Yüreğime Sinen Gülüşün Olmasa... Bu kentin sahte aşklar pazarında
Mağlubiyetler bildirisi yokluğun
Çığlık çığlığa okunan
Ve
Her satırı yüreğimi vuran acımasızca...
Bu kentin aymaz akşamlarında
Müşkül sorular soruyor deliliğim aklıma
Kapanmayan kirpiklerimden
Süzülüyor hasret
Ve
Kanayan yanlarım yansıyor
Sırsız aynalara...
Bu kentin umuttan uzak sabahlarında
Sevdayı dayayıp şakağıma
Kaç kez “benden bu kadar” dedim hayata
Kaç defa meydan okudum ömür denen yazgıya...
Ve
Çoktan ölmüştüm sessiz sedasız
Yüreğime sinen gülüşün olmasa... .................................................. Gel Ey Sevgili.
Yokluğunun ayazı
Kardelenler misâli titretir içimi
Uyku düşmez kirpiklerime
Düşler öpmez gözbebeklerimi...
Yorgunum
Biçâreyim
Gel ey sevgili
Devral hasret burcundaki nöbetlerimi...
Üşüyor yüreğim
Zemheri sevdalarda
Kışlarda, ayazlarda
Koyma ümitlerimi...
Gel, ey sevgili
Hasret vadilerinde
Katmer katmer açan özlem güllerim
Yaşasın binbir renkli beşinci mevsimini....
............................................................
Sayki Bir Düş Bu Sevda...
Bilirim,
Hasret okşar saçlarını
Ellerimin yerine...
İsyanların yazılır her gece
Yüreğimin tenhalarına...
Ten kulağı ile değil,
Can kulağı ile beklersin çağrımı
Yusuf’un kuyularında...
Bilirsin,
Ömrüm bahr-ı zulmetlerde
Kederler yüzdüren Züleyha...
Sevinçlerden kovulmuş
Vuslat meclislerinden
Adı silinmiş dilâra...
Bekleme ey yâr! ..
Aşılmaz surlar örülü yollarımda...
Bir buse kondurup
Göm seherlerin bağrına avazımı
Say ki, bir düştü bu sevda...
..................................................................
Bu Gece... Bu gece,
Bütün ışıklarını söndürdüm ruhumun
Geceden daha karanlık kabuslarla
Dans ettim düşlerimde...
Yaşamdan başka her şeye yakındım
Ve en çok ölümü yakıştırdım yüreğime...
Bu gece,
Aynalara baktım uzun uzun
Hasretin yansımasıydı gözlerimde gördüğüm.
Yokluğuna dokundum ağladım
Ağladıkça sensizlik koktu avuçlarım.
Tek başına kaldım hiç bilmediğim bir ülkede...
Bu gece,
Vuslatı aradım çıkmaz sokaklarda
Ürperten çığlıklar duydum
İçimde yankılanan
İlk kez korktum yaşamdan...
Yaşanmamış bir ömrün tortuları vardı ellerimde...
Bu gece,
Bozguna uğradım bütün savaşlarda
Tutuştu umutlarım
Savruldu külleri yarınlarıma.
Ve bütün ışıkları doldurup bir odaya
Kapısını naçarlıkla mühürledim...
Bu gece, ben ben değildim.... ( Seynur İnal )