Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 897

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.422.367 Cevap: 12.492
Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
5 Eylül 2006       Mesaj #8961
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
Kendine Benim İçin Bir Gül Ver

Sponsorlu Bağlantılar

sensizlikle flört etmeyi sen değil
sensizlik bilir
sesi ses/sensizliği sensizlik bilir

korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin
ellerinden tuk!
çok ağrımış kendinin, siyah
ve ayaz kendinin
hep avuttuğum düşler için bana bir gül ver...
*
bak, palandöken dağlarında karlar erimiş
teknelerde kol kola bahar sulara inmiş
dağlar için, sular için bana bir gül ver
bir gül ver söküldüğüm günler için

-ve önce kendinin ellerinden tut!-
*
kendimin ellerinden tutunca
içimden nehirler gibi akmak geliyor
yollara çıkmak, yolculuklara bakmak geliyor
geberesiye içip salaş meyhanelerde
buralardan böyle ceketsiz kaçmak geliyor

tutunca kendimin ellerinden
pusulasız gemilerde yatmak
yaşlı ve şefkatli bir azizenin koynunda
sabaha dek kıpırtısız susmak geliyor

sevgilim, iyi insan, tutunca ellerimden
ömrümün içinden akmak geliyor...
*
sessizlik sensizliği ezbere bilir
sensizlik her şeyi bilir...

korkma, sana aşkı öğretmeyen kendinin
ellerinden tut!
sonra bana aşkı öğretmeyen kendimin
ellerinden;

bak, yıllarım sırılsıklam yağmurlar giymiş
günlerin avlusuna yeni yeni çocuklar inmiş
dağlar için, sular için bana bir gül ver
avuttuğum düşler için bana bir gül ver
bir
gül
pusulazıs gemiler, sökülmüş günler için...
*
ben bütün yeşillerimi inatçı ayazlara çaldırdım
sen kendinin ellerinden tut
ve kendine benim...



Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
5 Eylül 2006       Mesaj #8962
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yıka beni

Sponsorlu Bağlantılar
Aşk şiirleri yazıyorum yine,
Züğürt tesellisi
Biliyorum.
Yine
küle döndü
Yangın yerim,
Yine
Günaha soktun
Sensizliğinle.
Yıka beni...

mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
5 Eylül 2006       Mesaj #8963
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Sensizliğin İlk Sabahı

Bu sabah hüzünlüyüm, dokunsalar ağlarım..
Kalbim acılarla dolu, yokluğunun ilk sabahında..
Unutmuşum saatleri, zamanlar durmuş senin için..
Gidişine sabahlar bile isyan etti....
Sensiz güneşler bile doğmuyor, gözlerimde..
Zaman acımasız, zaman hain....
Bir sözünle güneşler batırmışsın, sabahlarımda..
Atmış gitmişsin beni bir köşeye..
Yokluğun bana doyar, ben yokluğuna susamışım..
Aklıma geldiğinde yudum yudum tükenirim..
Yokluğunun ilk sabahında...
Bir gün gelir bende çekip giderim sevginden..
Ama ozamana kadar bin kere ölürüm..
Bin kere dar ağacına asarım duygularımı..
Ama yinede fayda vermez, isyan ederim kaderime..
Dudaklarım boykot etmiş adını , zamansız..
Matemini dalga dalga yazarım gecelerime..
Gözlerim seni ağlar, ellerim seni yazar..
Ben çeker giderim hayatından, sen kalırsın o şehirde..
O şehirde insanlar çabuk unutulur, çabuk biter sevgiler..
İçeceğim yokluğuna , bu gece nöbet nöbet..
Lanet olsun bu karşılıksız sevdalarıma..
Lanet olsun beni hiç sevmemişliğine....
Benim olmayacağını bilerek yazacağım..
Ve benim hiç olmadığına içeceğim..
Vaad edeceğim bir şey yok sana benden başka..
Ama sen beni anlamadın istemedin asla...
Uzaklarda ışık var ama senin ışığına benzemez..
Öyle bir ateş yaktın ki bende yazmakla bitmez..
Sen beni aramazsın, özlemezsin biliyorum..
Ben seni esen yellerden bile soruyorum...
Öyle bir şarkı olsa ki seni anlatmasa..
Öyle bir şiir olsa ki seni yazmasa..
Öyle bir gün olsa ki senle doğmasa..
Çeylan gözlüm, yokluğunun ilk sabahında..
Sana hasretim sarılmasa..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Eylül 2006       Mesaj #8964
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Şimdi nereye gidiyoruz ona bakalım
Bilmeliyiz nereye gittiğimizi
Kapıları çarparak dışarı çıkıyoruz değil mi
Islak taşlarında kayarak bu eski sokağın
Hala değişmeyen kaldırımlarında birbirimize tutunarak
Ellerimizi arıyorsak
Artık bilmeliyiz

İçimde yalnız bir göçmen yerini arıyor
Yağmur yağıyor, gökyüzü kapalı
Nehrin bulanık suları köpürmüş, duyuyorum
Beni kendine ayırmışsın, farkındayım
Yollara çıkarmışsın, yaşlı atların toynak sesleri
Duman içinde ve alacakaranlığın

Yüzüne bakıyorum bir pencere açılıyor
Bembeyaz bir zambak uzanıyor geceye
Yaşadığı toprağa benzemiyor
Eğimine bakılırsa dağların yalnızlığı
Bu kente hiç yakışmıyor

Adresi unutmuşuz kimbilir nerde
Bulanık yüreklerimiz
Karıştırdıkça eski aşklar ufalanıyor
Yalansız, özürsüz hatta özlemsiz
Bir kadın bir erkeğe tutunuyor
Anılarına tutunuyor, acısız
Resimleri tarıyor ıslanmış tümü
Hepsi siyah beyaz
Kimseyi tanıyamıyor

Bu caddeler, bu evler, bu nehrin kıyısı
Siniyor her yere dağıtıp durduğun sesin
Sütunlara, vitrinlere, ayak seslerine
Kafesler darmaduman
Tüm kuşlar salıverilmiş
Suyun üstünde tüten sis
Dokunsan masmavi hüzün

Deniz Kızı

Denizden yeni mi çıkmıştı, neydi;
Saçları, dudakları
Deniz koktu sabaha kadar;
Yükselip alçalan göğsü deniz gibiydi.

Yoksuldu, biliyorum
-Ama boyna da yoksulluk sözü edilmez ya-
Kulağımın dibinde, yavaş yavaş,
Aşk türküleri söyledi.

Neler görmüş, neler öğrenmişti kim bilir.
Denizle boğaz boğaza geçen hayatında!
Ağ yamamak, ağ atmak, ağ toplamak,
Olta yapmak, yem çıkarmak, kayık temizlemek...
Dikenli balıkları hatırlatmak için
Elleri ellerime değdi.

O gece gördüm, onun gözlerinde gördüm;
Gün ne güzel doğarmış meğer açık denizde!
Onun saçları öğretti bana dalgayı;
Çalkalandım durdum rüyalar içinde.

Orhan Veli
Son düzenleyen Blue Blood; 5 Eylül 2006 12:32 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
5 Eylül 2006       Mesaj #8965
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
SON DEFA GEL
Bir çocuğum adını heceliyorum,
Kağıtlara adını dolduruyorum,
Bir vurgun yaşadım ama
Gene de ayakta durmaya çalışıyorum...

Bu mekan neresi?
Terketmekte neyin nesi,
Unutturdun bana her şeyi,
Tanımıyorum kimseyi,

Bak gene elimi uzattım sana,
Nefes alamıyorum anla,
Aşkınlayım bekliyorum yana yana,
Ölecek yoksa,gel sahip çık şu cana...

Tenin tenime değdiğinde can gelecek,
Sen gelmezsen, Azrail'e can verecek,
Bu kalp seni dursa da sevecek,
Gel son defa olsun
Belki de bu gözler seni son defa görecek?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Eylül 2006       Mesaj #8966
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dar Kapı

Nedir bu geceyle gelen birsam?
Duyuyorum serzenislerini.
Karanlikta agzinin yerini
Ariyor deli gibi hafizam.

"Yaniyor unutulmus buhurdan
Yine gecenin icinde sesiz"
Hatiralarla kabaran deniz,
Doluyor ruhun oluklarindan

Isik yagiyor dogan geceden;
Nasil dirilis bu, neden sonra?
Bu ruya gibi geceden sonra
Gidecek mi o maziden gelen?

Seziyorum senelerce susan
Ruhumda taptaze bir gerinis.
Sonuna vardigim colden genis
Ayaklarima acilan umman.

Butun mevsimlerimin ustune
Geriliyor bembeyaz bir kanat.
Gelip durdu artik iste hayat
Bana hep onu vadeden gune.

Artik ebedi huzur deminin
Icebilirim sirli tasindan
Girmek uzereyim dar kapisindan
O eski ruyalar aleminin.

Orhan Veli


Saçların

Saçların çırılçıplak omuzlarından aksın
Mermer üzerinden geçen su gibi.
İçinde engin bir his duyacaksın
Yaz vaktinin gündüz uykusu gibi.

Saç tel tel, örtüler hep tül tül düşer
Gözümün değdiği yerlere gül düşer
Sonunda sana da bir gönül düşer
Gölümün şimdiki duygusu gibi.

Dillerde dökülüp sayılır saçın
Sıcak nefeslerle bayılır saçın
Bir tütsüdür, kalbe yayılır saçın
Kararan gözlerin buğusu gibi.

Necip Fazıl Kısakürek
Son düzenleyen Blue Blood; 5 Eylül 2006 12:43 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
5 Eylül 2006       Mesaj #8967
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Seni sen olduğun için sevendir
Yüreğinin sesini uzaklarda bile dinleyendir
İki eli kanda olsa derdine yetişendir
Varolduğunu hissetiren,kıymet bilendir
Dostdur sözde değil özdedir adı...
Sabun köpüğü değil, darlık anında kaybolmaz
Sözünün eri güvenirliği tartışılmaz
Bilirsin, çıkılan yolda yarenlikden caymaz
Hayatına girdi mi kolay kolay çıkamaz
Dostdur sözde değil özdedir adı...
Yüreğini menfaatsiz sunar
İyiliğin için sözleri acıya bular,
Vakti zamanı gelir söyledikleri bir bir çıkar
Yoktur senle dolan kalbinde ne fitne fucur ne de çıkar
Dostdur sözde değil özdedir adı...
Yangınlardaki yüreğine, varlığı ile ferahlık
Mutluluklarında, üstüne dikilen saf ipekden bayramlık
Bilmez ne rol ne sahtekarlık
En büyük özelliği yaradılışı doğallık
Dostdur sözde değil özdedir adı...
Yalnızlıklar rıhtımından alıp götürür, süt beyaz yelkeniyle
Uçurum kenarından çeker,adı şefkat elleriyle
İyiki varsın dedirttiren, avucunda tuttuğu yüreğiyle
'Sen cansın benim dostumsun ' ağız dolusu kelimeleriyle
Dostdur sözde değil özdedir adı....
Tüm Dostlarıma....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Eylül 2006       Mesaj #8968
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
image003hk1

YAĞMUR GÜZELİM

Yağmur damlalarını ipe dizip,
Yerle göğü bir etmişler.
Yağmur olmuş, yanaklarına konmuş.
Göğün en yükseğinden gelen güzellikler,


Gül goncası yanaklarında,
Bir su kabarcığı
Düşmekle kalmak arası.
Minik kuş yüreği gibi,
Tir tir titremekte.

Bir damla yağmur,
Karanfil dudağında,
Öpmek istesem öpemem.
Korkarım incitmekten.

Sana aşığım derdim ya her zaman,
Saçlarında öyle, sırıl sıklam.
Ben seni sevmem de ne ederim
Gönül sultanım,
Yağmur güzelim.

Sen bereket tanrıları gibi bereketli,
Güzellik tanrıçaları gibi,güzeller güzeli.
Sen tüm tanrıçaların ortak noktası,
İlahlardaki Baş tacı.

Sen,
İlk göz ağrım.
Sen,
İlk kadınım.
Sen,
İlk aşkım.
Sen,
İlk ve son sevgim,
YAĞMUR GÜZELİM.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
5 Eylül 2006       Mesaj #8969
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Onsuz Olmak




Sayfalar dolusu yazmak istiyorum,
Onsuz olmayı,
Sevisiz kalmayı...

Beklentisi bol rüzgarların içinde,
Bende bir esintiyim artık
Ve farkım kalmadı,
Beklentisi bol,
Beklediğim rüzgerlardan.

Söylenmesi zor sözlerin içinde bende iki kelimeyim artık
Ve farkım kalmadı,
Söylenmesi zor sözlerden,
Sözcüklerden...

Kafam dağınık,
Kaldırımlar boyu yürümek istiyorum,
Haykırmak istiyorum,
Her çam ağacına,her uğur böceğine,her papatyaya
Ve herkese,
Onsuz olmayı,
Sevisiz kalmayı...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Eylül 2006       Mesaj #8970
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
MAVİLERİNDE OLDUM ALABORA

Enginlerinde bir güneş battı önce yüreğimin.
Fırtına öncesi sessizlik ya!
Dindi sular, durgun,
yüreğim solgundu.
Sonra ılık bir lodos esti yelkenlere,
ve güller tomurcuğa durdu,
zemheri bahara gebe..

Bülbüller güle hasretti,
bakır rengi bir akşamın oyunu sahnede.
Rüya dengi hayatların romanı okunurdu,
türkü söyleyen gözlerde..

Sazlara rastlardım ozansız / sessiz sularda.
Agora Meyhanesine çok gittim bu aralar,
kadehlerin dibine baktım.
Ve..
Seni aradım arnavut kaldırımlarında.
Salkım söğütlere dostluk ettim.
Küstüm, sustum, umutsuzdum.
Ama bekledim / yağmurlarda / rüzgarlarda
Aradım..
Çöldeki mecnunu aratmadan / yıllarca
vaha vaha seni aradım.
Bulduğum bir damla suda,
oltama takılan her balığa seni sordum.
Umut yükledim lodosa / saldım / sulara
şişelere sevda yazdım..

Türbedar gibi bekledim eski feneri,
sahile yanaşan her kayığa seni sordum..

Bir boran esti sonra,
deli fırtınalar koptu yüreğimde,
Ve..
mavilerinde oldum alabora...

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya