Güzelliğinin rehaveti çökmüştü üstüme
Sözcükler dökülüyordu dilimden
Cümlelerim unutulmuşlardı
Hikayelerim silinmişti aklımdan...
Aklımın çarklarına girmişti ellerin bir kere
Yoksa ben hiç unutmazdım...
Yaşanmış, yaşanmamış
Tüm aşk kıpırtıları esti içimden
Tüm arabesk şarkıların en yenileri kulağımda
Şiir parçaları dökülüyordu beynimden
Eksiklikler vardı arada
Dolduramıyordum
Yoksa ben hiç unutmazdım
Sen dimdik dururken karşımda
Alışamamışken ben bu duruma
Çökmüşken ağırlık omuzlarıma
Basmışken sağır yorgunluk
Olduğum yerde uyuyakalmak istiyordum...
Unutmuşken titrettiğim kadınları
Direniyordum titrememekte
Yorgundum onun için, çökkündüm, zayıftım
Bir boğa yatıyordu düşüncelerimde
Bense bir kedi gibi, biraz uyuz
Bedenin çekiyordu beni, sana doğru
Yaslanamıyordum sırtıma
Kamburum çıkmıştı ortaya
Dik duramıyordum
Seni nasıl çekeceğimi unutmuştum...
Sözcüklerle oynuyordun
Cümlelerinde kayboluyordum, ürküyordum
Kendimi unutuyordum
Çünkü seni seviyordum
Yoksa ben hiç unutmazdım...
Paranoyak düşüncelerim de almıştı yerlerini
Sözcüklerle oynuyordun ya!
Boynuzlarımı takıyordum daha bir şey olmadan
Sustuğun zaman öbürlerin geliyordu aklıma
Ben konuşuyordum senin yerine ...
Konuştuğun zaman rehavet çöküyordu üstüme
Gözlerimde kamaşıyordun
Her şeyi unutup susuyordum...
Farkındaydım!
Dolaşamadığımın, beyninin kıvrımlarında
İçini akıtamadığımın...
Cümlelerinin anlamlarını unutuyordum
Ya da anlamak istemiyordum
Soramıyordum, dinleyemiyordum
Yoksa ben hiç unutmazdım...
Gözlerim dalıp gidiyordu
Bakışlar karşılaşıyordu bir an
Kaçırıyordun sonra
Ne yapacağımı unutuyordum
Kovalayamıyordum...
Diğerlerimi hatırlıyordum
Onları şimdi anlıyordum
İçimden özür diliyordum
Yamuluyordum
Eziliyordum
Büzülüyordum
Vücudumu yitiriyordum
Bir gece yolculuğunda yanağında uyumak istiyordum....
Bazen kabusum olacağın takılıyordu aklıma
Ne yapmam gerektiğini hatırlamıyordum
Acaba sen, son isteşeceğim mi olacaktın
Bilemiyordum...
Saliseler içinde milyarlarca düşünce akıyordu
Düşünce hızında olasılıklarla
Ne satranç oynamaya denk gelirdi bu durum
Ne de deli veli oyunu...
Eskilerin saldırıyordu üstüme
Birer kurşun sıkıyorlardı kafama
Duruyordu beynim!
Vurulmuştum!
Cadde ortasında yatıyordum
Acı duymuyordum, kanamıyordum
Vuruk halimle gülecektim neredeyse
Çünkü sen vurmamıştın
Gerçekten yanımdaydın
Ama ben sana ulaşamıyordum...
Sokak aralarında geziniyordum
Ovalarında, tepelerinde tozunuyordum
Tünellerinde kükrüyordum
Duşunun damlaları oluyordum
İşin içinden çıkamıyordum
Sen, sadece bakıyorum sanıyordun...
Şiirlerinde yanıyordum
Öyle canlıydılar ki!
Onları unutmak, unutturmak istiyordum
Kapını açamıyordum
Belki de açıktı kapı
Ben yolunu bulamıyordum...
Yetmiş metre derininde
Mavi yeşil bir vurgun yemiştim
Titriyordum
Can çekişiyordum
Yine de
Derinlik sarhoşu rolü yapıyordum...
Susuyordum,
Çünkü unutmuştum cümle kurmayı
Susuyordum,
Çünkü çekirdek kaynaşmalarım yakmıştı içimi
Dudaklarım çatlamıştı
Aslında sana susuyordum
Sözüm ona hiçbir şey fark ettirmiyordum
Sen, bal gibi de biliyordun...
Senin için dua ediyordum
Sonra dua’mı kıskanıyordum
Kıskanç olmadığımı unutmuşum
Yoksa ben hiç unutmazdım...
Gözündeki bebek olmak istiyordum
Kirpiklerini örtüyordun üstüme
Mışıl mışıl uyuyordum
Şimdi,
Neden sustun,
Düşüyorum...
....NEG....
8 kasım 2005 ist