gibi
sen şimdi bende inan sonsuzsun
sırların sürüklüyor beni sevdaya
kaç bulutun ardında sebepsiz sevdim
yüreğim dayanmaz böyle acıya
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5880
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yüreğimden ayrılık şarkıları geçiyorsa ,
Gene adımlarım sana doğrudur.
Kırmızı olur akşamlarım,
Kırmızı felakettir derdin!
Felaket ne demek...
...
Odam mum ışığı,
Denizin kokusunu özlüyorsam,
Gene dümeni sana kırmışımdır
Boğulur musum sana her geldiğimde öyle diyordun!
boğulmak ne demek...
...
...
...
Kaç dümen kırdım onun yolunda..
Kaç kez söyle düş bozgunu!
Dumanım biraz sarı
biraz kızılca
Ondan kalan küllerim var
Oynadıkça dağılıyor havaya
titriyorum.
bir o yok!
Oysa ben kaç adım yakınında
Soluğuna titredim
bir tek onun haberi yok!
geriye ölü bir suskunluk bırakacağım
hiç açılmamış yaralardan kanayacak sancısı,
ve gözleri ağır yaralı
heryerde beni arayacak
Boğulmak mı dedim?
boğulmak budur işte
kokum umulmadık düşecek
yanına ıssız bir gece
pişmanlık bir bir kemirecek
ruhunu her bir öpüşte
boğulmak nedir diye sormuştun
boğulmak budur işte.
değil mi?

BOĞULMAK BUYMUŞ İŞTE.

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya