Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 954

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.389.220 Cevap: 12.492
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9531
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ANLATAMAMAK

Sponsorlu Bağlantılar
Bazen içinden bir şey kopar gelir,
İçinden ta yüreğinin derinliklerinden
Adın gibi eminsindir.
Anlatamazsın
Bazen haykırmak istersin hiç susmaksızın,
İçinde fırtınalar kopar
Sesini çıkaramazsın
Çığlıkların ruhunda kaybolur

Bazen de içinden bir duygu kopar gelir,
Hiç ummadığın bir anda.
Adı sevgidir
Sevmişsindir,yüreğini ortaya koymuşsundur
Anlatamazsın.
İçinde büyür de büyür,büyütürsün
Tüm ruhunu bir sarmaşık gibi sarar
Kurtulamazsın...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9532
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
SEN YOKKEN
503bar
Sponsorlu Bağlantılar

Sen yokken gittim
Korkularımın üstüne
Hiç ardıma bakmadım
Gümüş şiirler yazdım sen yokken
Çok yangın çıktı yüreğimde
Küllerini bile savurmadım
Irak denizlerin fırtınasıydım
Uzak iklimlerin sert rüzgarları
Kulaçlarken denizinde gurbeti
Kanlı savaşlarım,
Belalı sevdalarım olmadı hiç
Ama hep sustum,
Hep ağladım, hep yandım sen yokken.
Bekliyorum dönüşünü yeniden,
Bir gelsen,
Hayatın önünden alsan beni
Bir gelsen,
Sellerin önünden alsan beni
Bir gelsen,
Ölümlü düşlerimden alsan beni.

Çok durdum güneşe karşı bir başıma
Savrulurdum rüzgarlarında sensizlik denizinin
Sen yokken,
Az dolaşmadım gönlümün kuytularında
Üşüyen karanfilim şimdi buruşuk parmaklarda
Bir kırağı ayazıydım gecenin kollarında
Zifirlerinde sadece ben üşürdüm.
Hiç aldırmadım esen rüzgara
Hiç dinlenmiş bir yürekle çıkmadım ortaya
Yinede hiç yıkılmadım giden trenlerin ardından
Ama bütün yangınlar beni yaktı önce
Hep ortasında kaldım vurgunların
Vurgun nedir ki? deme
Bir babanın serzenişi nasılsa öyle
Bayrakları indirilmiş,
Bozguna uğramış bir hisardım sen yokken
Hep sustum,
Hep yandım, hep ağladım sen yokken.
Bir gelsen,
Yangınlardan alsan beni,
Bir gelsen,
Dünyalarımdan alsan beni,
Bir gelsen,
Şafaksız gecelerden alsan beni,
Ama ne zaman gelsen,
Akşam kızılı gözlerimle bulacaksın beni.
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9533
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Deniz gözlüm
ne şarkılar ne şiirler
artık teselli emiyor
sensiz koca şehir
İstanbul dar geliyor
dilim sussada
yüreğim durmuyor
yüzüm gülsede
gözlerim ağlıyor
çekilmiyor sensiz akşamlar
çalmasın hüzünlü şarkılar
saçlarımdaki bütün beyazlar
hasretinin bekçisi oldu yar
yüreğim aşkınla çağlar
yağmurlar sevgime ağlar
elbet bir gün sel olup
deniz gözlerine akar...
güray ilham
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9534
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
DELİ YANGINIM


Deli yangınım sana dargınım
Hani söz vermiştin gelecektin
Çok bekledim

Deli yangınım sana doymadım
Hani söz vermiştin dönecektin
Niye yalnızım

Deli yangınım söyle
Yokluğun neden böyle
Seni benden alan,bırakmayan
Sonum olan şey ne?
HÜLIA - avatarı
HÜLIA
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9535
HÜLIA - avatarı
Ziyaretçi
Bakma gözlerime
Çoktan perde indi üstlerine
Bakarsam dayanamam ağlarım
Sarılma ne olur
Böyle bir şefkat fazla bana
Hep isterim sonra, alışırım
Sevme be güzelim beni.
Gönül sayfamı çoktan kapadım
Dokunma sakın bana.
Yüreğim yaralı.
Seninde canını acıtırım....

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9536
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hazan Bahçeleri
Kalbim yine üzgün, seni andım da derinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Yorgun ve kırılmış gibi en ince yerinden
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden

Senden boşalan bağrıma gözyaşları dolmuş
Gördüm ki yazın bastığımız otları solmuş
Son demde bu mevsim gibi benzim de kül olmuş
Geçtim yine dün eski hazan bahçelerinden
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9537
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dalga ile kıyının aşkını bilirmisin?
Öncesizden başlayıp sonsuza giden
Dalga hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya
Dalga seven
kıyı sevilendir
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İste bende seni böyle severim yar

Ya bilirmisin dağ başında açan uçurum çiçeklerini
Bilirler görünmeyeceklerini.....
Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarını...
Okşanmayacaklarını...
Ama inatla acarlar aşkla.. sevgiyle.. özlemle..
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İste bende seni böyle beklerim yar

Ya bilirmisin günebakanın güneşe olan aşkını
Hiç kucaklayamayacağı bir sevgilinin pesindedir
Bir bakışına verir ömrünü
Bir bakışının özlemindedir sevgiliden gelecek olan
Ve güneşin her batışında boynu bükük kalır
Sarıya boyanır yüzü sevgiliden aldığı ilhamla
Bilse de kavuşamayacağını
Her doğan günü umutla bekler sevgiliye kavuşmak için
Bende seni böyle beklerim yar

Ya ipek böceğini bilirmisin
Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İste bende kendimi böyle veririm sana yar

Ya ağaç ile meyvesinin aşkını bilirmisin
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları
Verir meyvesini ağaç
Meyve tohum olur
Tohum kok olur
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İste bende böyle yar
Yok olmayı göze aldım tekrar sende doğmak için

Seni Seviyorum Yar !
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9538
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Kayip

Kayip

Geceleri zincire vurdum
Gündüzler kayip

Yüregimi sevda yoluna koydum
Kavgada var kayip

Kirik pilagim calar hep ayni sarkiyi
Beste bozuk siir eksik nakarat kayip

Lale siyah gülün boynu bükük karanfil kayip
Gözler bakiyor agizlar acik

Renkler karisik ses ise kayip
Ömür bitmis azrail kapida ruh kayip
Harabe-Gönlüm - avatarı
Harabe-Gönlüm
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9539
Harabe-Gönlüm - avatarı
Ziyaretçi
ÇOCUKSUN SEN

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için

Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa

Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozul
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Eylül 2006       Mesaj #9540
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Üşüyorum,
bu üşüme yalnızlığımdan geliyor ve sarıyor her tarafımı.
Tutunabileceğim hiçbir güzellik yok,
hatırlamaktan usanmayacağım anılarım dışında.
Isınabilmek için onlara sarılıyorum.
Anlamsız ve cevapsız sorular hınzırca sırıtıyor,
ben görmemeye çalışıyorum.

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya