Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 67

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.442.299 Cevap: 12.492
Moonay - avatarı
Moonay
Ziyaretçi
2 Mart 2006       Mesaj #661
Moonay - avatarı
Ziyaretçi
Zaman Mı Geçti Ne

Sponsorlu Bağlantılar
Zaman mı geçti, yok ben mi esriktim,
Zakkuma bağlardım güneşi,
Gecenin ağır ununu elerdim,
Ay benîisrail zeytini.

Anlıksal birliğin simgeleriydi
Gülkurusu, altın ve tirse,
Sirinksin yediveren sesi,
Asalbent, buhur kokuları içinde.

Ölmüşüm orda bir aralık,
Unutuverdim konuştuğum dili,
Ama ağacın kendisiydi,
Kavramı değildi görünen artık.

Melih Cevdet Anday


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mart 2006       Mesaj #662
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HANİ BENİM GENÇLİĞİM

Sponsorlu Bağlantılar
Hani benim sevincim nerede;
Bilyelerim, topacım,
Kiraz ağacında yırtılan gömleğim?
Çaldılar çocukluğumu habersiz..
Penceresiz kaldım anne,
Uçurtmam tel örgülere takıldı..
Hani benim gençliğim nerede?
Ne varsa buğusu genzi yakan,
Ekmek gibi, aşk gibi,
Ah, ne varsa güzellikten yana,
Bölüştüm, büyümüştüm.
İçime sığmıyordu insanlar..
Bu ne yaman çelişki anne,
"Kurtlar sofrasına" düştüm..
Hani benim direncim nerede?
Hani benim övüncüm nerede;
Akvaryumum, kanaryam,
Üstüne titrediğim kaktüs çiçeği?
Aldılar kitaplarımı sorgusuz..
Duvarlar konuşmuyor anne,
Ve açık kalmıyor hiçbir kapı..
Hani benim gençliğim nerede?
Daha kapılmamışken rüzgara,
Tatmamışken rakıyı,
Şiire yeni-yeni başlamışken,
Koştum, dağlara koştum;
Daha öpmemişken hiçbir kızı..
Yağmurları biriktir anne,
"Çağ yangınında" tutuştum..
Hani benim bilincim nerede?


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mart 2006       Mesaj #663
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
aşkın öteki adıdır ölmek

aşkın öteki adıdır ölmek
çeker çilesini yalnızlığın
sevdanın buğusunda yanar
kor ateşlerde közlenerek.

dalıp gider uzaklara bazen
doğan günden medet umar
sevgili gelecek gibi..
rüzgarla selam gönderir
hasretini dokundurmak için
bulut olur, yağmur olur
yağar ovalara öbeklenerek.

aşkın öteki adıdır ölmek
yalnız akşamlarında ağıt
özlem, gözyaşı..
bir şişe şarap
leblebi çekirdek
sızar kalır masalarda
ufaktan demlenerek.

alıp başını gitmek ister bazen
karlı dağlara
unutabilirmiyim diye
gittikçe çöker hasret
düğüm düğüm olur boğazında
bir sızı olur oturur
yüreğine çöreklenerek.

yırtar geceyi sesi
seslenir ovalara!
seni seviyorum, seni seviyorum!!!
bekle geliyorum!!!
diye yüreklenerek.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mart 2006       Mesaj #664
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gözlerimde İki Damla Hüzün

Kabuslar içinde uyandığımda
Her gece
Hayatım kabus
Uykularım haram oluyor
Aynadan yansıyan karanlık yüzümde korku
Gözlerimde iki damla hüzün
Karanlığın içinde senin yüzün
Ürkek
Ama sevgi dolu
Gözlerin ışıtıyor odayı
Gece sıyrılıyor karanlıktan
Bir başka hüzün doluyor
Sensizliğe alışamamış
Ama
Kaderine razı odama
Yine uykusuz eşyalar
Yine uykusuz anılar
Ve yine
Hayalin yansıyor gözlerinden
Aynadaki yüzüme
Odamı
Sensizliğin içindeki
Sıcak sevdan dolduruyor
Gece Sensizliğinle bitiyor yine...
Moonay - avatarı
Moonay
Ziyaretçi
2 Mart 2006       Mesaj #665
Moonay - avatarı
Ziyaretçi
Adı Aşk Mı?

gözlerim kan çanağı
uykusuz gecelerimin devşirmesi bir kaypaklık yaşıyor, gün
ağır ve miladi bir koku seriliyor üzerime
bir çamur sıçraması mesafedeyim tüm yollara
çıplaklığımı çamurla örterken
antik kent kazılarında bulunan heykellere dönüyorum
kırılan kollarım ve kanatlarıma fırça telleri değiyor
acıyorum asırların dinginliğine rağmen
zamanımdan hiç bir şey yitirmeden
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mart 2006       Mesaj #666
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kal Demedin, Oysa!

"Kal" deseydin, kalırdım.

Demedin oysa...

Kuru bir "Bitmesin" den başka hiçbir şey demedin. Öyle
kuru, öyle soğuk, öyle uzaktı ki ondaki anlam!

Bu kadar kolay mıydı her şey, bu kadar yakın mıydık
uçuruma? Savunmayacak mıydın sevgimizi?

"Kal" diye haykırmayacak mıydın ardımdan?

Düşündüğüm bu değildi...

Hayal ettiklerim, beklediklerim başkaydı
senden. Mücadele beklemiştim oysa, yelkensiz olan
gemimizi kıyıya ulaştırırız sanmıştım, kıyıya
ulaştırırsın sanmıştım...

Oysa O'nu denizin ortasında savunmasız bırakmama göz
yumdun... Bu kadar yıpratıcı olamazsın...

Oysa bir anlam olmalıydı yaşadıklarımızda!

Paylaşılan duyguların bir anlamı olmalıydı.

Yüreğimdeki martıların bir anlamı olmalıydı.

Beynimizdeki melodilerin, aramızdaki çekimin, geçen
akşamki sohbetin bir anlamı olmalıydı.

Duygularımızın bir anlamı olmalıydı.

Yüreğimdeki tüm MARTILAR'ı uçurdun şimdi...
hangi yöne gittiler bilmiyorum, geri dönerler mi
bilmiyorum.

Dünya boşaldı mı ne! Neden bu kadar sessizleşti birden
yaşam, neden artık parlamıyor
yakamozlar gözlerimde, neden artık rüzgar
esmiyor... her şey seninle mi kaldı yoksa...

Mantığım, mantığımı bana bırak lütfen, ona ihtiyacım
var. Bazı şeyleri anlamak için ona ihtiyacım var!

Evet!

Ben istedim ayrılığı,
Çıkmaz yollara yönelen bendim,
Kucağında bir yığın noktayla karşına çıkan bendim...
Kahretsin! Bunu neden yaptığımı bilmiyorum

Ve

Senin buna nasıl göz yumduğunu...
Tıpkı
Balkondaki akasyaları sularken, fazla sudan dolayı
sararacaklarını bilmediğim gibi...
su onun için hayat olmalıydı oysa ve sen de benim
tutunacak dalım!

Bazı şeyler vardı aramızda biliyorsun, olmaması
gereken ama daima varolan.

Farklı uçlardaydık seninle, farklı mevsimleri
seviyorduk farklı zamanlarda...

sen büyük fırtınalara vardın, bense lodostan bile
ürküyordum.

Oysa başardığımız şeyler vardı her şeye rağmen, daha
doğrusu öyle sanıyordum...

Binlerce yıldız arasında, ayın güzelliğini
gösterebilmekti tek amacım...
yıldızları söndürmekti. . . sorunları yok etmekti. . .
"Bitti" deyişim

"Hayır" demeliydin!
Hatta kıyametler koparmalıydın yüreğimde,
Hendekler açmalıydın yoluma gidemeyeyim diye.
Sahip çıkmalıydın gözlerimdeki ay'a sevgimiz diye...
Beni yolumdan alıkoymalıydın...
"Kal" demeliydin... defalarca "Kal" demeliydin...
oysa demedin...

Belki de senin çiçeklerin çoktan solmuştu ve ben
akasyaları kışın yaşatmaya
çalışmakla hata etmiştim... belki böylesi daha iyi
oldu. . .

"Kal" deseydin kalırdım...
hem de seve seve kalırdım.
Martılarla kalırdım
Yakamozlarla kalırdım
Demedin
Bilir misin
Kaç çığlık olup yıkıldı yüreğim giderken...
Bilir misin
Nasıl bir cana hasretti yüreğim, yolumdan
döndürecek...

Bilir misin
Nasıl zor oldu ardıma bakmadan çekip gitmek...
"KAL" desen kalacaktım...

DEMEDİN OYSA!


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mart 2006       Mesaj #667
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GITTIN...

bu kadar aci
duymazdim.
Acim yas olup akmaliydi gözlerimden.
AGLAYAMADIM...

Gittin...
Seni delicesine bir tutkuyla seviyordum oysa...
Tutkum seninle olmakti, tutkum teninde erimek, tutkum hayati sadece
seninle paylasmakti.
ANLATAMADIM...

Gittin...
Gidisini önlemek için tutmak vardi ellerinden.
Ellerim degil miydi her dokunusumda seni ürperten? Ürperirdin yine,
biliyorum.
Bir kez dokunsam, bir kez tutsam ellerini, gitmek için biriktirdigin bütün
cesaretin kaybolurdu.
TUTAMADIM...

Gittin...
Bir yikim gibiydi gidisin.
Sen adim adim uzaklasirken benden, çöküp kaldi bedenim oldugu yere.

Nice terk edilislere dayanan bu yürek, bu kez yenilmisti.
Bu kadar zayif degildim ben kalkmaliydim.
KALKAMADIM...

Gittin...
Oysa geldigin gün gidecegini biliyordum.
Hazirdim gidisine. Kaçak zamanlari yasiyorduk. Zaman bitecek ve sen
gidecektin.

Bense gidisinin ertesi günü hayatima kaldigim yerden devam edecektim.
DEVAM EDEMEDIM...

Gittin...
Bir sey söyledin mi giderken?..
"Kal" dememi istedin mi?
Son bir kez "Seni Seviyorum" dedin mi?...
"Bekle beni, dönecegim..." diye umut verdin mi?..
Beynim öylesine ugulduyordu ki.
DUYAMADIM...

Gittin...
Nereye gittigin önemli degildi.
Binlerce km. uzakta da olsan, iki metre ötemde de fark etmiyordu.
Artik yoktun ve asil bu düsünce beni felç ediyordu.
Kurtulmaliydim senden, bu yokluk duygusundan kurtulmaliydim.
KURTULAMADIM...

Gittin...
Unutulanlarin arasina katilmaliydin.
Anilari sandiga koyup hayati yeniden yakalamaliydim.
Bu ask noktalanmaliyd, bu sevdadan vazgeçmeliydim.
YAPAMADIM...

Gittin...
Bir okyanusun ortasinda, tek küregi kaybolmus sandalda dev dalgalarla
bogusan bir denizciyim
simdi.
BIL KI SEVMEKTEN VAZGEÇMEDIM SENI,
BIL KI SENINLE BIRLIKTE, SEVDANI DA TASIYACAGIM YÜREGIMDE,
BIL KI;
SENI ASLA UNUTMAYACAGIM

Biliyorum aslinda sen hiç bir zaman gelmedin bana.
Duymuyorsun !
Gitme diyorum sana,gitme !
Çigliklarim boguluyor gecenin karanliginda.
Gece korkunç, gece sessiz, gece yalniz...
Sesim kisiliyor
Gidisin bitisi olacak yüregimdeki heyecanin,
Gidisin sönüsü olacak gözlerimdeki atesin.
Beni,yüregimdeki sevgiyi,
Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun!
Ama ne olur bunu unutma.
Gidisin dinderemez bu firtinayi.
Bir firtinanin ugultusuyla sesleniyorum sana;
GITME....
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
3 Mart 2006       Mesaj #668
arwen - avatarı
Ziyaretçi
BİLMİYORSUN TUTKUMU
O KAYBETMEK KORKUMU
BÖLÜYORSUN UYKUMU
GÖZLERİM UFKA DALAR
İÇİMDE VOLKAN YANAR
SENİN İÇİN ÖLEN VAR
SEN FARKINDA DEĞİLSİN
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mart 2006       Mesaj #669
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yağmur

Yağmur yağıyor. Mutfak camındayım. Nasıl üşüdüğümü
bilemezsin. Menekşelerim çiçek vermiyor artık anne.
Söylediğin gibi hep dibinden su verdim ama…

Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki.
Hep aynı cümleler; “Babamlar nasıl, ilacını aldın mı?”
Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.
Bir yerlere sığdıramıyorum yüreğimi. Bazen mutfakta
dalıp giderdin yemek yaparken, tahta kaşıkla
tencerenin başında öylece ne düşünürdün acaba?
Özlemek çok fena anne. Anlamak seni; daha da fena…

Omuzlarım ağrıyarak uyanıyorum sabahları.
Benim kızımın omuzlarımı ovmasına daha çok var.
Gittikçe sana mı benziyorum ben, ya da
“Annenin kaderi kıza” dedikleri doğru mu?
“Baban eskitir her şeyi kızım” demiştin bir kez,
anlamamışım meğer, eskiyormuş anneciğim.
Omzunu ovacak kalmıyormuş meğer aynı evin içinde.
Şimdi duysan bunları ne üzülürsün; mutsuz mu kızım diye,
çoktan kendinden vazgeçmiş bir sesle. Mutsuz değilim de anne,
yağmura ve mutfağımdaki kedere çare bulamıyorum.

Evimi topluyor, toz alıyor, patlıcan kızartıyor,
televizyon seyrediyor, akşam çalan kapıyı açıyorum,
açtığımı gören olmuyor.
Pişirdiğim yeniyor da, güzel olmuş denmiyor.
Çay demleniyor, demleniyor, demleniyor…

Kederim mutfağımın her yerine yerleşiyor.
Ah nasıl eskiyor her şey anne, nasıl eskiyor.
Eskilerimi de atmaya kıyamıyorum. Seni çok özlüyorum.
Bana yasakladığın bahçeler, sana da mı uzaktı hep?
Gidemeyişine ağladın mı sende? Ne zaman eskiyor sevgiler?
Ödenen bedellerin acısı geçince mi? İşte böyle,
kalbimde bir acı. Şarkılar seni söyler.

İclal Aydın
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mart 2006       Mesaj #670
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ben doğduğum gün öldüm



Ben doğduğum gün öldüm
Ölüme mahküm oldum
Bu ölümde can buldum
İşte dünya hayatı!

Bu dünya ya hoş geldim
İki elim boş geldim
Bir var bir yokmuş geldim
İşte dünya hayatı!

Çoğu bitti az kaldı
Sadece infaz kaldı
Ölüme biraz kaldı
İşte dünya hayatı!

Herkes ölüm tadacak
Allaha can atacak
Dar bir yerde yatacak
İşte dünya hayatı!

Ne ben bir şey bilirim
Her an düşebilirim
Ölüp şişebilirim
İşte dünya hayatı!

Ölüm gerçek ve Haktır
Mutlaka olacaktır
Maksat insan olmaktır
İşte dünya hayatı!

Doğmamışız kazara
Ölür vezir vüzara
Herkes uğrar mezara
İşte dünya hayatı!

Bal der ki dünya yalan
Yoktur ebedi kalan
Kaderdir hep bu olan
İşte dünya hayatı!

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya