Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 589

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.655 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5881
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ö.L.Ü.M

Sponsorlu Bağlantılar
Hayat sıkmaya başladı artık,
Gidiyorum sensizken sensizliğe,
Bir masal gibiydi sen ve dünya
Bir varmış bir yokmuş diye başlayan,
Ve sona doğru yaklaşılan.
Ölümden korkmuyorum artık,
Korkularımı sende bıraktım,
Ölmekten korkmuyorum artık,
Ben ölümü ilk seninle tattım.
İlk gördüğümde gözlerini,
Dünya sanki cennet oldu bana,
Kalbini tanıdığımda
Düşlerim yoluma çıktı her sokakta
Seninle tanışmam bir anlıktı
Kaybetmem de bir anlık oldu.
Ölümden korkmuyorum artık,
Ölmekten korkmuyorum,
Ben ölümü ilk gözlerinde tattım.
Kaybetmekten korkmuyorum artık,
Ben hayatımı sayende kaybetmeye kalktım.
Ne gurur, ne derman kaldı dizlerimde,
Uğrunda yıllarımı harcadım,
Anlatmaya kalktım aşkımı,
Ya ben anlatmayı başaramadım,
Ya sen anlamamayı başardın.
Ölümden korkmuyorum artık,
Son satırlarını yazıyorum,
Sensiz hayatın.
Ölümden korkmuyorum artık,
Ben uğruna canımı adadım.
Sevdiğim, gözlerin hiç geceleri
Ağlamaktan ağrıdı mı senin.
Hiç elin kolunun,
bağlı olduğu oldu mu,
Sen dünyanın en kalpsiz insanını
Sevdin mi hiç,
Uğrunda ölmeyi düşündün mü,
Bu dünyanın yalan olduğunu,
Geç olsa da anladın mı sen.
Ölümden korkmuyorum artık,
Alıştım ben her gün ölmeye,
Ölümden korkmuyorum işte
Benim ruhum zaten hiç bedenimde değil ki
Senin hep o gözlerini izlemekte.
Ölümden korkmuyorum artık,
Yaklaşıyorum her geçen dakika,
Bu dünyadan göçüp gitmeye.
Ölümden korkmuyorum artık,
Korkuyorum dünyada sana birşey olmasından,
Korkuyorum canının acımasından,
Ölümden korkmuyorum artık,
Son satırları yazıyorum,
Korkmadığım ölüme yaklaşırken,
Sana ve hayata.
Ben hep gülümseyeceğim,
O yaşlarla dolu gözlerimle,
Bulutların arasından,
Sana ve yalan insanlara.!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5882
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
3100530251vd51dw2

Sponsorlu Bağlantılar
Gözlerin geçerken gözlerimden,
Şehir ıslanırdı sırıl sıklam.
Herkes yağmur yağdığını zannederdi,
Bilmezlerdi senin için ağladığımı.
Her bir damlanın gözyaşım olduğunu bilmezlerdi.
Hiçbiri akıl edip de gökyüzüne bakmadı
Baksalardı göreceklerdi
Gökyüzünde tek bir bulut dahi olmadığını
Sen de bakmadın...
Oysa ben yalnız senin için ağladım.

Koca şehir uyuyamıyor kaç gecedir senin yüzünden.
Şimşek çakarcasına bağırıyorum adını gökyüzüne.
Seni sevdiğimi var gücümle haykırıyorum tüm sessizliğe inat.
İsmin yankılanıyor boş sokaklarda
Gözyaşlarımla ıslanan caddeler artık nem değil hüzün kokuyor.
Derdimi anlıyor sanki yıprattığım kaldırım taşları.
Bir sen anlamadın neler olup bittiğini şu koca şehirde.
Oysa ben yalnız senin için ağladım.

Her gece bir yıldız seçiyorum kendime gökyüzünden.
Alıyorum karşıma sen diye konuşuyorum delicesine.
Ne ben ondan bir şey anlıyorum, ne de o benden.
Dayanamıyorum, isyan ediyorum engel olamıyorum kendime.
Boğazım düğümleniyor aniden,
Tutamıyorum kendimi ve ağlıyorum.
Bu şehrin yağmurları böyle başlıyor işte.
Yağıyorum şehrin üstüne usulca.
Gözyaşlarımla her zerreye dokunan ben bir tek sana dokunamadım;
Oysa ben yalnız senin için ağladım.

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5883
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
beni bana ver

sarhoşum
al gecenin rüzgarını koynumdan
beni bana ver...

görmekten korktum
yoktum yedi rengin hiçbirinde
bir jilet değiyor bileğime
beni bana ver...

"ne oldu can " diyor kayahan
bir hercai büyüyor
uykusu kaçmış dizelerimde
dünüm yok / adresim her şiirde
çiçek adları verdim sana
beni bana ver...

martı seslerine emanet ediyorum seni
İstanbul'u taşırken içimde
ovarım yaralarımı zamanın külünde
açılsa da her virajım uçurumuna
bilirim hacmim ne değerim ne
beni bana ver...

ödedim kefaretini aşkın
seni gören gözlerimle
beni bana ver ne olur
yollar bitti içimde...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5884
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mavi deniz

Uzan ey mavi deniz
Ruhumdaki o engine
Sararıp solan şu beniz
Dönsün masmavi rengine

Alev alev yanan gönlüm
Serinlemek sönmek ister
Izdırapla geçen ömrüm
Özlemlerine dönmek ister

İçsem içsem bir mey
Silsem hayat sıkıntımı
Duy beni dünya hey
Kaldır gönül yıkıntımı

Geçince ömür ağır ağır
Günler aylar seneler
Talih vurdumduymaz sağır
Neyleyim dünyayı verseler

Uzan ey masmavi deniz
Gönlümdeki o engine
Sararıp solan şu beniz
Dönsün mavi rengine
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5885
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bi baksan süzülsen içimden doğru
Tek tek aralasan kapalı kapılar ardındaki yalnızlığımı
Bi gülümsesen umarsız asiliğime
İnatçılığımı utandırsan.
Bi ağlasan amaçsız başkaldırışlarıma
Gözlerindeki incilerde durulsam
Fatih misali değil
Kılıçsız, tüfeksiz feth etsen gizli kentlerimi
Sen içimden geçsen, rüzgarında kendimi bulsam
Adaklarımı bir senin yüreğindeki
Gönül ağacımın dallarına bağlasam
Şirin’i, juliet’i kıskandırırcasına sevsem seni
Baharım sen olsan
Cemrem sen olsan düşsen topraklarıma
Uykum sen olsan
Ekmeğim, suyum, umudum yine sen..
Sen içimden geçsen yalnızca
Korkmasan
Ömrünü vermesen, adını vermesen
Hürriyetini vermesen
Hınzırlığını katsan yanına
Hayatımdan geçsen yalnızca
İzlerin kalsın yollarımda
Yeter bana
Sen,
İçimden gelip geçsen yalnızca…
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5886
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
İstanbul Ölür Kollarımda...
Sanadır yakılan bütün feryatlar...


Geceler büyür içimde
Sanadır tüm şiirler
İsyanım
Haykırışlarım sana
Mahsunluğum gözlerinde
Hangi tebessümü salsam getirir seni
Hangi hoyrat aşka dair
Hangi ateş yakar beni
Ayna da bakamadığım tarafısın yüzümün

İstanbul ölür kollarımda
Söner tüm ışıkları
Issız, uzun sokaklar sarar etrafı
Bir de yaprak dökmüş ağaçlar
Bilmez misin uykum tarumar
Bilmez misin zehir zıkkım düşler
Derdime Ayasofya ağlar
Bilmez misin
Ey Yar...

Birkaç yıldız yanıp söner avuçlarımda
Dilimde türküler
Yüreğim elimde
Tel tel saçların takılır ufkuma
Umudum kafdağı ardında gizli
Nedir, nedendir bu kara yazgı

Hayaller can çekişir koynumda
Sırılsıklam
Gözlerimde dillenir binlerce vurgun buyruk
Sabahıma çiğ düşer
Sisler sarar odamı
Yanar, yıkılır, talan olur şehirlerim
Hangi mavzer dindirir
Dinmeyen acımı
Hangi bıçak kanatır
Akıtır sensizliği içimde
Hangi rüzgar savurur seni bana
Ey Yar
Hangi rüzgar

Ey alnımın değişmez yazısı
Ey göçebe yanı sevdamın
Yarım kalmışlığım
Yetimliğim sevdaya dair
Sanadır bu suskunluğum
Sanadır yakılan bütün feryatlar
Bilmezmisin gece yanar
Bilmezmisin güneş kanar
Çınlatmaz mı kulaklarını
İçlerden kopan çığlıklar
Bilmez misin
Ey Yar...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5887
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bilirsin ağlayamam ben..!
Nezaman aylamak istesem,
Gözkapaklarım set olur gözyaşlarıma.

Bilirsin haykıramam ben..!
NE zaman haykırmak istesem,
Gözlerin gelir aklıma.

Bilirsin kolay sevemem ben..!
Nezaman sevmek istesem,
Bir sen sararsın kalbimin etrafını.

Bilirsin Beddua edemem ben..!
Ne zaman beddua etmek istesem,
Bir korku kaplar bedenimi,
Göremediğim bir el tutar dilimi.

Ama artık ağlayabiliyorum prenses...
Artık haykırıyorum gökyüzüne gözlerin aklımdayken.
Seviyorum sen gibi kokmadığı halde bir başkasını.
Ve hergün beddua ediyorum,
Beni benden alıp gittiğin günden beri ardından...

İşte gözyaşlarıyla beraber ettiğim bir beddua daha sana...
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5888
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
özledim seni
ölüme saniye kala


sigaram gibi
iki fıstık, bir kırık leblebi gibi
rakı soframı özler gibi
özledim seni

tellerde asılı kalmış mekanik sesini
yüreğimden geçen ayak izlerini
sarhoş gecelerde nara atar gibi
özledim seni

biri kırık, iki dal gibi
bir yanım yaz,bir yanım kış gibi
siyah beyaz film izler gibi
özledim seni

saat yedi
bu son trendi yüreğimden kalkan
içinde vagon vagon insan
raylar biter uçurum kenarında birazdan
ve son arzulardan arta kalan
o kısa kısa gülücükler dağıtan
dudaklarının sıcaklığında
özledim seni
.............ölüme saniya kala
özledim seni...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5889
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İdildi Adı

İdil;
masmavi derinliğinde fırtınaları
tütün tadında kederiyle...
Hasretinde bin şiir düğümlenir hayata
bütün yalnızlıklar derin kanamalarda...

İdil;küçücük daha
burnunda çilleri,yamuk dişleri
ve gitmelerden
olabildiğine kaçmalardan yada
yorgun gözleriyle;
saçları okşanmaya hasret...
Arkadaşlarının kanı şıçramış üstüne
ürpermesi bundan belki
kabuslarını katlayıp başucuna koyması
çocuk kalması
yada hiç çocuk olamaması.
Dizlerindeki yaralar
ne bir kiraz ağacından
nede oynadığı oyunlardan hatıra;
öüme doğmuş bir tarihin
oyun tadında zamanları düşleyen bir garip hikayecisi...
Derin uykularını istiyorum,
hayallerini,saçlarını tarayacağı bebeklerini
ve saçını okşamasını istediklerini...
Bir anneyi,kucağındaki bebeğini,
ablasını
-burnunda çilleri,yamuk dişleriyle-
herhangi bir şehrin
herhangi bir sokağında kanatanlardan
diyetimi istiyorum!!!
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
9 Ağustos 2006       Mesaj #5890
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Bir Parça İstanbul İstiyorum
sadeece bir parça



Bir Parça İstanbul İstiyorum

Bir parça İstanbul istiyorum,
Bir parça sebep;
Dinlenmek istiyorum
Sadece bir parça…

Bir parça İstanbul istiyorum,
Bir kadeh şarap;
Sarhoş olmak istiyorum
Sadece bir parça

Bir parça İstanbul istiyorum,
Sultanahmet biraz Beyoğlu;
İstanbul kokmak istiyorum
Paramparça.
....................

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya