Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 833

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.464 Cevap: 12.492
shaggy - avatarı
shaggy
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8321
shaggy - avatarı
Ziyaretçi
Balık ağa girdikten sonra aklı başına gelir,
Senin ağına düştükten sonra aklı ben nideyim,
Sponsorlu Bağlantılar
Sende uzakta geçen ömür suyun taşına benzer,
Yaşamın sırrı yüreğinde, bırak da ben gireyim.

Kader ağını örmüş, düşecek birisini bekler,
Sunacağın zehir olsa da gönüllü ben geleyim,
Senden uzakta geçen ömür çözülmüş ağa benzer,
Yaşamın sırrı kollarında, sarıl da ben öleyim.

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8322
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Başlasa Gündüz

Sponsorlu Bağlantılar
Gece;
Her taraf ufuksuz,
Her taraf durgun
Gölgesiz karaltılarla dolu ortalık
Ölüm ağırlığınca çökmüş karanlık
Etrafta sükun,
Sessiz kalabalık!

Odam;
Her şey darmadağın!
Konuşurlar kelimesiz, hecesiz
Dört duvardan özge dört canavardır
Üstüme gelmeye ahdleri vardır
An geçmez işkencesiz!
Mübarek, sanki mezardır

Ben;
Gözlerim faltaşı,
El ayak düşmüş
Tek bir seğrime yok, kaskatı bir yüz
Uykuyla kavgalı, huzurdan öksüz
Başına binlerce soru üşüşmüş!
Gayrı ufuklardan başlasa gündüz

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8323
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çocukluğum
Ve en çok seni özledim ben.
Karşı komşunun sokağa çıkacağı zamanı beklemeni.
Her teyzeyi annen gibi sevmeni.
Sanki ayıpmış gibi kimselere söylememeni.
Ve o bisikleti ilk gördüğünde koşuşunu.
Yağmurlu bir günde annenin elinden yediğin ekmeği.
Islanan sokaklara bakıp duygulanmanı.
Yaz akşamlarında oturduğun kaldırımı.Seni bir kez daha görmek isterdim...
hiç konuşmadan..
kısa pantolonlu siyah beyaz halini..
bir lokma boyunu..
diz çöküp yere sımsıkı...ama çok sıkı
sarılmak sana..
gözyaşlarımı omuzlarına bırakıp gitmek istiyorum şimdi
sana kim olduğumu söylemeden...arkama bakmadan
ağladığımı sana göstermeden
seni çok özledim
ama çok özledim
çocukluğum! !
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8324
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Beddua

kendi göklerimden indim
kendi duvarlarıma
konduğum duvarlar yıkılsın
bahtiyâaar

havuzlarımda birkaç damla su içip
ağaçlarımın çiçekli dallarına uçtum
konduğum dallar kurusun
bahtiyâaar

seni bahçelerimde uyuttum
seni duvarlarımda sakladım
havuzlarıma güneşler vurduğu zaman
gözlerini açıp bana gülerdi
bahtiyâaar

yazık sana verdiğim emeklere
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8325
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çok Sevmişti
Herhangi bir geminin limandan ayrılmasına bile ağlar oldum
Sonra akşamların gelişi gündüzlerin vedası üzdü beni
Sayende yaşadığıma bile efkarlanıyorum
Artık gerisini sen düşün
Sebepsiz hüzünlerdir benim kirpiklerim
İster istemez öpüp kaçarlar beni
Hiçbir şey olamamış gibi
Nasıl bir selama mutlu oluyorsam
Sensizliğimde bir yağmur damlası bazen kahrediyor beni
Çok genç ölücem belki
Belkide yaşayanlar kendi nefeslerine bile inanamayacaklar öldüğümde
Elbette her veda gibi hüzünle uğurlanıcam
Kimileri üzülecek kimilerinden fazla
Az yaşadı diyecekler arkamdan az yaşadı
Ama çok sevmişti...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8326
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Belli Belirsiz Gidişler

Sonbaharda dolunaylarla belli belirsiz gidişler.
Derin uzaklarında ayın krater gözleri görülür.
Her yolcu belli belirsiz gider, bakışlara gider.
Gözler gözlere gider yolculara yoldaş gözler.
Tenler tenlere uzanırken yolcular ellerle gider.
Omuzlara özlem konar, ağırlaşır, biner de biner.
Ağır trenler gibi yaşlar raylarında akar dudaklara.
Belli belirsiz gözlerin peronlarında yollar başlar.
.
Her yolcusu yolunda gibi belli belirsiz yolların.
Belli belirsiz sevdalara gider yürekleri yolcuların.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8327
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Damla
Bir tatlı sevinçti,
gelişinin heyecanı yüreyindeydi.
Gökyüzünden süzüldü bana doğru yaklaştı.
Beni seçmişti.
Dudaklarıma dokundu, dudaklarımı ıslattı.
Ama gitti...
Bir serseri yağmur damlasıydı...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8328
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ben Ağlarım Yane Yane

Ben ağlarım yane yane
Aşk boyadı beni kane
Ne akılem, ne divane
Gel gör beni aşk neyledi
Derde giriftar eyledi
Gah eserim yeller gibi
Gah tozarım yollar gib
Gah akarım seller gibi
Gel gör ben aşk neyledi
Derde giriftar eyledi

Ben Yunus'u biçereyim
aşk elinden avareyim
Baştan aşağı yareyim
Gel gör ben aşk neyledi
Derde giriftar eyledi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8329
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak
Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak.
O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,
Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak.


Çalma kurban olayım hepsini, ey hırslı çakal
Gariban halkımada bir pul, bırakacak kadar al
Olmaz sana götürdüğün paralar sonra helal
Hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemal


Ben ezelden beri aç yaşadım, aç yaşarım
Hangi hükümet beni kurtaracakmış? Şaşarım
Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım
Yırtsam da bir tarafımı, hiç görülmez başarım.


Mali Krizler, yoluna örmüşse çelikten duvar,
Benim cağız, ceğiz diyen bir hükümetim var
Bağırsın korkma, nasıl işimize burnunu sokar
Avrupa Birliği denen tek dişi kalmış canavar.


Arkadaş, Meclise namusuyla çalışanları uğratma sakın
İşe aldıracakların, olsun hep sana yakın
Gelecektir, cezanı vereceği günler Hakkın
Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın.


Yaktığın yerleri orman diyerek geçme, tanı
Çalışanı işten at, doldur kadroya yatanı
Gözleri açık yatır seni kurtaran atanı
Satılmadik o kaldı, durma satıver vatanı.


Sermaye mutlu olsun, olsa da çevre feda
Semizletin Apo'yu, mezarında dönsün Şüheda
Uydurma kanunlarla Meclisten getirin seda
Onbin Yıllık tarihe, yurdum ederken veda.


Cümlenizin bu yurdu yok etmek mi emeli?
Yediginiz herzelere başka ne demeli?
Oyuverin altını, iyice sallansın temeli
Yurdumun ki, sonunda vatandaş kükremeli....


O zaman durur belki gözümden akan yaşım
O zaman doğrulur belim, yukarı kalkar başım
O zaman boşa gitmez yıllar süren uğraşım
HESABINI VERİP TE GİTTİĞİNİZ GÜN KARDAŞIM...


Dalgalanın sizde dolar gibi şimdi ey suçlular
Olsun artık soyguncuya vurulacak bir yular
Ebediyen, öyle yok hesapsız bir iktidar
Hakkıdır Garip yasamış vatandaşın da gülmek
Hakkıdır ezilmiş milletimin aydınlık bir İstikbal.....
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ağustos 2006       Mesaj #8330
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ölüme Dair

Buyrun, oturun dostlar,
hoş gelip sefalar getirdiniz.
Biliyorum, ben uyurken
hücreme pencereden girdiniz.
Ne ince boyunlu ilâç şişesini
ne kırmızı kutuyu devirdiniz.
Yüzünüzde yıldızların aydınlığı
başucumda durup el ele verdiniz.
Buyrun, oturun dostlar
hoş gelip sefalar getirdiniz.

Neden öyle yüzüme bir tuhaf bakılıyor?
Osman oğlu Hâşim.
Ne tuhaf şey,
hani siz ölmüştünüz kardeşim.
İstanbul limanında
kömür yüklerken bir İngiliz şilebine,
kömür küfesiyle beraber
ambarın dibine...

Şilebin vinci çıkartmıştı nâşınızı
ve paydostan önce yıkamıştı kıpkırmızı kanınız
simsiyah başınızı.
Kim bilir nasıl yanmıştır canınız...
Ayakta durmayın, oturun,
ben sizi ölmüş zannediyordum,
hücreme pencereden girdiniz.
Yüzünüzde yıldızların aydınlığı
hoş gelip sefalar getirdiniz...

Yayalar-köylü Yakup,
iki gözüm,
merhaba.
Siz de ölmediniz miydi?
Çocuklara sıtmayı ve açlığı bırakıp
çok sıcak bir yaz günü
yapraksız kabristana gömülmediniz miydi?
Demek ölmemişsiniz?

Ya siz?
Muharrir Ahmet Cemil?
Gözümle gördüm
tabutunuzun
toprağa indiğini.

Hem galiba
tabut biraz kısaydı boyunuzdan.
Onu bırakın Ahmet Cemil,
vazgeçmemişsiniz eski huyunuzdan,
o ilâç şişesidir
rakı şişesi değil.
Günde elli kuruşu tutabilmek için,
yapyalnız
dünyayı unutabilmek için
ne kadar çok içerdiniz...
Ben sizi ölmüş zannediyordum.
Başucumda durup el ele verdiniz,
buyrun, oturun dostlar,
hoş gelip sefalar getirdiniz...

Bir eski Acem şairi :
«Ölüm âdildir» — diyor,—
«aynı haşmetle vurur şahı fakiri.»

Hâşim,
neden şaşıyorsunuz?
Hiç duymadınız mıydı kardeşim,
herhangi bir şahın bir gemi ambarında
bir kömür küfesiyle öldüğünü?...

Bir eski Acem şairi :
«Ölüm âdildir» — diyor.
Yakup,
ne güzel güldünüz, iki gözüm.
Yaşarken bir kerre olsun böyle gülmemişsinizdir...
Fakat bekleyin, bitsin sözüm.
Bir eski Acem şairi :
«Ölüm âdil...»
Şişeyi bırakın Ahmet Cemil.
Boşuna hiddet ediyorsunuz.
Biliyorum,
ölümün âdil olması için
hayatın âdil olması lâzım, diyorsunuz...

Bir eski Acem şairi...
Dostlar beni bırakıp,
dostlar, böyle hışımla
nereye gidiyorsunuz?

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya