Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 966

senı hep sevdım
gidiyorsun demek

Sponsorlu Bağlantılar

bu sefer gitme demicem
git
git ama geri dönme
geri donduğunde
benı bulamazsın
belkı baska kollarda
belkı baska yollarda olucam ama
g itme demıcem
git
gitki acı neymıs öğren
ama sakın dönme
yakma kendını
git sevdiğim
ama unutma
seni hep sevdim

Gözlerinden tanıdım seni

Gözlerinden tanıdım seni,
Gözlerinden...
Halbuki,böyle değildin!
Ne ümitlerin vardı,
Ne günlerin vardı yaşanacak.
Ama gözlerin kalmış işte,
Yalnızca gözlerin
Seni tanıdım.

Nelerden bahsetmiştim derslerimde,
Mutluluk oyunları öğretmiştim.
Aslında biliyordum zor olduğunu
Bu hayatın
Söyleyememiştim
Üzgünüm,diyememiştim.

Nasıl harcar hayat bizi,
Biliyordum
Tercübeliydim.
Ülkemin şartlarıda belliydi...
Ama diyemedim.
Gençtiniz,delikanlıydınız
Dinlemiyordunuz
İnanmıyordunuz
Solarsınız desem yaşamadan solardınız
Biliyordum.

Seni gözlerinden tanıdım,
Aslında hepinizi tanıyorum çocuklarım.
Neler olabileceğini biliyorum
Çaresizim!
Bilgiler yumak yumak,
Gerçekler muama...
Ya sizler,
Yaşamadan soluyorsunuz
Üzülüyorum.

Beni suçlamıyorsunuz,biliyorum
Arkadaşlarımıda...
Ama,çok üzülüyorum.
Sizi görmek istediğim yerde değilsiniz,
Bu öğretmeniniz Adnan deniz.
Sizleri seviyorum
Güllerim soluyor biliyorum,
seni gözlerinden tanıyorum
ve...ölüyorum

Sana da Kalmaz



Bırakıp gittin beni, bu kadar kolay mıydı unutmak,
Seni hiç mi üzmedi, aşkımı kalbinden söküp atmak,
İçimden gelmiyor artık senin ismini anmak,
Meğer kurşun yarasından daha çok acı verirmiş, ayrılığa alışmak.

Gönül sırça bir saraydır, yıkılırsa yapılmaz,
Keşke sende sevebilseydin beni biraz,
Seven sevdiğine böyle kıyamaz,
Güzelliğine güvenme,
Gün gelir o gurur duyduğun güzellik sana da kalmaz

Prenses

Üst üste eklenmiş dertler,
sıraya girmiş namertler,
prensesin gözünde yaş var...
Canım dedikleri önce vurmuşlar,
kolunu kanadını kırmışlar...
Dost dediğin dert dinler,
onlar, merhabadan ibaret saymışlar...
'Günaydın', 'merhaba', 'iyi akşamlar',
sen gönlünü ferah tut,
oturacak yerine taşlar...
Kadr-i kıymet bilmeyene akıtma göz yaşını,
elbet senin de prenses olduğun gönüller var!

Güzelleme

Eskiler bilinçli mi yapmış bu seçimi
Eğer bırakıp gideceksen
Gözü yaşlı Karadenizi
İstanbul’dan başka nerede yaşanabilir ki

Deniz kıyısındayım
Havada sert bakışlı bir bulut
Bu bulut Maçkalı dostlar
Sağı solu belli değil
Ağlarken güldürüyor

Söyle bulutum söyle
Gurbette onbir ay çalıştın mı?
Dağlara kavuştun mu?
Zigana’nın oralarda
Yağmurla buluştun mu?

Denizin dalgası
Uçları kama ucu
Sürmeneli olsa gerek
Bahattin’in yay tutan eli gibi
Okşuyor sahilleri

Bu poyrazda
Kuvvacı eşkıyaların esintisi var
Ve silah taşıyan takaların ilahisi
Bir ezgi çalıyor
Deniz yerinde duramıyor

Bu kalıtsal coşku işte
Hiç bir şey durduramıyor

Hazan Mevsimi

Yapraklar dökülüyor yine
Bir kırlangıç feryat ediyor gökte
Bir martı ağlıyor çığlık çığlığa
Yapraklar dökülüyor işte
Demem o ki:
Mevsimi gelmiştir
Mevsimi hazanın
Vakti gelmiştir bağ bozumunun
Sarı benler düşmüş
Asma yaprağına
Başıboş bir uçurtma gibi
Savuradur rüzgara
Sen Siyahı Saçlarını

Kelebekler ne yapar?
Ya kuşlar şimdi nereye sığınır
En sevdiğin kedinin yeri,sıcak boş ver;
Demekle olmaz gülüm
Sokak kedileri ne yapar
Düşündün mü hiç

Kirpiklerine kar yağacak
Üşüyecek o minicik ellerin
Avuçlarında hohlayarak ısıtacaksın
Yada sıcak bir el arayacaksın

Üşüyecek göz yaşların ağlarsan eğer
Kara saplı bir bıçak gibi kesecek ayaz
İliklerin üşüyecek;
Bir garip şair
Her Aklına düştüğünde

Demem o ki:
Vakti gelmiştir
Mevsimi hazanın
Olmayan bir sevgiliyle
Vedalaşır gibi
Rüzgarlar fısıldayacak kulaklarına
Ayrılık şarkılarını

Düşme Aklımın Uçurumlarına

Düşme aklımın uçurumlarına
Bin parça olur dağılırsın
Her bir parçan,sızarda yüreğime
Bin sevda olur beni dağıtırsın
Çıkma ansızın karşıma
Buzların çözülür içimde erirsin
Hüzün olur karışırsın göz yaşlarıma
Düşürme gölgelerini yollarıma
Gururum engel olur yüreğime olmasına'da
Lakin,gölgemi tutamam sarılır boynuna