Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 86

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.566 Cevap: 12.492
eLmA_$eKeR! - avatarı
eLmA_$eKeR!
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #851
eLmA_$eKeR! - avatarı
Ziyaretçi
Senden her gün biraz daha nefret ettim..

Sponsorlu Bağlantılar
Bu kahrolası hayatımın tek sorumlusu sendin..

Ben nefreti ellerinden öğrendim..

Heveslerimin katili..

İçimde ki sevgi tomurcuklarının azraili..

Mutluluğumun celladı..

Gün görmemiş umutlarımın lacivert yüzü..

Bakire sevinçlerimin kara bekçisi..

Nefretim, kinim, düşmanım sen..

Hayallerimin en acımasız hali..

Korkulu bakışlarımın annesi..

Bir yanım hep yetim büyüdü..



Dobra sevdalarımı bir hırsız gibi çaldın benden..

İşinin ehli sevgi katili..

Bir sabah iki kelime ile uyandım güne..

- mutluluk nerde?



Ardışık sitemler babası..

Kötümser saplantı virüsü..

Yenildi ömrüm sana..

Bir yanım hep öksüz büyüdü..



Kurşun gibi zamansız vurdun kanımdan..

Ne yazık bedenim sende yaşam buldu..

Daha iyisi olsun isterdim ama..

Zifiri saplantı sardı gülüşlerimi..

Kundağı oldum lacivertin..

İçimi sana doldurdum..

Seni ben yapamadım ama beni sen yaptın..



Susamış çiçeklerime herkesten önce yetişen sen..

Bilebilir miydim bu hale düşmeden evvel..

Nefrete büyüdüğümü?



Güzellikler beyaza tutsak, odam laciverte dönük, yüreğim puslu..

Yol görebiliyor musun(?) vukuat var ilerde..

eLmA_$eKeR! - avatarı
eLmA_$eKeR!
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #852
eLmA_$eKeR! - avatarı
Ziyaretçi
Bıçak sevdaya dayandı..

Sponsorlu Bağlantılar
Sevdalı katletti kendini, sevda için feda oldu..

Sevda dondu kaldı, dünyası başına yıkıldı..

Sevdalısı onu bu kadar seviyordu demek, anladı..

Ama, geç oldu..



Sevdalı, kanlar içinde yığıldı yere

Sevda tek bir kelime bile edemiyordu..

Kendini kaybetmiş sevda, sustu ve gitti..

Kendine geldiğinde sevdalısı çoktan gömülmüştü..



Bıçak sevdaya dayandı.

Bir sevdalı daha kayıp gitti..

Ömrünün en güzel yıllarını sevdaya adayarak..



Bıçak sevdaya dayandı..

Sevdalısı, geçti ömründen..

Gözlerinden film şeridi gibi, mutluluğu akarken sevdanın..

Sevdalı gülümseyerek kapadı gözlerini..

Geride bıraktığı, geç kalınmış vazifeydi, üstüne düşen ve yaptı..

Sevdasına ömrünü biçti!



Bıçak sevdaya dayandı..

Sevda ölüme hazır değildi..

Sevdalı kendini önüne attı..

Ellerini sıkıca tutarak, “Sen yaşa diye”.. diyebildi..

Sevda kan tükürüyordu, sevdanın içi geçmişti.. Sevda kan ağlıyordu..

Ama, sevdalı artık yoktu..



Bıçak sevdaya dayandı..

Sevdalı, elinle göğsünü parçalayarak..

Sevdasına kalbini emanet etti..

“Bir daha gelirsem bu dünyaya onu senden alacağım yada sen bulursan beni öte tarafta.. Kapının girişin de seni bekliyor olacağım, emanetime iyi bak,” dedi..



Bıçak sevdaya dayanacaktı, sevdalıya kıyamadı..



Sevda ağır bastı, sevdalıda..

Görünmeyen bir sihirle bağlanmıştı sevdaya..

Aşk onları kutsadı sonra..

İkisinin de mezarı, birbirinin gönüllerindeydi..

Ve bu sırrı bir tek aşk biliyordu..

Aşkı da zaten kimse tanımıyordu..

Sevda, son bir nefes saklamıştı kendine..

Sevdalıda son bir öpücük..

Bir gün karşılaştıklarında..

Sevdanın nefesi yetsin diye, sevdalıda dudaklarında ölsün diye..

JeLiBoN - avatarı
JeLiBoN
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #853
JeLiBoN - avatarı
Ziyaretçi
NEDEN KIZKARDEŞLERİM
Neden kızkardeşlerim
Niçin saklanıyorsunuz
Niçin peçelerin peştemalların arkasına gizleniyorsunuz
Nur yüzünüzü
Sık ve sıhhatli siyah saçlarınızı cömert ağzınızı
Neden kızkardeşlerim
Hep böyle bir şeyden korkmuş gibi huzursuz
Hep böyle bir şeye kızmış gibi öfkeli
Acı ve alaca gözleriniz daima gölgeli
Niçin kızkardeşlerim
Kim geçerse geçsin yanınızdan
Işığı kendinize haram ediyorsunuz
Bir vücut noksanını saklar gibisiniz
Utanıyorum utancınızdan
Neden kızkardeşlerim
Niçin saklanıyorsunuz
Görmek istemez miyim hünerli ellerinizi
Yastık örtülerine çitlembik gözlü kuşlar işleyen
Çay takımlarına mor menekşeler
Hercai menekşeler dizi dizi
Kızkardeşlerim
Görmek istemez miyim ellerinizi
Buğday sularına batmış ölesiye ırgat
Hızlı ve çabuk teknede hamur yoğururken
Çamaşır günleri bambaşka hamarat
Bir erkek eli kadar yiğit ve kararlı
Dağ kuşlarının pençesi gibi çevik
Yırtıcı üstelik çocuk doğururken
Hem gözlerinizi de görmek isterim
Ne zararı var
Bütün kirpikleriyle üzerime açılsınlar
Hem tüyleri yaldızlı boyunlarınızı
Herhangi bir sokağı ilkbahar gibi şenlendiren
Tepeden tırnağa çiçekli giyinlerinizi
Alnınızdaki mavi damarcıkları da görmek isterim
Her şeyinizi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #854
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
gelişini bana yaz diyordun ya...

gelişini bana yaz diyordun ya...
ellerim buz, tenimde ayaz
neye deysem,
nereye gitsem yokluğun beyaz

uzun sürdü yüreğimdeki kış
uzatsam ellerimi, eski bir otel odasından
sesimi bulabilir misin
bunca eskitilmişliğin arasından

çarşaflara seriyorum sensizliği,
sürahideki su kadar eskimiş ayrılığımız
dönüşsüz gitmeler iklimindeyiz
nedensiz bu ağlamalar

zaman,
yokluğunu büyütüyor,
kapanmamış bir yara da...
yorulmuş bir güneş gibi gözlerin
kirpiklerinde şarapsı sarhoşluk
bakmasam düşecekler,
ıslak bir ikindi vaktine sorgusuz
ince bir ney sesi gönül hânemde

bardaklara dolduruyorum sensizliği
rengi... beyaz.


yazar
tayfun ışıldar



JeLiBoN - avatarı
JeLiBoN
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #855
JeLiBoN - avatarı
Ziyaretçi
Anlatamıyorum (Moro Romantico)

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #856
Misafir - avatarı
Ziyaretçi



KALDIRIMDA POLİTİKA
Aralanmış perde…
Geliyorlar
sağdan ve soldan
karışıyor, ayrılıyorlar
bir o yana bir bu…
geçiyorlar
Sayamıyorum!

Sessizce izliyorum
sokağın ne başı ne sonu
bir gelip geçenleri
bir de hepsinin oynadığı oyunu

Üzgünüm gülemiyor,
geçemiyorum!
aranızdan bir kedi örneği,
ayıramıyorum bu karalıkta
ihanetinizden sevginizi.

Tek bildiğim var!
yetmese de
almalıyım bir nefes
yalandan!
başımı kaldırıp…
yaşama.


Betül Yavuz
geriileri
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #857
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Desem ki; Seni Seviyorum




Desem Ki: Seni Seviyorum!



Yıllar, yumruk olup durdu boğazımda...

Tıkanıyor nefesim...
Boğulacak gibi oluyorum...
(Kim bilir...?)
Belki de boş yere,
Mâlumun meçhûlde kalması için, kendimi yoruyorum...
Her şeyin bir ömrü vardır...
Sırların da...
Benimle ölsün isterdim ama...
Ölümsüz olduğunu duyuyorum...
Her gün ölüp ölüp dirilen bir hissin ' ölümsüzlüğü ' nasılsa?
Duyumsuyor,
Bilmiyorum!
Şimdi,
Sana dönüp yönümü haykırsam!
Tüm endişeleri bir yana koyup,
Çığlığa dönüşse de sesim,
Desem ki...
Seni seviyorum!

Gülümsersin belki...
Belki de kaşlarını çatarsın...
Ne yaparsan yap umursamasam!
Korkmadan, çekinmeden, hoyratça tekrarlasam:
Desem ki...
Seni seviyorum!

Hem, hamken pişmişse gönül,
Edepten nasibi olur mu? ? ?
Say ki adım Ham Yanık!
Say ki sevmeyi bilmiyorum!
Say ki...
Sayılamayacak kadar çoğum!
Hatta,
Seviyorum Seni ama,
Sen dediğimin kim olduğunu bile bilmiyorum!
Say ki, şerikleri çok bir Sendir bu!
Say ki, şirk koşuyorum!
Sana yanarken, başkasına ağlıyor...
Sana bakarken, başkasını görüyor...
Seni severken, başkasını özlüyorum...
Say ki, şaşırmışım...
Şaşıymışım...
Ne çıkar be Sevgilim! ?
Umursar mısın bunları?
(Duyar mısın.....?)
Muhabbetsiz!
Sadâkatsiz!
Şekli ama şüphesiz!
Üstelik çılgınca!
Üstelik pek mâsum!
Hatta sahte!
Hatta öylesine!
Ve belki azıcık!
Belki uçsuz bucaksız!
Desem ki...
Seni seviyorum!

Yılmışım susmalardan!
Fakat feryatlar da yalan geliyor!
En içli tövbeleri ederken kâfir kesiliyorum!
En acı yakarışlar sırasında buz!
Yine de...
Her nefeste bir son,
Her lâhzada bir sonsuzluk,
Her dünde bir şu anlık hissediyorum!
(Ne olur sanki......?)
Kıytırık bir hüzünle,
Hiç utanmadan bakıp da yüzüne!
Desem ki...
Seni seviyorum!

Ne ayıp!
Üstelik ne gerçek!
Ne kadar da hiç üstelik!
Boğazıma düğümleniyor sesim...
Kesilmesin diye nefesim...
İşte bunun için!
Yani yine benim için!
Yani kıyamadığım için tatlı canıma!
Yani nefessizlikten ölmeyeyim diye!
Sana duyurmak için değil!
Canım kurtulsun için!
Nasıl bir sevmekse bu? ? ?
İşte,
Hâlâ Var olan Ben için!
Yüzyılın yalancılarından bir yalancı olarak!
Yüzüm bile kızarmadan!
Gönlümde sanal bir yangın...
(Ne garip.......?)
Ateşsiz!
Külsüz!
Desem ki...
Seni seviyorum!

Ve inanmadan kendim bile...
Söylerken kendi şirretliğime şaşarak!
Her Seni Seviyorum! feryâdında,
Kendi sesimden iğreniyorum!
Fakat sükût,
Tekrar sıkıyor gırtlağımı!
Tekrar tekrar...
Aynı hakikatli yalana dönüp çaresiz...
(Neylersin......?)
Sevdâlıymış gibi!
Ama sevdâsız!
Utangaç ama arsız!
Desem ki...
Seni seviyorum!

Şerha şerha yarılmak bu!
Lâkin şerhi yok durumumun...
En iyi anladığım zamanlarda bile anlamıyor,
Anlamadığımı hissederken, üstelik, her şeyi biliyorum!
Ve böylesi bilindikken her şey...
Cehlimin kokusu burnumun direklerini sızlatıyor!
(Ne anlama gelir.......?)
Bakmasam kılığıma
Küçüklüğüme aldırmasam!
Çapsız!
Cansız!
Güdük bir duyguyla!
Bir koca sırrı döksem ayaklarına!
Desem ki...
Seni seviyorum!

Kovar mısın Beni kapından?
Çarpar mısın Beni suratıma? !
Sûretimin acımışlığıyla bakarken gül çehrene...
Sîretimi yakar mısın?
Olmayan yüzüme!
Yani bana!
Yani yüzsüzler arasındaki bu yüzsüze!
Lûtfeder misin aşkını?

.........

Her şey bir yana dağılsa diyorum Sevgilim!
Her söz bir yana kaçsa!
Bu şiir de unutulsa!
Sadece insanlar değil,
Bütün kuşlar...
Pınarlar...
Ve rüzgârlar...
Herkes sussa keşke...
Her şey sussa...
Ben de sussam da...
Dolaysız, zamansız, apansız!
(Nerededir o dem......?)
Sadece Sen!
Desen ki...
Seni seviyorum!


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #858
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
A'dan Z'ye Hesap Vermek Zorunda

Hesap vermek zorunda,
Geçmiş oynadığı oyunun,
Zaman hızlı oluşunun...

Aşk ihanetlerin,
Sevgi,üzüntülerin hesabını...

Yıllar senin,
Sen yılların hesabını...

Ben kederimin,
Sen aşkımızın hesabını...

İyiler iyiliklerinin,
Kötüler kötülüklerinin hesabını...

Bulutlar beyazlıklarının,
Kuşlar özgür uçuşlarının hesabını...

Çocuklar uçurtmalarının,
Duygular ağlamalarımın hesabını...

Ben kederimin,
Sen aşkımızın hesabını...

pasaklikedi - avatarı
pasaklikedi
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #859
pasaklikedi - avatarı
Ziyaretçi

Sen İstanbul Kokardın

Martıların gözlerinden dinledim
İstanbul'un boğazı yanmış dün gece
Yıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişim
Oysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denize
Ben bu şehre yüreğimi içirmedim

Göklerden hicran yağdı, İstanbul'lu bir geceydi
Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın
İsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydi
Yalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardın

Sevda dediğin gülüm bir busedir dudağımda
Bıçak gibi, yasak gibi, kan gibi...
Utanır, intihar ederdi ölüm,
Hayata rest çekip ağladığımda,
Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi...
Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımda
Toprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibi
Kuş uçmaz kervan geçmez dağımda,
Kah aşkı yağan kar tanesi
Kah Leyla tüten rüzgardın
Zambak gibi leylak gibi,
Sigaramda duman gibi
Sevdiceğim, sen İstanbul kokardın

Dayadım ondörtlüyü İstanbul'un şakağına
İstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudum
Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına
Söylemedi, inat ettim gece seni uyudum

Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Ayla toprak şahittir, şahittir denizle gece
Sensizken, İstanbul'da bir kez olsun gülmedim
Yıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emri
Yokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedim
Ağladım yüreğimde sen, sende divane İstanbul
Aşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedim
Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Belki de can ben bu şehri güller için çok sevdim

Gözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyor
Sevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyor
Çatlayası deli yürek 'sen sen' diye atıyor
Oy gece gözlüm oy, İstanbul SENİ kokuyor
Serdar Tuncer
venüsün_kızı - avatarı
venüsün_kızı
Ziyaretçi
14 Mart 2006       Mesaj #860
venüsün_kızı - avatarı
Ziyaretçi
FİRARİ AŞK

Ütopik bir sevdanın
Dik yamaçlarındayım.
Yorgun ve bir o kadar kimsesiz...
Bedenime sığmayan bir aşkla
Sana sığınıyorum,
Ömrümün en hazan yollarında.
Susuyor yine yitirdiğimiz sözcükler
Sadece gözlerin konuşuyor sevdiğim Zehir gibi akıyor
Gözlerinden gözlerime
Dünyanın tüm kızıl okyanusları...
Bir tebessümün yetecekken
Güneşini deryama salmana,
Sen tuz basıyorsun adeta
Dinmeyen yaralarıma...
Ecel tetikte beklerken
"Git" diyorsun,duyuyorum
Belki de gitmeliyim ama,
Pusu kurmuş yalnızlığım
Sahte aşklara...
Seni bana kazandıran ve
Beni benden eden sevgili!
Biliyorsun çaremsin..
Çaresizliğim bu yüzden..
Bir adım atabilsem
Kaybedeceksin belki de
En güzel düşlerini
Firar yasak bana,bu firari aşkta
Gidemem alınyazım gidemem
SONUM ÖLÜM OLSA DA!...


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya