Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 888

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.422.859 Cevap: 12.492
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
4 Eylül 2006       Mesaj #8871
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Olmak ya da Olmamak

Sponsorlu Bağlantılar



Lal kırmızı dudaklarda
Perişan olur mecalim
Dizlerimin çözülür bağı
Akıp giderim kollarından

Mahçupluğum yüzüme vurur
Gözlerin yüzüme değse
Düğümlenir söyleyeceklerim
Titreyen dudaklarımda

Bir sıcak gülümseyiş içten
Bir çift tatlı söz candan
Olmasan kahır öldürür
Olsan ölürüm heyecandan

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Eylül 2006       Mesaj #8872
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kitabe-i Seng-i Mezar

Sponsorlu Bağlantılar
I

Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Günahkâr da sayılmazdı.

Yazık oldu Süleyman Efendi’ye.

II

Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duysalar öldüğünü alacaklılar
Haklarını helal ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.

III

Tüfeğini deppoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir ruzigar ki,
Kendi gitti,
İsmi bile kalmadı yadigâr.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısıyla:
"Ölüm Allah'ın emri,
"Ayrılık olmasaydı."
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Eylül 2006       Mesaj #8873
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
UZAK

Ne kadar uzak gecenin ucu,
Bitmek bilmeyen kayıp bir hikaye.
Elbette bir sebebi var bu yorgunluğun,
Elbette bir sebebi var bu dargınlığın,
Her şey öylece dağılmış,
Toparlanması imkansız aşklar,
Dönülmesi uzak yollar.
Ve bitmek bilmeyen kayıp bir hikaye.
Ne kadar uzak gecenin ucu……?
Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
4 Eylül 2006       Mesaj #8874
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
sizi hiç sevmiş miydim?

bakar mısınız bayan
bu masumiyet sizin mi
tanıdık biri gibi davranıyorsunuz yağmurlara
sevinçleriniz cumhuriyet
dalgınlığınızsa osmanlı
sizi daha önce hiç sevmiş miydim

biraz önce göğe bakmış gibi her haliniz
teninizde büyük bir güzelliğin yaz çıkartması
bunca çocuk bunca siyahlık içinde
her aşkta eğilip gözlerinizden mi öptüler ki
bedeninizin okulunda dudaklarınız hep yıldızlı pekiyi

gölgeli bir hüzünle bakıyorsunuz insanlara
eylül desem değil nisan desem hiç
bir ikindi gibi ikircikli
babadan kalma sanki bu kahkahanız
sizi daha önce hiç sevmiş miydim

çoluk çocuğa karışmış korkular
gözlerinden okunur kadınların sizin de öyle mi
biraz yaklaşın lütfen
aman allahım yalnızlığınız ne büyük ve de görkemli
hayatınıza sultan süleyman olmalı
ister ferhat ister mecnun fark etmez
bana bir emir verin
sizi nasıl sevmemi istersiniz

tuhaf sözcüklerle iyi şeyler duydum hakkınızda
adres teslimiymiş bakışlarınız
dili geçmiş korku zamanları
ağzınızda bir tövbeler ordusuyla
kaçamak yanıtlar veriyormuşsunuz tanrıya
canımın içi dermişsiniz dostlarınıza örneğin

ben değil tenim tanıdı sizi
göğüsleriniz küçülmüş kalçalarınız solmuş hasta mısınız
yanlış yerlerinizden mi sevildiniz yoksa
durgunluğunuza iyi gelecek bir öğüt
sevişirken en gözde eşyanızı bulundurun yanınızda
ve karamsar düşüncelere dalmayın alnınızdan öpülürken

bir gün konuşmak istedim sizinle
ama hayırsız utanma duygusu
gizlenmeleri küçümseyen bir yerden
daha yeni karışmıştınız hayata
hatta yakanızda bir gölge izi de vardı
sonra baktım ki bakışlarınız kırık
eski bir aşkla dolusunuz hâlâ
sizi daha önce hiç sevmiş miydim
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
4 Eylül 2006       Mesaj #8875
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Bağırmak İstiyorum


Sokulmak istiyorum kollarına
Bir gitar sesi ile
Gecenin karanlığında
Boşalan ellerimin teri soğumadan
Beni bırakma diye
Bağırmak istiyorum.

Koşmak istiyorum şehrin sokaklarında
Ansızın durup gözü yaşlı
Vitrin camlarından yıldızlara bakıp
Bağırmak istiyorum.

Sıyrılmak istiyorum
Kalabalığında şehrin
Beni terk edip gittin ya
Hayatımda ilk defa
Yorganıma sarılarak
Defolun diye.

Düşlerime bağırmak istiyorum.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Eylül 2006       Mesaj #8876
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÖZLEDİM SENİ..
özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
'git artık' demek
'beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa'
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....
Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
4 Eylül 2006       Mesaj #8877
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
Ferhad

Evlerin kardeşiyim ben. Rüzgarı sesle
gece çözülsün yalnızlığımdan
alıştım artık yokluğa yoksulluğa
afkardır bu: eser sultan yaylasından
ve ben eserim akşamla şehrin bağrında.
Zenginlik üreticileri halkı soyarken
yoksulluk katipleri halkı soyarken
vitrinler ve ucuz işporta halkı soyarken
sen esersin sabahla ey yalnızlık.

Yine de ihanetinle avunurum senin.

Yüreğim yanarken senin aşk kandilinde
alir giderim sevgiyi dudaklarından
hasrettir bu: kanımla öderim bedelini
mektubunu yazmam. Resmine bakarım
alışmışımdır yokluğa yoksulluğa
sesimle şehri kucakladığım bir akşamdır
-Sevgilim bana bir çay söyle.

Sen esersin ey yalnızlık
kemiksiz ellerin, sürgün gözlerinle
ceketin, gömleğin ve tarihi tezgahınla
tahılın ve suyun kölesi bedenimde.
kandır bu: akar sevda pınarından
sararım şiirimle onun çıplaklığını
ve şehrin kaburgalarını.

karanlık savurur küllürimi
manşet satar aydınlığa boğarım şehri
sokaklarım esirdir su satıcılarına
sabahlarım nakliyecilerin elinde rehin.

acıdır bu: yağar kışın dağlarından

Anlatırım bir gün hüznü, ihaneti ve seni
Bir renksiz yağmurun camdan yüzüne.



Refik Durbaş
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Eylül 2006       Mesaj #8878
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Damla Damla Sen


Yağmurları bekleme yeter dön artık
Yağmak zorunda değilsin susamış bedenime
Öyle çok özlemişim, seviyorken delice
Düşmek zorunda değilsin her gece düşlerime;
Bırakda rüyalarda kendim sarayım.

Yağmurları bekleme dinsin bu hasret
Damla damla gelişin bana huzur vermiyor.
Ellerini tutmak için çabalıyorken
Avuçlarımdan kaçışın beni mutlu etmiyor.
Bırakda sana tamamen sahip olayım.

Yağmurun kokusuna sardım
Tutamadığım kendimi.
Damla damla sen
Çisil çisil sen
Aklıma düşen sen her yağmurda
Aklımda bir başka sen oluşuyor
Çıktığım yağmur dualarında.
Bırakda dualarım günahlarım için olsun.

Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
4 Eylül 2006       Mesaj #8879
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
Zaman Kaybı

Adını anmak istemiyorum ruhum daralıyor
Tatlı düşlerimde karabasanım oldun
Ürküten benliğimi yalancı sözlerin
Geceleri daldığım çocuksu rüyalarım kayboldu

Tanıdık gelmiyor işitilen rüzgarlar
Yağıyor üzerime kara kara bulutlar
Sararan hülyalarıma zifiri karanlık oldun
Doğacak umutlarım kalmadı yarınlarımda

Sinesinde tomurcuk açmadan yok oldun
Gönderdim gönlümden gönlüne
Haykıramadığım utangaçlarımı
Zordu sevda kapalı yollarla dolu
Adın kaldı dilimde sadece bir ezbere
Şimdi koskoca bir zaman kaybısın gözlerimde.

A. Kahraman
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Eylül 2006       Mesaj #8880
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sonra çağla buzullarından sökülmüş
en soğutucu yeşiller yüreğimize
kurtarılmış tebsiler sunarken
mavi gök anlar
toprak bakır ikindilerin çoğulsu
sarılışını anımsar kolkola
bedenbedene şehrin en kalabalık
apartman girişlerinde

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya