Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 635

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.439.723 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ağustos 2006       Mesaj #6341
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Susar Kâinat

Sponsorlu Bağlantılar


Adlî İlâhî’den sual eylesem
Kapanır dudaklar, susar, söylemez...
Acep hangi meyve helâldir desem
Sararır yapraklar, susar, söylemez...

Munis bir merakım, mağrur bir merak
Tohum bir merakım, yağmur bir merak
Maden bir merakım, çamur bir merak
Utanır topraklar, susar, söylemez...

Karlı dağlar uykuya mı yattı ki
Geçitleri haydutlar mı tuttu ki
Deli rüzgâr dilini mi yuttu ki
Ormanlar-ırmaklar, susar, söylemez...

Desem ki adalet, hürriyet var mı?
İnananlar inancını yaşar mı?
Yoksa zulüm-zillet boydan aşar mı?
Kararır şafaklar, susar, söylemez...

Bir yemine çeksem gök yere değer
Âlem söz orucu tutarmış meğer
Balıklar başını önüne eğer
Sallanır kavaklar, susar, söylemez...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
14 Ağustos 2006       Mesaj #6342
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Karanlık Gecem

Sponsorlu Bağlantılar


Her Gece Ağlıyorum
Bu Issız Delikte
Fakat Gülmek İstiyorum
Artık Bende.

Dünya Üstüme Geliyor
Gün Geçtikçe Karararak
Herkes Sırtını Dönüyor
Dünya Tersine Mi Dönüyor.

Dostlar Sırt Dönüyor
Hatıralar Unutuluyor
Yaşanan Güzel Günler
Tarihe Gömülüyor.

Karanlık Kaplıyor Benim Her Gecemi
İstemesem de Beni, Oyalar
İstemiyorum Artık
Bu Karanlık Geceyi.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ağustos 2006       Mesaj #6343
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Derinleşen Akşamlar



Bir sigara yaktım, durup düşündüm
Neyim var, neyim yok döküverdim önüme
Yeniden gözden geçirdim kendimi
Kendime yabancı düştüm gene
Nasıl da sert davranmıştım kendime
Şimdi daha iyi anlıyorum
Ben sokakların kural bilmez çocuğu
Bir başkası olabilir miydim hiç
Kendi yerime
Biraz da anılarla oyalansam
Yaşanmış ve bitirilmiş olanı
Nedense bir türlü sevemiyorum
Yeniden yaşamayı düşünmüyorum
En güzel sevinçlerimi bile
Her zaman kendime dar geliyorum
Ne zaman derinlerime dönsem
Yeni bir sayfa açılıyor önüme
Ne zaman yeni bir şeyleri özlesem
Neden bilmem
Kaskatı bir karanlık yerleşiyor içime
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ağustos 2006       Mesaj #6344
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ölümlerin Düşündüğü Türkü



Bir akşamüstü balçık kuşları
Sessiz dökülürler yorgun akşama
Zehirli saatler emzirir suları
Günün ardından uzanıp dağlara
Yağmacılar doruklarda yıldızları çalarlar

Zamanın örgüsünü dişler gece kuşları
Uykunun kanını emer vampir
Güzelliğe kezzap döker karanlık
Sevinci tutsak eder korsanlar
Yavaş yavaş açılır yılan yumurtaları

Düşleri eksik imgelerle bozar
Kirpiler, kuzgunlar, kokarcalar
Geceye çakılır eskiyen kasımpatı
Uzaklardan boş kahkahalar gelir
Çocuğun boynunu takarlar ipe

Çirkinleştirerek yalnızlıkları
Bu cellatları kim besliyor
Kim yerleştiriyor çiçek diye
Kente bu gülünç sehpaları
Kim doğruyu kime benimsetiyor
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ağustos 2006       Mesaj #6345
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sessiz Akşam Düşleri



Bembeyaz akşamlara çıkmak
Deniz kıyılarında ya da dağ başlarında
Daha doğar doğmaz sarhoş
Pırıl pırıl bir günden
Akşam gelin gibi süzüle süzüle
Yamaçlardan ağır ağır inerken
Seni duymak, seni sevmek, seni okşamak
Seni konuşmak ve seni susmak
İlk karanlıkla birlikte erkenden
Senin hazırladığın sofraya oturmak
Senin yaydığın çarşafların üzerine
Uzanıp uzun uzun düşünmek seni
Dünyayı yepyeni güzelliklerle
Yeniden yaratır gibi
Elinle kapladığın yorganı örtünüp
Seni duymak, seni düşünmek, seni bulmak
Haritaya yeni bir ada yazdırır gibi
Her yanını, herşeyini öğrenmek
Saçlarını, boynunu, sırtını, belini
Kollarını, omuzlarını, dizlerini, ayaklarını
Hatta ayıp olmasın en gizli yerlerini
Yanı baştan sona seni ezberlemek
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ağustos 2006       Mesaj #6346
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Acıya Kurşun İşlemez



Sabrın çalkalanıp taştığı sulardadır
Çığlıklarla parçalanmış uykularda
Buruşturulup atılmış aşklarda
Ve çalınmış mutluluklardadır
Ses ile yürek
Büyük rüzgarların o yanık şarkısı
Hala yükselir içimizden, dağılır
Coşkunun doruklarında sürer yankısı

İlk kurban adanırken bir nehire
Korkunun ilk nisanında başlamıştır
Gözyaşının ilk damlasından kalma
Yaslı baharlarla gelmiştir bugüne
Kanla yazılan yasalarla
Açlığın otağ kurduğu sabahlarla
Ve sonuçsuz kalan ahlarla gelmiştir
Acıya kurşun işlemez artık
Ölüm bile bu acıyı cellat bilmiştir

Yok bundan böyle ter yarası
Zincir tutsaklığı ve sabır
Kırbaç yalvartması sessizliğin
Can pazarı ve kahır yok
Herşey yaşanan şu gün gibi gerçek
Adımız halk olduğu günden beri
Bir direnç olmuştur bizde sevinçler
Şimdi acının her kuraklığında
Onlar
Yüreğimizin ovalarına çiselenirler

Boşuna değil bu ölürcesine sevmek
Ve ölürken bile yürümek
Boşuna değil
Hep yatağı olduk tarihin ırmağının
Yenilgilerle durulmanın
Zaferlerle köpürüp kabarmanın
Ama hiç bir zaman
Anası olamadık geçmişi doğurmanın

Yıldızlar ve sular tanıktır
Aç ve kavruk bir memeden
Direnmeyi yudum yudum emen
Bir çocuk gibi öğrendik
Ve direndik
Ordular kurduk türkü renklerinden
Bütün ağıtları bir hücumda yendik
Acıya kurşun işlemez artık
Biz yaşamayı zulümsüz sevdik
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
14 Ağustos 2006       Mesaj #6347
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Karanlıklar Sevgiyle Yanardı




Şafaklar vardı
güneşler doğardı yüce dağlar ardında
sabahlar vardı
sabahlar vardı, ve
pencerelerde bizi selamlardı
sevgiler vardı
her şafakta ve her sabahta
gözlerimiz pırıl. Pırıl yanar
yüreklerimiz gürül gürül akardı.

Akşamlar vardı
pencereleri bir karanlık sarardı
yanardı bir. Bir lambalar.

Ve bir zamanlar
lambaların yanmadığı gecelerde
karanlıkların içinde
güzel yüzlü insanlar
karanlıkları sevgiyle yakardı.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ağustos 2006       Mesaj #6348
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir Yeraltı Nehrini Beklerken



Bir saz kadar mutlu
Ve hüzünlü başlıyoruz bütün günlere
Ve bir türkü kadar sıcak
Biliyoruz ki dağların göğsünü saracak
Ve yerinden oynatacak olan şafak
Onuru ışık diliyle
Karanlıkta koruyanlarla başlayacak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Ağustos 2006       Mesaj #6349
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur



Şimdi Ankara günlük, güneşlik
Havada tek bulut yok.
Neden kapkara ivedik?

Bilmeyene bunu anlatmak zor
Neden ivedik'e yağmur yağıyor.
Başkentte herkes bayram yaparken,
Doyasıya gülerken
Biri var için için ağlıyor,
Hatıralar ortasında, Alev, Alev yanıyor,
İvedike yağmur yağıyor.

Parmağında nişan yüzüğün,
Üzerinde gelinlik elbisen
Uzat ellerini pencereden
Gözyaşlarımdır şimdi ellerine düşen.

Sevmek kolay, unutulmak zor
Havada tek bulut yokken
İvedik'e yağmur yağıyor.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
14 Ağustos 2006       Mesaj #6350
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
bir sonbahar akşamında
yine merhaba kanlı gözyaşım
bir günah işlemişcesine buruk
bir ölümlü gibi çaresiz yüregim merhaba
zaman zaman acılardan bir yol geçerdi
yüregimin kıyısından
ellerimden tuttugunda unuturdum
güneş ışıgındaki gülümsemen gibi
soyletmıyor yaşananlar
soldugumu anlatamıyor ağlamalar
son bir sewıncım wardı gözlerinden bana yar kalan
içimde bir saklanbaç gibi sakladıgım
sewgilerineydi merhabam
sen yazgıların en büyüğü idin şu dünyada
bir tek benim olan
kanlı gözyaşlarımdakı solmayan
güneş gibiydin sonbaharımda
beni ısıtan ateş gibiydin
seni unuturum diyenlerim oldu güneşsiz sabahlarımda
ellerime yaklaşmak isteyenlerim oldu
asma be suratını kanlı gözyaşım
asma be o güzelim kaşlarını
seni senden çok sewmeye yeminliyim ben
şu bahtsız dünyada senin için acıların derinligindeyim
gittigin günü bugun yeniden yüregime kazıdım
isyanlardan bir köprü kurdum amansız karanlıklara
yeter ki terk etmesin esmelerin
yeter ki bitmesin anıların
biricik gülümsemelerin
seni yeminlerin bahcesine gömdüm ben
ne senden vaz geçerim
nede kanlı gözyaşlarımdan
yeter ki asma o güzel kaşlarını
yeter ki ağlatma be kanlı gözyaşım .....

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya