Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 826

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.464 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8251
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ne Sen Ne de Gölgen

Sponsorlu Bağlantılar



Diyelim ki balıkmışım ben
Sende bir balıkçı .....
İkimizde biliriz sinege bile kıyamayız
Öyle boş oltayı atarsın denize
Bilirsin salak olmadığımı ...
Ama aşık olduğumu bilmessin
Ben sana inat yakalanırım
sen ise şaşırısın nerden geldi bu diye
İstediğin balik değildi ki sadece
iskelede oturmak boş boş olta atmak
Mecbur çekersin yukarıya
Acı çekiyorum nede olsa...
Dedimya kıyamassın
uzanırım avuçlarına dudaklarıma dokunursun
İğneyi çıkartacaksın ya yoksasevdiğinden fala değil
Bilirim senin yanında yaşıyamıyacağımı
sen de bilirsin bana kıyamadığını
Bakarsın avuçlarındaki aptal balığa
Bende sana.....
Sen beni kurtarmayıseçersin
Ben ise avvuçlarında ölmeyi
Bırakırsın denize
yüzünde kahraman bir gülümseme
Hayat kurtardın ya az önce
Sessizce boğulurken mavi sularda
Son kez bakarım iskeleye
Ne Sen kalmışsın ne de gölgen

TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8252
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar
Duyacak Mısın İstanbul


İstanbul yalnızca bir gülüş gerek bana,
Eminönü kadar renkli,hüzünlü Üsküdar kadar,
İstanbul,hıçkıra hıçkıra ağlasam yaslanıp omuzuna,
Gözümden herkesçe sır olan yaşamlar damlar.

Bazen Kızkulesi tutar ellerimden,
Sarılır bana Üsküdar,dönüp de bakmam,
Bazı bazı yaşaran gözlerimle,
Topkapı'ya karşı ağlarım,
İnciler süzülür,ta yüreğimden.

Ey şehir! Sana acının müphem anahtarını veriyorum,
Bana adımı söyle,sana kim olduğunu söyleyeyim,
Böyle depderin izlerken seni Çamlıca'dan,
Hasreti kalbime gömdükçe gömüyorum.

Nedir sende bu ateş,bu yangın ne İstanbul?
Senden firak zor,senle vuslat zor,
İstanbul,gel yalnızlığıma sokul!

Bir anlaşabilseydik seninle,
Aynı sahile baksaydık,
Bir gün Ortaköy'den Boğaz,Hisar'dan bütün sen bir gün,
Haliç'ten yürüseydik,sen ve hüzün el ele,
Ben hüzün'üm İstanbul,
Hani ikiz kardeşin,
Öbür adı ölmenin.

İstanbul,sana büyük gelir benim yalnızlığım,
Üzerine giyemezsin,
Sen bir kale burcunda dalgalanan bayrak,
Ben bir papatya o burcun yamacında,
Göremezsin beni İstanbul,göremezsin! ...

arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8253
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ne Uzun Zaman Oldu



Ne uzun zaman oldu
Birine seni seviyorum demeyeli
Ne uzun zaman oldu
Gözlerine bakmayalı

Bu uzun zaman değimli
Beni bu hale getiren
Tıpkı kör bir insanın ışığı unuttuğu gibi
Benimde seni unutalı
Ne uzun zaman oldu

Ne uzun zaman geçti
Dizlerine uzanıp uyumayalı,
Sokaklara çıkmayalı,
Yağmurda dolaşmayalı
Sabahlara kadar içip içip sızmayalı

Ne uzun zaman oldu
Seni seviyorum demeyeli
Ne uzun zaman oldu ismini anmayalı
Şerefine kadeh kaldırıp içmeyeli
Lanet olsun
Ne uzun zaman oldu
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8254
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yürek Yolcularina ithaf olunur...

Bütün yaptiklarimdan ve bütün söylediklerimden
Kimse anlamaya çalismasin kim oldugumu
Bir engel vardi, bir engel, bütün eylemlerimi
Ve bastan asagi tutumumu degistiren
Hep bir engel vardi tam konusacagim sira
Susturuverirdi beni
En göze çarpmamis davranislarimdan
En kapali sözlerimden, yazdiklarimdan
Yalniz onlardan anlasilabilirim
Ama belki de degmez bunca çabaya
Bunca dikkate, gerçekte kim oldugumu bulmak,
Daha güzel bir toplumda, ilerde
Bir baskasi tipki bana benzeyen
Çikar kuskusuz, yasar özgürce.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8255
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ne Varsa Aşka Dair



ne varsa aşka dair
yaşanıp yaşanıp çöp sepetlerini dolduran
kırışmış kağıt parçalarındaki
özene bezene yazılmış duygu şifreleri

karmaşık kelimelerin
melankolik havasını kaldıramayan
zamanın kötü örneklerine kapılan
tuhaf sevgililer içinde

ne varsa aşka dair
su yüzüne çıkmaya korkan egoların
evrimini tamamlamış kelimelerin
kıyılara vurması gibi
kaybolup gidecek bir gün
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8256
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yüreğe uygun acılar

bir sağ omzum vardı
bir de sol omzum
bir kez bile koymadın başını

insan yüreğine uygun acılar yaşamalı
adı kötüye çıkmış bir iklimde fazla kalmamalı
yüzü yeşile dönük de olsa
her mevsimce benimsenen bir ağacı sevmemeli
ve uykuları göçebeleşiyorsa
bedeninde birer sığıntı gibi duruyorsa rüyaları
oturup yatağını kollamalı

kışlara koşar adım giden güneş
bahçelerin dışında büyümeyi
aklına koyan ahlat ağacı
ve terli avuçlarımdan
tekin olmayan sulara inen geyik sürüleri
beni yalnız bırakıp gitmeyin
gitmeyin anlayın işte
ben onu çok özledim

yüzüne bakılmaz bir yalandı beni sevdiğin
yüreğimin akıl sır erdiremediği bir yalan
bir türlü yüreklenip resmine bakamıyorum
kalbimin rutubetinde
şimdi yüzüne kirli bir esmerlik çöreklenmiştir
saçların ve aseton kokan tırnakların uzamıştır
ve yıldız yüklü gecene
becerikli bir ay bile konmamıştır

dolunay tozlu köy yolunda
beni bekliyordur şimdi
elbet aklımı alacak bir öpücüğü daha vardır
babamın
ve annemin kötü günler için sakladığı
saçlarımı okşayacak ellerinden kalmıştır

iklimlerin silkelediği bir bahçede
ağaçlarda aldatıcı bir kahkaha gibi
patlayınca kuş kanatları
yüzümü güneşe çevirip terli avuçlarımı
kurutacağım
uzayan tırnaklarımı ve saçlarımı seveceğim

yüreğim
sen beni anlarsın
ya omuzlarım
onun bir kez bile başını koymadığı omuzlarım
asıl onları nasıl avutmalı
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8257
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ne Yapmak İstiyorsun




Sana bir sır vereceğim beni dinliyormusun
Seni nasıl sevdiğimi sanki bilmiyormusun
Maksadın beni sefil ve perişan etmek mi
Böyle acı vererek ne yapmak istiyorsun

Uçurumlardan atıp kalbimi parçalamak
Ateşlere atıp ta diri diri yakmak mı
Müebbetten vazgeçip kalemini kırarak
Darağacını kurup idam edip asmak mı

Ne yapmak istesen de hiç umrumda değil
Bu kalbim, bu canım, bu ruhum sana esir
Geçse de acı dolu, çileli uzun yıllar
Sana olan duygularım aşktan daha derindir
Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8258
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
Aşk yağıyor üzerime

Bu gece
Aşk yağıyor üzerime.
Sağnak yağış halinde.
Çekin elinizi yıldızlar.
Gölge etmeyin,
Bu aşkın üzerine.

Bu sabah doğma güneş.
Randevunu biraz ertele.
Sırılsıklam edince beni aşk.
O zaman dokunursun.
Islak bedenime...

Bu gece aşk yağıyor üzerime...
Sevda kokuyor üstüm başım.


Cömert Yılmaz
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8259
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yürümek

yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
karanlığın gözüne bakarak yürümek..
yürümek;
dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek ..
yürümek;

yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek ..
yürümek;
yürekten gülerekten yürümek ...
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8260
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi


İstanbul'u anlat diyorsun bana!

İstanbul'u anlat! diyorsun bana,
Bunu kimler, ne şairler denediler.
Nedim'ler, Yahya Kemâl'ler, Orhan Veli'ler.
Onların günahı yoktu,
Yetersiz kalmıştı tüm kelimeler.
Yedi tepe üstüne kurulmuş bir diyar,
Boynunda taşıdığı eşsiz bir gerdanlık var.
Süzülür Marmara'da Boğaz'da,
Kuğu timsali vapurlar.
Çevresinde güzellik ve gizem dolu yalılar.
Danseder mavinin tonlarında,
İstanbul'un simgesi gelinlik giymiş martılar.
Uğrayalım önce Hisar'lara,
Bak! Yıldırım Beyazit, Fatih duruyor karşında.
Cesaret, tarih gizli hisarın her taşında.
Sarıyer, Emirgan, Çengelköy, Tarabya,
Bu cennet köşelere, göz diken insanlara,
Derim ki, vazgeçin bu sevdadan,
Onlar sadece rüya.
İşte Galata kulesi,
Üzerinde ay yıldızlı bayrağı,
Meydan okuyor, zamana ve Dünya'ya
Tarih kokan Üsküdar,
Kucağında destanlara konu olan Kız Kule'si
Burada ninni olur, denizin çırpınan sesi.
San'at ve zerafet içerir,
Sultan Ahmet camii'nin her minaresi.
Sessiz ol! ve dinle!
Derinden derine geliyor,
Kanûni'nin kükreyen sesi.
İstanbul'u anlat! diyorsun bana,
İstanbul anlatılmaz, yaşanır, hissedilir, görülür.
İçtiysen suyundan, bastıysan toprağına,
Onunla yaşanır, onunla ölünür.
Nakkaştepe'den Boğazı,Çamlıca'dan mehtabı,
Salacak'tan gurubu seyreyle!
Canlılık mı istedin?
Yanaş yosun kokan bir iskeleye,
Uzanıver Sultan Ahmet'e,Ortaköy'e Etiler'e.
Bu şehirde yaşanır, büyük isyanlar,
Büyük acılar, büyük aşklar.
İstanbul bir başka yer, taştan topraktan değil,
Bedeni var, ruhu var.
Ebedi bir sevgili, vazgeçilmez bir yar.
Dünya'da bir İstanbul,
İstanbul'da binbir dünya var.

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya