Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 671

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.440.182 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ağustos 2006       Mesaj #6701
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Nasıl Unuturum
Unutulmuş şarkılar dinliyorum,bu gizemli gecede
Sponsorlu Bağlantılar
Gözlerim resmimizi koyamadığımız boş çerçevede
Ağlamaklı sesimin hüznü dolaşırken yüreğimde
Söyle şimdi nasıl unuturum seni,

Hep hayal etmedik mi isteklerimizi
Yaşama dair ümitlerimizi
Kararlıydık olacaktı herşey,
Ama...
Sen terkedip gitmedin mi?
Söyle şimdi nasıl unuturum seni,

Hani gülerdi ya gözlerinin içi,
O an çırpınır yüreğim durmazdı yerinde
Herşey bu kadar güzelken gülüm
Söyle şimdi nasıl unuturum seni!...

goksu18 - avatarı
goksu18
Ziyaretçi
17 Ağustos 2006       Mesaj #6702
goksu18 - avatarı
Ziyaretçi
artık kendımı bıle sevmıyorum

Sponsorlu Bağlantılar
Anlamalıydım ben üzüldüğümde kılını kıpırdatmamandan,
sadece işin düştüğünde aramandan. "N'aber, nasılsın" lâfının arkasına
"Bir görüşelim mi?" ekleyememenden, anlamalıydım sevgisizliğini...
Ben, seni görmek için sınırlarımı zorlarken,
senin umursamamandan, alaycı konuşmalarından,
ya da senden vazgeçerim diye korkup
önüme bir parça yem atmandan anlamalıydım...
Ben, hayatta hiç kimseye bu kadar sabırlı
bu kadar mülayim davranmamıştım oysaki.
Severdim özgürlüğümü, asi olmayı, bir bardak suda
fırtınalar koparmayı, kimseye hesap vermemeyi...
Bir bunları severdim bir de seni sevdim...
Sevgilin değil sevdiğin olmayı istedim....
İlk defa biri benden hesap sorsun istedim, bir açıklama beklesin.
Bu biraz açık değil mi ya da "Hayır bir yere gitmiyorsun,
evde oturuyorsun" dan başka bir şeydi bu...
Beni sorgula, duygularımı sorgula istedim. Olmadı...
Ne kadar da kolaydım senin için, ne kadar da zahmetsiz...
Tabiiki, bocalardın, emindin düzgün insan olduğumdan
hayatında hiç karşına çıkmamış kadar düzgün,
emindin seni çok sevdiğimden ve düşündüğümden;
öyle olmasaydı her probleminde ilk beni arar mıydın?
Nedenleri, niyeleri merak etmedim hiç, inan etmedim...
Bu kadar sevgisizliğinde seni nasıl bu kadar sevdim, onu merak ettim.
Benim için ne düşündüğünü, beni nasıl gördüğünü,
sendeki beni merak ettim...
Artık hayal kurmuyorum, geçmişe bu kadar bağlı olmamın sebebi;
o zaman çok mutlu olmam bunu biliyorum... Şimdi tekrar
başlasak da, yalnızlığı paylaşsak da sana gönlümü açabilir,
gözüm kapalı güvenebilir miyim sanıyorsun?
Şimdi artık tek başınayım...
Hiç değilse hakkını veriyorum yalnızlığın.
iki kişilik kocaman bir boşluktansa
sensizliği ve yalnızlığı yeğlerim...
Artık kendimi görmemek için aynalara bakmıyorum,
üşürüm diye kazağını giymiyorum,
ağlarım diye türkü söylemiyorum.
Belki de sen haklısın!
Artık ben bile kendimi sevmiyorum...


goksu18 - avatarı
goksu18
Ziyaretçi
17 Ağustos 2006       Mesaj #6703
goksu18 - avatarı
Ziyaretçi
PAPATYA

Seviyor mu, Sevmiyor mu?
Günlerden bir gün, evrenin bir noktasında, küçük bir
tırtıl gözlerini hayata açmış. Doğal içgüdüleri ile hemen beslenmeye
başlamış. Ne bulursa yemiş. Bir süre sonra, yeterince büyüdüğünde,
kendine güvenli bir yer bulup, bir koza örmeye başlamış. Bu kozanın
içinde geçirdiği uzunca bir sürenin sonunda da, rengarenk kanatlı bir
kelebek olup çıkmış.
Minik kelebek, uçabiliyor olmanın da verdiği mutlulukla uçmaya
başlamış. Dağlar tepeler aşmış, ormanın her yerini dolaşmış. Derken bir
vadiye gelmiş. Rengarenk çiçeklerin bulunduğu bir vadiye. Etrafına şaşkın
şaşkın bakarken, vadinin öbür ucunda bir papatya görmüş. Bir anda
afallamış. Ne düşüneceğini, ne yapacağını bilememiş. içinden "Ne muhteşem
bir çiçek" diye geçirmiş. Ve vakit kaybetmeden yüzlerce renkli, hoş
kokulu çiçeğin üzerinden geçip doğruca onun yanında almış soluğu.
"Merhaba" demiş papatyaya, "sizi uzaktan gördüm ve yanınıza gelmek
istedim.". Nazlı papatya şöyle bir bakmış konuğuna ve "Merhaba" demiş,
"ben de yalnızlıktan sıkılmıştım zaten." Ve konuşmaya başlamışlar. Kelebek
ona hayat hikayesini, nerede dünyaya geldiğini, geçtiği ormanı,
tepeleri anlatmış.
Papatya da ona kendinden bahsetmiş. Birbirlerinden gerçekten
hoşlanmışlar.
Kelebek bütün zamanını papatyayla geçirmiş. Gece olunca beraber
yıldızları ve ateş böceklerinin danslarını seyretmişler. Gündüz olunca
kelebek, kanatlarıyla papatyayı güneşin yakıcı ışınlarından korumuş.
Minik kelebek papatyayı çok sevmiş. O kadar çok sevmiş ki, bir türlü onun
yanından ayrılamamış. Papatyanın da onu sevip sevmediğini merak
ediyormuş. Ama cesaret edip de bunu papatyaya söyleyememiş bir türlü. Onu
kırmaktan, incitmekten, bu yüzden kaybetmekten korkmuş. Papatya da
kelebeği çok sevmiş ama o da bir türlü söyleyememiş sevgisini.
Duygularının karşılığının olmayacağından, bu yüzden kelebeği kaybedeceğinden
korkmuş. Böylece iki sevgili yan yana ama sevgilerini paylaşmadan sürekli
sohbet etmişler.
Böylece saatler saatleri kovalamış. Günler geçip de, kelebek artık
zamanı kalmadığını, gücünün tükendiğini anlayınca, papatyaya dönmüş ve;
"Üzgünüm ama senden ayrılmam gerekecek" demiş. Papatya buna bir anlam
verememiş. "Neden" demiş. "Yoksa benim yanımda mutsuz musun?". "Hayır"
demiş kelebek.
"Bilakis, sen benim hayatıma anlam kattın. Fakat biz kelebeklerin
ömrü sadece üç gündür. Ve ben de ömrümü tamamladım. Artık kelebeklerin
hiç ölmediği bir yere gitmeliyim."
Papatya bu duruma çok üzülmüş ama yapacak bir şey yokmuş zaten.
Kelebek artık hiç gücünün kalmadığını, daha fazla tutunamayacağını fark
ettiğinde,son bir gayretle papatyaya "Sevi seviyorum" diyebilmiş ancak.
Papatya donakalmış. Sadece "Bende..." diyebilmiş kelebeğin arkasından.
Ardından da gözyaşlarına boğulmuş.
İçinden "Keşke onun da beni sevdiğini bilseydim.
Keşke onu sevdiğimi söyleyebilseydim." diye geçirmiş.
Papatya, sevdiğinin onu sevdiğini bilmeden geçirdiği günlerin
acısına dayanamamış. Bir süre sonra yaprakları önce solmuş, sonra da
dökülmeye başlamış. Her düşen yaprakta papatya, "seviyormuş" diye
geçirmiş içinden.işte o günden beri, bunu bilen aşıklar,
sevgililerine soramadıklarını hep papatyalara sormuş:
"Seviyor mu, sevmiyor mu?"...
goksu18 - avatarı
goksu18
Ziyaretçi
17 Ağustos 2006       Mesaj #6704
goksu18 - avatarı
Ziyaretçi
sevmek

-Sevmek inanmaktır.
-Sevmek yaşamaktır.
-Sevdiğini kendisi gibi, kendisinden de çok duyumsamaktır.
-Sevmek sevdiği olmaktır.
-Sevmekte ikilikler kalkar, bir olmalara
gidilir. İki ten, iki kalp, iki gönül yoktur
sevgide. -Tek bir kalp olunur, tek bir yürek olunur.
-Sevmek paylaşmaktır . Sevdiğiyle sevdiğini
paylaşmaktır. Sevdiğiyle kalbini bölüşmektir
sevmek. Ki tek kalp olunsun.
-Sevgide son yoktur. Sevgiler hiçbir zaman son
bulmazlar. Biten sevgiler yoktur, bitmiş gibi
görünen sevgiler vardır. Vazgeçiş de yoktur
sevgide. Yaşandıkça yaşatılır sevilen. Ama kimi
zaman sevgili için kimi zamansa sevginin bir
gereği olarak saklanır bu aşklar. Vazgeçiş
yoktur, vazgeçmiş gibi görünmek vardır o yüzden.
-Sevmekte istemek yoktur. Sevgilinin olduğu
yerde son bulur istekler. Bir şey varsa
istediğin bu senin için değil, sevgili için
istediğindir. -Ondan O'nun adına istersin. O'nu
daha sonsuz sevebilmek için istersin. Sevme
özgürlüğünü istersin, kabul edilmesini istersin.
İstersin ama bir gün gelir bu istekler de son
bulur. Kendinden istersin artık. Sevgiliyi daha
çok sevmek istersin kendinden. Sonsuz kılmak
istersin. Bu yolda sevgili olur mu, olmaz mı
bunu sevgilinin isteği belirler.
-Sevmek sevgiliyi istememeyi öğrenmektir.
-Sevmek sevgiliyi sevgili olmadan sevmektir.
-Sevmek; sevmek istemektir.
-Sevmek, beklememektir. Beklentilerin son
bulduğu bir duraktır o. Öyle ki tüm gerçekler,
tüm dünya silinir gider. Ne O'ndan anlaşılmayı
beklersin, ne onu anlamayı. Ne onun gelmesini
beklersin, ne onun Leyla, Mecnun olmasını.
Beklediğin bir şey yoktur sevmeyi becermek dışında.
-Sevmek, gücenmemektir.
-Sevmek sevgililerin hiçbir sözüne üzülmemeyi
öğrenmek demektir.
-Sevgilinin ölüm hançerine bile hayır dememektir
sevmek. Onun vuruşuna, onun tokadına
alınmamaktır, sevgiliden gelen her hareketi ve
her sözü kabullenmektir. İhanetlere, hainliklere
bile üzülmemektir. Sevgiliden gelen öl emrine
bile ölürüm diyebilmektir. Kendi elleriyle
kalbini bir bıçak ucuna koymaktır sevmek.
-Sevmek ölmektir.
-Sevmek, ölmesini bilmektir.
-Sevgili için yaşamaktır. Onun eli, kolu, gözü,
kalbi olmaktır. Ama artık onun bir şeyi
olunmadığı bir zaman ölmesini bilmektir!
-Sevmek, vermektir. Sevmek sevdiği için almasını
bilmektir. Almamaya yemin ederek vermektir. Ama
almalarda kurtaracaksa sevgiliyi almasını
bilmektir sevmek!
-Sevmek, tükenmektir. Sevmekten ölürken tekrar
varolmaktır o sevgiden.
-Sevmek sevgilinin gel deyişine hayır demektir.
Sevgilinin aşkıyla boğuşurken, yüzerken o aşk
denizinde sevgilinin uzanan eline hayır demektir.
-Sevgilinin bakan gözüne bakmamaktır sevmek.
Ağlayan gözlere şefkat ve tebessümle yanıt
verebilmektir.
-Sevmek, sevgili olmaktır. Sevgilinin yüzündeki
gülücük olmaktır. Onu yaşama döndürecek bir
damla su olmaktır. Sevmek sevgilinin limanı
olmaktır. Sevmek sevdiğinin canı olmaktır. Onun
ölümü isteyebileceği canı olmaktır. Sevmek
yangın olmaktır. Yanmaktır, kor olmaktır. Dağ
olmaktır, evren olmaktır. Her şey olmaktır, hiç
olmaktır. Alev olup girmektir gönüllere.
-Sevmek yürümektir gönüllerde.
-Sevmek güvenmektir.
-Sevmek onaylanmaktır.
-Sevmek sevgiliye bir nefes gibi, bir ses gibi
yakın olmaktır. Sevmek çok ötelerde olsa bile
yaşamak ve yakın olmaktır sevgiliye. -
Yakınlılıktır, doğallıktır, özdenliktir sevmek.
-Yalansızlık, içtenlilik, ölümsüzlülüktür
sevmek. İlk insanın, Havva'nın Adem'in saflığını
ve temizliğini, çocuk masumluğunu taşımaktır
sevmek.
-Gözyaşı olmaktır, yağan yağmur olmaktır. Bir
sonbahar mevsiminin sarı yaprağı gibi yalnız
olmaktır sevmek.
-Sevgilisizken sevgiliyi sevmektir.
-Sevmek üşümektir. Sevgilinin yokluğuna
üşümektir.
-Sevgiliyle her şeyi göze almaktır sevmek. Ki
-sevgilinin olduğu cehenneme yürümektir.
-Sevgilinin olmadığı Cennete de gitmemektir
sevmek.
-Sevmek, sevgiliyi cennet etmektir.
-Sevmek bir olmaktır.
-Sevmek yaşamaktır.
-Ve sevmek inanmaktır.
-Sevmek bir başkasının hayatını yaşamaktır.
-Sevmek sevmesini haketmektir.
-Sevmek sevgilinin baktığı yerde, sustuğu yerde
olmaktır.
-Sevmek sevgilisiz geçen gecelerin sabahına
varmaktır.
-Sevmek saz benizli sabahlarda yaşamaktır
sevgiliyi.
-Sevmek sevmesini bilmektir.
-Sevmek ölmesini bilmektir.
-Sevmek SEVMEK olmaktır.
-AŞK olmaktır.
-Aşk bir kere sevmektir.
-Sevmek aşkın kendisi olmaktır.
-Ölümü Özlemeyen Aşkı Anlayamaz...
goksu18 - avatarı
goksu18
Ziyaretçi
17 Ağustos 2006       Mesaj #6705
goksu18 - avatarı
Ziyaretçi
NE YILDIZLARI İSTİYORUM GECE YARILARIMA, NE GÜNEŞİ İSTİYORUM GECE KARANLIĞIMA, ÇOK DEĞİL SADECE SENİ İSTİYORUM YALNIZLIĞIMA...
goksu18 - avatarı
goksu18
Ziyaretçi
17 Ağustos 2006       Mesaj #6706
goksu18 - avatarı
Ziyaretçi
SeVGi PaMuKtaN BiR BuLuT.YaĞmuR oLduM AvuÇLaRıNın AraSıNDaYım.Ne oLuR KaLBinDe aÇaN ÇiÇeKLerİ GöZYaşLaRıMla SuLa.SuLa Ki KaLBinDe BeNimDe BiR BaHÇeM oLsUn...
goksu18 - avatarı
goksu18
Ziyaretçi
17 Ağustos 2006       Mesaj #6707
goksu18 - avatarı
Ziyaretçi
DÜNYADA SENİ SEVEN 4 KİŞİ VARSA UNUTMA BU 4 KİŞİDEN BİRİ BENİM.DÜNYADA SENİ SEVEN 3 KİŞİ VARSA UNUTMA BU 3 KİŞİDEN BİRİ BENİM.DÜNYADA SENİ SEVEN 2 KİŞİ KALMIŞSA UNUTMA BUNLARDAN BİRİ BENİM.DÜNYADA SENİ SEVEN 1 KİŞİ KALMIŞSA UNUTMA BU MUTLAKA BENİM.DÜNYADA SENİ SEVEN KİMSE KALMADIYSA BEN ÖLMÜŞÜM.....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ağustos 2006       Mesaj #6708
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karanlığa DoğruYürüyorum
yine bir gece vakti
Yalnız başıma...
Kimseler yok etrafımda
Her yer sessiz,karanlık,
Yıldızların kaydığı bu gecede
Yine seni düşünüyorum
Gökyüzüne bakıp...

Kimbilir belki sende beni düşünüyorsundur
Uyku girmemiştir gözlerine
Hatta sende hatırlıyorsundur
Geçen güzel günleri...
Özlüyorsundur belki sende beni

İnsan hayal ettikçe yaşar
Bende seni hayalliyorum
Belki bana dönersin diye
Sende seviyorsan eğer beni
Hiç düşünmeden gel sevgilim,
Çünkü karanlığa doğru giden umutlarıma
Bir güneş gibi doğacaksın...
Geç olmadan gel SEVGİLİM
Bekliyorum!...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
17 Ağustos 2006       Mesaj #6709
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kımıltı




Bir ışık vardı
Ben ona bakıyordum
O ışık sallanıyor sanıyordum.
Oysa hemen anladım,
Ki ben kımıldanıyordum.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ağustos 2006       Mesaj #6710
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gıdenler hep bekle benı derler ve kalanlar hep bekleyecegıne yemın ederler"

Her giden ardında bir bekleyen bırakır.
Bazen ister bekle beni der..
Bazende bekleme hayatına devam et der..
Bu bekleme demenın ardında bır
beklenme isteği vardır hep..
Nedense herkes bırı tarafından beklenmeyı özler.
Özlenmeyi özler, yada birinin hayatında hep var olmayı bilmektir güzel olan.

Ve her kalan yüreğindeki acısıyla bekleyeceğim der.
Dönmeyeceğini bile bile...
Gelmeyeceğini bile bile..
Sevmeyeceğini bile bile..
Ve bekler...
Taki bir gün artık ümitler kesilip.
Yolların tamamen ayrı olduğu fark edilene kadar..

Ve başlar keşkeler, pişmanlıklar....

Yanı başımızdayken fark etmediğimiz bir çok ayrıntı takılır hafızalara.Oysa ne güzelmiş yaşanılanlar dersiniz.. Meger ne çok sevmişim dersiniz..
Ve belkide hiç sevilmediğinizi fark edersiniz.
En acısıda budur yaa zaten. Sevilmeden sevdiğinizi fark ettiğinizde
beyninizi yer binlerce soru.. Başlarsınız cevabı besbelli olan sorulara kendinizce cevap aramaya..

Ve sorgulama zamanı gelir kendinizce..
Oysa unutursunuz bir şeyii.
"Aşk Sorgulanmadan Yasanmalıdır.."

Ama unutursunuz bu kuralı "nedenler ve niçinler" kemirir beyninizi..
Ağlamak sizin için kacınılmaz bir seçimdir.Ağlarsınız herşeye ve her
olaya..

Baktıgınız her yer "onda" biter..
Gördüğünüz herşeyde "onu" ararsınız..
Aynadaki gorüntünüzde bir yansıma, sokaktaki köşe başında bir kucaklasmadır "o"..
Yağan yağmurdur, denizdeki yakamozdur "o", gecelerin ayı, gündüzlerin güneşidir "o"

Ve son cümleler dökülür artık dilinizden...
"O" Mutlu Olsun Yeter...

Diyebileceğiniz bir şey kalmamıstır çünkü..
Tıpkı yüreğinizi sizden aldığı gibi giderken cümlelerinizide götürmüştür yanında..

Sessizlik kalır geriye biten bir sevgiden...
Ve Ayrılık Urganı kalır boynunuzda "yağlı bir ilmek gibi..."

Sanki biri ha çekti ha çekecek..
Durdu sanarsınız dünyayı ha battı ha batacak..
Ama ne dünya durur nede o ilmek çekilir..
Hayat devam ediyordur ve bu çarkın içinde sizide bilmediğiniz başka
diyarlara sürüklüyordur..

Biticek sanırsınız acınızı bitmez... Sadece bir yerlere saklanır
yüreğinizde..Bir şarkida, bir şiirin içli mısralarında ve belkide bir sözde kanamaya hazır bir yaradır o artık..

"Sessizliğin İçinde Bir Çığlık, Karanlığın İçinde Bir Işık, Yürekte Kapanmaz Bir Yaradır Artık

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya