Kırık dökük hayallerim pencere önlerinde saklı,
Bu şehre öyle bir yağmur yağmalı ki;
Sokak lambaları birdenbire kapanmalı,
Gözlerimden kanlar boşalmalı,
Bu şehre öyle bir güneş doğmalı ki;
Seni benden ayırmamalı arkadaş.
Titrek bir ses, yorgun bir kalem,
Garipliğimizden ayırarak sakladığımız yoksul bir gömlek,
Dudaklarımızda ayrılığın türküsü,
Bakıp da gördüğümüz cam kırıntıları gözlerimizde,
Bu ülke, bu şehir, bu sen üstüme geliyor arkadaş.
Senin yokluğunda ben darmadağınım,
Ağırdan çıkıyor kelimelerim,
Beni bırakamazsın arkadaş.
Sözün var bana, meylere kalkacaktı kadehlerimiz,
Hergün kanayacak değildi ya yaramız,
Mahsun takvime birgün büyük bir çarpı atacaktık,
Elveda diyecektik birgünlere,
Bir şafak vakti buluşacaktık ölümde,
Bir şafak vakti, bir şafak vakti ayrılacaktık,
Gidemezsin arkadaş, beni bırakamazsın, ağlayamazsın da,
Sözün var bana, beni bırakamazsın arkadaş.
Hesaplarımız yarınlara karşı,
Eşittirlerimiz aşklara karşı,
Seni seviyorlarımız gece yarılarına da olsa,
Beni bırakamazsın arkadaş.
Bir cigarayı tek içmeye alışkın değilim ben,
Alnı dik yürümeye de,
Bir ekmeği bölmeden yiyemedim,
Bir şarkıda yalnız ağlamayı da öğrenemedim,
Kelepçesiz aşklara da,dağlara da alışkın değilim arkadaş.
Kaç gecedir uykusuzum,
Gözlerim kan çanağı gündüzlerden kalma,
Hani bizim yoksul bir gecelerimiz vardı arkadaş,
Şiirler okurduk karşılıklı,
Karanfillerden seni seviyorumlar hazırlardık aşklarımıza,
Düşüp hasta olunca yataklarda,
Sıktığım yumrukları sen açardın arkadaş.
Bu şehrin bütün duvarlarında imzamız var,
Bu kor gecelerde omuzlarımız var,
Beraber beş parasız yürüdüğümüz caddelerde,
Sözlerimiz, yeminlerimiz var,
Kanlarımız, canlarımız, anamız, babamız, yarlarımız,
Varlar var arkadaş.
Sanki biz değildik gıcırdanmış öfkeler kusan hayata
Beni bırakamazsın arkadaş,
Sözün var bana ağlayamazsın da,
Gidemezsin arkadaş, terkedemezsin hayallerimizi.
Hani birgün soracaktık yalnızlığın hesabını,
Ellerimizi tutup bırakanlardan,
Ceplerimizi boş koyanlardan,
Önümüzde durup, durun ulan nereye gidiyorsunuz diyenlerden,
Alınacak, sorulacak bir hesabımız vardı arkadaş.
Yoktu be yoktu işte lanet olası para,
Ne olacak ki dedik, bizim aşkımız var,
Ne olacak ki dedik, bizim yarınlarımız var,
Ne olacak ki dedik, mangal gibi yüreğimiz, estergon kalesi kadar sert bileğimiz var,
Yoktu be yoktu işte lanet olası para.
İşte o yüzden de yarimize bir yüzük alabildik ağlayarak,
İşte o yüzden de canımızı verdik gülen gözler için,
Çekip gittiler birer birer,
Geride bir çift söz bıraktılar,
Her şey için sağol,
Şimdi sen gidemezsin arkadaş,
Beni bırakamazsın,
Sözün var bana terk edemezsin,
Beni bırakamazsın arkadaş.
Bilmem hatırlar mısın,
Bir Pazar günü bir dilek çiçeği almıştık,
Ben yarim için bir dilek tuttum,
Sense bir kırmızı araba için,
Hani o en sevdiğin modelden,
Zamanla çiçek yüz verdiğinde nasıl da sevindik,
Çoğu zamanlar onunla konuşur, onunla dertleşirdik,
Her yeşerdiğinde daha da bir gülerdi gözlerimiz,
Geçen sabah gördüm dilek çiçeğimizi,
Boyun bükmüştü arkadaş,
Gözyaşlarıyla sulardım her sabah,
Umutlarım güneşiydi onun,
Eksik olan birkaç gece parçasıysa demiştim,
Onu da koydum yarınlarımızdan,
Oysa ki, hey Allah’ım,
Dilek çiçeğimiz boyun bükmesin diye dualar etmiştim,
Kana kana ağladım, yana yana, bastıra bastıra ağladım arkadaş.
Oysa ki yıllar öncesinden sözüm vardı,
Ben bana bile ağlamamıştım arkadaş,
Şimdi ben bana ne derim arkadaş, ben bana ne derim.
Bir yarim vardı bilirsin,
Hani sen de severdin,
Kadeh tokuşturduğumuz akşamlarda mutluluğumuza içerdik,
En mutlu günlerimizde sen de vardın,
Yoksa mutlu günlerimiz değil miydi,
Sadece gülmüş müydük arkadaş.
Geçenlerde gördüm yarimi,
Acıma tuz bastım da sana dilim varıp söyleyemedim,
Bir başkasıylaydı, mutluydu, kahkaha atıyordu,
Hep bunu isterdik ya,
Mutlu olsun, yolu açık olsun,
Dudaklarımızda hep bu nakarat vardı,
Şimdi sen gidemezsin,
Dudaklarımda bu nakaratı tekrarlatamazsın arkadaş.
Hüzün kokar demlediğim çaylar,
Savrulur cigara dumanı yalnızlığıma,
Güneş küser rüyalarıma,
Ay omuzlarıma doğar,
Darmadağan ulurum yine bu kor saatlerde,
Yetim hakkı bu bendeki gidemezsin,
Öksüzlüğümün bu son deminde bırakamazsın yumruklarımı,
Beni bir vuran şehre işleyemezsin,
Gidemezsin arkadaş,
Beni bırakamazsın,
Sözün var bana ağlayamazsın da,
Gidemezsin arkadaş, Gidemezsin arkadaş,
Beni bırakamazsın,
Sözün var bana, terk edemezsin beni,
Gidemezsin arkadaş...
İbrahim anıl