Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 91

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.424.566 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mart 2006       Mesaj #901
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevgili


Sponsorlu Bağlantılar

Şeyda bülbüllerinin şakıyan sesi olsam


Buram buram aşk kokan avuçlarına dolsam

Parmakların ucunda sevgi olup kök salsam

Sonsuza kadar kalsam bıkar mısın sevgili?


İzin verirsen bana düşlerine gireyim

Sevdamın hakkı olan hayalleri dereyim

Yeşilleri süsleyip illerine varayım

Dönüp bir kez yüzüme bakar mısın sevgili?


İpekten kanatlarım incinecek korkarım

Yol ırak, dağlar sapak kaybolursam ürkerim

Yüzün gülmezse bana yüreğimi burkarım

Sevgi ile karşıma çıkar mısın sevgili?


Ruhsatsız bir sevdayı ben nasıl sözleyeyim

Sığmıyor yüreğime nereye gizleyeyim

Söyle revaysa bana daha da özleyeyim

Sevgi er meydanıdır yıkar mısın sevgili?


Şahı oldun hayatın, herkes kalbimin yadı

Gam yemem yaşadım ya sevginle ben miladı

Varsın gülsün el alem geçmesemde sıradı

Mahşerine beni de çeker misin sevgili?


Arının peteğinde bal olamadım ama

Dünyana girdim diye acı veririm sanma

Delik deşik yüreğim tutmuyor artık yama

Son kurşunu da bana sıkar mısın sevgili?


Hercai çiçeklerin kokusu ellerinde

Hicazkar şarkıların nağmesi dillerinde

Bir avuç buse olsam özlemin çöllerinde

Vuslatın ateşini yakar mısın sevgili

ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
18 Mart 2006       Mesaj #902
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
Her Günkü Şarkım

Sponsorlu Bağlantılar
Her gün ekmeğimi bölüşürsün
Yalnızlığımın sofrasında,
Yorganım altındaüşürsün
Her güz ve bahar arasında.

Bağlayansın her göz yaramı,
Gülmek görevin ben gülünce;
Yağmur senin gibi ağlar mı
Gözlerimden yaş dökülünce?

Her düşüncemin ıstıraplı
Serüveni, hayırlı rüyam.
Sen ey, günahlı ve sevaplı,
Allahlı ve şeytanlı dünyam!

Her günkü şarkısı dudağın,
Havayı dolduran kokusu
Yağmura kavuşmuş toprağın;
Yediğim ekmek, içtiğim su.

Ahmet Muhip DRANAS

Fahriye Abla

Hava keskin bir kömür kokusuyla dolar
Kapanırdı daha gün batmadan kapılar
Bu afyon ruhu gibi baygın mahalleden
Hayalimde tek çizgi bir sen kalmışsın sen!
Hülyasındaki geniş aydınlığa gülen
Gözlerin , dişlerin ve akpak gerdanınla
Ne güzel komşumuzdun sen fahriye abla

Eviniz kutu gibi küçücük bir evdi
Sarmaşıklarla balkonu örtük bir evdi
Güneşin batmasına yakın saatlerde
Yıkanırdı gölgesi kuytu bir derede
Yaz kış yeşil bir saksı ıtır pencerede
Bahçede akasyalar açardı baharla
Ne şirin komşumuzdun fahriye abla

Önce upuzun sonra kesik saçın vardı
Tenin buğdaysı , boyun bir başak kadardı
İçini gıcıklardı bütün erkeklerin
Altın bileziklerle dolu bileklerin
Açılırdı rüzgarda kısa eteklerin
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla
Ne çapkın komşumuzdun sen fahriye abla

Gönül verdin derlerdi o delikanlıya
En sonunda varmışsın bir erzincanlıya
Bilmem şimdi hala bu ilk kocandamısın
Hala dağları karlı erzincandamısın
Bırak geçmiş günleri gönlüm hatırlasın
Hatırada kalan şeyler değişmez zamanda
Ne vefalı komşumuzdun sen fahriye abla

Ahmet Muhip DRANAS
Son düzenleyen ramsstein; 18 Mart 2006 23:51 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mart 2006       Mesaj #903
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Nasıl bir duygu


Bu nasıl bir duygu
İnsanın kalbini paramparça eden
Aklını karıştıran,ellerini titreden
Gözlerini kör eden,
İnsanı bir çocuga çeviren
Ağlatan,güldüren,düşündüren
Bu nasıl bir duygu
Kalbimin taşıyamayacagı kadar ağır
Çözemeyecegim kadar karışık
Ben bu kadar karışık duyguyu
Gözlerinigördüğümzaman anladım
Seninle yaşadığım anıları
Daha önce hiç tatmadım.....
ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
18 Mart 2006       Mesaj #904
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
..BİR ÇOCUK AĞLAR İÇİMDE....

bir çocuk ağlar içimde
göz fenerlerinde maviyi kaybetmiş,
yitik bir hamurla yoğrulur yüreği
bir çocuk ağlar içimde
soğuk ve yıldızsız gecelerde geceyi örter üstüne
ve
kınalı bir gelincik koşar kalbinde
elleri üşür
güneşe koşmak ister
ve bir çiçek besler ellerinde
gözyaşlarıyla sular onu
nabzında yaşamın verdiği yorgunluk var
susmak ister artık..

Yılmaz ERDOĞAN

ALKOL İKİNDİSİ

biz ne zaman içsek
köfte geç gelir
ve oturur muhabbetin terkisine
çıplak bir efkar sözcüğü

biz ne zaman içsek
sabah akar meycinin cebine
günde kaç kez öpüşür ki
akrep ile yelkovan

biz ne zaman içsek
iç değilizdir aslında
dışımızda bronz bir
akşam sözcüğü

çırıl bir
efkar sözcüğü
eften püften bir kar beklentisi
delikanlı kıvamında
sevda değilse de
tabansız sevişmelerdeki
el değmemiş pişmanlık

biz ne zaman içsek
iç değilizdir aslında

bu alkol ikindisi şiirde
şimdi burada
açılsaydın
adımın baş harfi gibi
belki ağustos kokardı ağustos

sen...
fikrini ipotek etmiş kiralık sevdalara
senine boyuna sevilmiş sen
yalanı sevdasından büyük sen
bir bil sen!

biz ne zaman içsek
seni düşünüyoruz
genzimizde göl göz
yaşları...

biz ne zaman içsek
iç değilizdir aslında..............

dışımızda bronz bir İzmir akşamı!


Ağustos 1995 İzmir

Yılmaz ERDOĞAN
Son düzenleyen ramsstein; 18 Mart 2006 23:53 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Hlstn - avatarı
Hlstn
Ziyaretçi
19 Mart 2006       Mesaj #905
Hlstn - avatarı
Ziyaretçi

yazıklar olsun sana
ne benı öldürdün,
ne güldürdün.

içinden fırtınalar kopardın.
dayandığım duvar oldun,
hani nerde o duvar, hani,

yıkılan yıkılana,
birde sen!

hani sevgi, hani aşk,
geç, geç bunları işte bu kadar sevgi...

yazıklar olsun sana,
beni, bırak git, dönme....

durma, dönme bile arkana bakma
işte sen buymuşsun!...

yazıklar olsun sana...
20.03.2006 saat : 0053 Hlstn

not: kendi yazmış olduğum bir şiir eğer kendi yazdıklarımız eklenmıyor ise silinmesi riasıyla
venüsün_kızı - avatarı
venüsün_kızı
Ziyaretçi
19 Mart 2006       Mesaj #906
venüsün_kızı - avatarı
Ziyaretçi
Bir Tanem

Belki de
O hiç bilmediklerimi
Anlatmak için geleceksin

Rüyadan uyandırmak isteyeceksin
İçinden sarılıp öpmek gelecek
Duygularına yenik düşecek gururun
Sıcacık sevgim dolacak gözlerine
Daha kapıyı çalmadan

Beni düşüneceksin
Elin zile gittiği an
Bilemiyeceksin
O sevmediğim karanlığın
Soğuk bir gecede
Senden önce kapımı çaldığını
Saçlarımı senden önce
Ölümün okşadığını
bilemiyeceksin

Bir süre bekleyip
Sessizce dönüp gideceksin

Kimbilir neler geçecek içinden !

Bir tek seni sevdim
Oysa sen
Engelleri çok sevdin
Hep erteledin aşkımızı gelecek zamanlara

O soğuk gecede
Karanlık mezarımda
Çok üşüdüğümü
Bilemeden gideceksin uzaklara

GusinapsE - avatarı
GusinapsE
Ziyaretçi
19 Mart 2006       Mesaj #907
GusinapsE - avatarı
Ziyaretçi
Örselenmiş Düşler

başlamadan bitirilen kelimeler
gerçeklerden uzak
düşlere sarmaladığımız
burulmalarımızı askıya aldık
pembe sahte gülücükleri astık
kanayan yüzlerimize..

ufacık bir sitemle
gözlerime yerleşen damlalar
hesap veremiyor kızmalara
satılık değil yüreğim
rüzgarın estiği yöne çevrilen
bir uçurtma
sonbahara kuyruk sallayan
yapraklarından sarısını alan bir hüzün
sensiz düşlerim artık

sen de benim kadar biliyorsun
dedikçe bildiklerimi unutturan
kızgınlığı kendime yüklediğim
öfkesiz patlama bedenimde
sığınıyorum serçe misali..
yağmurdan kaçarak
saçakları yok yüreğinin
yüzüme vuruyor damla damla
düşten ayrıksı gerçeklerimizi

ucundan tutamadığım kadar
içine giremediğim yaşamına
kattığım yağmur grisi için
alışmalıyım
tanışmalıyım
düşleri örselemeliyim..



hikaye1001723ao
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Mart 2006       Mesaj #908
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
CANIMIDA AL GİT
Daha dün neler diyordun hatırlasana,
Neler vadetmiştin sevgilim bana..
Şimdi nedensiz gidiyorsun..!
Giderken benliğimide götürüyorsun.
Durma hadi sevdiğim;canımıda al git..!

Gençliğimi,herşeyimi sana verdim,
Seni deliler gibi sevdim.
Çok şeymi istedim be zalim!
Ne olurdu sende sevseydin,
Beni yarıyolda bırakıp gitmeseydin.
Ama sen...Elveda demeyi seçtin..!

Hiç beklemezdim bunu senden.
Sende diğerleri gibi sırtımdan vurdun,
Dünyamı yıktın,umut ağacımı kuruttun,
Belliki sevmedin;bir anda unuttun,
Durma hadi aşkım;canımıda al git..!

Ne olur acıma,üzülme bana.
Durma git mutlu olacaksan onunla.
Beni bir daha arama,sorma...
Bilirsin;yapamam sensiz bu diyarlarda
Bende giderim artık,durmam buralarda..!

Bu büyük sevdam böyle son bulsun,
Umarım bende bulamadığını onda bulursun,
Dileğim;her zaman mutlu olursun...
Hadi git artık sevdiğim!
Ne olur dönüp arkana bakmadan git...

DURMA HADİ SEVDİĞİM;CANIMI ALDA ÖYLE GİT..!
JeLiBoN - avatarı
JeLiBoN
Ziyaretçi
19 Mart 2006       Mesaj #909
JeLiBoN - avatarı
Ziyaretçi
BOĞULMAZDI GÖZLERİM

Ben küllerle yaktığım ateşle
Yalnızlığımın karanlığını aydınlatıyorum!
Aşkı aşk yapan sen ve bensem
Bir seni yüreğim benden fazla seviyor!...

Ne olurdu dizlerine yatsam?
Baksam gökyüzü yüzüne!
Şimdi bir mahkum gibi
Sığdırıyorum bir dünyanın sığdıramadığı gökyüzünü
Bir odanın tavanına!
Güneşin denize düştüğü ve
Her maviyi sarı yaptığı bir su olsaydım!
Ne kadar çok isterdim güneşlerle
Seni seviyorum yazmayı!
Hiç karanlık olmazdı sevgim
Ve nedenini bilmediğim karanlıklarda boğulmazdı gözlerim....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Mart 2006       Mesaj #910
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
AYRILIĞIN İLANI

Gidiyor musun diye sorma bana.
Gönderen sensin.
Ne terk etmeyi istedim seni,
Ne de daha yaşamadığımız bu aşkı toprağa gömmeyi.
Senin kadar öfkeliyim ben de.
Senin kadar endişeli...

Bir dokunuşunla bin kenti yıkacak güç verirdin bana
Ama inandıramadım seni.
Sen, sorgularken beni kafanda
Ben, gözlerinin içine bakıyordum kuşkuyla.
Bir tek sözün bağlardı beni sana,
Oysa sen hep susmanın koynunda.

Aşkın içine bir kez girdi mi kuşku,
Teslim alır bedenleri de.
Sütten çıkmış ak kaşık değildim
Ama yalanı sokmadım iki kişilik dünyamıza.
O dünya ki bazen minicik bir odada
Bazen kentin ortasında şekillendi.
Nasıl da güzeldi...
Zaten varsın diye her şey güzeldi ama
Sen buna inanmadın. Ah bu sorular...

Yaşamak varken sevdayı delice,
Niye boğarız sorularla?
Nasıl ikna edebilirdim seni?
Ben, aşk dedikçe sen, dur dedin.
Ben, seninleyim dedikçe
Sen, hayır dedin.
Zaten az konuşan sen
Olumsuz ne kadar sözcük varsa
Bulup çıkardın ortaya.
Bense hiç bir şey diyemedim.

Ne kadar zarar vermişim sana meğer.
Nasıl değiştirmişim seni.
Oysa hiç böyle düşünmemiştim.
Kimseye zarar vermek istemem ben.
Kimseyi olduğundan farklı bir hale getirmek istemem.
Ama öyle oldu işte.
Demek ki; gitmelerin zamanı şimdi.

Çocukluğuna sığınır atlatırsın bu acıyı.
Ne sevişmelerimiz kalır aklında, ne sevda sözlerimiz.
Rahat değilim diyordun ya, rahat ol artık.
Gülüşlerini saklaman için bir neden kalmadı.
Tedirginliğinin sebebi de kalktı ortadan.

Biliyor musun bir tanem!
Gidişim yürekten değil, zorunluluktan.
Sanma ki, bu toy sevdayı başka kimliklere taşırım.
Sanma ki, benden sakladığın gülüşleri
yalancı yüzlerde ararım.
Seni de götürürüm yüreğimde.
Her zaman yokluğunu taşırım.

Bulup, bulup kaybettim seni bebeğim.
Ne yazık ki, tozduman edemedim kuşkularını.
Ne yazık ki, kalamadın bana.
Öpücüğümün kokusu kalacak kapının eşiğinde.
Kokladıkça; bizi bir yanlışa mahkum ettiğini anlayacaksın.



Mehmet Coşkundeniz


Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya