Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 89

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.648 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Mart 2006       Mesaj #881
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Msn Heart Msn Heart Msn Heart Seni SeviyorumMsn Heart Msn Heart Msn Heart
Ne güzel şey seni seviyorum demek
Sponsorlu Bağlantılar
Sevdiğini söyleyebilmek ne güzel
Her baharda gece gündüz her saniye
Seni seviyorum
Seni seviyorum
Seviyorum seni diyebilmek ne güzel

Bir kere sevdaya tutulmaya gör
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin mecnun misali kör
Ne bilsin alemde ne mevsimidir

Çünküsü yok nedeni yok sevmenin
Zamanı hiç yok, dakikalar zaman üstü
Utangaç bir gecenin kucağında
Yağmurlar vuruyor pencereme
Aşkın vuruyor kalbimin kıyılarına
Gecenin bu çıldırtan yalnızlığında
Aşkın ayak seslerinin duyuyorum yüreğimde
Ve hasretin içimde
Seni seviyorum
Sesinin duymak istiyorum uyumadan önce
Sabahlara kadar konuşmak
Hiç kapatmamak telefonu
Aynı düşlere uyumak sonra
Ve uyanmak aynı güneşe

Bir kere sevdaya tutulmaya gör
Ateşlere yandığının resmidir
Aşık dediğin mecnun misali kör
Ne bilsin alemde ne mevsimidir

Daha bir güzelleştim son günlerde
Gözlerimin içi parlıyor
Kabıma sığdıramıyorum aşkı
Gülmek geliyor içimden
Sokaklarda koşar adım yürümek
Tanıdık tanımadık herkese selam vermek
Merhaba ülkemin güzel insanları
Hepinize hepinize merhaba
Sizi de seviyorum
Yağmuru, denizi, kokusunu toprağın
Gök mavisinde güvercinleri, martıları
Dağ eteklerinde gelincikleri seviyorum ateş kırmızısı
Bin dallılarıyla köy kızlarını
Ve elleri hamur kokan anaları
Hepsini sende seviyorum
Seni seviyorum
Bir kenara mahsun çekilen içim
Yemeden içmeden kesilen içim
Sensiz/yarsız uykuyu haram bilen için
Ayrılık ölümün diğer ismidir

Senin sevdiğin gibi topluyorum saçlarımı
Siyah kazağımı daha çok yakıştırıyorum kendime
Ve daha çok seviyorum limonlu çayı
Senin sevdiğin her şeyi seviyorum
Türkülerini memleketinin
Feneri ve kara kartalı senin için
Davamızı ve şiiri sende seviyorum
Seni seviyorum
İyi ki doğdun
İyi ki varsın
Doğum günün kutlu olsun
Seni çok seviyorum
Seni çok seviyorum

Yaşamaksa seni sevmek
Ben hiç ölmedim
Seni seviyorum





Şebnem Kısaparmak

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Mart 2006       Mesaj #882
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tutacağım Gölzerinden

Sponsorlu Bağlantılar

Sen varsın az ötemde
Biliyorum az ileride
Uzansam biraz daha tutacağım gözlerinden
Bir liman aralığı uzaklığın
Biliyorum gemileri de yaktım zaten
Dönüş yok az kaldı tutacağım gözlerinden

Işık tükendi karardı eylül bizimle birlikte
Derinlere yolculuk var bu gece
Hazırlan sevdiğim uzaklara yolculuk bu gece
Az ötemdesin biliyorum az uzağımda
Bir kapı açıklığında
Açılsa biraz daha tutacağım gözlerinden

Ağustos bitiminde eylül başlangıcında
Yaz sonunda güz başında
Bir yaprak dökümünde ağaçların
Sararmış yaprakları aşkımız gibi
Dökülmeye yüz tutmuş yüreklerimiz
Biraz daha dökülse tutacağım gözlerinden

Dinle uzaktan gelen müziğin sesini
Ritminde saklı ezgimiz bizim
Sus ve dinle kalbimin atışlarını
Ağır ağır eylüle çalan bedenim
Aksak hazin bir rüzgarla savrulmakta
Savrulsa biraz daha tutacağım gözlerinden

Biliyorum sevdiğim az ötemdesin
Yıldızlar kadar yakınsın gecelerime
Düşler kadar sıcak bakışların
Eylüldü dökülüyordu yaprakları aşkımızın
Ben topluyordum yerden bakışlarını
Ah, az kaldı biraz daha toplasam tutacağım gözlerinden
.


Sandıktaki Yürek


Lefkara işlemeli mendilime sarınmış
Dökük bir yürek buldum anılar sandığında
Ürkek bakışları gözlerimde
Titrek acıları ellerimde

Ta önceden gizlenen bir anı
İlmek ilmek işlendi derinden
Hüzünlü elleri uyanıp
Satır satır dokudu defterimi

Çekildim usulca kuytuma
Döktüm önüme sayfaları
Okuyup okuyup sustum
Her her nakışta gözyaşım saklı

Yalnızlığım düştü peşime
Eridim, tükendim acımdan
Derin bir iç çekiş savurdum geceye
Yıldızlar terk-i diyar eyledi.

Yüreğimi çıkardım sandığımdan yaşlarla
Kapanıp ayaklarına yalvardım yıldızlara
Yıldızlar iğne iğne düştü tenime
Her işlememde bir kan damlası…

Son düzenleyen Blue Blood; 16 Mart 2006 19:58 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Mart 2006       Mesaj #883
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşkta Yarın Yoktur Sevgili

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular yoktur.
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil,
içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.
Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.

Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın
hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de...
Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir
sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...

Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda,
gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...

Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde
yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...

İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda
umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler,
kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının
korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...

Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve
hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...

Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını,
cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri
alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...

Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...

Aşkta yarın yoktur sevgili...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2006       Mesaj #884
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Agladim

Dün gece uzun uzun
Seni andım ağladım.
Sonu yok yolumuzun
Ona yandım ağladım.
Kim bilir acımızı
Bu yasak aşkımızı
O eski şarkımızı
Çaldım-çaldım ağladım! ..
Dolaştım sokaklarda
Ağaran şafaklarda
Seni senden uzakta
Sardım sardım ağladım
İmrendim sevenlere
Sarılıp gidenlere
Elele gezenlere
Baktım baktım ağladım
Benimsin bende değil
Ellerim sende değil Y
anmamak elde değil
Yandım yandım ağladım. T
uza bastım yaramı
Aşkla açtım aramı
Sensiz son sigaramı
Yaktım yaktım ağladım.



Son düzenleyen GusinapsE; 17 Mart 2006 04:19
GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
17 Mart 2006       Mesaj #885
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Başkalaşan Aşk

Adını anmak güzeldi,


dost ağızlarda sana dair cümlelerin

ıslatılması...
Adını anmak...
Yüksek sesle, kimsesiz gecelerin düşsel
avuntularına sırt çevirip senden söz açmak...
Biraz gülünç, biraz sitemkar...
güzeldi...
Adının Türkçe'deki yankısı özeldi...

Seninle yoğurt yemek, kendi Kanlıcanlı,
Sülalesi Kandilli yoğurtçunun mekanında...
Denize amors durup, yüzüne
cepheden bakmak güneşli bir mavilikte....
güzeldi..

Ipe sapa konuşlanmaz bahanelerle elini tutmak,
yüzünde
Yüzyıllık bir hasreti gidermek güzeldi...

Güzeldi'li geçmiş zamanları düşünüyorum
şimdi...
Cümlelerimiz öznesiz...Umursayan yok,
Kanlıca'daki yoğurdu...

ve eşikteki öpücük, tarih bilinci olmayan bir
aşkın mührüdür artık...















hikaye1001727cf
Son düzenleyen GusinapsE; 17 Mart 2006 04:22 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2006       Mesaj #886
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
bir deLi

sakin ve sessiz

bir köşede nefessiz.
bir deli
bi de gözleri
birini arar durur kıyısında sabahın.
titriyordur elleri.
o onca heyecanın
sonuna aglıyordur belki.
.
hiç olmamış bir sevgili
ve onun cansız sevgisi.
bir deli
bir de kalemi.
tek anlayanı kendisi.

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
17 Mart 2006       Mesaj #887
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Hepsi bu
değişen ben değilim


dönüşen savaş

yaşlanmakla ıslanmak aynı şey:
bir yağmurun gölgesinde ihtiyarlamak
şimdi ölüm bile yetmiyor
acılarımızı tartmaya
dostlar
alıngan bir sahili pinekliyorlar
bir merhaba'yı bıçaklar gibi artık
selamlaşmalar
değişen ben değilim

dönüşen savaş
artık zaman bile yetmiyor
yaşadığımızı sanmaya
yine de ışıklar bu kenti
güzelmiş gibi gösteriyor
geceleri...
geceler...
yani

Ahmet Haşim'in kafiyeleri...
seni aklıma düşüren
yerçekimi değil
yalancı yıldızlar
öyle uzaksın ki
üflesem soğuyacaksın
sarılsam okyanus
bir aşka yetecek kadar
ve anımsatacak kadar
sebepsiz bir ölümü,
acılarımız
ve kafiyelerimiz var...
işte hepsi bu kadar







YILMAZ ERDOĞAN



hikaye1001727cf

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2006       Mesaj #888
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kara
Kara
Kara/nlık
Çözülüyor tel tel
İpek bir şalın dalgalarında
Parlayıp sönen yıldızlar
Yansıyor laciverde

Kara
Kara/nlık
Bir keman akıyor ırmakta
Kadife gözleri kara sürmeli
Bir çingene kızı bakıyor
Uzayan kıvrılan savrulan
Yılan dilli alevlerin ardından

Kara
Kara/nlık ışıyor
Geceye ay vuruyor
Irmağa gün
Dökülüyor büklüm büklüm
Ak yuvarlak yamaçlardan
Kırk örük kırk ibrişim
Şavkıyor şafak
Dağlanıyor ellerim

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
17 Mart 2006       Mesaj #889
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Kızım Berfin'e
Berfinim,


içimin güler yüzü,

yaşanılası iklimim, hoşgeldin.

(adımın çapraz yazılması kimin
umrunda..
denize düşen yılana öykünür
biraz da...)

bir aralık sızıverdin işte
ömrümüzün en gevrek zamanı...
çıt diyor kırılıyoruz,
öfke kadar saydamız o zamanlar
ve kırılgan
bıçak kadar!

kızım demeyi öğrettiğin için
o tanrısal kokun
ve gülüşündeki baban için

ki hala zilleri çalıp kaçmak istiyorduk
yarım yamalak aşk kırıntıları
tabakta bırakılmış, yazık atılacak bir sevda
haritası,
hatta el değmemiş delilikler istiyorduk..
çocuktuk daha
büyümeye direniyorduk,
iş toplantılarında lolipop zamanlar düşlüyorduk

ama sızıverdin işte...
bir avuç yeşil gevrek rokaydık,
mayışmamıza bir limon yetecekti..
biz garsonu bekliyorduk,
sen çıkageldin...

hoşgeldin berfinim...
kızım kızgınlığım..
bilmiyorduk daha,

objektiflerin objektif olmadığını,
ikimize yeter sanıyorduk ikimizin toplamı,
meğer doyurmak çok zormuş
içimizdeki hayvanı..

habersiz geldin, kusura bakma
ortalık biraz dağınıktı...
şimdi hemen toparlarız sanıyorduk,
olmamıştık daha...

işin zor kızım,
hem büyüyecek
hem bizi büyüteceksin..
baban mı var, derdin var kızım..

hoşgeldin kızım,
içimin gülen yüzü, hoşgeldin...













hikaye1001727cf

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Mart 2006       Mesaj #890
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Iste gidiyorsun
Merdivenlerde bir olum sessizligi
Disarda kul rengi yagmurlar
Uzerinde en cok sevdigim ceketin.
En acisi unut gitsin der gibi ıpıslak kirpiklerin
ve ilk defa bu kadar aceleci
Ellerin, ayaklarin, gozlerin
Soyleyecek ne varse bitti Dogrudur
Artik bu saatler kanadi kesik bir sevdanin
Kalemi kirik bir askin
Ve sayfalari yasak bir romanin sonudur.

İste gidiyorsun
Ellerinle açtığın bütün kapıları kapayarak
Hayat verdiğin odalardan golgenide alarak
ve sürgüne verip bütün düşlerimi Dağ gibi bir adamı yakarak
Anlıyorum bu suskunluk bir askın açılmamış son mektubudur
Geride bıraktığın
Saksıda bir gelin ciciegi
Masada kuskun bir anahtar
Yüreğimde parmak izlerin
Ve cevapsız binlerce sorudur

İste gidiyorsun
Dikerek gözlerini o magru bakisini
Yıllarca beklediğin zaferi kutlayarak
Ve bir masum veda gibi sokulup yanıma
Ellerinle yüreğimi parçalayarak
Tarihte bu gün
Aylardan eylül
Günlerde hüzün
saatlerden ondur
Sen kazanmayı ben kaybetmeyi seçtim
Anlıyorum bu ikimiz için artik sondur

İste gidiyorsun ve biliyorsun
Birazdan sol yanıma düşeceğim
Yaramın olduğu yana
Vurduğun yere yani
Ne de olsa ayrılık acıdır, zordur
İste Karsında ağır yaralı bir adam
Bir avuç gözyaşı ve ihanet makamında bir şarki
suç mahallinde
Senden kalan son delil budur
Git hadi git VAZGECILMEZIM
Sunu biçki dünyada bütün mezarlıklar
senin gibi vazgeçilmezlerle doludur



SEKIZ GÜZEL HEDIYE

DINLEME...
Ama gerçekten dinleyin. Kesmeden, hayal kurmadan, vereceginiz cevabi düsünmeden... Can kulagiyla dinleyin.

SEVGI...
Kucaklamalar, öpücükler, sirt sivazlamalar ve el tutmalar konusunda cömert olun. Bu ufak hareketler, aileniz ve dostlariniza olan sevginizi daha açik göstermenizi saglayabilir.

KAHKAHA...
Fikra anlatin, neseli hikayeleri paylasin. Bu armaganiniz "Seninle birlikte gülmeyi seviyorum" anlamina gelir.

YAZILI BIR NOT...
Basit bir "Yardimin için tesekkürler" notu, ya da belki bir siir... Kisa, elle yazilmis bir not bazen ömür boyu hatirlanir.

ILTIFAT...
Basit, içtenlikle söylenen bir söz ("Bu renk sana ne çok yakismis", "Harika bir is çikardin", "Yemek nefis olmus" gibi) karsinizdakinin içini aydinlatir.

IYILIK...
Her gün, rutininizi kirip birisine hos, nazik bir sey yapin.

YALNIZLIK...
Bazen tek istedigimiz yalniz kalmaktir. Bu anlara duyarli olun ve ihtiyaci olana yalniz kalma rmaganini verin.

NESELI BIR YAPI...
Birine tatli bir söz söylemek gibisi yoktur. Selam vermek veya tesekkür etmek o kadar zor mu?
Son düzenleyen Blue Blood; 17 Mart 2006 10:54 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya